TFF, Süper Lig'i Kulüplere Devretsin
Yıllarını altyapıya veren teknik direktör Emrah Bayraktar, fiyaskoyla sonuçlanan Rezerv Lig'in yerine 2. Lig'de B Takımı önerirken, TFF'nin Süper Lig'i devretmesini savundu.
Bizim geleneğimiz hep kötüye gitmek
Ülke futbolumuzun bir geleneği olmadığı söylenir ya hep, haksızlık etmemek lazım. Çünkü aslında bir geleneğimiz var: Yanlış karar vermek, değiştirmek ve yanlıştan dönmek isterken tekrar değiştirerek başlangıçtan da kötü bir noktaya gelmek! Bunu
başaran nadide bir futbol kültürümüz var! Doğrudan konuya, yani Rezerv Lig'e gireyim: Hemen her konuda olduğu gibi, futbolumuzda da sebep-sonuç ilişkisi kurmadan genel kanılarla yorum yapmak gibi bir alışkanlığımız var. Şimdi isterseniz bu yanlış tutumun dışına çıkalım ve konuyu alt başlıklarıyla ele alalım.
A2 Ligi de denendi, itiraz ettik, bitti
Öncelikli olarak, gelişim liglerinde bir maçın geliştirici olabilmesi için; birbirine denk kabiliyette, fizik ve tecrübede oyuncuların zorluk derecesi yüksek ortamda; örneğin kalabalık seyirci önünde ve baskı altında oynaması gerekir. Çok değil, 10 yıl önce biz Rezerv Lig’i ‘A2 Ligi’ adı altında denedik. Beşiktaş Akademisi Direktörü olarak çalıştığım yıllarda, bu organizasyonun çok başarısız
olduğunu ve gelişime katkı sunmadığını Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) birçok kez yazılı olarak aktardık. Sonuç olarak lig kaldırıldı.
Rezerv Lig'in temel sorunları
Peki, TFF ile de paylaştığımız bu sorunlar neydi? Tek tek bakalım…
Organizasyon:
Rezerv Lig maçları A takım maçlarının ertesi günü oynanıyor, bu demek oluyor ki ağırlıklı U19 takım oyuncularından kurulan Rezerv Takım, A takım ile seyahat edemiyor ve ekstra bir masrafla bir gün sonra yola çıkıyor. Aynı gün oynanan U19 Ligi olsa, bu takım da A takım ile seyahat edilebilir ve masraflar azalır.
(Bu sadece A ve U19 takımları beraber seyahat eden takımları kapsıyor diyebilirsiniz. Ama bahsettiğim durumun yaşandığı toplam rakam azımsanmayacak ölçüde.)
"Sen yoksun" demek çok zordur
Deplasmanda A takım kadrosuna giren ama oyuna girmeyen profesyonel takım oyuncularına, “Sen bir gün daha bekle, Rezerv Takım'la maç oynayacaksın” demek, söyleyen için de dinleyen için de zor bir konuşmadır.
Rezerv Lig maçlarının oynandığı sahaların bir standardının olmaması, çoğu tesise seyircilerin dahi alınmaması, bu maçları bir avuç insanın izlediği zoraki maçlardan öteye götüremiyor.
Rezerv Lig, geliştirmiyor
Haftaiçi altyapıda eğitim gören U19 Takımı oyuncuları, oynayacakları maç öncesi A takımdan hangi oyuncuların geleceğini bilmedikleri için performans sorunu yaşamaktadır. Çünkü A takımdan gelen oyuncular sorgusuz olarak ilk 11’de oynayacaktır.
Durum bu maçlarda oynayan profesyonel A takım oyuncular için de hiç kolay değil. Bu oyuncular, Rezerv Lig maçlarının zorluk derecesi çok düşük olduğu için gelişim göstermek bir yana, bilakis fiziksel ve zihinsel olarak geri gitmektedirler. Düşünün ki bir sezon önce belki de TFF 1. Lig’de çok iyi performans göstermiş ve Süper Lig’e transfer olmuş bir oyuncu, kendini birden altyapıda maç oynarken buluyor.
Rezerv Lig'de teknik sorunlar
- Bilindiği gibi, gelişim yaş gruplarında maçlar antrenmanların göstergesi olur. Antrenör olarak hafta içi çalıştıklarınızın maçlarda ne oranda gerçekleştiğini test edersiniz. Ancak Rezerv Lig’de maçlara çalışmadığınız ve kim olacağını bilmediğiniz oyuncularla çıkarsınız. Artık bu noktada gelişim değil, sadece ne oranda olacağını kestiremeyeceğiniz bir rekabet olur.
- A Takım’dan Rezerv Takım'a oynamaya gelen oyuncular genelde isteksiz ve düşük konsantrasyonla gelirler. Hangi pozisyonda ne süre oynayacakları genelde A takım teknik heyeti tarafından telkin edilir. Örneğin; Rezerv Lig antrenörü, hafta içi çok iyi çalışan genç milli sağ bek oyuncusuna, A takımdan gelen başka bir sağ bek oyuncusu olduğu için, dizilişte başka yer aramaya başlayabilir.
- A takım teknik heyeti için en can sıkıcı konulardan biri de Rezerv Lig’de oynamak istemeyen oyuncuları ikna etmek. Yabancılar başta olmak üzere, bazı oyuncular ikna olmazken, yerlilerin mecburen oynamak zorunda kalmaları, takım içi huzursuzluğu da beraberinde getirmektedir.
Rezerv Lig'de hukuki sorunlar
- Profesyonel oyuncuların sözleşmelerinde maç başı ücretleri, bonusları gibi farklı detaylar yer alır. Rezerv Lig maçları da resmi maç statüsünde olduğu için, bu maçlarda oynayan oyuncuların sözleşmelerinden doğan haklarını talep etme hakkı vardır. Bu da kulüplere ekstra masraf getirecektir.
- A takımdan gelen oyuncuların düşük konsantrasyonu, onlara karşı oynayan gençlerin zaman zaman ekstra motivasyonu ile buluşunca, kart görmek kaçınılmaz olur. Çoğu zaman da bu kartlar kırmızı olabiliyor. Sonuçta maç oynasın diye Rezerv Lig’e gönderdiğiniz oyuncular hem aşağıda hem de yukarrda cezalı duruma düşebiliyor.
Rezerv Lig gitti, gençlerin transferi yattı
Tüm bunlara ek olarak bir de verilen her yanlış kararda gençlerimizin mağdur olduğunu unutmamak gerek. Sezon başı üzerine çok düşünmeden alelacele başlatılan Rezerv Lig için birçok kulüp altyapıda yaşı dolan oyuncularını bırakmadı ve tekrar lisans çıkardı. Ayrıca, 4. haftanın sonunda ligin kaldırılmasıyla da birçok genç başka takımlara transfer olma imkânını kaçırmış oldu.
Çare B Takımı ve Gelişim Ligleri
Aslında bu konuda yazacak daha çok detay var. Ama zaten sonlandırılmış bir organizasyonun üzerine daha fazla konuşmaya gerek yok diye düşünüyorum. İsterseniz birkaç cümle de "Peki, ne yapılmalı" üzerine edelim… Yıllardır anlatırım, çalıştığım kulüplerde de ısrarla başkanlara ve yönetim kurullarına mutlaka bir B takımımız olmalı diye sayısız raporlar yazmışlığım var.
Gençler Anadolu'da kayboluyor
Süper Lig’de oyuncu gelişiminde öncü kulüplerin mutlaka alt profesyonel liglerde bir B takımı olması gerekiyor. Kulüpler altyapılarında yetişen ve A takıma geçmeye aday genç oyuncularını yıllardır kiralayarak, takibini yapmıyor ve bir maddi değer haline gelmeden ellerinden kaçırıyorlar. Buraya kadar yazdıklarım için kulüplerin inisiyatifi diyebilirsiniz. Ancak bu durumun Türk futbolunu ilgilendiren kısmıysa; bu gençlerin gerçek potansiyellerine ulaşamadan Anadolu futbolu içinden kaybolup gidiyor olması.
2. Lig'de B Takımı kurma izni verilsin
Oysa, TFF isteyen Süper Lig kulüplerine 2. Lig’de B Takımı kurma hakkı verse, kulüpler genç oyuncularının kendi gözetimleri altında, aynı tesislerde, aynı eğitimin devamını sağlayarak potansiyellerine ulaşmalarını sağlayabilir. B takımı, A takımı ile aynı tesiste antrene olup, maçlarını da A takım deplasmandayken statta oynarsa işte burada gerçek bir gelişimden bahsedebiliriz.
Gelişim Ligleri
U17 ve U19 performans yaş kategorileri olarak kabul edilir. Bu yaş gruplarındaki gençlerin oynayacakları liglerin kalitesi gelişimlerine doğrudan etki edecektir. Örneğin U19 ligi maçları yılın belirli zamanlarında neden A takım maçlarının öncesinde oynanmasın? Bu arada genç oyuncuların gelişiminde liglerin revizyonu ve iyileştirilmesi tek başına bir şey ifade etmez.
TFF ligi bıraksın, gençlere baksın
Özetle, genç oyuncu gelişimi derya deniz bir konu, ama biz sürekli derede boğulmaya devam ediyoruz. Sonuç olarak, TFF uzun yıllardır ihmal ettiği Türkiye’de futbolun gelişimi konusuna hızla eğilmelidir. Türk futbolu ne yazık ki yıllardır haftalık hakem performansları üzerinden okunuyor ve değerlendiriliyor. TFF belki de lig yönetimini Kulüpler Birliği’ne verip tüm konsantrasyonunu gelişime ve eğitime çevirmeli. Ne dersiniz?