Ahmet İbanoğlu, MHK'ya nasıl başkan oldu?
Radyospor programcısı ve Ajansspor yazarı Atilla Türker, "Ahmet İbanoğlu, MHK'ya nasıl başkan oldu?" başlıklı yeni bir yazı kaleme aldı. İşte Türker'in yazısı...
ÜLKE HAKEMLİĞİ DUVARA TOSLADI
Bu çerçevede Türk hakemliği çürük bir zemin üstündedir.
Sistem falan hak getire..
Ahbap çavuş ilişkiler, bölgecilik, dernekçilik, babalar ve oğullar, torpil gibi etkenler çok ön plana çıktı.
Eğitim ve disiplin geri planda kaldı.
Günü kurtarma düşüncesi tavan yaptı.
Güven, özgüven ve adalet gibi kavramlar yerle bir oldu.
Özellikle büyük kulüplerin çeşitli girişimleri sonucu hakem camiası önemli ölçüde sindirildi.
Eyyam ve korku, hakemlerin büyük bölümünü sarıp sarmaladı.
Sürekli maç alabilme sevdasında olan hakemlerin önemli bölümü bazı kulüplere şirin gözükmeye çalışınca büyük facialar oluştu.
Tribünden bile herkesin görebileceği pozisyonlar bazı hakemler tarafından es geçildi.
Gören, duyan, doğru düdüğü çalan hakemler değil, görmeyen, duymayan, hatalı düdükler çalan hakemler türedi.
Sonuçta ne oldu?
Vücut kangren oldu.
Ülke hakemliği duvara tosladı.
Hakemlere güven minimuma indi.
Fatura doğal olarak görevdeki Merkez Hakem Kurulu Başkanına kesildi.
İşte bu yüzdendir ki Merkez Hakem Kurulu Başkanı hemen her yıl değişti.
İBANOĞLU HİÇ YIPRANMADI
Merkez Hakem Kurulu’nun mevcut başkanı kim? Ahmet İbanoğlu.
Çiçeği burnunda bir başkan İbanoğlu…
Futbol camiasının önemli bölümü için sürpriz oldu başkanlığa getirilmesi.
Fakat hemen söyleyelim.
40 yılı aşkın bir süredir hakem camiasının tam göbeğindedir İbanoğlu…
Hem de hemen her safhada…
Hakemlikten gözlemciliğe, temsilcilikten eğitimciliğe, il spor müdürlüğünden il hakem kurulu başkanlığına kadar…
Çeşitli dönemlerde Merkez Hakem Kurulu üyeliği de yaptı.
Yine çeşitli süreçlerde hakem derneği yöneticiliğini üstlendi.
Peki, İbanoğlu bu 40 yılı aşkın süreyi nasıl geride bıraktı?
Yıpranmadı.
İşte uzun vadede en büyük avantajı bu oldu.
CADI KAZANI GİBİ…
Ahmet İbanoğlu deneyimli ama hasar görmemiş bir isim olarak sürekli ayakta kaldı.
Hakemliği vasattı.
Süper Lig’de 5 sezonda zorluk derecesi düşük olan maçlar yönetti.
Hakemlik yaşamında önemli bir vukuat işlemedi.
Hakemliği bıraktıktan sonra da hep dikkatli, ölçülü, önemli adımlar attı.
Mevzuyu biraz açalım.
Hakem camiası cadı kazanı gibidir.
Fokur fokur kaynar.
Birileri de kazanın altına sürekli odun atar.
Gruplaşmalar, kavgalar, adam kayırmalar bir türlü bitmez.
İşte bu yüzdendir ki, deve dişi gibi son derece güçlü isimler bile gün gelir dışarıda kalır.
Yıpranmadan hakemlik sürecini tamamlamak neredeyse imkansızdır.
HAKEM CAMİASI TIKANDI
Ülkemizde son çeyrek asırda öyle bir tablo ortaya çıktı ki, Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı yapan ya da yapacak olan isimlerin tamamına yakını çeşitli nedenlerden dolayı istenmeyen insan ilan edildi.
Gönül rahatlığıyla “İşte bu isim başkan olmalıdır” denilecek kişi sayısı yok denecek kadar azaldı.
Yine bu nedenle bazı isimler Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı’na dört kere geldi, dört kere gitti.
Tıkanma öyle büyük boyutlara ulaştı ki, hakemlere başkanlık yapacak isim mumla aranmaya başlandı.
MEHMET BAYKAN FAKTÖRÜ
Tekrar Ahmet İbanoğlu’na dönelim.
Mehmet Büyükekşi başkanlığındaki mevcut Futbol Federasyonu, “Camianın güvene, huzura ve birlik beraberliğe ihtiyacı var” düşüncesiyle Ahmet İbanoğlu’nda karar kıldı.
Büyükekşi yönetimi, yıpranmış deneyimli isimlerin yerine hakem camiasının kabul gördüğü yıpranmamış ismi tercih etti.
Peki, İbanoğlu’nun göreve gelmesinde Göksel Gümüşdağ ve Mehmet Baykan etkili oldu mu?
Mümkündür.
Şu bir gerçek…
Başakşehir FK Başkanı Göksel Gümüşdağ ve halen Konya milletvekili olan Mehmet Baykan, çok uzun yıllardan beri Türk futbolunda çok etkilidir.
Çok iyi dost olan bu iki isim bugüne kadar hep el ele vererek Futbol Federasyonu yönetimlerinin ve kurullarının oluşumunda önemli kararlara imza attılar.
Mehmet Baykan’ın kısa bir süre öncesine kadar Spor Genel Müdürü koltuğunda oturduğunu da hatırlatayım.
Hukukçu kimliği olan Mehmet Baykan 12 yıl boyunca hem Spor Genel Müdürü hem de Futbol Federasyonu yöneticisi olarak hep ön planda kaldı.
İşte, Mehmet Baykan’ın Gençlik ve spor Genel Müdürü olduğu süreçte Ahmet İbanoğlu da 12 yıl boyunca Denizli İl Spor Müdürü olarak görev yaptı.
KADRO YETERSİZ
Peki, Ahmet İbanoğlu, Merkez Hakem Kurulu Başkanı olarak başarılı işlere imza atabilir mi?
Gerçekçi olalım. Mevcut şartlar altında İbanoğlu’nun işi inanılmaz zor.
Belki de imkansız…
Niye mi? Sebepleri saymakla bitmez.
Her şeyden önce mevcut hakem kadrosu yeterli değil, bunu herkes biliyor.
Tabii geçmiş yıllardaki hatalı politikaların sonucu bu…
Halen Süper Lig’in yükünü çekebilecek hakem sayısı son derece az.
Önemli bölümü deneyimsiz, yetersiz.
Uzağa gitmeyelim, geçen sezonun yükünü Halil Umut Meler’le birlikte birkaç isim taşıdı.
FİZİKTEN SINIFTA ÇAKTILAR
Hemen bir bilgi vereyim. Bu sezon öncesi yapılan atletik testlerde de Süper Lig kadrosundaki hakemlerin önemli bölümü kötü bir görüntü ortaya koydu.
Fiziksel açıdan yetersiz hakemlerin başarılı olması elbette ki mümkün değil.
İşte bu sebeple hakemlerin fiziksel yetersizliğini gidermek için kendi alanında Dünyanın 1 numaralı ismi olan Prof. Dr. Werner Helsen göreve getirildi.
Belçikalı bilim adamı daha önce Pierluigi Collina ve Huge Dallas 'ın fiziksel gelişim koçluğunu yapmış son derece değerli bir uzman.
Werner Helsen, Türk hakemliği için büyük şans.
İBANOĞLU CAMİAYI İYİ BİLİYOR
Ahmet İbanoğlu hakkında bazı bilgiler vermeye devam edelim.
İbanoğlu hakem camiasının güven duyduğu bir isim…
Herkese her daim eşit mesafede duruyor.
Pozitif yapısıyla bütünleştirici olabilir.
40 yıllık bilgisi ve görgüsü doğrultusunda istisnasız herkesi iyi tanıyor.
Yönetici ve eğitimci kimliğiyle hakemlere artı değer katabilir.
SON MAÇINA ÇIKAR GİBİ CESUR OLABİLMEK…
Bir hatırlatmada bulunalım.
Hakemlikte bir düstur vardır. Ne mi bu?
İlk maçına çıkıyor gibi heyecanlı, son maçına çıkıyor gibi cesur olacaksın.
Pozisyonlara ortadan bakacaksın.
Renk ayrımı yapmayacaksın.
Güçlüden yana olmayacaksın.
Düdükleri ayrı telden çalmayacaksın.
Varsın olsun dünya yıkılsın, adaletten yana olacaksın.
Oyun kurallarını elbette ki her hakem biliyor, önemli olan dik durabilmek, eyyam yapmamak.
Sadece hakemler için değildir bu düstur, Merkez Hakem Kurulu için de geçerlidir.
Bu bağlamda şunu söylemek gerekiyor.
Ahmet İbanoğlu ve arkadaşları, hakemlere güven, özgüven, dik duruş, eğitim, cesaret, adalet, özveri gibi olmazsa olmaz ilaçları enjekte ederse…
Hakemlerin vücudu da kabul görürse…
Ne ala…
Hasta ayağa kalkabilir.
ACİL OPERASYON ŞART.
Tabii bu kadar da değil.
Camiadaki en büyük illet olan gruplaşma, kuyu kazma, ayrıştırma, bölünme, birilerinin adamı olma gibi kara tablo ortadan kaldırılırsa…
Suyu getiren hakemle testiyi kıran hakem ayrı tutulursa…
Korkak ve de eyyamcı isimlerle yollar ayrılırsa…
Genç ve yetenekli hakemlere şans tanınırsa…
Kulüpler başta olmak üzere tribünlerin, medyanın ve de belli güçlerin baskısına aslanlar gibi göğüs gerilirse…
Yine ne ala…
Tabii bunlar kısa sürede çözülecek problemler değil.
Zaman gerekiyor.
Ama şu da var.
Dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlarmış.
Bazı konularda acil operasyon şart.
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDERSE, AHMET İBANOĞLU DA AYNEN GİDER
Net konuşalım.
Böyle gelmiş böyle giderse…
Düzen aynen devam ederse…
Hiç bir şey değişmezse…
Bundan önceki pek çok Merkez Hakem Kurulu Başkanı gibi Ahmet İbanoğlu’nun da bu işlere gücü yetmezse…
İbanoğlu da seyrederse…
Mehmet Büyükekşi, bu sezonun devre arasında yeni bir Merkez Hakem Kurulu oluşturmak için şimdiden kolları sıvasın.