Ahmet Çakar'dan Galatasaray - Akhisarspor maçıyla ilgili olay yorum
40 yıldır bu işin içindeyim, dün gece Seyrantepe'de anlam veremediğim, çözemediğim tuhaf şeyler yaşadık. Aslında tuhaf şeyler, futbolun cilvesi de olabilir ama Akhisar ikinci yarı adeta maçı G.Saray'a hediye ediverdi. Hem de 5 dakikada.
Bir şey ima etmek istediğimi düşünmeyin ama bazı şeyler çok tuhaf geliyor. Akhisar golü buluyor, devre biterken tartışmalı bir kırmızı kartla 10 kişi kalıyorlar santra sonrası Muslera 12 yaşında bir kalecinin bile yapmayacağı bir hatayla önde yakalanıp golü yiyor.
İkinci yarı Akhisarlı oyuncularda bir durgunluk var. Kaleci Lukac'da da öyle. Fernando 25 metreden vuruyor, kalecinin önü açık, topu sürdükten sonra üstelik vuruyor. Ama Lukac sağına yatmıyor bile. Santra yapılıyor, birkaç dakika sonra yine benzeri bir gol. Maç birden 2-2 oluyor.
Bu arada kenarda bulunan Okan Buruk, ortam çok sakinken, hiçbir itiraz gerektirecek pozisyon yokken birden oyundan atılıyor. İlerleyen dakikalarda sağdan Denayer geliyor, topun çizgiyi terk etmediği çok açık ama bütün Akhisar defansı duruyor. Tam tabiriyle duruyorlar ve gol geliyor.
Dedim ya tuhaflıklar devam ediyor... Hemen akabinde de Gomis oyundan atılıyor. Gomis'in, Mustafa Yumlu'ya yaptığı hiçbir şey yok. Üstelik itip kakan yine Mustafa Yumlu. Gomis de onu itiyor, yardımcı hakem Gomis'i oyundan attırıyor.
Dün gece G.Saray'ın kazanması gerekiyordu, kazandı. Asla Akhisar'a bir imada bulunmak istemiyorum ama Akhisar'ın ikinci yarıda yaptığı şeyler, 40 yıllık futbol dağarcığımda yerini bulmuyor. Çok şey gördüm ama dün geceki gibi bir ikinci yarı 45 dakikası hayatta izlemedim.
Gelelim hakeme... Onda da bir tuhaflık vardı. İlk yarının son dakikasında Akhisarlı oyuncuya gösterdiği kırmızı kart bence ağır. Tamam, Yasin'in önüne elini koyuyor ama bir maçta böyle çok pozisyon var. Gomis'e verdiği kırmızı kart ise kesinlikle yanlış karar. Dedim ya, dün gece Seyrantepe'de çözemediğim, belki de ileride çözebileceğim şeyler yaşandı.
Sabah