Ahmet Çakır Ajansspor için yazdı: '1-0 iyi sonuç...'
1-0 iyi sonuç...
Ahmet ÇAKIR
İçerdeki gürültü-patırtıdan kurtulma şansımız yok çünkü biz başka türlü yaşayamıyoruz. Neyse ki Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Avrupa maçları biraz havanın değişmesini sağlayacak. Kendi sahanda gol yemeden kazanmak, tur atlamanın altın anahtarlarından biri olarak kabul edilir. Fenerbahçe’nin
daha fazlasını yapabilecek gücünün olmadığı da ortada. Zenit’in yaklaşık 2 aydır lig maçı oynamayıp hazırlık karşılaşmalarıyla idare etmek zorunda oluşunun yarattığı şans iyi değerlendirildi sayılır. Üstelik, ülkemizin Avrupa puanı açısından bıçak sırtındayız. Takımlarımız elense bile hiç değilse kendi
sahamızdaki maçları kazanmak sanıldığından çok daha büyük önem taşıyor. Dolayısıyla Fenerbahçe mümkün olanı yaptı. Bundan sonrası için de biraz şansa gereksinmesi olacak.
***
Trabzonspor’un Galatasaray maçındaki hakem hatalarına isyanıyla ilgili olarak herhangi birşey söylememek belki de en iyisi. Ancak sevgili Ahmet Ağaoğlu, bu konudaki hırçın tavrının kendi kalesine gol olarak geri dönebileceğini de hesaba katmak zorunda olduğunu biraz unutmuş gibi görünüyor.
Şota’nın teknik direktörlüğü döneminde Trabzonspor- Galatasaray maçında Erkan Zengin’e yapıldığı düşünülen penaltıyı Cüneyt Çakır’ın vermediği iddiasıyla başlatılan isyan da Bordo-Mavili takıma çok pahalıya malolmuştu. Saha dışındaki mücadelenin dozunda yapılmayışı sahadaki mücadeleye inanılması zor boyutta zarar verebiliyor. Sevgili Ağaoğlu’nun korkunç bir enkaz devraldığını herkes biliyor. Bunu mümkün olabilecek en kısa zamanda epeyce onardı. Ancak hala işi çok zor ve bu süreçte yaşadıkları da elbette sinirlerini alabildiğine bozdu. Yoksa, başta Çanakkale olmak üzere söylediklerinin büyük bir bölümünün son derece yersiz ve yakışıksız olduğunu hepimizden iyi bilir.
Üstelik, hangi takımın ne gibi hakem hatalarının kurbanı olduğuna ilişkin tartışmalara girecek olursak, işin içinden çıkamayız. Minicik bir örnek, Trabzonspor-Ankaragücü maçının son dakikalarında Sarı-Lacivertli takımın nizami golünün verilmediğini de Mustafa Çulcu TRT’de anlattı. Dolayısıyla “Bizim 1 tek haram puanımız varsa...” gibisinden söylemleri temellendirebilmek o kadar kolay değil. Hakem hataları yüzünden kazanılan ve kaybedilen puanlar her yerde olabiliyor...
Bir yığın çirkin söz de Ümit Öztürk’le ilgili olarak ediliyor. Bana göre, son iki yılın en iyi hakemi odur. Bu işi gerekli ciddiyetle takip eden biri olarak, kafamdaki bu sıralamayı Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus gibi yıldızları da işin içine katarak yapıyorum.
Futbolla ilgili olarak herhangi bir fikri, söylenmeye değer bir görüşü olmayan yorumcular, kaçınılmaz olarak hakem üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Bu sayede haktan yanaymış gibi görünme şansı da doğuyor. Umurlarında bile değil. Hepimizle alay ediyorlar. Toplum da ne yazık ki bu tür saçmalıkları çok daha büyük bir keyifle paylaşıyor. Sonrasında da içinde bulunduğumuz durum ortaya çıkıyor: Bitmez-tükenmez bir kaos...
***
Yusuf Namoğlu’nun görevi bırakması olağan bir gelişme. Zaten daha önce milletvekilliği, belediye başkanlığı yapmış ve bu görevi de yürütmüş birinin yeniden oturması hiç de gerekli olmayan iğneli bir koltuktu bu. İşin tarihinde “Şu MHK başkanı iyiydi” denilen biri yok! Tarihin en başarılısı bile olsanız, hakemin verdiği ya da vermediği bir penaltı sıfıra düşmenize yetebiliyor. Böyle bir ortamda ne yapabilirsiniz ki...
Şimdi gelecek yeni MHK başkanı kuş konduracak! En çok 2 hafta sonra, onun da hemen görevi bırakması gerektiğini söyleyecek en az 5-6 kulüp olacaktır. Hepsinin birden bu koroya katılmaları için de 4 hafta yeter! İçinde bulunduğumuz kaotik ortam da böylece sürer gider. Elbette ki görevi asıl bırakması gereken TFF yönetimi. Tam 7 yıl doldu Demirören yönetiminde. Ne yapmak istedilerse fiyasko ile sonuçlandı.
Başta milli takımın durumu ve 2024 Avrupa Şampiyonasının alınamayışı, yabancı konusu gibi bir dizi skandal ve öteki başarısızlıklar, en az 3 TFF yönetiminin değişmesine yol açardı. Son ‘kurtarıcı’ olan Lucescu konusundaki fiyasko bile çok açık bir istifa nedeni olmalıydı. Sayın Demirören’in bu göreve layık görülmesinin nedenlerinin neler olduğunu anlayamamakla birlikte, koltuğunu koruma konusundaki becerisine hayranlık duyduğumu da söylemek zorundayım.