A Milli Takım’daki tezgah ve Lucescu’nun mektubu! Atilla Türker yazıyor...
ÇOK MU ZORDU, HOLLANDA’YA GÜNÜBİRLİK GİTMEK!
O gün de sorduk, şimdi de soralım:
Acaba çok mu zordu, öğlen uçağına binip Hollanda’ya gitmek... Erol Erdal Alkan’ı canlı olarak izlemek.
Ya da herhangi bir yardımcı antrenörü günübirlik Hollanda’ya göndermek...
*****
LUCESCU’YA KİM FISILDADI?
Fikri takip gereği o günlerde yazmaya devam ettim. “Erol’un adını Lucescu’ya kim fısıldadı” içerikli yazılar kaleme aldım.
Anlaşılan o ki olayın içinde çok etkili birileri vardı.
Lucescu, canlı seyretmediği bir oyuncuyu transfer edecek ya da A Milli Takım’a çağıracak bir teknik adam değildi.
****
HANİ NEREDE DAVA?
Hemen belirteyim. O süreçte Arnavutluk ile oynadığımız hazırlık maçının ardından düzenlenen basın toplantısında Mircea Lucescu’ya bu konu soruldu.
Lucescu “İnandığım oyuncuları çağırma hakkım var. Genç oyuncu bulmak istediğimi söylemiştim. Erol iyi bir oyuncu. Genç, Türk... Onun da milli takıma seçilme hakkı var. Umut ediyorum ki o da daha iyi bir noktaya gelecek” dedi.
Ardından da, haliyle beni işaret ederek, “Bu yazarımızın başka bir meselesi varsa… Ben bu konuyu yarım bırakmayacağım. Dava açacağım. Tanıdığım bir menajer yok” dedi.
Tarih neydi, o gün? 13 Kasım 2017.
Yani... Aradan 11 ay geçti.
Ortada dava falan yok.
Niye yok?
****
LUCESCU, MAHKEMEDE HAKİME NE SÖYLEYECEKTİ?
Tabii çok isterdim, bir dava açılsın, konu masaya yatırılsın...Yatırılsın ki, olaylar dibine kadar aydınlansın!
Lucescu acaba duruşmada hakime ne söyleyecekti?
Seyretmediği ve de seyrettirmediği bir oyuncuyu A Milli Takım’a çağırışını nasıl izah edecekti?
******
YASAL YOLLAR NİYE İŞLEMEDİ?
Sonrasında ne oldu? Hemen 3 gün sonra, Lucescu’dan avukatı aracılığıyla “cevap ve düzeltme talebi” geldi. Belirteyim. Bu cevap ve düzeltme metninin orijinal halini bu yazımın en alt kısmında görebilirsiniz.
Lucescu bu metinde de “Gerekli yasal yollara başvuracağını... Doğmuş doğabilecek her türlü zarara ilişkin olarak yasal yollara müracaat hakkının saklı tutulduğunu” bildirdi.
Söylememde yarar var. Lucescu tarafından gönderilen bu cevap ve düzeltme yazısı, o süreçte çalışmakta olduğum Habertürk Gazetesi’nin hukuk bürosu tarafından yayımlanmaya gerek duyulmadı.
Ama ben bekledim, Lucescu bir an önce dava açsın diye.
Sonuç... Yine boş!
Davanın d’si yok.
Niye yok?
****
LUCESCU KAÇIN KURASI!
Eğri oturalım, doğru konuşalım. Lucescu kaçın kurası!
Canlı olarak seyretmediği-seyrettirmediği bir oyuncuyu A Milli Takım’a çağırması akla mantığa sığıyor mu?
Hatırlatırım. Aynı Lucescu, kamuoyunun da yakından tanıdığı çok sayıda önemli futbolcuyu kadroya çağırmadan önce tekrar tekrar izledi. Doğrusu da bu zaten...
•••••
MENAJERLER ELDEN ÇIKARTTI!
Haberi yazdığım süreçte Erol Erdal Alkan’ın menajerliğini kim yapıyordu? MEC Menagement adlı bir şirket... Yani Metin Korkmaz ve ekibi... Korkmaz’ın kim olduğunu söylememe gerek yok. Ülke futbolunda söz sahibi çok iyi bir operatör.
Belirteyim, transfermarkt.com.tr adlı dünyanın en önemli sitelerinin birinde Erol Erdal Alkan’ın bilgileri açık açık yazıyordu. Haliyle hemen kopyaladım, kaydettim. Ama olay patlak verince ne oldu? Birileri suçluluk telaşıyla Erol Erdal Alkan’ın menajerliğini ertesi günü başka bir şirketin üstüne aktardı.
Güya kurnazlık yaptılar.
Elimde belge olmasına karşın detayı öğrenmek istedim, transfermarkt.com.tr adlı sitenin Almanya’daki yetkili ismi Gökhan Yağmur’u aradım. Gökhan Yağmur kayıtlara girdi, “Bu futbolcunun menajeri olarak 10 aydır Çağatay Korkmaz (Metin Korkmaz’ın yeğeni) gözüküyor. Ellerinde bulunan şifre ile bu işlemi yapmışlar. Siz haberi yazdıktan 1 gün sonra bu futbolcu başka bir şirketin üstüne devredilmiş” dedi.
Tüm bilgileri benimle paylaştı.
****
ARADA KİMLER VARDI?
Lucescu, avukatı aracılığıyla bana yolladığı cevap ve düzeltme yazısında, menajer Metin Korkmaz ve Özkan Doğan’la uzaktan yakından hiçbir bağının olmadığını bildirdi.
Evet, doğru... Ben de zaten doğrudan bağ var dememiştim. Yazdıklarımı bir daha okurlarsa çok daha iyi anlaşılır.
Ama daha ağırını söylemiştim. Arada kimler var diye sormuştum. Bu doğrultuda “Erol’un adını Lucescu’ya kim fısıldadı” içerikli yazılar kaleme almıştım.
****
Sorular şuydu:
Bu işin içinde futbolumuzun göbeğinde bulunan birileri var mıydı acaba?
Birileri iş üstünde mi yakalandı?
***
SAPTIRMAYA ÇALIŞTI
Lucescu noter kanalıyla bana yolladığı yazıda yanlış yola da girdi. “Erol Erdal Alkan’ın menajerlerinin Metin Korkmaz ve Özkan Doğan olmadığı bilinen bir gerçektir” dedi.
Tuhaf... Bilerek mi yoksa bilmeyerek mi böyle gereksiz bir yaklaşım gösterdi anlayamadım. Çünkü minnacık bir araştırma yapan kişi, o süreçte bu futbolcunun menajerinin Metin Korkmaz olduğunu anında anlayabilirdi.
İşte belgesini yine ortaya koydum, detaylara bir kez daha yer verdim.
Lucescu da öğrenmiştir umarım!
••••••
HEP YEDEK KALDI
Erol Erdal Alkan o günden sonra Hollanda 2. liginde mücadele veren Dordrecht’te bile doğru dürüst oynayamadı. Sürekli yedek kaldı.
Bu sezon başı ise Bulgaristan 1.lig takımlarından PFC Beroe Stara’ya transfer oldu. Halen de Beroe’de düşük bir ücret karşılığı top koşturuyor.
Zaten bir daha da A Milli Takım’ın geniş kadrosuna bile çağrılmadı.
******
ABDULLAH ERCAN: “LUCESCU’YA SADECE TEKNİK BİLGİ VERDİM”
Şu hususa da değineyim. O dönem Ümit Milli Takım Teknik Direktörü olan Abdullah Ercan, bundan yaklaşık 1 ay önce beni telefonla aradı.
Abdullah Ercan, “Erol Erdal Alkan’ı Lucescu’ya ben önermedim. Sadece teknik bilgi verdim. İstendiği için bu bilgileri verdim. Erol Erdal dışındaki bazı futbolcular için de bu yönde teknik bilgiler aktardım” dedi.
Abdullah Ercan ayrıca bu sürecin ardından Futbol Federasyonu’ndan kovulmadığını, kulüp teknik direktörlüğü yapmak amacıyla görevi kendisinin bıraktığını söyledi.
•••••
50 MİLYON LİRALIK BİR PAKET OLACAKTI
Erol Erdal Alkan, A Milli Takım’a çağrıldığı süreçte Hollanda’da ayda 1000 Euro civarında bir paraya top koşturuyordu.
Bu olay patlak vermeseydi eğer ne olacaktı? A Milli Takım formasını o 2 maçtan birinde 5-10 dakika da olsa giyecekti. Sonra ne olacaktı? Ülkemizdeki çok önemli kulüplerden birine transfer edilecekti. A Milli Takım formasını taşımış değerli bir oyuncu olarak, kendisiyle yıllık en az 1 milyon Euro üzerinden 4-5 yılık sözleşme imzalanacaktı. Sonuçta menajerlik ücreti, imza parası, şu, bu derken... Ortaya 6-7 milyon Euro tutarında bir paket çıkacaktı.
Yani, günümüzün parasıyla yaklaşık 50 milyon lira.
Soru ve sorun şu: Bu 6-7 milyon Euro’nun ne kadarı Erol Erdal Alkan’ın cebine girerdi?
Aslan payı kimlere düşerdi?
ATİLLA TÜRKER