0-0'a sevinmeli mi?
Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey bir arenada mücadele edebilmek kolay değil. Hele bir de karşınızda, son dönemlerde bazı futbolcularının ayrılmasına rağmen diri, ne yaptığı bilen, güçlü ve oturmuş bir Shakhtar Donetsk var ise..
Şampiyonlar Ligi gibi üst düzey bir arenada mücadele edebilmek kolay değil. Hele bir de karşınızda, son dönemlerde bazı futbolcularının ayrılmasına rağmen diri, ne yaptığı bilen, güçlü ve oturmuş bir Shakhtar Donetsk var ise...
Kadıköy'de taraftar desteğini arkasına alan Fenerbahçe, maçın ilk 35 dakikalık bölümünde ileride verimsiz, takım savunması konusunda da etkisiz bir görüntü çizdi. Ne yapmak istediğini bilen rakip Shakhtar, Fenerbahçe savunmasını dengesiz yakalama düşüncesindeydi ve nitekim ilk yarıda önemli pozisyonlar da buldular. Volkan ilk yarıdaki performansıyla öne çıktı. Kaleci Volkan'ın kalesinde "devleşmesi" iyi birşey değil kuşkusuz!
Gökhan Gönül'ün sakatlanması, Şener'in cezalı oluşu ve sağ bekte ters ayaklı Hasan Ali'nin oynaması dezavantaj oluşturdu. İyi niyetinden kuşku duymadığım Hasan Ali, o bölgeyi çok pasifleştirdi. Rakip bahsettiğim kanadı daha aktif kullanabilse skor üretebilirlerdi.
Hazırlık maçları eksikleri görme adına önemli olabilir ama hiçbir zaman bu tip maçlar öncesi ölçü değildir. Ayakta duran, ayağı yere sağlam basan, sabırlı oynayan ve hem üretkenlik hem de takım savunmasını becerebilen takımlar böyle maçlarda avantajlı durumdadır. Shakhtar'ın olduğu gibi...
Savunmada Kjaer-Alves ikilisi pek parlak görüntü çizmedi. Zamana ihtiyaçları olduğu kesin. Defans oyuncuları karı-koca gibi anlaşabilmeli. Caner, kalitesiyle dikkat çekti. Ayrıca, orta alanda Josef De Souza ile Mehmet Topal saha içinde resmen birbirine dolandı. Kimin ne yaptığı pek belli değildi. Diego ve Nani ise çalışkan göründü. Fernandao da iyi kullanılırsa gol yollarında ne kadar fırsatçı olacağını gösterdi.
Kısa bir süre içinde Fenerbahçe bir seviyeye gelmiş. Fakat; bu seviyenin Şampiyonlar Ligi için yeterli olmadığı çok açık. Pereira'ya bu konuda hak veriyorum. Tam anlamıyla hazır olmaları için çok fazla zamanları yoktu. Fenerbahçe'nin daha iyi bir seviyeye gelebileceğine inanıyorum. Zamanı en verimli şekilde kullanmak ise Pereira ve ekibi adına akılcı bir davranış olur.
Vitor Pereira, oyuna müdahale anlamında doğru hamleler yaptı ancak; Diego'ya ilettiği notu 35'te değil de biraz daha erken göndermeli ve saha içindeki koordine eksikliğine "dokunuş" yapmalıydı. Pereira, hırsını ve dinamizmini ilerleyen dönemlerde takıma aşılayacaktır. Aynı dili konuşmak futbolda önemli. Bahsettiğim Portekizce değil; futbolun dilidir!
Lucescu'nun çalıştırdığı Shakhtar ise bildiğimiz bir oyunla oynadı. 0-0 için oynamadıkları bir gerçek. İlk yarıda ofansif anlamda becerikli olabilseler Fenerbahçe'nin tur umudu çoktan suya düşmüştü. Açık konuşmak gerek. Sarı-lacivertlilerin ilk 45 dakikayı gol yemeden tamamlaması büyük bir şans.
İlk yarıya nazaran ikinci yarının belirli bölümlerini daha çok beğendim. Fenerbahçe'nin çok daha iyi bir görüntüye bürüneceğini düşünüyorum. Shakhtar'ı eleyebilirlerse önemli bir iş başarmış olacaklar. Çünkü; sonraki turda daha hazır ve koordineli olabilirler. Van Persie gibi bir silahın da hazır olduğunu zihninizde canlandırın.
Tur için umutsuz değilim. Rövanş maçının Lviv'de oynanıyor olması Fenerbahçe adına avantaj olabilir. Kadıköy'deki maçta ortaya çıkan savunma zaafiyetleri giderilebilir, özellikle orta sahası daha güçlü bir Fenerbahçe rövanş maçında sahaya çıkarsa umut biraz daha artar.
Rövanş için benim anahtar kelimelerim; iyi bir takım savunması, ofansif beceri, sabır ve kontrollü oyun. Rövanşta yaşanacak panik, Fenerbahçe'nin Devler Ligi için sonu olur. Burada Fenerbahçe'nin asıl hedefinin ne olduğu da yol haritasını çizme adına faydalı olacaktır.