Akabueze: 'Tren henüz kaçmadı'
Nijerya’lı oyuncu aylık olarak yayınlanan Boluspor dergisine konuştu. Kendisi hakkında bilinmeyenleri ve Boluspor ile ilgili değerlendirmeler yapan Chukwuma Emmanuel Akabueze...
“İNATLA SONUCA ULAŞACAĞIZ”
Bana Bentley denilmesi bir takma isim. 10 yıl kadar önce arkadaşlarım beni bu adla, bu lakapla çağırdılar ben de alıştım. Arabayla veya markayla bir alakası yok aslında, belki de vardır da ben bilmiyorumdur.
“PROFESYONELLİĞİM SUNSHINE STARS’DA BAŞLADI”
Biz yedi kardeşiz, iki erkek kardeşim var, dört de kız kardeşim var. Büyük bir aileyiz. Nijeryalıyız. Futbol hayatım ilkokul dönemlerinde başladı. O dönemlerde büyüklerim bir yeteneğim olduğunu fark ettiler. Zor oluyordu eğitimle futbolu bir arada götürmek, ben o süreçte futbolu tercih ettim. Ortaokulu da bitirdikten sonra Nijerya’da bir amatör takımda 3-4 ay kadar oynadım, sondan sonra Premier Lig ekiplerinden Sunshine Stars takımıyla profesyonel sözleşme imzaladım ve böylece futbol kariyerim başlamış oldu.
OKOCHA, UCHE VE AMOKACHI SÖZLERİ
Nijeryalı ünlü futbolcular Türkiye’de oynamış olan Fenerbahçeli Jay Jay Okocha, Uche Okechukwu ve Beşiktaş forması giyen Daniel Amokachi gibi futbolcular örnek aldığımız futbolculardı. Bizlerin de futbola olan ilgisini sağlayan sporculardı. Bu futbolcular bizlerin Nijerya’da ilah gibi baktığımız futbolculardı. Çünkü onların jenerasyonunda Nijerya Milli Takımı resmen uçuyordu dünyada. Bizler onları ancak TV’lerde ve radyolarda izleyebiliyorduk. Çok meşhur futbolculardı ve çok göz önünde kişilerdi. Bizler ancak onları televizyonlardan ve gazetelerden takip edebiliyorduk.
BOLUSPOR’A GELİŞİ
Boluspor’a gelişim şöyle oldu. Norveç’teki kulübümle olan kontratım bitmişti. Kontrat bittikten sonra ben de geleceğimle ilgili hangi adımı atarım diye düşünüyordum. Türkiye’de tabi opsiyonlardan biriydi ve ben de Türkiye’de oynamak neden olmasın diye düşündüm. Birçok ünlü Nijeryalı futbolcunun Türkiye’deki başarılarını da biliyordum. Boluspor’u araştırdım, burada kendimi daha da geliştirebilirim diye düşündüm ve Boluspor benim Türkiye’deki sözleşme yaptığım kulüp oldu. 28 yaşındayım ve daha uzun yıllar bir aksilik olmazsa burada elimden gelen en iyi hizmeti vereceğime inanıyorum.
Boluspor tesisleri oldukça iyi, hep olumlu benim için ve her gün daha da geliştirildiğini görebiliyorsunuz. Bir futbolcunun bir spor kompleksinde faydalanabileceği şartlar Boluspor Kulübü tesislerinde mevcut. Bizler için kulübümüzün her türlü çalışmaları yaptığını da düşünüyorum.
“MEVKİ OLARAK FORVET ARKASI”
Dürüst olmak gerekirse, en verimli olduğum ve yetiştiğim pozisyon mevkiim, kendime uygun olan yer forvet arkası mevkii. En rahat hissettiğim, oynarken en hoşuma giden ve performansımın en iyi olduğu yer forvet arkası. Bu sene de bir şu ana dek bir kez şans bulabildim orta saha mevkiinde ama sağ kanat, sol kanat benim için önemli değil. Önemli olan takıma iyi başarılar kazandırabilmek için oynamak, hangi mevki verilirse, elimden gelenin en iyisini her zaman yapmaya çaba sarf ediyorum. Norveç’te oynarken oradaki hocamız 4–3–3 sistemine geçmişti. O zaman 4–3–3 olunca ilerdeki oyuncular olarak sağ ve sol alanlara kaçarak oynamaya başlamamızla birlikte kanatta oynama özelliğim orada oluşmaya başlamıştı.
“MÜCADELEYİ SEVERİM”
Mücadelemi sahada sonuna kadar yapmaktayım. Mümkün olduğunca top kaptırmama özelliğim var, hatta rakiplerin fiziki mücadelelere karşı da dirençli olduğumu düşünüyorum. Futbolda vücut dili de önemli, bazı zamanlarda bazı meziyetleri kullanabilmek, takım oyununda bazen yapılması gerekir. Risk almak hücum oyuncularının olmazsa olmazlarındandır. Kazanmak ve gol atmak, asist yapmak takım oyununu sürdürebilmek için kurallar çerçevesinde fiziki güç kullanmak başarılı olmanın etkenlerindendir. Kanatlarda oynamak veya forvet arkasında oynamak ileri hücumcular için değişmez.
“KADROMUZ GÜÇLÜ VE ALTERNATİFLİ”
Geçen sene play-off’ta oynamamız, ligi dördüncü bitirmemiz bizim bu sene daha da başarılı olmamız konusunda baskı oluşturmuş olabilir. Ancak kadromuz geçen seneden daha da güçlü ve alternatifli oluşturuldu. Ancak futbolda şans faktörü olsun, sakatlıklar olsun, süreklilik açısından bakıldığında bunlar hep aleyhimize oldu. Bazı maçlarda aslında bunun altına sığınmıyoruz ama hakem hataları da yaşadık. Bu sene iyi başlayamadık lige, fakat neredeyse bitecek olan ve galibiyetle bitirebileceğimiz maçın sonunu getiremedik. O bile motivasyon kaybımıza sebebiyet vermişti. Gerçekten çok kötü bir maç oynamadık ve böyle ezildik, yenildik diyebileceğimiz bir maç yok. Hepsinde bir şekilde mücadele ettik ama sakatlıklar bu kez de takımın kurgusunda negatif etkiler verdi. Özgüvenin düşmesi belki bu kötü gidişatın başkaca nedenlerinden biri.
“TAKIM OLARAK İYİ YOLDAYIZ, TREN HENÜZ KAÇMADI”
Şu an inanın takım olarak iyi yoldayız. Daha iyi olacak, tren kaçmış değil. Bize inanın başaracağımıza bizler inanıyoruz. Asla politik konuşmuyorum, bu dediklerime inanıyor ve samimi söylüyorum. En son Rize maçı, hakem bizim pozisyonlarımızda iki penaltımızı vermedi. Ancak daha basit pozisyonda yan hakemim ısrarıyla rakibe penaltı hediye ederek maçı kaybetmemize neden oldu. Rize maçı olsun, Samsun maçı olsun takımımızda bir istek, arzu ve kazanma hırsı vardı.