Süper Kupa krizinin arka planı!
Ajansspor yazarı Fatih Cumhur Sarıkan, Süper Kupa Finali’ne dair yaşanan krizi ve yeni yılda futboldan beklentileri kaleme aldı. İşte tüm detaylar
Gereksiz bir mekanizma olarak algılanıyor
Bürokrasi, nedense aşırı kırtasiye yükü ile süreci karmaşıklaştıran, verimsizliğiyle sonucu geciktiren, dolayısıyla gereksiz bir mekanizma olarak algılanıyor. Oysa, bu tamamen bürokrasinin liyakati ve işleyişiyle ilgili bir durum. Alman sosyal bilimci Max Weber’e göre bürokrasi, işbölümü, otorite ve yetki hiyerarşisi, yazılı kurallar, yazışmaların ve faaliyetlerin arşivlenmesiyle oluşan kurumsal hafıza ve kurumsal kültür, gayri şahsilik yani kurumsallık, disiplinli bir yapı ve tanımlı pozisyonlardan oluşan bir örgüt biçimidir. Bu anlamda bürokrasi, özellikle kamu hizmeti veren kurumlarda gayet gereklidir ve teknik olarak diğer örgüt biçimlerinden üstündür. Ders burada bitti; Weber Hoca’ya teşekkürler...
Kurumsal iletişimin temel kuralı işletilemedi
Geldiğimiz noktada bir durum tespitine ihtiyaç var:
- Cumhuriyetimizin 100. yılında, Türkiye’nin en çok taraftara sahip iki futbol takımının, Süper Kupa finalini yurtdışında ve özellikle bir futbol ülkesi olmayan Suudi Arabistan’da oynaması; bir proje olarak kamuoyuna doğru, etkili ve zamanında anlatılamadı.
- Yazılı, görsel ve sosyal medyadaki ağırlıkla olumsuz geri bildirimler Türkiye Futbol Federasyonu tarafından dikkate alınmadı; değerlendirilmedi. Bu aşamada -ve tabii sonrasında da- federasyonla işbirliği içinde olan 2 ayrı iletişim danışmanlığı şirketi ne tavsiyeler verdi; bu tavsiyelere neden uyulmadı?
- Hem Fenerbahçe hem de Galatasaray kafileleri Suudi Arabistan’a gitmiş ve kaldıkları otelden stada hareket etmek üzere iken yapılan son dakika toplantısında uzlaşmaya varılamayarak Süper Kupa finalinin oynanmamasında hangi tarafların, hangi ihmalleri var? Ev sahibi ve sponsor olarak Suudi Arabistan’ın, “Süper Kupa Final Maçı” etkinliğinin/ürününün sahibi olarak Türkiye Futbol Federasyonu’nun yetki ve sorumluluklarını açıkça ifade eden bir sözleşme ya da protokol henüz ortaya çıkmadı. Keşke paylaşılsa da görsek...
- Bizim de yer alacağımız Avrupa Futbol Şampiyonası nedeniyle zaten sıkışık maç takvimi içinde Süper Kupa finalinin nerede ve ne zaman oynanacağı konusu hala belirsiz. Ocak ayında oynanması bence imkansız. Üstelik sıkışık lig takvimine, her iki takımımızın Türkiye Kupası ve Avrupa maçları da eklenecek!..
- Maçın oynanmayacağı kesinleştikten ve durum bir krize dönüştükten itibaren “kriz yönetiminin” ve “kurumsal iletişimin” temel kuralı işletilemedi:
TFF adına yetkili, hitabeti güçlü bir “Basın Sözcüsünün” dakikalar içinde kamuoyuna ilk açıklamayı yapması ve ardından takımların yurda dönüşü gibi tüm gelişmelerin yine aynı kişinin ağzından sık sık paylaşılması...
Diplomatik/siyasi bir krize dönüştü
Bu yapılabilseydi, Başkan Mehmet Büyükekşi’nin ağzında düşürmediği “Türk Futbolunun Marka Değerine” TFF tarafından gerçekten özen gösterildiğine, kamuoyu belki bir nebze ikna olabilirdi. Yaşadığımız durumda kamuoyunun ihtiyacı olan bilgi boşluğu, önyargılarla, yanlı yorumlarla, dezenformasyon ve spekülasyonlarla başka kaynaklar tarafından dolduruldu! TFF yetki alanında çözülebilecek bir sorun, TFF’nin yet..sizliği (boşluğu ister -er- ile ister -ki- ile doldurun) sonucu diplomatik/siyasi bir krize dönüştü.
TFF nasıl sessiz kalmış olabilir?
Son birkaç gündür karşılaşılan, “Süper Kupa finalini Fenerbahçe ve Galatasaray oynamak istemediler. Taraftarların tribünlere nasıl alınacağı, takımların sahaya nasıl çıkabileceği biliniyorken, yöneticilerin keyfi, kaprisli ve art niyetli tutumları bir diplomatik/siyasi krize yol açtı” içerikli paylaşımların, sorunlu olduğu, konunun kapsamını ve gündemi değiştirme çabası olduğu, çözüme yardımcı olmadığı çok açık...
Takımların sahaya çıkmama sebebi, maç öncesi ısınma formalarındaki Atatürk görsellerine ve cumhuriyetimizin kurucusu, önderimiz Atatürk’ün sözlerinden oluşan pankarta izin verilmemesi ise -hele bu durum sözleşmede/protokolde belirtilmişse- o zaman kulüplerimizden çok önce, daha sözleşme imzalanırken, ortak değerimizi yasaklayan maddelere TFF nasıl sessiz kalmış olabilir???
TFF Başkanı ve Yönetim, bir an önce istifa etmeli
2024 hepimize, sağlıklı, mutlu, neşeli, barış, bolluk, bereket içinde günler getirsin; benim bir dileğim daha var:
Kısacık geçmişte Türk futbolunda yaşananları dikkate aldığımda, yaşanan her olumsuz durumun önce soruna sonra krize dönüşmesine neden olan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı ve Yönetim Kurulu’nun hemen, bir an önce istifa etmeleri!..
Albert Einstein da benim gibi düşünüyor; çünkü diyor ki: “... Problemi yaratan zihniyetle, o problemi çözemezsiniz!..”