9 maçta 6 mağlubiyet her şeyin sonu mu demek?
Lige fırtına gibi bir başlangıç yapan Alanyaspor, son 9 haftaya bakıldığında en kötü sonuçları alan takımlardan biri. Bu süreçte alınan 6 mağlubiyet, eleştiri oklarının da Çağdaş Atan'a yöneltilmesine sebep oldu. Peki Alanyaspor oyun anlayışında değişikliğe gitmeli mi? Başarı illa ki hemen mi gelmeli? Mert Elam yazdı...
İşlerin hep böyle güllük gülistanlık gitmeyeceği aşikardı. Zira artık rakipleri de Alanyaspor'un oyun anlayışına göre bir anlayış geliştirmeye başlamışlardı. İlk fire 5 Aralık'taki Gençlerbirliği maçında verildi. Gelinen noktada ise son 9 lig maçında alınan 6 mağlubiyet var. Pekibu tablo Çağdaş Atan ve Alanyaspor için her şeyin sonu mu demek? Ben pek öyle düşünmüyorum.
Taban tabana zıt anlayışa geçtiler! Alışmak zaman alacaktır...
Öncelikle bu takımın geçen sezon bambaşka bir anlayışla oynadığını hatırlatmak isterim. Erol Bulut yönetimindeki Alanyaspor topa daha az sahip olarak, kompakt bir savunma anlayışıyla mücadele ediyor, %30.9 topla oynama oranıyla Fenerbahçe'yi 3-1, %31.1 oranla Galatasaray'ı 4-1 gibi skorlarla mağlup ediyordu.
Çağdaş Atan döneminde ise bambaşka bir oyun planıyla oynamaya başladılar. Genç teknik adam, Erol Bulut gibi topu rakibe bırakmak istemiyor. Oyunu kaleci Marafona'dan başlatarak ayağa toplarla gol bulmaya çalışıyor. Rakipler de bu anlayışı iyice özümsemiş olacak ki Alanyaspor'a karşı çok daha kompakt bir şekilde oynuyorlar. Hal böyleyken, yeni oyun anlayışıyla sadece 18 maç oynanmışken hemen eleştiri oklarının üzerlerine çevrilmesi mantıklı değil.
İlla şampiyonluk mu gerek? Biraz sabır...
İkinci konu ise şampiyonluk baskısı. Sosyal medyaya bakıyorum, hemen "Alanyaspor şampiyonluk yarışından koptu", "Böyle oynamaya devam ederlerse zirveden daha da uzaklaşırlar" gibi yorumlar yapılmış. Alanyaspor'un üzerinde şampiyon olmak gibi bir baskı var mı sizce? Ya da olmalı mı? Bizde, özellikle dört büyüklerin taraftarları takımlarından her sene şampiyonluk beklediği için Alanyaspor da aynı kefeye konmuş. Alanyaspor'un hedefi hemen şampiyonluk yaşamak olmamalı. Önce bir anlayış oturtmalılar (Çağdaş Atan'la birlikte topa sahip olarak oynanan oyun). Sonra bu anlayışın arkasında durup teknik ekibe güvenmeliler. (Oldu ya Çağdaş Atan'la ilgilenen bir takım çıktı ve ayrıldı. O zaman da topu rakibe bırakarak oynatmayı ilke edinmiş bir teknik adamla anlaşılmamalı. O zaman bir anlamı kalmaz.)
Alanyaspor bugün bu oyun anlayışıyla kaybedebilir. Ama bunda ısrar ederlerse, daha çok çalışıp üzerine koyarlarsa sonuç da arkasından gelecektir. Başakşehir şampiyon olana kadar kaç sene geçti farkında mısınız? 2014-15 sezonunda Süper Lig'e yükseldiler ve 2019-20 sezonunda şampiyon oldular. Ve bu süreçte ya ikinci oldular, ya üçüncü ya da dördüncü. Red Bull, Salzburg'u satın aldıktan sonra tam 11 kez Şampiyonlar Ligi'ne gruplara kalamadan veda etti. Peki sonra ne oldu? Geçen sezon tarihlerinde ikinci kez katıldılar, bu sezon ise üçüncü. Hala grupları geçebilmiş değiller. Fakat bu anlayış devam ettikçe yakın zamanda o günler de gelecektir. Sabredince her şey yoluna giriyor. Ama bizde bu sabırsızlık olduğu müddetçe orta ve uzun vadeyi düşünen anlayış genele hakim olamayacak.
Siyah kuğuyu bulmuşken hemen kaybetmeyelim!
Son olarak da şunu belirteyim. Yıllarca Anadolu takımlarının oyun anlayışları eleştiri konusuydu. Dört büyüklerle karşı karşıya geldikleri maçlarda hücum namına bir şey göstermeden sonuç odaklı oynamaya çalışıp, genelde de başarısız oluyorlardı. Şimdi ise Alanyaspor bunun her zaman böyle olmayabileceğini gözler önüne seriyor. Galatasaray'dan da, Fenerbahçe'den de, Beşiktaş'tan da, Trabzonspor'dan da korkmuyorlar. Şu anda ligde rakiplerin en çok saygı duyduğu takım konumundalar. Bu çok alışıldık bir durum değil.
Onları siyah bir kuğuya benzetebiliriz. 17. yüzyılın sonuna kadar kuğuların hep beyaz olduğu düşünülürdü. Ancak Hollandalılar 1697'de Avustralya'da siyah bir kuğuya rastladılar. Ve aslında kuğuların hepsinin beyaz olmadığı ortaya çıktı. Ligimizde siyah kuğuyu bulmuşken onu hemen kaybetmeyelim. Ve bir temenniyle bitirelim: Nice siyah kuğulara...