2002'den 2021'e! Şenol Güneş'e sitem: "Bu Milli Takım'da hak etmeyenler var"
Eski Trabzonsporlu ve Fenerbahçeli Abdullah Ercan, 2002'de kendisini oynatmayan Şenol Güneş'i eleştirip "Bu Milli Takım'ı hak hak etmeyen var" dedi.
"BENİ ABİM BEYTULLAH FUTBOLCU YAPTI"
-Futbola ilk adımı nerede attınız?
Mahalle arasında top oynamaya başladım. Abim Beytullah Ercan ise İstanbul amatör takımlardan Beyoğlu Yeniçarşı’da futbola oynuyordu. Ben onların maçlarını izlemeye gidiyordum. Daha sonra oranın seçmelerine katıldım ve takıma dahil oldum. O zaman Yeniçarşı’nın antrenörlüğünü Galatasaraylı Metin Kurt yapıyordu. Kısa bir süre içinde Genç Milli Takım’a alındım. Feridun Köse hoca beni seçmişti.
"10 NUMARA OYNUYORDUM"
-Hangi mevkide oynuyordunuz o dönem?
10 numaraydım. Ofansif orta saha diyelim.
"ÖZKAN HOCA, SOL BEKE ÇEKTİ"
-Sizi sol beke Trabzonspor’dayken rahmetli Özkan Sümer çekmiş sanırım.
Evet, aynen öyle. Futbolunun gelişmesi için defans yapmayı da öğrenmen lazım dedi. Trabzonspor’a geldiğim ilk günlerde beni sol bek oynatmaya başladı. O günden sonra sol bekte kaldım.
"KENDİMİ YENİDEN KEŞFETTİM"
-Yerinizi yadırgamış mıydınız?
Yadırgamadım, fakat biraz zorlandım. Ofansif bir oyuncunun defans yapması kolay değil. İnsan zamanla alışıyor. Hem ofansif özelliklerini kaybetmiyor hem de savunma yapmayı öğrenince futbolu yeniden keşfetmiş gibi bir şey oluyorsunuz.
"BABAMIN ARNAVUT İNADI TUTTU, TRABZONLU OLDUM"
-Trabzonspor’a gitmeden önce Fenerbahçe'de denendiğinizi biliyorum.
Evet doğru. 103 gollü kadronun olduğu 1988-89 sezonun başında Fenerbahçe ile 1-2 ay deneme idmanlarına çıktım. Anlaşmak üzereydim. O dönem Metin Aşık futbol şubesine bakıyordu. Ama rahmetli babam transfere izin vermedi. Arnavut damarı tuttu. İnat etti. Beni Trabzonspor’a yolladı. Hayırlısı oldu ama. Çünkü o dönemlerde Fenerbahçe’de genç bir oyuncu zor süre alıyordu.
"ŞAMPİYON OLSAYDIK LİGE AMBARGO KOYARDIK"
- Türk futbolunun hafızalarına kazınan 1995-1996 sezonundaki Trabzonspor-Fenerbahçe maçına gelelim. Sizin attığınız golle Trabzonspor1-0 öne geçmesine rağmen maçı 2-1 kaybettiniz. O maçta neler yaşanmıştı hatırlıyor musunuz?
Hatırlamaz mıyım! Çok iyi kadroya sahiptik. 22 oyuncunun 16’sı çeşitli Milli Takımlarda oynuyordu. Böyle bir Trabzonspor vardı. Ofansif anlamda çok güçlü bir takımdık. Çok pozisyona giriyorduk. Çünkü birbirinden yetenekli oyuncular vardı. Düşünebiliyor musunuz 82 puanla şampiyon olamadık. O zaman Fenerbahçe 84 puanla şampiyon oldu. Eğer bizim o kadromuz şampiyon olabilseydi herhalde Galatasaray gibi 3-4 sene şampiyonluğa ambargo koyardık.
"RÜŞTÜ, HER VURDUĞUMUZU ÇIKARDI"
-O maçta teknik direktör Şenol Güneş'in gereğinden fazla takımı ofansif oynattığı ve bu yüzden Trabzonspor’un mağlup olduğu yönünde görüşler var. Siz buna katılıyor musunuz?
Dediğim gibi çok pozisyona giren bir takımdık. O maçta Rüştü (Reçber) çok iyi oynamıştı. Hem benim vurduğum topları hem de Hami'nin (Mandıralı) toplarını çıkarmıştı.
"O KADROYA ŞAMPİYONLUK YAKIŞIRDI"
-Maçtan sonra neler yaşandı. Şampiyonluğun kaçtığını hissettiniz mi?
Sanırım ligin bitimine 4 maç kalmıştı. Tabi biz psikolojik bir çöküntü yaşadık. Fakat kalan tüm maçlarımızı kazanmıştık. Bir de böyle bir durum var. Ama Fenerbahçe’de kazandı. Ne demem lazım? O kadroya şampiyonluk yakışırdı. O sene Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye kupalarını kazanmıştık. Yani müzede eksik olan sadece lig kupasıydı. Bence o maç Trabzonspor tarihinin dönüm karşılaşmasıydı.
"TRABZON'DA FENERBAHÇE ANTİPATİSİ VAR"
-Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında yapılan maçlar genelde çok çekişmeli ve ses getiren müsabakalar oluyor. Trabzonspor camia olarak Galatasaray veya Beşiktaş’a nazaran Fenerbahçe maçlarına daha çok önem veriyor sanki. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Doğru doğru… Bunun sebebi iki kulüp arasında yıllardır yaşanan rekabet. İşte saha içinde oynanan maçlar. Saha dışında da iki kulübün birbirinden aldığı oyuncular. Bu durum biraz da Trabzon’da Fenerbahçe antipasi oluşturmuş. Çünkü Trabzonspor’un diğer takımlarla oynadığı maçlar o kadar ses getirmiyor.
"FENERBAHÇE'YE GİTMEK ZORUNDA KALDIK"
-Trabzonspor’dan Fenerbahçe'ye giderken taraftarın tepkisinden çekindiniz mi?
Hayır. Sonuçta ben ve Ogün (Temizkanoğlu) Fenerbahçe’ye gönderildik. Bize açıkça gitmemiz için cüzi bir para teklif ettiler. Bizim haberimiz yokken bonservisimizi Fenerbahçe’ye vermişler. Bunları sonradan öğrendik. Uzun bir süre bir takımda oynadıktan sonra kulüp değiştirmek kolay olmuyor. Ama gitmekten başka seçeneğimiz yoktu.
"SATILDIĞIMIZI SON ANDA ÖĞRENDİM"
-Fenerbahçe’ye satıldığınızı öğrenince ne tepki verdiniz?
Son ana kadar bundan haberimiz yoktu. Ama olaya şöyle bakıyorum. Ben 15 sene Süper Lig’de oynadım. Bir şampiyonluk yaşadım. O da Fenerbahçe’de. Her şey nasip. Belki bizim için böylesi daha iyiymiş. Bazen kulüpler böyle uzun süre oynayan futbolcuları gönderirken zor bir süreç yaşanıyor. Biz de bunları yaşadık.
"4-3'LÜK GAZİANTEPSPOR MAÇINDA ŞANS YANIMIZDAYDI"
-‘Tek şampiyonluğu Fenerbahçe’de yaşadım’ demeniz bana Gaziantepspor’u 3-0’dan 4-3 mağlup ettiğiniz maçı hatırlattı. O maçla ilgili neler söylersiniz?
Bizim geldiğimiz 1999-2000 sezonunda birçok transferler yapıldı. Ama başarılı olamamıştık. Bunun birçok sebebi var. Açmak istemiyorum. İkinci sene Mustafa (Denizli) hocanın gelmesiyle beraber Aziz (Yıldırım) başkan ciddi anlamda çok önemli oyuncular aldı. Keneth Anderson, Haim Revivo, Milan Rapaic, Elvir Balic, Zoran Mirkovic ve Nikola Lazetic gibi...O sezon çok birçok kırılma maçlarında şans yanımızdaydı. O maçlardan biri de Kadıköy’deki Gaziantepspor maçıydı. Hatta skor 3-0 iken Antep durumu 4-0 yapıyordu. Bizim Mirkovic topu çizgiden çıkardı. Bu maç şampiyonluk açısından çok önemliydi. Çünkü onlarda şampiyonluğu kovalıyordu. Tarihte böyle geri dönüşler çok nadirdir. Çok iyi kadromuz vardı. Fenerbahçe tarihinin sayılı iyi kadrolarından biriydi.
"GALATASARAY'DA SAKATA GELDİM!"
-Galatasaray'a gidişiniz nasıl oldu? Orada çok kısa bir dönem geçirdiniz.
Kısa sürdü. Sebebi şu. Kasıklarımdan sakatlandım. Osteitis pubis dedikleri bir sakatlık. Aslında çok istekliydim Galatasaray’da oynamaya ama bu sakatlığım yüzünden hiç verimli olamadım. Maalesef yaklaşık yarım sezon oynayabildim. Fazla süre alamadım.
"FENERBAHÇE'DE OYNAMAK BİR BAŞKA"
-Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray'da oynadınız. Hangi takımda daha fazla baskı ve stres hissettiniz?
En çok Fenerbahçe’de vardı. (Gülerek) Çünkü Fenerbahçe’de her şeyin en yükseği oradadır. Eleştiri ve övgü en yüksek şekilde Fenerbahçe’de yaşanır. Bu da Fenerbahçe’nin büyüklüğünden kaynaklanıyor.
JÜBİLEYİ HANGİ TAKIMDA YAPMAK İSTERDİN?
-İmkanınız olsa hangi takımın forması ile jübile yapmak isterdiniz?
Valla çok güzel bir soru. Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında bir maçın oynanmasını isterdim. (Gülerek)
-O zaman 45 dakika birinde 45 dakika diğer takımda oynardınız?
(Gülüyor) Yok o kadar oynayamazdım. 10’ar dakika her iki takımda forma giysem yeter.
-Bugünkü transfer piyasasına göre değeriniz ne olurdu tahminen?
Kesinlikle iyi para ederdim ya…(Gülerek)
"TERCİHİM İNGİLTERE LİGİ OLURDU"
-Avrupa’ya gider miydiniz peki?
Avrupa’da oynardım. İngiltere veya İspanya ligini isterdim. Özellikle İngiltere ligini çok seviyorum.
"SCHALKE KAPIMA KADAR GELDİ"
-Futbolcuyken Avrupa’dan transfer teklifi aldınız mı?
Almaz olur muyum! İşte hep bizim vizyonsuzluğumuzdan kaynaklandı. Mesela Deportivo beni çok istedi. Schalke evime kadar geldi. Hatta 7 milyon Alman markı transfer ücreti belirlediler. Ama bizim o dönemler yaşam koçumuz yoktu. O zaman biraz geniş düşünebilseydim Avrupa’da oynardım. Şu anki aklım olsa kesin giderdim.
"EMRE BELÖZOĞLU KALMAYI HAK ETMİŞTİ"
-Şimdi güncel birkaç sorum olacak...Fenerbahçe’nin Emre Belözoğlu ile devam etmemesi doğru mu?
Çok doğru bir karar gibi gözükmüyor. Emre’nin yönettiği maçlardaki performansı ile oyunsal olarak bakıldığında kalmalıydı. Fakat Fenerbahçe yönetimi böyle bir karar aldı. Buna saygı duymak gerekir.
"FENERBAHÇE, YABANCI HOCAYA MECBUR KALDI"
-Fenerbahçe’nin yabancı bir teknik adamı takımın başına getirme isteğine ne diyorsunuz?
Emre Belözoğlu gönderildikten sonra bence Fenerbahçe’nin Türk hoca getirme şansı kalmadı. Çünkü şu an o koltuğu yabancıdan başkası oturmaz.
"SERGEN YALÇIN, BEŞİKTAŞ'I BIRAKMAZ"
-Beşiktaş hâlâ Sergen Yalçın ile resmi sözleşme imzalamadı. Bu her iki taraf için bir sıkıntı yaratır mı?
Ben anlaşacaklarını düşünüyorum. Sorun çıkmaz diye tahmin ediyorum. Çünkü sezonu şampiyon bitirdi. Türkiye Kupası’nı kazandı. Böyle pazarlıkların olması. Mühim olan bu sürecin uzamaması. Ben iki tarafın ortak yol bulacağına inanıyorum. Sergen Yalçın’ın başka bir takımda sezona başlayacağına ihtimal vermiyorum.
EN İYİ SOL BEK KİM?
-Size göre Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi sol beki kim? Kendinizi de katabilirsiniz…
(Gülüyor) Türk olarak ilk 3’e kendimi yazarım.
-Diğer iki isim kim peki?
Yabancı olarak söylesem olur mu?
- Yabancı bir sol bek de söyleyebilirsiniz.
O zaman Roberto Carlos’u pas geçemem. Benim dönemimden Hakan Ünsal ve Ergün Penbe’yi ekleyebiliriz.
-Süper Lig'de karşılıklı oynadığınız en iyi yabancı kim?
Hagi diyebilirim.
"ETRAFIM YILDIZLARLA DOLUYDU"
-Hangi futbolcularla birlikte oynamaktan keyif aldınız?
Ben o açıdan şanslı bir oyuncuydum. Hem Trabzonspor’da hem Fenerbahçe’de çok kaliteli yerli ve yabancılarla birlikte oynadım. Milli Takım’da da öyle. Bir isim söylesem diğerlerine haksızlık ederim. Sergendir, Gökdenizdir, Fatih Tekkedir, Yıldıraydır, Emre Belözoğludur... Bunlar çok yetenekli oyuncular. Şota, Ünal (Karaman) abi…
"FİGO'NUN ÇALIMLARINI UNUTMAK NE MÜMKÜN"
-Karşısında oynarken zorlandığınız rakip futbolcular oldu mu?
Trabzonspor’daki ilk senemde Rıdvan (Dilmen) abiye karşı oynadım. Ona karşı zorlanmıştım. Bir de yabancı olarak 1996 Avrupa Şampiyonası’nda Portekizli Figo bana zor anlar yaşatmıştı. Çalımlarıyla beni zor durumlara düşürmüştü. (Gülerek)
"RIDVAN ABİNİN HIZINA YETİŞEMEDİM"
-Rıdvan Dilmen nasıl bir oyuncuydu? Ani frenleri vardı…
Evet. Hızlandıktan sonra çok çabuk duruyordu. Mesela gidiyor sonra duruyor ya…Ben onun kadar çabuk değilim tabi. Birden hareketlenip yavaşlıyordu.…Benim hiç sevmediğim oyuncu tarzıydı.
"DÜNYA KUPASI ZAFERİNDE BENİM DE EMEĞİM VAR"
-Biraz da Milli Takım kariyerinizden bahsedelim. 2002 Dünya Kupası' nda hiç süre almadınız. Bundan dolayı Şenol Güneş'e kırgın mısınız?
Dünya Kupası elemelerinde takım 10 tane maç oynadığı ise ben hepsinde ilk 11’de forma giymişimdir. Milli Takım’ın finallere katılmasında emeğim vardı. Ama orda süre almadım. Kırıldım, üzüldüm tabi…Her futbolcu Dünya Kupası’nda oynamak ister. Şimdi 19 sene önce yaşanmış bir olay hakkında konuşmak yersiz. Ancak insan üzülüyor.
"ŞENOL GÜNEŞ NE DERSE ONU YAPTIM"
-Şenol Güneş, bunun sebebini anlattı mı?
Yok, hayır anlatmadı. Bende sormadım zaten. Sonuç itibarıyla takımın sorumlusu Şenol hoca. Ben de futbolcuyum. Bana oyna der, oynarım. Oynama der oynamam. Yani olay bu. Ama oynamak isterdim. Yaşım da 31-32 olmuştu. Bir daha muhtemelen Dünya Kupası görmeyecektim. Göremedim de...
"CANER GİBİ BAZI İSİMLER DE KADRODA OLMALIYDI"
-Euro 2020 finallerinde bir başka sol bek Caner Erkin de buna benzer bir olay yaşadı. Hatta Şenol Güneş onu kadroya bile almadı. Bunun için neler söylersiniz?
Ben Caner kadroda kendisine yer bulur diye bekliyordum. Şenol Güneş’in düşüncesine de saygı duyuyorum. O daha detaylı düşünmüştür. Neticede bu oyuncu grubuyla iç içe yaşayan kendisi. Ama ben olaya şöyle bakıyorum; Caner mevcut kadroda olabilir miydi? Bence olmalıydı. Herhangi bir art niyet aramadan söylüyorum bunu. Hatta daha başka oyuncuların da kadroda yer alması gerektiğini düşünüyorum.
"FİNALLERİ HAK ETMEYEN OYUNCULAR DA VAR"
-Size göre kadroda olması gereken bu isimler kimler peki?
Şimdi söylemem doğru olmaz. Sorun yaratmasın. Bunun yanında bana göre mevcut kadroda olmaması gereken oyuncular da var. Tabii ki bu benim görüşüm.
"İTALYA MAÇINDA BİZİM MİLLİ TAKIM YOKTU"
-İtalya-Türkiye maçı hakkında görüşlerinizi öğrenebilir miyim?
Çok çok üzüldüm. İki sebepten dolayı. Birincisi takımın potansiyeli bu değil. İki; bizim takımın oyun stili de bu değil. Daha ofansif oynayan, yetenekli oyunculardan kurulu bir ekibiz. İtalya karşısındaki oyun planı bize uymadı. Bekleyip geçiş oyunu oynamak bize uymuyor. Geçmiş yılları bize hatırlatıyor. Biraz daha risk alıp normal oyunumuzu oynasak belki yine kaybedebilirdik. İtalya çok güçlü ve organize bir takım. Ama en azından İtalyanlara zorluk çıkarırdık. Bu potansiyelimiz vardı bana göre. Bundan dolayı üzgünüm. Oynadığımız oyun takımın kalitesini yansıtmadı.
"9 LEJYONERLE ÜRKEK OYNANMAZ"
-İtalya karşısında neleri yapamadık mesela?
Biz özgüvenli ve çok iyi pas yapabilen bir takımız. Rakip kalede pozisyon üretebilen bir takımdık. Bunları yapamadık. Pasif anlamda bu kadar geri çekilen bir takım değildik. Topa sahip olup beraber rakip kaleye grup halinde becerebilen bir takımdık. Özellikle ilk yarıda ürkektik. Yani ilk 11’de 9 tane lejyoner oyuncuyla başlanan kadronun vereceği performans bu olmamalıydı. Galler maçında bunu göstereceğiz. Bir hayal kırıklığı var. Bunu kabul ediyorum. Ama turnuvalarda ilk maçı kaybetseniz dahi ikinci maçın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
"GALLER'İ YENERSEK HERŞEY OLABİLİR"
-Euro 2000'de sizin de yer aldığınız kadroyla çeyrek finale çıkmıştık. İtalya'ya ilk maçta yenilmemize rağmen İsveç beraberliği ve Belçika galibiyetiyle grupta ikinci olmuştuk.
Evet…Kaybetmeden başlamak özgüven açısından önemli tabi. Ama kazansan da kaybetsen de ikinci maçlar her zaman kritiktir. Galler’i inşallah yenersek gruptan çıkmak için İsviçre ile final oynarız gibi duruyor.
"İTALYA'YI FAVORİ GÖRÜYORUM"
-Gruptan çıkabilir mıyız?
Bu oyuncu grubunun son yıllarda yakalanan en iyi jenerasyon diyebilirim. Bu futbolcuların birçoğu ile Ümit Milli Takım’da birlikte çalışma fırsatı yakaladım. Doğru bir planlama ve strateji ile gruptan çıkacağımıza inanıyorum. Ben umutluyum.
-Konuşmak için daha erken ama Euro 2020’de favoriniz hangi ülke?
İtalya’yı çok iyi görüyorum. Keza İngiltere ve İspanya’nın çok tehlikeli takımlar olduğunu düşünüyorum.
"ANTRENÖRLÜKTE DE BAŞARI İSTİYORUM"
-Yine geçmişe dönelim ve sohbetimizi bitirelim. Unutamadığınız maç hangisi?
1995-96 sezonundaki Trabzonspor- Fenerbahçe maçı.
-Hayatınızda bir pişmanlığınız oldu mu?
Kararları alırken çok acele ettiğim oldu. Ama pişmanlık duyacağım bir şey yapmadım.
-Gelecekle ilgili planlarınız veya gerçekleştirmek istediğin bir hayaliniz var mı?
Antrenör olarak iyi yerlere gelmeye çalışıyorum. Şu an Turgutluspor’da görev yapıyorum. Oyuncuyken başardığım şeyleri şimdi de teknik adam olarak başarmayı hedefliyorum.
ABDULLAH ERCAN İLE BİR KELİME BİR CEVAP
Futbol: Hayatım
Taraftar: Mekânın sahibi
Trabzon: Gençlik yıllarım
Para: Önemli
Aile: Her şey
Mehmet Ali Yılmaz: Büyük başkan
İstanbul: Cazibe
Yemek: Felaket (Gülerek)
Şöhret: Çoğu zarar
Kadıköy: Atmosfer
Derbi: Yaşanmışlık
Aziz Yıldırım: Şahsiyet
KİMLİK KARTI
ADI SOYADI : Abdullah Ercan
DOĞUM TARİHİ: 8 Aralık 1971 (49 yaşında)
DOĞUM YERİ: İstanbul (Aslen Arnavut)
OYNADIĞI MEVKİİ: Sol bek, sol açık
FORMA NUMARASI : 6
ALT YAPI KARİYERİ : 1985-1990 Beyoğlu Yeniçarşı
FUTBOLCULUK KARİYERİ: 1990-1999 Trabzonspor, 1999-2003 Fenerbahçe, 2003 2004 Galatasaray, 2004-2006 İstanbulspor.
MİLLİ TAKIM KARİYERİ: 10 kez U-18, 23 kez U-21, 71 kez A Milli
TEKNİK DİREKTÖRLÜK KARİYERİ : 2007-2011 U-17 Milli Takımı, 2011-2012 Gaziantepspor, 2013-2018 Türkiye U-21 Milli Takımı, 2015-2018 A Milli Takım yardımcı Antrenörü, 2019 Sakaryaspor, 2021 Turgutluspor…
BAŞARILARI
Trabzonspor
• Türkiye Kupası: 1992, 1995
• Türkiye Süper Kupası: 1995
• Cumhurbaşkanlığı Kupası: 1994, 1996
Fenerbahçe
• Süper Lig: 2000–2001
Türkiye
• 2002 FİFA Dünya Kupası: Bronz Madalya