14 yabancı değil, 18 başkan sorunu var!
Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan, son planı yazdı. Buna göre 14 yabancı sayısı gelecek sezon '8+2+2' olacak. Bu şu demek: Aynı anda sahada sadece 8 yabancı olabilecek. 2'si yedek, 2'si de tribünde olacak. 2022-23 sezonunda 6+2’ye indirilecek. Ve yabancı oyuncu transferinde 32 yaşı sınırı da konulacak!
SERMAYE TRANSFER YAPIYOR, İŞÇİ YAPAMIYOR!
Ne güzel kafa değil mi? Güya 'Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler' diyen kapitalizmde yaşıyoruz. Ama o kapitalizmde nedense, sadece sermaye istediği yere transfer yapabiliyor. İşçiye gelince anında 'devletçi duvarlar' örülüyor; 'yerli ve milli' refleksiyle!
32 yaş kuralının ne kadar saçma olduğunu 37'lik Atiba, 17'lik tembel gençlerimizden daha çok mücadele ederek, zaten çürütüyor.
32 yaşından büyük kaç yabancı var bu ligde; 32 yaşından genç yerliden daha kötü? Verin bakalım bir istatistik de üzerine konuşalım!
Hâlâ kavrayamadık: Yerli-yabancı değil, iyi-kötü oyuncu ayrımı yapalım. Bugüne kadar 17 kez yabancı sayısını değiştirmişiz. Şu tablo bile bu konuda büyük bir yalan söylendiğinin ıspatıdır. Beceriksiz yönetimler, sürekli yabancı sayısıyla oynayarak, ayıplarını örtmeye çalışıyor.
1951'DEN BUGÜNE KADAR YABANCI OYUNCU KONTENJANI
1951: 1
1966: 2
1989: 3
1998-99: 5
2000-01: 5+1
2001-02: 5+1+2
2005-06: 6
2007-08: 6+1, 6+2, 6+2+2 (3 kez)
2009: 6+2
2010: 6+2+2
2011-12: 6+2
2013: 6+0+4
2014: 5+0+3, 5+3
2015: 14
14 YABANCI KURALI MI, YERLİ KURALI MI?
2015'te 14 yabancı kuralını Milli Takımlar Futbol Direktörü Olarak Fatih Terim getirdi. Ama Terim, "Bu aslında 14 yerli kuralı" dedi. Yani kimse 14 yabancı almak zorunda değil ama kadrosunda en az 14 yerli bulundurmak mecburiyetinde. Kural ilk çıktığında kulüpler, her bir yabancı için TFF'ye bir para ödemek zorundaydı. 14 yabancı hakkının tamamını kullanan toplam 5.6 milyon lira ödeyecekti.
YABANCI İÇİN TFF'YE ÖDENECEK PARA
-
yabancı..............40 bin lira
2. yabancı..............50 bin lira
3. yabancı..............65 bin lira
4. yabancı..............80 bin lira
5. yabancı..............85 bin lira
6. yabancı..............90 bin lira
7. yabancı..............120 bin lira
8. yabancı..............140 bin lira
9. yabancı........200 bin lira
10. yabancı........400 bin lira
11. yabancı........600 bin lira
12. yabancı........800 bin lira
13. yabancı........1 milyon lira
14. yabancı........2 milyon liraTOPLAM: 5 MİLYON 670 BİN LİRA
Fakat ne oldu? Elbet kulüpler bu kuralı ağlayıp sızlayarak, hemen değiştirtti.
Evet, kimse kulüplere silah zoruyla 14 yabancı aldırtmıyordu ama onlar bunu bir mecburiyetmiş gibi algılattı. Sormak lazım, yüzde 100 yerli olan Altınordu, hakkı olduğu halde yabancı almazken siz neden 14 yabancı hakkını köküne kadar kullandınız? Hem Altınordu Kulübü'nü yere göğe sığdırmayacaksınız hem de... Geçiniz!
EKONOMİK SEBEPLER YALANI
Kulüpler iflas etmiş durumda. Üstelik koronavirüsten önce. O halde bu kulüplerin artık yoğurt yeme biçimini değiştirmesi lazım. Yani ayaklar yorgana göre uzatılacak.
Peki bunun yolu yabancıya sınır mıdır? Geçmişte sınır varken, kulüplerimiz para içinde mi yüzüyordu? Galatasaray 5 yabancıyla UEFA Kupası'nı kaldırdı ama kulüp mali olarak iflas etti. Hisseleri uluslararası fonların eline geçti. Yıllar sonra başkan olacak Ünal Aysal, o hisseleri toplamasaydı belki bugün Galatasaray bir şeyhin olacaktı! Yabancı sınırı kulüplerin pazarlık elini kafadan sınırlıyor.
Kontenjan, yerlinin piyasasını otomatikman artırıyor. 32 yaşı sınırıyla yabancı pazarını da daraltıyorsunuz. Ve 'artı' opsiyonuyla, Euro'larınızı tribünde oturtuyorsunuz. Dahası, kontenjanı boşaltmak için eldeki yabancıyla yolları ayırmaya kalktığınızda daha da pahalıya patlıyor size. Geçmişte özellikle üç büyükler bu yüzden çok ağır faturalar ödedi.
MİLLİ TAKIM SEBEPLERİ YALANI
"14 yabancı kuralı milli takımları olumsuz etkiliyor" iddiası vardı. Ama o da çöktü. Milli takım, 14 yabancıdan sonra Euro 2016'ya katıldı. 2018 Dünya Kupası'nın iş çekişmelerden kaçırdık. Buna karşın Euro 2020'ye tarihinin en başarılı grup performansıyla gidildi. Dünya şampiyonu Fransa'ya 2 maçta da yenilmedik. Bu çizgi korunabilirse 2022 Dünya Kupası'na da gideceğiz. Mustafa Denizli, bu konu açıldığında hep şunu söyler: Merak etmeyin, her şartta bu topraklar sahaya çıkacak 11 milli oyuncu bulur... Ki, 14 yabancı sırasında sahaya çıkacak 33 oyuncu da var!
ALTYAPI SEBEPLERİ YALANI
Yabancılar nedeniyle altyapılar gelişmiyormuş! 14 yabancı kuralı yürürlükteyken Türkiye'de A takımlara yükselen çok sayıda yerli oyuncu gördük. Dahası bunların Avrupa'nın zirve liglerine transfer olduğunu gördük. İkinci ligimizden bile yurt dışına oyuncu transfer ettik: Salih, Cengiz, Zeki, Merih, Cenk, Ozan vs...
Bakın Galatasaray'da bir lig maçında Muslera'nın yerine 1 dakika bile süre alamayan Cenk Gönen, La Liga'ya transfer yaptı. Tutunamaması, onun sorunu. Fakat 14 yabancıya serbestlik tanınmasaydı Cenk hâlâ daha bir büyük kulübün yedek kulübesinde oturarak para kazanıyor olacaktı.
Diyeceksiniz ki Utku da kazanıyor. Kusura bakmayın ama bu Utku'nun değil, Karius'un berbat performansına göz yuman hocaların kabahatidir.
14 yabancı rekabet sağlıyor. Şöyle düşünün: Meğer ki yabancılar kötü oyuncu olsun. E daha kötü bir yabancıyı kesecek kalitesi olmayan altyapıdan gelen oyuncuyu, ben neyleyeyim o zaman! Ağlamayacak, çalışacak. Cenk Tosun örneği varken, kimse yabancı rekabetinden sızlanamaz. Demba, Gomez ve Aboubakar gibi isimlerle rekabet etti ve sonunda Premier Lig'e terfi etti.
KURTULUŞ İÇİN 'TEK MADDE'LİK DEĞİŞİKLİK YETER
Türkiye futbolundaki temel sorun yönetimlerin beceriksizliği. Koşulları yok sayan yönetim biçimleridir. Olmayan paraları harcıyorlar. Borcu borçla kapatıyorlar. Bakın, Fikret Orman en doğru hamleleri Beşiktaş'ın parası yokken yaptı. Ama iki şampiyonluktan sonra gelir artınca, büyük hatalar yaptı ve "Paralar nerede Fikret Orman" sloganıyla gitti. Oysa 2 şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi'nde rekorlar ve yeni stadı yapmış bir başkan olarak, belki de heykeli dikilecekti...
Bugün de Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağoğlu doğru işler yapıyor. Neden? Çünkü ona yanlış yaptıracak para yok. Ha başarı geldikten sonra ne yapacak, onu da göreceğiz.
Türkiye'de futbol kulüplerinin çarpık düzeninde ne Diaby'nin ne Nagatomo'nun ne Isla'nın ne Ekuban'ın vs parmağı var. Bu düzenin çarpıklığının temel sorumlusu 'yönetici lobisi'dir.
İBRA ETMESEN NE OLUR Kİ!
Kulüplerin mevcut yapısı gerçek anlamda bir denetime olanak tanımıyor. Evet, kulüpler yetkiyi genel kurullardan alıyor.
İyi ama kulüp borca battığında ne oluyor peki? Genel kurulun verdiği yetkiler aşıldığında ne oluyor? 2007'lerde Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören yönetimi ibra edilmedi. Mahkemeye gidildi, davalar kazanıldı. Sonuç? Hiç! Fikret Orman, Demirören'e "Hesap soracağım" diye geldi, sorabildi mi? Hayır. Bilakis bugün de ondan hesap sorulması isteniyor.
Galatasaray'da Adnan Polat yönetimi ibra edilmedi. Ne oldu? Yıllarca mahkemeler görüldü. Sonunda o kazandı. Bugün de Mustafa Cengiz yönetimi mahkemelik.
Yani uzun hukuki süreçlerle iş sündürülüyor. Günün sonunda kulübün kasasına giren bir kuruş da olmuyor. Zarar ziyan olduğu gibi kulübün sırtında kalmaya devam ediyor.
İşte bu değişmeli. Kulüpleri, gelirinden fazla harcama yaptırarak, borçlandıran yöneticilere şahsi sorumlulak getiren ve hemen ödetecek hızlı bir denetim mekanizması sağlayan bir yasa gelmeli.
Yani 31 Aralık'ta hesap kesildiğinde kulübün borca battığı resmileşmişti mi, anında o başkan ve yönetiminden para tahsil edilmeli.
"Ama yönetici bulunamaz bu durumda"... Allah aşkına, kulübü batıracaklarsa zaten böylesi yöneticiler bulunmasın! Gelecek yönetici, harcayacak para yoksa, şampiyonluk vaat etmeyecek, yıldız oyuncu vaat etmeyecek. "Etimiz budumuz ve hedefimiz budur" diyerek, kulübü yönetecek.
KULÜPLER 6. BAKANI DA YİYECEK Mİ?
Gariptir, yöneticilere şahsi sorumluluk getirilmesi konusunda genel bir mutaakat var ancak nedense o yasa bir türlü çıkmıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin en güçlü hükümeti bile 15 yıldır bu yasayı çıkartamıyor! Daha bu Ocak'ta Ankara'da bir çalıştay yapıldı. Ben de oradaydım. Güya bir hafta içinde söz konusu yasa TBBM'ye gelecekti! Ahmet Kaya'nın şarkısındaki gibi: "Geçen Cuma gelecektin, aylar oldu gelmedin"... Gelemez, çünkü yönetici lobisi mani oluyor.
Bakın bugüne kadar tam altı Gençlik ve Spor Bakanı, "Müjde Kulüpler Yasası geliyor" şeklinde demeçler vermiş, ama Godot'u Beklerken misali, gelen giden olmadı. Bakanlar geliyor gidiyor, yasa bir türlü gelmiyor. Hani yasayı çıkartabilecek bakanın heykeli dikilse, yeridir! Bakalım son bakanı da yiyecek mi bu yasa önleyiciler?
Siz, "Kardeşim sene sonunda kulübün kârda olsun veya en azından borca batık olmasın da ne yaparsan yap. İster 37'lik 14 Atiba ile oyna, ister 17'lik 14 Abdülkadir ile..." deyin, zamanla her şey düzelir. Altyapıdan da daha çok oyuncu yukarıya taşınır, transfer israfı da azalır.
YILLARDIR BEKLENEN KULÜPLER YASASI İÇİN GENÇLİK VE SPOR BAKANLARI NE DEDİ?
9 Kasım 2007 - Murat Başesigoğlu
Acilen bir Kulüpler Yasası çıkaracağız
20 Ağustos 2009 - Faruk Nafiz Özak
Kulüpler yasasını değiştirmek istiyoruz
24 Aralık 2013 - Suat Kılıç
Kulüpler Yasası rafa kalkmadı, en geç 10 gün içinde son şeklini alacak.
5 Ocak 2016 - Akif Çağatay Kılıç
Kulüpler Yasası 2016 yılı içerisinde çıkacak.
18 Haziran 2018 - Osman Aşkın Bak
Kulüpler Yasası hazır.
13 Ocak 2020 - Mehmet Muharrem Kasapoğlu
Kulüpler Yasası Meclis'e geliyor.
2007'den bu yana bakanlık yapanların yıllardır TBMM'de sunulamayan Kulüpler Yasası Taslağı için verdiği demeçler bile, bize sorunun 14 yabancı değil, 18 başkan olduğunu gösteriyor. Teşbihte hata olmaz diyerek, '18 başkan' diyorum. Ben Süper Lig başkanlarına atfen bunu söylüyorum. İçlerinde belki benimle aynı görüşte olanlar da vardır. Onları tenzih ederim. Lakin genel anlayış bu yönde. Tabii sadece Süper Lig başkanları da değil çelme takan. Bu yasaya alt liglerin başkanları da karşı çıkar ağırlıkla.