700 bin doları 300 milyon yapan adamın sıra dışı başarı hikayesi!
Brentford tam 74 yıl sonra İngiltere'nin en üst liginde mücadele etme hakkı kazandı. Ve bunu da sıra dışı bir yöntemle yaptı. Bu başarının mimarı ise kulübün sahibi Matthew Benham. Gelin size futbol dünyasında pek rastlayamayacağınız bir profil olan Benham'ı tanıtalım.
Finanstan bahse yatay geçiş! Her şey değişir...
1989 yılında Oxford Üniversitesi Fizik Bölümü’nden mezun olan Matthew Benham iş hayatının ilk 12 senesini finans sektöründe geçirdi. Bank of America’nın başkan yardımcısı olan İngiliz, 2001 yılında kariyerinde yeni bir sayfa açmaya karar verdi. Yeni durağı bahis firması Premier Bet’ti. Orada matematiksel analize dayalı tahmin edilebilir bahis modelleri geliştirme görevini üstlendi. Dünyanın en iyi bahisçilerinden Tony Bloom’un altında çalışması onun en büyük avantajıydı. Ama iki sene sonra bir sebeple fikir ayrılığı yaşadılar ve Benham şirketten ayrıldı. Bu dönemde bahisten yüklü miktarlar para kazanmıştı. 2004’te kendi bahis firmasını kurdu: Smartodds. Burada müşterilerine kendi kullandığı algoritmalar, istatistikler ve veriler ışığında danışmanlık desteği verdi. Kendini zengin yapan modelle müşterilerini de zengin ediyordu. Sonrasında işini büyüttü ve Matchbook adında bir başka bahis firması kurdu.
700 bin dolarla başlayan hikaye!
Aslında çocukluğundan bu yana Brentford’u destekliyordu ve zengin olmaya başladıkça tuttuğu kulübe nasıl destek olunabiliri düşünüyürdu. Boşuna değil, 11 yaşından bu yana düzenli olarak Brentford maçlarına gidiyordu. Kulüp 2007 yılında finansal olarak dara düşünce hemen devreye girdi ve taraftarlara kulübü satın almaları için 700 bin dolarlık borç verdi. Anlaşmaya ise şöyle bir madde koydurdu: “Eğer bana bu parayı ödeyemezlerse kulübü satın alma opsiyonum olsun”. Nitekim 2012 yılına gelindiğinde kendisine tek bir kuruş ödenmemişti. O da Brentford’u satın almaya karar verdi.
Kendisini zengin yapan modele güvendi!
Aslında zengin bir iş adamı olarak takıma pahalı oyuncular transfer edip başarıya gitmesi beklenebilirdi. Ama o kendisini zengin yapan modeli futbola uyarlamayı tercih etti. Yani istatistiğe ve veriye bağlı bir model geliştirerek başarılı olmak istedi. 2014’te Danimarka’da Midtjylland kulübünü satın aldı. Orada bu modele dair denemeleri yaptı. Başarılı olunan kısımları alıp Brentford’da kullanırken işe yaramayanları çöpe attı. (Midtjylland 2014-15 sezonunda tarihinde ilk kez Danimarka Ligi şampiyonluğuna ulaştı. 2017-18 ve 2019-20 sezonlarında da şampiyonluk yaşadılar.)
Analitik düşünmüyorsan Brentford'da yerin yok!
Benham’ın yaptığı ilk işlerden biri kulüpteki personel yapısını değiştirmek oldu. Eski kafa diye tabir edilen isimlerin görevlerine son verirken onların yerine daha analitik düşünen yeni jenerasyondan insanları göreve getirdi.
Önemli olan sonuç değil, önemli olan...
Galibiyetlere ve mağlubiyetlere önem atfetmemeye başladılar mesela. Gelişim sağlayıp sağlamadıklarını ölçmek için anahtar performans indikatörleri tasarladılar. Buradaki verilere bakara başarılı olup olmadıklarını değerlendirdiler. Örneğin bir futbolcunun ne kadar gol attığından çok “beklenen gol” (xG) istatistiğine önem verdiler. Çünkü bu kadar düşük skorlu bir sporda girilen net gol pozisyonu sayısı ve kalitesinin daha önemli olduğunu düşünüyorlar. Yani bir futbolcu az gol atsa da çok ve net gol pozisyonuna girmesi onlar için daha kıymetli.
Altyapıyı lağvetti! Her şeyin bir sebebi var elbet...
Altyapıya bakış açıları da dünya genelindeki birçok organizasyondan 180 derece farklı. Örneğin takımları altyapı akademilerine milyonlarca Euro harcama yaparken onlar bütün altyapı takımlarını sonlandırma kararı aldılar. İlk etapta kulağa çok saçma geliyor değil mi? Nasıl oyuncu yetiştirecek bu kulüp diye düşünüyorsunuz. Peki Brentford ne yaptı altyapının yerine? Yaşları 17 ile 20 arasında değişen futbolculardan oluşan bir B Takım kurdu. Bunun gerekçesi de aslında çok basit. Kulüpler bir oyuncunun gerçek değerini anlamak için onu en az 35 maçta görmeli. Günümüzde ise kulüplerin bunun için vakti, sabrı veya altyapısı yok. Ama Brentford bu konuda çok daha sabırlı olmayı kafasına koyan bir kulüp. O yüzden kulüplerin altyapılarında gerektiği değeri görmemiş futbolcuları bulup onlara önce B takımda şans veriyorlar. Orada birçok maça çıkan futbolcular gelişimlerini tamamlıyor ve başarılı olanlar kendilerini A takımda buluyor. Ne kadar basit değil mi?
Mesela toplamda 10 milyon Sterlin bile harcamadıkları Said Benrahma, Ollie Watkins ve Neal Maupay’in transferlerinden yaklaşık 75 milyon sterlin bonservis geliri elde ettiler.
Premier Lig'e giden yol uzun ve virajlıydı!
Başarı da bir anda gelmedi tabii. Benham 2012 yılında kulübü satın aldığında takım League One’da (İngiltere’nin üçüncü seviye ligi) mücadele ediyordu. 2013-14 sezonunu da League One’da geçirdiler. Championship’e yükseldikleri 2014-15 sezonunu ise ilk altıda bitirip Play-off bileti aldılar ama yarı finalde Middlesbrough’a elendiler. 2019-20 sezonunu zaten yazının girişinde söyledik. Ancak dokuzuncu senesinde Premier Lig’e yükseldiler.
Benham rahatlıkla kulübe milyon sterlinler akıtıp çok daha öncesinde takımı Premier Lig’e çıkarabilirdi. Fakat o bir yapı inşa edip onda ısrar ederek, acele etmeden ilerlemeyi tercih etti. Kulübü ekonomik olarak zorlamadı. Ve sonunda amacına ulaştı.
Şimdi ilk yıl en az 300 milyon dolarlık bir gelir elde edecekler. Eğer Premier Lig’de tutunabilirlerse bu gelir 400 milyon doları aşacak. Yani basit bir matematikle 2007’de 700 bin dolarlık oynadığı bahis 2021’de ona en az 300 milyon dolar olarak geri dönecek. Yaklaşık 430 kat. Servetini bahisten yapan birinden de zaten başka bir şey beklenemezdi.