Adnan Polat'tan flaş sözler: Tuvalet kağıtçısı bile...
‘Dursun Özbek geldi, konuştuk’
Mevcut başkan Dursun Özbek ile konuştuğunu aktaran Adnan Polat, “Stadın açılında yaşanan olaydan sonra stat elimizden gider endişesi ile imzalar atılıncaya kadar, camianın kongre de dahil hepsini sineye çektik. Tepki Erdoğan Bayraktar'ın konuşmasında Canaydın başkanımızla ilgili ‘acz içinde' diye başlayan konuşmasına idi. Dursun Özbek geldi, konuştuk, birincisi iç barışı sağla dedim ikincisi bu paraları çalanlar kimse araştır ve koy masanın üzerine dedim. Söz verdi, ama ikisini de yapmadı. Ünal Aysal Galatasaray'ın menkullerini bitirdi. Hesabını soran bir Allah'ın kulu yok” dedi.
‘Dursun Özbek bağımsız ve özgür değil’
Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek hakkında ise eski başkan, “Dursun Başkan Galatasaray iç barışı için bir mahkeme kararını okuyamıyorsa, Galatasaray'daki 300 milyon yolsuzluğu çıkıp açıklayamıyorsa, Galatasaray'a gönül verenlere aynı mesafede bir tüzük yapması da mümkün değil. Çünkü hür ve özgür iradesi ile karar verme imkanı kısıtlıdır. Bu yüzden Galatasaray'ın geleceği için çok pozitif düşünemiyorum, sadece üzülüyorum” diye konuştu.
‘Galatasaray'ı tanımayan hatta Türkiye'yi tanımayan başkanlar kulübü yönetmeye başlamışlardır’
Galatasaray Kulübü eski Başkanı Adnan Polat, “Alaylı liseli herkes Galatasaraylıdır. Fakat bir de 8-9 sene önce başlayan bir lisecilik hareketi var. Bunlar kulüp içi pozisyonlara kendi etrafından liseci arkadaşlarını veya yakınlarını getirdiler. Başkanı ve yönetim kurulunun çoğunu kendileri belirliyorlar. Esas aklı başında liseli kulüp üyeleri ve büyük çoğunluk maalesef kulüp ile sadece taraftar olarak ilgileniyor. Bu liseci grup liselilerin yüzde 5'idir. Bunların çoğunluğu maddi veya manevi menfaat için kulüptedirler. Galatasaray onların ekmek teknesidir. Bize yapılanlar, liseciler tarafından örgütlü bir şekilde edep ve etik dışı operasyonlar sonucunda olmuştur. Galatasaray maalesef bu ayıbı silemeyecek. Şimdi bana diyorsunuz ki küsme kırılma.
"O günden sonra eksen kaymıştır"
Bu nasıl olabilir. Kırılan bir testi tekrar yapışsa da izleri kalıcıdır. O günden sonra eksen kaymıştır. Galatasaray'ı tanımayan hatta Türkiye'yi tanımayan başkanlar kulübü yönetmeye başlamışlardır. Galatasaray iç barışın olmadığı, küskünler kulübü haline gelmiştir. Bu da lisecilerin işine geldi haliyle. İstedikleri gibi at koşturabilir hale geldiler. Elimde o kongreyi idare eden divan heyet başkanı Türker Aslan'ın o akşam Kongre sonrasında İnan Kıraç'la Akmerkez'de yemek yerken gülerek sohbet ederken resimleri var. En pişman olduğum nedir diye soruyorsanız, Galatasaray'ı tüm borçlardan kurtaracak bir yapılanma içerisindeyken bunu tamamlayamamanın üzüntü” şeklinde konuştu.
‘600 milyon dolar buhar oldu, uçtu’
Kulübün eski dönemdeki mali durumu hakkında da konuşan Polat, şunları söyledi: “Biz ayrıldığımız dönemde bu birleşmiş şirketin değeri 700 milyon civarındaydı. Sonra Ünal Aysal, Duygun Yarsuvat ve Dursun Özbek dönemlerine bakarsanız 150-160 milyonlar civarındadır. Bize kuruşun hesabını soranlar bir kez olsun 600 milyon dolar nereye uçtu diye sormadılar. 600 milyon dolar yok oldu, buhar oldu gitti.
"Tuvalet kağıtçısı bile bizi icraya vermişti"
Zamanında Vakıfbank'tan alınan 40 milyon dolar krediyi ödememişler, hiç ilgilenmemişler bile. Ben Işın Çelebi'den rica ettim. İlgilenebilir misin diye. Borç temerrüte düşmüş 310 milyon dolara çıkmış. Uzun müzakerelerden sonra 310 milyon dolar borcu, 50 milyon dolara indirerek bankayla anlaştık ve 6 sene vadeye yaydık. 2011 yılında ayrıldığım vaki bu borç 15 milyon dolara inmişti. Yüze yakın icra takibiyle karşı karşıya idik. Uçan kuşa borcumuz vardı. Tuvalet kağıtçısı bile bizi icraya vermişti.” (Sözcü)