10 maddede Galatasaray neden deplasmanda kazanamıyor?
2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapacak ülke yarın belli oluyor. UEFA Yönetim Kurulu üyelerinin İsviçre’nin Nyon kentinde yapacakları tercih, yarın dünya kamuoyuna açıklanacak. UEFA’nın seçimi yapacak 20 kişilik yönetim kurulu üyelerinin vicdanına, mantığına sesleniyoruz. Tarafsız kalın, işi müslüman/hristiyan ayırımına taşımayın, Avrupalı siyasilerin Türkiye’ye bakış açısına katılmayın. Siyaseti futbolun içine sokmayın.
UEFA Başkanı Ceferin’e de elbette söyleyeceklerimiz var. UEFA Başkanı olurken, Türkiye’nin kendisini nasıl desteklediğini, diğer ülkelerden Ceferin adına nasıl oy topladığını, Türkiye’nin nasıl güçlü bir yapısı olduğunu unutmasın.
Oylamada prosedür gereği, iki aday ülkenin, yani Türkiye’nin ve Almanya’nın yönetim kurulundaki üyeleri oy kullanamıyor. Danimarkalı üye hasta olduğu için gelemiyor. Kaderimiz 17 yönetim kurulunun elinde, daha doğrusu vicdanında, mantığında... Almanya bu işi defalarca yaptı. Dünya şampiyonası dahil yaptı. Almanya’da yapılacak yeni bir organizasyon, futbola, toplumsal kültüre yeni en ufak bir şey katmayacak.
Kaldı ki Almanya kamuoyu bu organizasyonu istemiyor. Statlar Almanya’nın adaylığını protesto eden pankartlarla dolup taşıyor. Oysa Türkiye yeni bir heyecan, Türkiye bu organizasyonu çok istiyor, Türkiye devletiyle, bütün gücüyle bu organizasyonu destekliyor.
Irkçılık yok mu?
Karadeniz, doyumsuz coğrafyasıyla, Gaziantep merkezli güney doğu, Urfasıyla, Mardiniyle tarih boyu gelip geçen kültürüyle, İstanbul tarihiyle, yaşamıyla, Akdeniz eşi benzer bulunmayan doğasıyla dünyanın dört bir yanından gelecek futbol misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak için sabırsızlanıyor.
Artık birbirinden güzel statlarımız var. Avrupa’da eşine az rastlanır otellerimiz var, toplu taşımacılığımız var. En önemlisi sınırsız bir konukseverliğimiz var. Diyorlar ki; Türkiye’de yeteri kadar demokrasi yok, özgürlük yok, ayırımcılık var, terör var. Almanya’da terör yok mu, toplumsal katliamlar yok mu, ırkçılık yok mu?
Mantığı çalıştırın
Daha yakın zamanda Almanya Milli Takımı ile başarıdan başarıya koşan, Dünya kupalarını kaldıran Mesut Özil’i, hatta İlkay Gündoğan’ı Almanya linç etmedi mi? Bunun sonucu Mesut Özil, Alman Milli Takımı’nı bırakmadı mı? Bu konuda yangına körükle giden Alman Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel daha sonra kamuoyu önünde Mesut Özil’den özür dilemedi mi?
Saymaya bile yetişemedik, kaç Türk’ün evi kundaklandı, kaç vatandaşımız o evlerde canlı canlı yanıp kül oldu. Bu mu özgürlük, bu mu demokrasi, bu mu uygar ülke olmak? Elbette ülke olarak kusurlarımız var ama Almanya’nın yok mu? Üstelik dini-imanı para olan UEFA’ya Türkiye’nin sağlayacağı ve garanti ettiği o kadar fazla kolaylık ve ayrıcalık var ki:
- UEFA’dan stat kirası almayacağız ki, bu miktar milyonlarca euro tutuyor.
- Teknolojik yapı ve kurulum maliyetini almayacağız ki, dünyanın parası...
- UEFA’nın organizasyon boyunca kullanacağı ofisi ki, o ofis dev bir bina olacak, tek kuruş almadan kendilerine vereceğiz.
- UEFA’nın yöneticisiyle, hakemiyle, gözlemcisiyle, naklen yayın ekibiyle şehirden uçuşlarında tek kuruş para almayacağız. Bedava uçacaklar.
- Her gelir kuruşuna kadar vergiye tabidir. UEFA bu organizasyondan milyon milyon euroları kazanırken, tek kuruş vergi ödemeyecek.
Ey UEFA yönetim kurulu üyeleri... Gerçekçi olun, elinizi vicdanınıza koyun, mantığınızı çalıştırın. En önemlisi adil olun. Bu şartlarda oyunuzu kime atarsınız...
Bir daha soruyorum; Bu şartlarda oyunuzu kime atarsınız? Elbette TÜRKİYE...
Çünkü; TURKEY DESERVES IT! Yani; Türkiye bunu hak ediyor.
Caydırıcı
Beşiktaşlı taraftarları Fenerbahçe maçına İETT’nin 32 otobüsü taşımış. Bu otobüslerden birinin camı çerçevesi indirilince, güvenlik güçleri otobüsün içindeki 85 kişiyi maça sokmadan geri göndermiş. Caydırıcılık adına iyi bir örnek...
Vagner Love elinizin altında!
Beşiktaş’ta her şey var, santrfor yok. Gomezlerden, Aboubakarlardan, Cenk Tosunlardan sonra, eldekilerle mutlu olmak, daha da önemlisi başarıyı yakalamak mümkün değil... Ama en az devre arasına kadar böyle... Yapacak bir şey yok.
Negredo’nun gidişi normal... Zaten gol atmıyordu, skor üretmiyordu. Hiç olmazsa Beşiktaş ağır bir mali yükten kurtuldu.
Larin ümit veren bir başlangıç yaptı ama her maç biraz daha geri gitmeye başladı. Mustafa Pektemek ortada yok. Gözler ister istemez Vagner Love’a gidiyor. Bu yoklukta hiç mi süre alamaz, hiç mi şans bulamaz? En azından adamın doğasında golcülük var... Acaba Larin’e verilen şansın yarısı Vagner Love‘a verilse, hiç olmazsa bu sıkıntıya geçici de olsa bir çare olmaz mıydı? İlk yarının bitimine daha 11 hafta var ve Vagner Love bir alternatif olarak halen elinizin altında...
Atiba elle oynamıyor
Bir hakkı teslim edelim. MHK Başkanı Yusuf Namoğlu dün bir video yolladı. Atiba-Ayew mücadelesinde “Penaltı” tartışması olmuş ve Atiba’nın topla eliyle oynadığı iddia edilmişti. Video pozisyonu çok açık ortaya koyuyor. Atiba’nın elle oynaması yok, yani penaltı yok.
Şenol Güneş’ten zemine gönderme
Şenol Güneş, Fenerbahçe maçından sonra “iyi zemine alışamadık” dedi. Hoca bu ifadesiyle Vodafone Park’ın kötü zeminine gönderme mi yaptı acaba? Bana göre öyle...
Futbolda çok şey değişiyor
Fatih Terim, farklı Akhisar yenilgisinin ardından bahane aramadan takımı adına çok sağlam bir özeleştiri yaptı.
Göztepe’nin hocası Bayram Bektaş, deplasmanda Trabzonspor’u yenmelerine rağmen “İlk yarıda attığımız gollerin arkasına sığındık, ikinci yarıdaki futbol bize hiç yakışmadı” dedi.
Trabzonspor’un hocası Ünal Karaman, göreve geldiği günden beri popülizm yapmak yerine, futbolun gerçeklerini konuşuyor.
Bursa Teknik Direktörü Samet Aybaba, maç sonu, bütün tahriklere rağmen mantığın ve futbolun gerçeklerinin dışına çıkmadı.
Önceki yılları düşünüyorum, hocalar kaybettikleri maçlardan sonra hakeme, rakibe verip veriştirir, kendilerini temize çıkartmaya çalışırlardı. Şimdi kazanan bile, buna rağmen kendini eleştirebiliyor. Ayrıntı gibi gelebilir ama futbolda çok şey değişiyor. İyi anlamda çok şey değişiyor.
Galatasaray neden dışarıda kazanamıyor?
- Muslera böyle hatalı golleri yerse...
- Aslantepe’de uçup giden Mariano, dış saha maçlarında ortalıkta görünmezse...
- Stoperler bu kadar uyumsuz oynarsa...
- Sinan kendine verilen şansı ısrarla geri çevirmeye devam ederse...
- Fernando eski çizgisinden uzakta kalırsa...
- Eren Derdiyok, kenarlardan top almakta zorlanırsa...
- Rodrigues başkasının atacağı penaltıya el koyarsa...
- Donk gibi mücadeleden yılmayan bir oyuncu takımda olmazsa...
- Aslantepe’de hız rekoru kıran takım, dış sahalarda bu kadar yavaş oynarsa...
- Aslantepe ruhu, İstanbul’dan dışarı çıkınca kaybolursa...
Elbette deplasmanda maç kazanamazsın.
Cocu büyüklüğün farkında değil
Fenerbahçe’nin hocası Cocu, maç sonrası “futbolcularımla gurur duyuyorum” dedi. Rakip Beşiktaş bile olsa bir Fenerbahçe hocası, berabere biten bir maçın ardından, “gurur duydum” diyemez. Demek ki Cocu, Fenerbahçe’nin büyüklüğünün halen farkında değil...
Kadro kalitesinde eksikler var
Fenerbahçe’de Başkan Ali Koç sabır istiyor, teknik direktör Cocu sabır istiyor. Kabul, geç kurulmuş bir takım, iyi mücadele eden bir takım ama kadro kalitesinde ciddi anlamda eksiklik var. Reyesler, Jailtonlar, Freylerle “Sabrın sonu selamet olur” mu? Yanılmak isterim ama hiç sanmam.
Ayew santrfor oynayamaz mı?
Fenerbahçe’de Slimani çok çalışıyor kabul... Ancak gol atmadıkça “bal yapmayan arı”dan farkı kalmıyor. Ayew kenar oyuncusu olarak alındı. Ancak asla kenarı kullanmıyor ve hep içeri giriyor. İşin ilginç yanı merkezde oynadığında pozisyon buluyor, özellikle çok iyi yükseliyor ve iyi kafa vuruşları yapıyor, goller atıyor. Acaba Ayew santrfor oynayamaz mı?
Helal olsun Ankaragücü’ne
Ankaragücü, Erzurum deplasmanının daha 5. dakikasında Kone’nin atılması ile bir eksik kaldı. Buna rağmen öyle iyi mücadele etti ki, bu bir eksiğe rağmen maçı kazanıp döndü. Hep yazarım, bizim takımlar bir eksik kalınca hemen teslim bayrağını çekiyorlar. Alın size Ankaragücü... Uzatmalarla birlikte 90 dakika bir eksik oynadı, buna rağmen kazandı. Yeter ki niyetin olsun. Bir eksiği de kapıyorsun, iki eksiği de... Helal olsun Ankaragücü’ne...
Kone’ye kızmalılar
Ankaragücü’ne mücadelesi için takdirim var ama bir de eleştirimi söylemeliyim. Kone’nin atılmasından sonra hakeme o kadar çok itiraz edip, öyle isyan ettiler ki... Aslında hakeme kızacaklarına takım arkadaşları Kone’ye kızmalılar. Daha 5. dakikada rakibe böyle girilir mi? Üstelik hayatımıza VAR girmişken...
Demek ki iyi kontrol yok
Balıkesir - Ümraniye maçı bir seyircinin hakeme saldırısı nedeniyle tatil edilmişti. Saldırganın başkasının passolig kartıyla maça giren bir sabıkalı olduğu ortaya çıktı. Demek ki, maça giriş noktalarında ve passolig kartı kullanımında henüz yeterli güvenliği ve kontrolü sağlayabilmiş değiliz.
Samet Hoca kaçın kurası
Bursa- Başakşehir maçında VAR iki karar verdi. Birincisi, Bursalı Sakho’nun attığı ve elle temas olduğu için iptal edilen gol: Karar doğru... İkincisi İrfan Can Kahveci’ye yapılan penaltı: VAR kararı gene doğru...
Buna rağmen maç sonu baktım, benim genç meslektaşım VAR kararlarına “yanlış” desin diye Samet Hoca’yı sıkıştırıyor da sıkıştırıyor. Samet Hoca kaçın kurası, oltaya takılmadı tabi...
Genç meslektaşım, taraftarlık falan tamam da, futbolun gerçeğini kabul edelim. Senin için, futbol için, sektör için en doğrusu bu...
İşine bak Aytaç
Bakmayın Bursa’nın henüz galibiyeti olmadığına... Bakmayın son beş maçı berabere bitirdiğine... Bursaspor son derece iyi mücadele ediyor, iyi oynuyor, seyirciye futbol keyfi veriyor. Bursaspor’u beğeniyorum. Sadece hakemle çok konuşuyorlar. Özellikle Aytaç... Her pozisyonda, her mücadelede hakemin yanında... İyi futbolcusun, etkili oyuncusun, bırak hakemi, işine bak Aytaç...
Takım yıldızı
Büyükşehir Belediye Erzurumspor (**) - MKE Ankaragücü (****)
Bursaspor (***) - Medipol Başakşehir (***)
Evkur Yeni Malatyaspor (***) - Çaykur Rizespor (**)
Kayserispor (*) - Atiker Konyaspor (****)
Trabzonspor (**) - Göztepe (**)
Kasımpaşa (**) - Aytemiz Alanyaspor (***)
Antalyaspor (***) - Demir Grup Sivasspor (**)
Akhisarspor (****) - Galatasaray (*)
Fenerbahçe (**) - Beşiktaş (**)