Adebayor kabus gibi o günleri anlattı!
AJANSSPOR - Medipol Başakşehir'in Togolu golcüsü Emmanuel Adebayor, beIn Sports'a konuk oldu ve birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Galatasaray maçı
"Biz Başakşehir olarak Galatasaray maçına çok iyi hazırlandık. Sadece ben değil tüm takım çok iyi hazırlandı, ben de bunun bir parçasıydım. Kulüpteki herkes Galatasaray maçına motive ve hazırdı. Bunun da karşılığını aldık. Bu oyun benim için bir tutku. Futbola 6-7 yaşında başladım. Başakşehir'e geldiğimde kulübüm yoktu. Tekrar sevdiğim ve tutkunu olduğum işe Başakşehir ile tutunmuş oldum.
Saidou etkisi
Buraya gelmeden önce bazı arkadaşlarımın fikrini aldım. Eboue ve Drogba ile konuştum. Türkiye Ligi'nin çok iyi bir lig olduğunu, dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmadığını söylediler. Taraftarların takımlarını taparcasına sevdiğini anlattılar. Buraya gelmemde en büyük faktör Alioum Saidou. Afrika Uluslar Kupası'ndayken, Saidou oraya kadar geldi. Başakşehir'in nereden geldiğini, nasıl bir projesi olduğunu ve hedeflerini anlattı. Saidou ile bu konuşmayı yapınca ikna oldum. Neden olmasın dedim. Bu zamana kadar eksik olan şey sevgi ve bana güven verilmesiydi. Başakşehir'de hepsini buldum. Bana güvenen, beni seven bir hocam var.
Emre yorumu
Kaptan Emre müthiş bir karakter, müthiş bir kişilik, müthiş bir oyuncu. İngiltere'de aynı sahada yer almıştık. Ben Arsenal'de, o Newcastle'daydı. Başakşehir ile anlaştığımda ilk yaptığım iş Başakşehir'i internetten araştırmaktı. Emre'yi kadroda görünce, "Emre burada" dedim. Şaşırdım, burada oynadığını bilmiyordum. İlk tanışmak istediğim kişi Emre'ydi. Tanışınca, geçmişten konuştuk, yapmak istediklerimizi konuştuk. Ona yeterince teşekkür edemedim ama Emre'nin benim hayatımı kolaylaştırdığını söyleyebilirim. Galatasaray maçında sakatlandım. O sakatlık sürecinde bana çok destek verdi, aradı, konuştu. Her zaman onunla konuşabileceğimi söyledi. Bu benim için büyük bir yardım. Benim önceliğim takıma yardımcı olabilmek.
"Kendimi evimde gibi hissediyorum"
Türk haklı çok kibar, bana yaklaşımları çok iyi. Ev ve tesisler arasında geçiyor hayatım. Büyük takımlarda oynadım, büyük şehirlerde yaşadım. Ben hayatını tamamen futbola adamış bir insanım. Dışarıya çıktığımda; ister Beşiktaş taraftarı, ister Fenerbahçe taraftarı, ister Galatasaray taraftarı olsun hepsinin bana yaklaşımı çok iyi, çok kibarlar. Burada kendimi evimde gibi hissediyorum. Türkler ve Afrikalılar arasında cana yakınlık açısından çok büyük benzerlikler var. Bana her zaman evimde hissetiriyorlar.
"Bırakın Başakşehir'de futbolun tadına varayım"
Galatasaray maçında sonra taraftarların beni kendi takımlarına çağırmaları artmaya başladı. Bir benzinciye gittiğimde; insanlar durduruyor ve "Adebayor Galatasaray'a gel, başka takıma gel" diyorlar. Sosyal medyadan yazıyorlar, Beşiktaş taraftarı olsun, Galatasaray taraftarı olsun. Ben burada çok mutluyum. Bırakın Başakşehir'de futbolun tadına varayım.
Kulüpsüz kaldığı dönem
Takımım olmadığı dönemde bile yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Asla keşkelerim olmadı. Futbol bir hayat ama futbolsuz bir hayat da var. Bundan 15 sene önce kramponum bile yoktu. Togo'da hayalleri olan bir gençtim. Arsenal'de oynama şansı buldum. Arsenal ve Wenger'e her zaman müteşekkirim. Kulüpsüzken biraz daha mutlu oldum. Kendi yaşadığım yerde; Afrika'da futbolcu olmayı hayal eden çocuklarla zaman geçirdim. İşin olumlu taraflarına baktım. Negatif etkilerini düşünmedim, pozitif şeyler çıkarmaya çalıştım.
Gençlere tavsiyeler
Futbolcu olmak isteyen gençlere tavsiyem büyüklerine saygı göstersinler. Bu işler anne ve babanıza saygınızla başlar. Saygılı olmaları gerektiğni söylüyorum gençlere. Futbol aslında fedakarlık işidir. Dışarıdan ne kadar güzel gözükse de, fedakarlık yapmaları gerekiyor. Futbol hayat garantisi değil. Kırılma noktasını aşanlar belli bir yol kat ederler. Hayallerinizin peşinde koşun diyorum, ben de hayallerimin peşinde koştum. Her gün uyandığımda sevdiğim işi yapıyorum. Futbolun zorlukları var. Arkadaşlarınız gece dışarı çıkarken, sizin erken yatmanız gerekiyor. Sabah erken kalkıp, idmanlar yapmanız gerekiyor. Ailenizden uzak kalıyorsunuz. Futbolcu olmanın gerektiği fedakarlıklar bunlar.
Togo otobüsüne yapılan silahlı saldırı
Bazı şeyler anlatılmaz yaşanır ya, kimse benim yaşadıklarımı ne kadar anlatılırsa anlatılsın anlayamaz. O otobüsün içindeydim. Fenerbahçe otobüsünü de duymuştum ama benim birebir gözümün önünde ölen insanlar oldu. Çok travmatik bir zamandı. Korku vericiydi. Bu travmayı atlatmam çok da kolay olmadı. 1 sene sürdü o travmayı atlatabilmek. O zaman eşim hamileydi. Bebeğimizin cinsiyetini henüz öğrenmemiştik. Olaylar sırasında telefon ettim. Eşime "Ben bu dünyada olmazsam ve çocuğumuz erkekse ona benim adımı verirsin, kızımız olursa da adını Emmanuella koyarsın dedim. Sen ne diyorsun" derken telefonu kapattım. Tekrar silah sesi duyuldu. Bunları yaşayan benim. Benim için büyük bir travma oldu. Evimizdeki temizlikçi bardağı düşürse bile ürküyordum. Silah sesine en yakın ses bile beni ürkütüyordu. O dönem Manchester City bana psikolog vermişti. 2 ay sonra da milli takımı bırakmaya karar verdim İnsanlar, "sen bu takımın kaptanısın, bu takımı bırakamazsın" demişti. Togo milli takımı ile yaşananlar insanlara macera gibi gelse de, macera değil gerçekti. İnsanlar öldü. Kolay olmadı ama üstesinden gelebildik. Bu örneklerde bazen savaş ortamı yaratılıyor. İki takım da sonuçta belli şeyleri kazanmak için sahaya çıkıyor. Bizim ikili mücadelelerimiz gerçek. Bu maçlar sırasında sakat kalanlar olabiliyor. Çok daha büyük sakatlıklar oluyor. Ben bunları yaşamış biri olarak işimizin dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmadığını söyleyebilirim.
Arsenal dönemi
Premier Lig hayatımın parçası, hafta sonum Premier Lig'siz geçmiyor. Arsenal'e 2006'da geldim. Sahip olduğum şeyleri Arsenal'e borçluyum ama tamamen her şeyi Arsenal'e borçluyum diyemem. Arsenal'de kazanmak için sürekli çalışmam gerekti. Şimdi Arsenal maçlarını izlerken, "Ben de oynadım bu müthiş takımda" diyorum. Tarafftarların beni yanlış anladıği bir dönem oldu. Şu an izlediğim kadarıyla zor bir dönem geçiriyorlar. Çok da yorum yapmak istemiyorum. Mesut tanıdığıdım bir arkadaşım. Arsene Wenger zor dönemden geçiyor. Londra derbisini 3-0 kaybettiler Crystal Palace'a karşı. Büyük bir olay bu derbinin böyle kaybedilmesi. Arsenal zoru sever, önümüzde birkaç hafta daha var; umudum iyi sonuçlar alması.
Van Persie ile görüştü mü?
İlk geldiğimde Robin van Persie'nin telefonu almıştım ama Türkiye numarası değilmiş. Görüşmek için tekrar bir girişimde bulunmadım. İki tane Galatasaray maçına çıktım. De Jong kardeşim gibi sevdiğim bir insan. Görüşme şansımız oldu. De Jong'un ailesiyle de görüşeceğiz. Robin van Persie ile Arsenal'de, kırmızı formayla güzel günler yaşadık. Onu tekrar aramadım. Fenerbahçe ile yapacağımız kupa maçında birbirimizi göreceğiz. Şu ana kadar görüşmedik van Persie ile.
Arsenal Tottenham'ı geçebilir mi?
Ben Arsenal'de ve Tottenham'da oyndım. Derbiyi futbolu seven bir taraftar olarak izleyeceğim. İki takımda da 3.5 sene geçirdim. Şunu tutuyorum diyemem. Güzel bir derbi; iki tarafa da gol attım. Bu maçı futbol taraftarı olarak izleyeceğim. İki takımda da çok iyi dostluklar kurdum. Pochettino ile çalışma şansım olmuştu. İlk geldiğinde çok koşturdu bizi 1-2 sene. Bu kadar koşulur mu diyorduk ama bunun meyvelerini almaya başladı. Arsenal geçtiğimiz sene de Tottenham'ın arkasındaydı ama son dakikada işi çözdü ve son maçta önüne geçti. Arsenal son maçları sever ama bu sene işleri zor gibi gözüküyor.
"Kante "Robocop" gibi"
Chelsea'yi, yakından takip ettim. Kante'ye ayrı bir paragraf açmak lazım. "Robocop" gibi, makine gibi. Her yerde. Kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor. Hazard geçen seneye göre bu sene bambaşka. Conte ne söyledi, ne yaptı bilmiyorum ama Hazard geçen sezona göre çok iyi bir performans sergiliyor. Moses da değişti. Afrika onunla gurur duyuyor. Fubolda her şey olabilir. Barcelona Paris Saint Germain'i 6-1 yenecek deseler kimse inanmazdı ama oluyor. Benim tahminim Chelsea'nin işi bırakmayacağı ve şampiyon olacağı yönünde"
YASAL UYARI: BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR, KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ