Akrabayı bırak liyakate bak
Hakemlikteki baba-oğul ve akraba ilişkileri hep tartışma konusu. Cüneyt Çakır, Serkan Tokat, Abdülkadir Bitigen, Hakan Ceylan, Koray Gençerler ilk akla gelenler...
Bana göre bu görüş dünyada sadece Türkiye’de ortaya atılabilecek çok saçma bulduğum ve asla itibar etmediğim bir görüş. Bu konu ne yazık ki çok yanlış tartışılıyor. Türkiye’de hakemlikteki sorun baba oğul veya hısım akraba ilişkilerinde değil. Esas sorun, liyakata dayalı bir sistemin hala kurulamamış olmasında yatıyor.
Baba mesleği seçmek hak değil mi?
Dünyada her meslekte çocuklar babalarının veya yakın akrabalarının mesleklerini tercih edebilirler. Bu aslında iyi bir şeydir de. Hakemlik gibi yoğun baskı ve saldırılardan dolayı giderek dünyada daha az ilgi duyulan bir meslekte de aile içinden yeni hakemler çıkması büyük bir nimettir aslında.
Ama Türkiye’de ne yazık ki yıllardır bu söylemden nemalanan yorumcular ile kendi başarısızlıklarına sürekli kılıf arayan kulüp yöneticileri, insan haklarını falan gözetmeksizin akraba hakem olmasın bunların önü kesilerek adeta “kürtaj” yapılsın derdindeler. Hatta öyle ki kendi çaba ve yetemeği ile ilerlemeye çalışan hakemler bu nedenle mağdur oluyor ve bundan etkileniyorlar.
“Akrabası TFF’de olan hakem olamaz” gibi bir garabet kural eğer TFF tarafından uygulamaya konursa karar mahkeme kapısından döner hatta AİHM’e dahi gider.
Cüneyt Çakır hakem olmasın mı?
Şimdi düşünün, Cüneyt Çakır gibi dünyanın sayılı hakemlerinden biri babası nedeniyle hakem olamayacak. Serkan Tokat, Abdülkadir Bitigen, Hakan Ceylan, Koray Gençerler hakemliğe gönül verecekler ama hakem olamayacaklar. Neden? Çünkü babaları veya akrabaları hakem diye. Bir hakemin babası, isterse TFF Başkanı olsun, ancak yeteneği ve azmi ölçüsünde bir yerlere gelebilir. Bu çocukların hakem olmasını önleyerek bu işi çözeceğini sananlar çok yanılıyorlar.
Yapılacak şey belli. Liyakatın ve etik kuralların en ufak bir fire vermeyeceği bir sistemi kurgulamak, hakemin yolunu kendi bulacağı şekilde bir yapı oluşturmak. Ondan sonra isterse bir hakemin 7 sülalesi önceden hakem veya o anda yönetici olsun kimsenin umurunda olmaz.
VAR kadrosu ayrılsın talebi
TFF’den birçok istekte bulunan Kulüpler Birliği, VAR kadrosunun da ayrı olmasını talep ediyor. Ancak bunun nasıl olacağı konusunda hiçbirinin bir fikirleri olduğunu sanmıyorum. Çünkü dünyada VAR uygulaması başladığından beri böyle bir uygulama yok.
Bir kere aslolan hakemliktir. Bir hakem en üst düzeydeki lige çıkmak için minimum 10-15 yıl arasında “kan, ter, ve gözyaşı” döker, hakaretlere belki saldırılara maruz kalır. Sürekli idman yapar ailesinden, işinden, özel hayatından feragat eder. Diğer yandan VAR, IFAB’ın Futbol Oyun Kuralları ve VAR Protokolüne göre sadece yardımcı bir hakemdir. Dolayısıyla bir federasyon maç yöneten ve maç yöneterek kendini geliştiren hiçbir hakemi zorla veya tehditle sürekli olarak VAR görevine “mahkum” edemez. Bunun örneğini sezon başında yaşadık. Serdar Tatlı MHK’si 6 hakemi klasman düşürme tehdidi ile VAR kadrosuna atamıştı. Ancak gelen eleştiriler ve yapılan itirazlar sonrasında geri adım atarak 3’üne yeniden maç vermeye başladı. Yıllarca durmadan koşmuş bir hakem sürekli VAR koltuğunda oturduğunda eğer kendi öz disiplini çerçevesinde idman yapmıyorsa hamlar ve adeta bir TV seyircisi gibi olur.
TFF belki ancak VAR tecrübesi olan ve atıyorum hakemliğinin bitmesine 1-2 yıl kalmış kadrolu VAR olmayı kabul eden hakemleri sürekli VAR olarak atayabilir. Ama daha yaşı genç olan bir faal hakemin böyle bir isteği olabileceğini tahmin etmiyorum. Yapılabilecek şeylerden biri de 47 yaşına gelip yaş haddinden hakemliği bırakmak durumunda kalan hakemleri Almanya’da örneği olduğu gibi örneğin 50 yaşına kadar VAR olarak kullanmak olabilir.
Bunun başka bir çözümü kesinlikle yoktur. VAR koltuğunda hakemliğin içinde yoğrulmuş bir hakemden başkası oturamaz, düşünen var mıdır bilemiyorum ama hele hakem olmayan ve sadece VAR kursuna tabi tutulacak birileri oraya asla gelemez. Çünkü hakem dışında birinin o koltukta oturması asla mümkün değildir. IFAB da zaten böyle bir uygulamaya karşı çıkar.
TFF’nin bundan sonra ayrı bir VAR kadrosu oluşturmasının mümkün olduğunu düşünmüyorum. Uygulama tüm dünyada olduğu gibi şu andaki haliyle devam eder.