Ahmet Çakır yazdı: 'Daha iyi olacak'
Arnavutluk karşısında geçmişte özel maçlarda da olsa yaşadığımız skandallar var. Örneğin, içerdeki bir maçta 4-1 yenilmiş olmamız, kolay unutulacak bir durum değil. Bu kez de bize çelme takabilecek bir güçte oldukları düşünülüyordu. Gerek yaşadıkları iç sorunlar gerekse Şenol Güneş’in başarılı düzenlemesi sayesinde onları sıkıntısız aşmayı bildik.
Şenol Güneş’le her bakımdan yeni bir döneme girdiğimiz görüyoruz. Haziran’daki Fransa ve İzlanda maçlarında da bunun olumlu yanlarını göreceğimizden eminim. Çünkü Şenol Güneş’in bugüne kadarki başarıları rastlantısal değil. Tam tersine neyi nasıl yapacağını en ince ayrıntısına kadar planlayıp bunun doğal sonucunu alma diye anlatılabilecek bir süreç bu.
Henüz takımlaşma konusunda sıkıntıların bulunduğu ve oyunumuzun belli bir akışkanlık kazanmadığı dönemde elde edilen sonuçlar önemli. Ayrıca, Moldova karşısında attığımızın iki katını kaçırmamız şeklindeki bir hücum etkinliği de görmezden gelinebilecek gibi değil. Bunun gibi gelecek için umut veren başka ışıklar da görüldü.
Lucescu’nun genç bir takım oluşturma çabasının çok da gerekli olmadığını, Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Burak Yılmaz gibi oyuncuların verimiyle bir kez daha gördük. Kuşkusuz ki daha yapılacak çok iş var ama gereksiz birtakım tartışmalarla yaralı-bereli şekilde yürümeye çalışmanın yanında Şenol Güneş’in yapmaya çalıştığı çok daha doğru ve geçerli.
Başta sakatlıklar olmak üzere çeşitli nedenlerle bu iki maçta yer alamayan daha bir yığın oyuncumuz var. Ozan Kabak’tan Emre Akbaba’ya, Abdülkadir Ömür’den İrfan Can Kahveci’ye kadar bir yığın oyuncu bu takımın geleceğinde kendine elbette ki yer bulacak. Yersiz ve anlamsız birtakım kapışmalarla zaman yitirmek yerine onları en sağlıklı ortamda değerlendirmek Şenol Güneş’in asıl işi olacak.
Maçı yerinde izlemek elbette ki spor yazarının gerçek görevi ve aynı zamanda keyfi. Son yıllarda yorumcuların hemen hiçbir maça gitmeyip tv’den izlemeleri aslında hazin bir durum. Spor gazetecisi olarak değil de eşimle birlikte futbolsever olarak izlediğim maçtan elbette ki keyif aldım ama aynı zamanda Eskişehir Yeni Atatürk Stadının hala bir yığın eksiğinin bulunduğu görmek de biraz üzücü oldu.
Stadın içindeki birtakım eksiklerin yanında çevre düzenlemesi yönünden de daha yapılacak dünya kadar iş var. Tam 2 yıl önce 3-1 kazandığımız Moldova maçının da burada oynandığı düşünüldüğünde bu işlerin yapılmasında biraz geciktiğimiz de kabul edilmeli. Üstelik, bunların yapılıp yapılmayacağı da belirsiz gibi görünüyor. Bu kadar güzel tesisler yapıp sonra onları biraz ortalıkta bırakır gibi davranmak da bizim bir türlü düzeltemediğimiz bir kusurumuz.