Ali Koç, Fenerbahçe'deki tarihi seçim öncesi konuştu! Flaş sözler...
3 Temmuz süreci
"Sayın Divan Başkanı, Sayın Divan Kurulu, Sayın Başkan ve yönetim kurulu, bizi televizyon başında takip eden değerli taraftarımız hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 31 Mayıs'ta şehit olan askerlerimizi rahmetle anıyorum. Sayın başkanım, Fenerbahçe tarihine yazılacak önemli başarılara imza attınız. Hayatınızı Fenerbahçe'ye vakfetme. Her Fenerbahçeli gibi ben de sizi minnettarım. 3 Temmuz saldırısında ödediğiniz ve ödediğimiz bedel, takdire şayan duruşunuz, kaçtı derken ülkeye dönmeniz, kaçtı diyenlerin kaçması, o dönemki duruşunuz herkese örnektir. Her zaman yanınızdayız, olmaya da devam edeceğiz. 'Ne şikesi memleket elden gidiyor.' cümlesini biz anlamıştık, ülkemizin anlaması biraz zaman aldı. Allah korusun bundan sonraki süreçte arzulamadığınız sonuç çıksa da saçınızın teline zarar gelse bu camia aynı refleksle sahip çıkacaktır. Aklı olan her Fenerbahçeli 3 Temmuz'daki dik duruşunuz için size müteşekkir olacaktır. "
"Hiçbir zaman bu noktalara geleceğimizi tahmin bile etmiyordum"
"Seçim takviminde bu noktaya gelene kadar çok şey yaşadık. Arzulamadığımız şeyler oldu. Bilhasa benimle ilgili itham ve iddialarda bulunuldu. Gerçekleri birbirimizinden çok farklı bir şekilde ifade etti. Hep televizyona çıkıp karşılıklı konuşalım istedim. Araya fitne girmesin diye bunu istedim. Ama siz kabul etmediniz. Hiçbir zaman bu noktalara geleceğimizi tahmin bile etmiyordum. Sadece bilmenizi istiyorum ki; irimiz doğruları söylemeyerek sizi yanıltıyor."
Fenerbahçe'de değişim
"49 ayrı etkinliğe katıldık. Özlediğimiz ve hayal ettiğimiz Fenerbahçe'yi anlatmaya çalıştık. Mali konularda sürdürülebilir bir konumda olmadığımızı ve bu şekilde devam edilemeyeceğini söyledik. Futbol yatırımlarımızla ilgili yeni felsefe istediğimizi ifade ettik. Sporcu fabrikası olmamız gerektiğini anlattık. Fenerbahçe'nin bir bütün olduğu zaman neler yapabileceğini ve özlediğimiz tabloyu anlattık."
Aziz Yıldırım'a sert sözler!
"Öncelikle eleştirilerim finansal konulara değil. Fenerbahçemizin bütünlüğünü sarsacak yaralardan bahsetmek istiyorum. Bu ağır yaralara baktığımızda; tribünlerin neden dolu olmadığını, taraftarımızın neden küstüğünü anlatacağım. Bu gerçeklerle yüzleşmemiz lazım. Sayın başkanım, 'Kimse Fenerbahçe'den büyük değil' dediniz, sanırım şunu unuttunuz; siz de Fenerbahçe'den büyük değilsiniz."
"Sayın başkanım, geldiğiniz bu son durumda kendinizi Fenerbahçe’nin önüne koydunuz. Unuttunuz, siz de Fenerbahçe’den büyük değilsiniz. Her başarısızlıkta başkasını suçladınız. Son kaçırılan şampiyonlukta ben de dahil herkesi suçladığınız gibi... Alex, hiçbir zaman seçim malzemesi yapılmamalı. Alex'in gitme vakti gelmişti. Alex gitmeseydi hocamız gidecekti. Bu kapıyı araladığınızda kapatamazsınız. Alex'in gidiş şekli yanlıştı. Alex'e belgesel için stadyuma girişine izin verilmemesi yanlıştır. Kim ne yaparsa yapsın Alex'i bu taraftarın gönlünden silemez. Lefter gibi, Can gibi, Selçuk gibi... Bunları yok saymanın Fenerbahçe'ye zararı vardır."
"Ben de içinizde 6 yıl boyunca bulundum. Belki de ben de suçluydum. Eskiden her şey güzel miydi? Ama Lefter yönetimiyle tartışmamış mıydı? Hep yöneticiler mi suçluydu? Biz aramızdaki sevgi bağını ne zaman kaybettik? Sizce normal mi bu yaşadıklarımız? Şampiyon olduğumuzda teknik adamlarımızın başarısını hep küçümsediniz, Aslında iyi bir başkan, şampiyon yapacak hocayı seçer, gerekli cephaneyi verir. Sonrasında onları taçlandırır ve onlarla gurur duyar. İyi bir başkan teknik direktörüyle tartışmaz, onunla gurur duyar. Takımımızı şampiyon yapan hocaya, yeni sezonda 2. durumdayken yollanır mı? Bir başkan hocasının özel hayatını basına yansıtıp, ses kaydını yayınlatmaz..."
"Fenerbahçe artık hiçbir başarının cezasız kalmadığı takım olarak hatırlanmaktadır, ben buna üzülüyorum. Başarılarından dolayı bağrımıza basacağımız kahramanlar istiyoruz. Benim bu kampanya sürecinde taraftarımıza sık sık söylediğim bir söz var: 'Kendinize yapılmasınıı istemediğinizi başkasına yapmayın.' Kötülüğe karşı ısrarla iyilik yaparsak; başarılı oluruz. Biz sonuna kadar takımımızı teşvik edeceğiz, rakibimize saygı göstereceğiz. Saygı istiyorsanız, saygı göstermelisiniz, sevilmek istiyorsanız, sevilmelisiniz."
"Küfre karşıyız' demek çözüm olmaz, küfür etmeyeceğiz. Kan davası gibi süre gelen husimetlere son vermeliyiz. Türk sporu bu nefretle bir yere gelemiyor. Global arenada başarılı olmalıyız. Türk sporunun paydaşlarının bizimle birlikte hayal etmesi gerekiyor. Tango tek başına yapılamıyor. Yönetime yapılan küfürleri kınıyorum. Bu bize yakışmıyor. Şunu bilelim ki; hiçbir yöneticinin taraftara küfür etme hakkı yoktur. Bu kulübün sahibi taraftarıdır. Kongre üyeleri taraftar oldukları için kongre üyesi olmuştur. Tribünler kapatıldı, bazı kombinelere satışa çıkartılmadı, taraftar mühendisliğinin planlaması yapılmadı. Size sorulduğunda, 'Yenilerini getireceğim' dediniz. Hangi yenileri? Son dönemde yapılan mali zarar konusunda ön plana yanlış transferler var. Özkaynağımızdan sporcu yetiştirmek zorundayız. Altyapıda 10 yaşından itibaren futbolu bilen, kanı sarı lacivert akan futbolcu yetiştirmek zorundayız. Son 20 yılda altyapıdan çıkıp A Takım'da sürekli oynayan oyuncular olmadı. Semih, İzmir'den geldi. Salih Uçan ve Tuncay direkt A Takıma transfer oldu."
Terraneo sözleri
"Mesela Terraneo'ya tüm yetkileri verdik, bize oyuncu satmaya geldi, sportif direktör oldu. Siz böyle olmadığını söylediniz, böyle diyorsanız kabul etmek zorundayız, yanlış biliyorsam özür dilerim. 2 yıldır futbolla ilgilenmediğinizi söylüyorsunuz. Siz bu kulübün başkanı değil misiniz? İlgilenseydiniz. Hatalarından ders almayan bir anlayışla ilerlemek mümkün değil. 3 Temmuz her Fenerbahçeli'nin kırmızı çizgisidir. Dilimde tüy bitti, gözden geliyormuşum gibi algılatıldı. Allah göstermesin yine böyle bir şey olduğunda yine aynı refleksi veririz. Yargıtay kararını bana bağladınız. Allah hiçbir rakibimize böyle bir durum göstermesin."
"Kırıldım, beni kaçmayla ima ettiniz. Sonra yanımdaydı dediniz. Vicdanı olan, konuya adil olan beni suçlayamaz. Ben her şey 3 Temmuz'a bağlanamaz derken neyi ifade ediyorum. Ben her şey 3 Temmuz'a bağlanamaz derken aslında konuşmamın başında dediğim gibi; yönetim şeklinden bahsediyorum. Ben nasıl 3 Temmuz'u hafife alabilirim? Artık yeni bir hikaye yazmanın tam zamanı şimdi! Sizlere ve Büyük Fenerbahçe taraftarına güveniyorum. Girmez, giremez, beceremez, kazanamaz oldu! Bu yolda güçlenerek buraya kadar geldik, sayenizde bir hayal gerçekleşmek üzere. Seçilip seçilmemem sizin takdiri ve Allah'ın lütfü. Tek korkumuz bize güvendiniz ve bizi umut olarak gördünüz. Güven kazanılması çok zor, kaybedilmesi çok kolay bir husus. Hatalarımız olmaz mı? Olur... Fakat sizin iyi niyetiniz ve güveniniz suistimal edilmeyecektir. İnşallah hep birlikte güzel günler göreceğiz, belki yarın belki yarından da yakın. Biz hayallerimizi gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışarak gerekli iklimi vadettiğimizi söylüyorum."
"Sayın başkan, belki de birazdan yapacağınız konuşmada, beni iftiralarla itibarsızlaştırmaya, silmeye, yok etmeye çalışacaksınız. Ne yaparsanız yapın, bunu başaramayacağınızı düşünüyorum! Sonuç ne olursa olsun, taraftarla aramdaki gönül bağını hiçbir zaman koparamayacaksınız! Açık ortamlarda farklı, kapalı ortamlarda farklı konuşuyorsunuz. Üzüldüğümü, kırıldığımı söylemek istiyorum. Allah göstermesin size bir şey olursa ilk olarak beni göreceksiniz yanınızda. Başkanımız haklı olarak sitemde bulunuyor. Başkanımız haklı. Bir arkadaşının bile elini sıkmadığımı söylüyor. Ama işler öyle noktaya geldi ki kimin elini sıkıp, sıkmayacağını bilemiyor insan. Başkanım, sizin yanınızda bana kötülük yapmış insanlar var. Yapacağım açıklama konusunda geri adım atıyorum. Lütfen arkadaşlar haksızlık yapmayın! Maçta değiliz, Fenerbahçe kongresindeyiz. Polisle buraya geldim, insanın içini acıtıyor bu durum. Yapmayın böyle! Yarın seçimimiz var. Kime oy verirseniz verin, gelin. Her anlamda biz farklıyız."
Vefa Küçük, uyarılarda bulunuyor....
"Beni seviyorsanız, düşünüyorsanız, oturun. Lütfen!"
Vefa Küçük: "Burası bizim namusumuzdur, lütfen boşaltın burayı!"
"Ben görüyorum burayı, bir şey yok! Lütfen. Daha fazla devam etmeyeceğimi belirterek, tüm masaya teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Kazanan Fenerbahçe olur, hayırlısı olur..."
Ali Koç, bir kez daha söz aldı ve Aziz Yıldırım'a yanıt verdi!
"İstediğimiz noktaya geldik. Zaten bu noktayı uzun zamandır istiyordum. Televizyona çıkın diyordum çıkmadınız. Sayın başkan ebelemece oynardık. Çıkalım konuşalım. Her şeye laf yetiştirdiniz bu hariç. Ne oldu da buraya gelip kükrüyorsunuz? Sizin bir tarzınız vardır son dakika atarsınız topu kimse cevap veremez. Vefa Bey'e teşekkür ediyorum.
Çok rahat yalan söylüyorsunuz. O kadar rahat yalan söylüyorsunuz ben üzülüyorum. Ümit Özat isterse bağlansın. Murat Özaydınlı burada mı? Kalecimiz Rüştü‘ydü. Ümit de kaptandı. Kırmızı kart görmüştü. Sahada bir hocayla atışmıştı. Ümit Özat da Özaydınlı orada diye bizim locaya gelmişti. Özat’ın içeride olduğunu bilmiyorum. 'Allah belanı versin' tarzında bir şey yaptım. Arkamda biri geliyor, kaptan. Beyaz bi tişörtü vardı. Ya sen ne yaparsın diye araya girdi. Korumam falan yoktu o zaman. Bir kürekçimiz vardı. Murat Özaydınlı ile beraber onu dışarı çıkarttılar. Yakışıyor mu ya 20 yıllık tahtınızı devam ettirmek için böyle şeylere tenezzül etmeye. Bravo ya? Büyük başkaaaaan."
"Siz başkanlığı açık artırmaya çıkartmışınız. Vermeyi düşünüyorsanız niye vermiyorsunuz? İlla başkan mı olmak lazım.
Burhan Karaçam konusuna gelelim. Evet, doğrudur. Sina Afra yönetimimizde yok. Çok istiyordunuz. Belki onun için tedbiri kaldırdınız. FenerbahçeBank’ı incelesin diye yolladığınız şimdi işinize gelmeyince sevmediğiniz Burhan Karaçam. Bugün beni yanımdaysa itibarsızlaştırmak gerekli. Tıpkı bana yaptığınız gibi. Galatasaray Adası’nı kullanmak için üye olmuştur, sonra bırakmıştır. Mustafa Koç‘u benden çok sevdiğiniz düşünürüm. O da at sporuna meraklıydı. Mecburen merakından dolayı GS üyesi olmak zorundaydı. Galatasaray’ın at şubesi vardı.
Size soruyorum. Gözünüzün içine bakarak. Binlerce insanın aidatını ödüyor musunuz ödemiyor musunuz? Ben karımın, kayınvalidemin aidatını ödüyorum. 5’ü geçmez. Ne varsa topunuz gelin, neyiniz varsa."
"Bana bir soru sordular, çok garibime gitti. Kulüpten arıyorlar, “Madem Ali Koç‘tun neden takımın dağılmasına izin verdin?” diye soru sordurtturuyorlar. Koskoca Aziz Yıldırım bize soru sorduruyor önceden.
Ali Yıldırım şahidimdir. En kötü günlerimizde şurada toplanmıştık. Biz pamuk eller cebe her birimiz 10’ar milyon vermeliyiz dedim. Ali Yıldırım dedim mi demedim mi? “Ali Yıldırım: “Allah’ın üzerine yemin ediyorum. Demedi.”
Cimer-Bimer konusu. “Yapılan bir suç duyurusundan korkan bir adam Fenerbahçe’nin haklarını nasıl koruyacak” diyorsunuz. Bu camiayı sizden başka koruyacak kimse yok mu? Sayın Selim Soydan bana geldi ve kendisine benim nasıl bir FETÖ projesi olduğumu anlattığınızı anlattı. Pek çok yerde bunu söylediniz. Öyle bir noktaya geldik ki yalan makinelere bağlanıp konuşmak zorunda kalacağız. Burada kupa kaldırmak konusu. Pek o gün sahadaydım. Gaz yemiştim. Nihat Özbağı da vardı, herkes vardı. Benden dolayı mı o kupa kaldırıldı? İlkeler değerle öyle düştü ki. Lütfen verin. Siz ne vereceğinizi söyleyin ben bir fazlasını vereceğim."