Abdullah Avcı: "Galatasaray maçında attığımız ilk golü maçtan önce çalışmıştık"
Abdullah Avcı, futbola dair sorulan sorulara cevaplar verdi.
Abdullah Avcı, futbol üzerine derin bir soru cevap yaptı.
Kendi futbol yolculuğunuzu nasıl anlatmak istersiniz? Başladığınız günlerle bugünler arasındaki farklar neler? Hangi noktalarda bu bahsettiğim değişimler yaşandı ya da bu tespitlerimde hatalı/farklı noktalar nelerdi?
- Futbol antrenörlük hayatımda sürekli gelişmeyi kendime felsefe edinerek bu mesleği icra etmeye çalışıyorum. Tespitlerinize katılıyorum. Başakşehir’in ilk kurulduğu sene savunma gücü yüksek bir takım oluşturduk ve bu oyunla ligi 4. sırada bitirdik. Kendimizi tekrarlamak değil ilerlemek istiyorduk. Savunma oyununu sürdürülebilir hale getirmek için süreç içerisinde oyunumuza hücum gücünü ekledik. Son yıllarımızda mümkün oldukça fazla oyuncu ile hücum yapıp rakip savunmaların düzenini bozmayı amaçlayan bir hücum organizasyonu üzerinde çalışıp bu geçişleri yaptık. Geçiş süreçleri her zaman sancılıdır ve yenilikleri oyuncularınıza inandırmak zaman alabilir. Bu süreçlerde zaman zaman skor olarak kaybettiğimiz maçlar oldu fakat bizim için önemli bir öğrenme süreci oldu. Bunun için 'kaybettik' değil 'öğrendik' diyebilirim. Bu geçiş sürecinde takımınızdaki oyuncuların algı seviyesi yüksek ise geçiş sürecini kolaylaştırabilirsiniz. Oyunu her zaman bir bütün olarak düşünüyorum. Topa sahipken alanı olabildiğince genişletip rakibinizi kendinizden uzaklaştırmalı, top rakipteyken oyun alanını mümkün olduğu kadar daraltıp rakibinize yakın olmalısınız. Hücum yaparken savunmayı, savunmaya yaparken hücumu düşünebilen oyuncu grupları oluşturmak üzerine çalışmalar yapıyoruz. Pas oyunun kendi içerisinde amaçları vardır. Sadece pas sayımızın yüksek olması oyuna hükmettiğiniz anlamına gelmez. Bütün hücum organizasyonlarımızda rakibin savunma yerleşimini nasıl bozarız bunun üzerine çalışmalar yapıyoruz. Takımların ve oyuncuların gelişimi gibi teknik adam olarak ben de kendimi ve ekibimi geliştirmekle yükümlü olduğum düşüncesi içerisindeyim ve her gün bir önceki günden daha iyi olmak için çalışıyorum. Futbol hatalar oyunudur denir hep, ben yaptığımız hataları analiz edip ders çıkarmaya ve sürekli neyi daha iyi yapabilirim düşüncesi ile hareket etmeye çalışıyorum. Kazanmak her şey değildir. Nasıl kazandığınızın da önemi vardır. Uzun süre Başakşehir’in ilk yıllarındaki gibi bir oyun oynamış olsaydık ne ben mutlu olurdum ne de oyuncu grubu mutlu olurdu. Sürdürülebilir başarılar için yaptığınız işten keyif almalı ve izleyenlere keyif vermelisiniz.
Sizce futbol günümüzde nasıl bir oyun haline geldi? Siz kendinizi bu oyunun neresinde görüyorsunuz?
- Futbol sürekli gelişim halinde devam ediyor. Günümüz futbolunu sadece hücum ya da savunma diye ayıramayız her ikisini de aynı anda yaparak oyununuzu planlamanız gerekiyor. Yani Hollandalıların Total Futbol olarak adlandırdığı bu 'birlikte hücum birlikte savunma' oyunu günümüzde en çok gördüğümüz oyun diyebiliriz. Bunun yanında günümüzde savunmaların daha fazla ön plana çıkmasından dolayı geçiş hücumlarının etkisi maçların belirleyicisi oluyor. Ben oyunun sürekli gelişmesinden dolayı dünya futbolundaki yenilikleri sahaya yansıtma çabası içerisindeyim. Günümüzde futbol sürekli gelişiyor, savunma ve hücumu birlikte yapan üst seviye takımlar görüyoruz. Bu üst seviyedeki takımlar, bizlere çok iyi örnek oluyorlar. Kendinizi geliştirmediğiniz sürece geriye gidiyorsunuz. Dünya futbolunu yakından takip edip, güncel oyunları repertuarımıza ekliyoruz ve uygulamaya çalışıyoruz.
Takip ettiğiniz bir futbol modeli var mı? Ya da beğendiğiniz teknik adamlar? Varsa bunu nasıl anlatabilirsiniz? Yoksa, futbolda her dönemde farklı modelleri mi denemek doğrudur?
- Bahsettiğiniz sezon İstanbul Başakşehir’de duran toplardan 18 gol bulmuştuk ve bunların 17’si müsabakanın ya ilk golü ya da eşitliği bozan gollerdi ve bu maçların 16 tanesini kazandık. Ben oyunun her bölümünü planlamayı seviyorum ve bunu oyuncularıma anlatıp ikna etmeye çalışıyorum. Duran toplarda oyunun en önemli parçalarından biri. Benim takımlarımda akan oyunda olduğu gibi duran toplarda da alan savunmasını görebilirsiniz. Her oyuncuyu mümkün olduğunca kendi bölgesine göre alan savunmasında görev vermeye çalışıyorum. Duran toplarda her oyuncunun kendi bölgesinde pozisyon alması, pozisyonların devamında pozisyon geçişlerini kısa sürede yapmalarını sağlıyor. Duran toplardan atılan gollerin büyük bir kısmını duran topların devamından geldiğini biliyoruz ve bunlara karşı savunmada önlemler alıp hücumda rakiplerin zaafları üzerine çalışıyoruz. Johan Cruyff felsefesindeki oyun modelleri benim oyun anlayışımı en çok etkileyen felsefe ve biz de bunları uygulamaya çalışıyoruz. Sacchi, Sarri, Bielsa, Guardiola, Kloop, Favre gibi teknik direktörler dünya üzerinde felsefelerini çok beğendiğim ve oyunlarından etkilendiğim teknik adamlar. Hepsinin kendine özgü özellikleri var ve herbirinden kendinize bir şeyler katabiliyorsunuz.
Neden hiçbir Türk takımı tarihe damga vuran takımlar arasında yer alamadı?
- Tarihe damga vuran takımlar ya da ülkeler sistemli bir şekilde organizasyonlarını gerçekleştiriyorlar. Maalesef bizim ülkemizde çok fazla uzun vadeli sistematik çalışmalar yapılamıyor ve bunun karşılığını alamıyoruz. Bir ülkede veya takımda sistemin işler hale gelmesi binlerce saat teorik ve pratik antrenmanlar gerektiriyor. Bu sistemlerin oluşması sadece profesyonel takım ile olmuyor aynı zamanda öz kaynak düzeninizin en alt yaş kategorisinden başlayarak futbol felsefenizi ve kültürünüzü oyunculara anlatmalı ve uygulamalısınız.
Özellikle günümüz futbolunda antrenmanlar ne kadar önemli? Maçta yapılacak her şey daha önce planlanır mı? Örneğin duran top çalışmak şu anda elit takımların antrenmanlarında baya zaman alıyor. Siz futbolda antrenmancı mısınız yoksa 'en iyi antrenman maçtır' diyenlerden misiniz?
- Hedef odaklı antrenmanlar üzerine çalışıyoruz. Müsabaka içerisinde karşılaşacağınız senaryoları antrenmanlarda canlandırma yapmanız oyuncuların maç performansını arttıracaktır. Bizim takımlarımızda antrenmanlar büyük bir bölümünü taktiksel çalışmalar oluşturuyor. Fiziksel antrenmanlarımızı dahi taktiksel olarak yapmak için ekibim çalışıyor ve uyguluyor. Oyuncular zaman zaman taktik çalışmalardan sıkılabiliyor fakat maç içerisinde karşılaştıkları sorunlar karşısında daha önceden çalışmış oldukları çözüm noktalarını sahada uyguladıklarında bundan çok keyif alıyorlar. Takımlarımızda haftada bir günümüzü duran top antrenmanlarına ayırıyoruz. Duran toplar atılan gollerin %30-35 civarına denk geliyor. Zaman zaman kilitlenmiş oyunda skoru değiştiren golü duran toptan bulup oyununun kontrolünü elinize alabiliyorsunuz. Antrenmanlarınız maç formatına en yakın şekilde olmalı ve maçı yansıtmalıdır. Oynadığınız oyun tarzı ile antrenmanlarınız benzerlik göstermelidir. Pas oyunu üzerine kurulu bir sisteminiz varsa antrenmanlarınız da bunları içermelidir. Müsabaka içerisinde topa tek dokunuş çok önemlidir fakat topa tek dokunuşta istediklerinizi yapabilmeniz için antrenmanlarda binlerce defa topa dokunmalısınız ki müsabaka içerisindeki topu dokunuşunuz kusursuz olsun. Antrenmanlarımızın çok büyük bir bölümü top ile geçiyor ve oyuncunuz her ne seviyede olursa olsun geliştiklerini gözlemleyebiliyorsunuz. Futbolu aklınızla oynadığınızda daha az mesafe kat edip daha fazla iş yapabiliyorsunuz.
Başakşehir'le Galatasaray'ı 5-1 yendiğiniz bir maç vardı. Benim tespitim şöyleydi o maçla ilgili: Mahmut ve Emre Belözoğlu yokken Galatasaray, size karşı Tolga-Belhanda-Fernando-Ndiaye orta sahası ile çıktı. Elia/Visca kanatlarını sadece beklerle karşıladılar. Zaman zaman 3'lüye döndüler hatta. Buna karşılık sizse bekleri içeri çektiniz, orta saha gibi oynattınız ve rakipten kalabalık oldunuz. Kanatları zorlayan rakip olmadığı için bol bol çizgiyi kullandınız...
- Galatasaray o sezon Igor Tudor ile birlikte farklı formasyonları kullanıyordu. 1-3-5-2, 1-3-4-3, 1-4-3-3 gibi farklı formasyonları kullandı. Biz de antrenmanlarımızda bize karşı çıkabileceği tüm formasyonlara karşı planlarımıza çalıştık. Galatasaray o maçta 1-4-4-2 diamond formasyonu ile 2 çift forvet olarak çıkmıştı ve biz de bu formasyona karşı 1-4-2-3-1 formasyonu ile oynadık. Orta sahada Fernando, Tolga, Belhanda, Ndiaye ile oynuyorlardı ve merkezde bizim 3 oyuncumuza karşı 4 oyuncu ile orta sahada üstünlük kurabilirlerdi. Biz de beklerimizi iç koridora çekerek , Adebayor’u da sahte 9 numara olarak geri gelmesini istedik ve orta sahada zaman zaman 5v4 zaman zaman 6v4 sayısal üstünlüğü sağladık. Orta saha üstünlüğünü aldığımızda oyun kontrolü bizim elimize geçti ve hücumlarımızı kanatlardan gerçekleştirerek sonuca gittik. Bunun yanında şunu da söylemeliyim 5-1’lik maçta maçın ilk golünü müsabakadan önceki son antrenmanda çalıştığımız duran top organizasyonundan bulduk ve bu bizim sisteme ve oyuna olan inancımız arttırdı.
Son dönemde neler izliyorsunuz, neler okuyorsunuz, ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
- Benim hem saha içi için çalışan teknik bir ekibim, hem de saha dışı projeler ve gelişimler için çalışan bir kariyer ekibim var. İki ekip eş güdüm içerisinde ortak çalışıyorlar. Düzenli toplantılar yapıyoruz. Hem dünya futbolunu takip ediyor hem o gelişmelerden nasıl faydalanabileceğimizi planlıyoruz. Ekibimi sürekli yurt dışına gönderiyor, güncel bilgileri toplamalarını ve bana raporlamalarını talep ediyorum. Geçmiş yıllarda ekibimi Atletico Madrid, Barcelona, Manchester City Borussia Dortmund, Werder Bremen gibi takımlara gönderip sistemlerini incelemelerini istedim. Bu sistemlerden biz nasıl yararlanabiliriz hangilerini ülkemizde hayata geçirebiliriz bunları tartışıyoruz. Karantina sürecinde evde kaldığımız dönemde birçok spor filmi ve belgeseli izleme fırsatım oldu. Aynı zamanda kütüphanemde olan fakat okuma fırsatı bulamadığım birçok kitabı, özellikle futbol kitaplarını okudum. Kitaplarda, dizilerde ve filmlerde gördükleriniz, okuduklarınız yaşadıklarınız yaşadıklarınızla örtüştüğünü görüyorsunuz. Ekibim, takım çalıştırmadığımız bu süreçte oynanan maçların analizlerini yaptı. Online toplantılar düzenleyip hepsinin detaylı analizlerini yaptık. Pandemi öncesinde ekibim ile birlikte yurtdışı kulüp ziyareti ve maç izleme programları yapmıştık maalesef pandemiden dolayı bunları gerçekleştiremedik. Bunları önümüzdeki süreçte yapmayı planlıyoruz.