Ali Koç'tan Dursun Özbek itirafı: "Benimle görüşmek istedi"
Son dakika haberleri. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, hakem kararları ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in iddialarıyla ilgili açıklamalar yaptı. Detaylar.
AJANSSPOR-HABER
Trendyol Süper Lig ekiplerinden Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Koç, hakem kararları, yabancı hakem isteği, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, Süper Kupa'nın ertelenme durumu, MHK Başkanı Ahmet İbanoğlu ve Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in iddialarıyla ilgili de konuştu. İşte Koç'un yapmış olduğu tüm açıklamalar...
"Galatasaray'ın nasıl bir beka sorunu olduğunu açıklayacağım"
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in açıklamalarına yanıt vererek sözlerine başlayan Koç, "Rakibimizin başkanından yöneticisine kadar rekabetinin düşürdüğü seviye mezbahayı aratır yönde. Bizim camiamızı tahrik ederek suç işliyorlar. Buna dur diyebilen bir federasyon yok. Sürece dahil olacak başka mecra da yok. Galatasaray'ın nasıl bir beka sorunu olduğunu açıklayacağım. Hayali senaryolarla değil gerçeklerle sizlere sunacağım. Sanal gündemlerle sipariş sorularıyla medyadaki kalemsörleriyle kısa süreli mutlu olabilirler. Fakat sonunda tarihin sayfalarında yer alan kirli ilişkileri ortaya çıkacaktır. Aynen bugün olacağı gibi.
"TFF'yi baskı altına kurarlar ve hayali düşmanlar yaratırlar"
Rakibimizin DNA'sını size anlatmaya çalışacağım. Karakteristik özellikleri riyakarlıktan ibarettir. Tenhada ayrı, umumide ayrı konuşurlar. Kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapmaktan çekinmezler. Ortalığı karıştırıp, bundan da nemalanırlar. Hak hukuk mevzuat tanımazlar, kul hakkı yemekten çkeinmezler. Türlü türlü tehdit, şantaj yaparak özellikle hakemleri ve TFF'yi baskı altına kurarlar ve hayali düşmanlar yaratırlar. Bu kulübün Türk futbolunun bekası için ne büyük tehdit olduğunu anlatacağım.
"Kimin emeği gasp edilmesi gerekirse gözünün yaşına bakmazlar"
Futbolun marka değeri için mücadele ettiklerini söylerler, sadece kendileri için değil tüm kulüpler için adalet arayışında olduklarını söylerler. Hatta bunun için her hafta kendi kanallarını futbol için adalet programı yapacaklarını söylediler. Hiç program yapılmadı. Kimin emeği gasp edilmesi gerekirse gözünün yaşına bakmazlar. Anlık günü kurtarmak için samimiyetsiz söylemler yaparlar, herkesi saf görürler.
"TFF Başkanı ve kurulları Galatasaray için ne anlam ifade ediyor?"
TFF Başkanı ve kurulları Galatasaray için ne anlam ifade ediyor? Biz bu ilişkiyi çözemedik. Danışıklı bir dövüş mü yapıyorlar? TFF'ye siper oldular, Çok kısa süre sonra aynı TFF'yi tarihin en kötü başkanı olarak ilan edip, istifasını istediler. 2 gün sonra da hesap vermeye davet ettiler. Bir maçta kulübümüz hakkını aramak için 19 Mart'taki Alanyaspor maçının devre arasında bir paylaşım yaptık. Kıyameti kopardılar. Aradan 10 geçti, birebir aynısını kendileri yaptı.
"Bizim gibi yabancı hakem talebinde bulunun"
Bunların bir taktikleri var insanların üstünde baskı kurabilmek için. Fenerbahçe ile ilgili şirketlerde çalışıyor, Koç Grubu'nda çalışıyor, başka alakasız konuları gündeme getirdiler. Söz konusu olan durum, kişiyi kamuoyunun önüne atmak. PFDK başkanını Fenerbahçeli olarak suçlamasının ertesi günü Tahkim Kurulu başkanının oğlunu Galatasaray üyesi yaptılar. Aynı şeyi biz yapsaydık ne olurdu? Madem TFF Başkanınından memnun değilsiniz, madem kurullar rezil. Hakemler için her maç sonrası bir şeyler diyorsunuz. Siz de bizim gibi yabancı hakem talebinde bulunun. Mertseniz, kendinize güveniyorsanız yabancı hakemi destekleyin. Samimiyseniz desteklersiniz. Türk hakemlerine güveniyorsunuz ama sadece bizim maçlarda güvenmiyorsunuz. Yani riyakar oğlu riyakarsınız. Ülke için beka problemisiniz.
"Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp Fenerbahçe oyuncunuzu ayartmış diyemez"
Okan Buruk'a sormak lazım, en yakın hakem arkadaşı kim? Bilen bilir. Yabancı hakemi tabii istemezler, çünkü en iyi sonuçları Türk hakemlerle alıyorlar. Hülleli transfer yapmada, oyuncu ayartmada, çıkarlarına göre transfer haberleri servis etmede, işini kılıfa uydurmada da Şampiyonlar Ligi'ndeler. Bu ülkede bir tek kulüp çıkıp Fenerbahçe oyuncunuzu ayartmış diyemez. Halbuki onlar yeri gelir kulübünde kontratlı futbolcuyla konuşurlar, sonra da kulübünü köşeye sıkıştırıp oyuncuyu alırlar. Oğulcan Çağlayan, Taylan Antalı örnekleri var" dedi.
"Futbolcu ile anlaştıkları bedel ile resmi kontratta yazan bedel arasında fark var"
Açıklamalarına devam eden Koç, "Kayserispor ile maçları vardı, Pendikspor transfer teklifi yaptı. Tam da Galatasaray maçı öncesinde Thiam kadro dışı kaldı. Sivasspor'dan Saiz'e Pendikspor teklif yaptı. Tam da Galatasaray maçı öncesi kadrodan çıkarıldı. Bu kulüplerin bağını herkes bilir. Bir koalisyon lafı çıkardılar, alın size koalisyon. Gerçek koalisyon. Bize bir sürü transfer çalımı attılar. Futbolcuların şartlarını, beklentilerini biliyoruz. 4 futbolcu var ki resmi kontrattaki bedellerin gerçeği yansıtmasının mümkünatı yok. İradeli bir TFF olsa çağırır sorar. Resmi ve gayriresmi kontrat yapma kültürleri var. Futbolcu ile anlaştıkları bedel ile resmi kontratta yazan bedel arasında fark var. Yeri gelir sponsorluk derler, son dönemde de gayrimenkul anlaşmalarıyla farkı kapatıyorlar.
"Kılıfına uydurmakta üstlerine yok"
Sponsorları çok cömert, o kadar cömertler ki katiyen isimlerinin açıklanmasını istemezler. Geçen gün bir futbolcularına 5 milyon Euro olan imaj haklarının ödenmediğine ilişkin haber yapıldı. Bunlar SPK'Ya veriliyor mu? Kılıfına uydurmakta üstlerine yok. Bizden 8-9 milyon Euro isteyen adama 2.3, 4 milyona imza attırıyorlar. 3 milyona Morutan'ı satmışlardı. Keşke bizde de böyle bir sihirbaz olsaydı dedim. Meğer belirli sayıda ilk 11'de oynarsa transfer gerçekleşiyormuş. Acaba bu transfer 3 milyon Euro limit açmada kullanıldı mı?
"Real Betis - Bakambu transferinde yanıltma var"
Real Betis - Bakambu... Burada da yanıltma var. Bir kurum, niye yanıltıcı bilgi verir? Herhalde çok moda olduğu için değil. 700 bin Euro'ya alınan bir oyuncu 5 milyon garanti, 5 milyon da bonus maddesi olduğu açıklandı. Sonrasında Betis başkanının açıklamasında durumun farklı olduğunu gördük. Ödediğimiz maaşa da bonservis dahil dedi. Zaniolo... Bunlar geçen sene çıktılar, bir yöneticisi bizim teklifimizi ifşa etti. Bu aslında suç. Kurnaz ya Fenerbahçe daha çok verdi oyuncu bizi tercih etti diyor.
"Selahattin Baki Bey'e Beşiktaş'ın eski yöneticisini çağırtmışlar"
Kulübümüz tarafından teklif edilen bonusları, sanki bonusların yüzde 100 gerçekleşmesi algısı yaratması. Bilirkişi raporu geldi. Bu ülkede dürüst insanlar da var. Dava dosyasından alınan raporda kulüp tarafından ödenecek toplam bedelin bonuslar dahil Fenerbahçe'nin teklifinden yüksek olduğu, Erden Timur'un beyanlarının yanlış olduğu, bu durumun haksız rekabet oluşturduğu belirtilmiştir. Selahattin Baki Bey'e Beşiktaş'ın eski yöneticisini çağırtmışlar. Biz de bu davayı açmıştık. Ama onlar çok rahatsız olmuyor bunu yaparken. Burada yetişmiş oyuncuların başka takımlara gittiklerinde Galatasaray'a karşı ortaya koydukları performans herkesin malumu. Bu sezon oluşan kamuoyu tepkisini gördük. Bir kulüp başkanı oyuncuları için çıkıp '3 futbolcumuzun beyni ile kalbi arasında çelişki olmuştur' dedi. Bu Fenerbahçe'ye karşı olsaydı ne olurdu düşünebiliyor musunuz? Eski Galatasaraylı Ümit Karan'ın Eskişehir'deyken paylaştığı anı. Ben Galatasaraylıyım diyerek gol atmak istemediğini açıklıyor. Geçen sezon Belhanda'nın İstanbul'daki maçtan önce rakibi olan takımın tribünleriyle 3'lü çektirmesi...
"Sakın ha konsept dışı soru sormayın"
Bunların kalemşörleri, olağanüstü durumları normalleştirmede doçent olmuş. Burada asıl soru şu. Neden başka bir kulübün eski futbolcularıyla ilgili benzer iddialar gündeme gelmiyor? Niye başka kulüplerde olmuyor? Algı yaratma tarzları. Basın toplantıları, istenmeyen soru soranlara mobing yapmaları. İstenen konsepte göre istenen soru alıyorlar. Sakın ha konsept dışı soru sormayın. Ya kurumlarına şikayet ederler ya da iletişim direktörleri gece yarısı hakaret ve tehdit eder. Yakın zamanda iki isim bunu yaşadı. Yusuf Kenan Çalık ve Beril Böke. Biri 50 yıldır maça geliyorum, böyle bir şey görmedim dedi. Hiçbir hakem hatası söylenmemesine rağmen 2'inci haftada böyle basın toplantısı yaptı. Biri soru sordu. Bu maksatlı soru dedi. Tayfun Bayındır da 'Galatasaray'ın basın toplantısı için çoğunun eline kağıt veriliyor, belli olmasın diye kulaklarına soru fısıldıyorlar. Biliyorum, şahit oldum çünkü' diyor. Kulüp resmi hesabıyla taraftar hesaplarına bakın, ne kadar senkronize olduklarını anlarsınız.
"Oyuncularımız sahada dayak yiyor"
Kayrılmaya alışmışlar. Bir nevi sportif rekabet etiği haline gelmiş. İstifa talepleri, hakemlerden şikayetçi olmalarına rağmen Türk hakemlere güveniyoruz demeleri... Türk futbolunu ne hale düşürdüklerini görmek için Antalyaspor maçına ve sonrasındaki gelişmelere bakmak yeterli. İletişim furyası bu kulübün sportif rekabet kültürünün mükemmel yansımasıdır. 1-2 sezon Netflix dizisi çıkar bunların yaptıklarından. Böyle hareket etmelerinin mümkün olmasının ana sebebi kritik maçlarına TFF'nin kulübün tescilli hakemlerini atamasıdır. Bu kulübün başkanı Antalyaspor maçından sonra apar topar hezeyanlarda bulunup konuyu saptırarak, başkalarını hedef yaparak ayıplarını örtmeye çalışmıştır. Bizim maçlarımız basket maçı gibi. Dokunduğun an sarı kart. Oyuncularımız sahada dayak yiyor. Bunlar tekme tokat dövüyorlar. Olacak iş değil. Sahada etkisi var, bir sonraki maç alınmayan kartlar var. Hakem camiası üzerinde etkisi var. Psikolojik etkisi var. Bunlar başarıları bu yöntemlerle ediniyorlar.
"Torreira haftaya derbide olmaması lazım"
Göz göze, kulak kulağa... Az kalsın dudak dudağa... Bizim İngilizce bilmeyen futbolcumuz 'Aptalca karar' dediği için atılıyor. Vinicius'a hiçbir şey yok. Bundan sonra derbi maçı var. Torreira haftaya derbide olmaması lazım. Hakem ne kadar yakın. Bu bize olsa... Zaha'ya kart yok kart! Malum takımın başkanı sanki Antalyaspor maçı yaşanmamış gibi bizim aynı hafta oynadığımız Kasımpaşa maçına adresleme yaparak odağı değiştirdi. Bizim maçta da penaltı verilmişti. Ortada bir pozisyon. Ama ondan dakikalar önce Oosterwolde'ye yapılan ve penaltı verilmeyen pozisyon var. O maçı alıyor, kendi maçını örtüyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır.
"Galatasaraylı hakem Ahmet Çakar itiraf etti"
Önemli maç var. Beşiktaş ve Galatasaray şampiyonluğa oynuyordu. Beşiktaş'ın yenmesi lazım, Galatasaray'a beraberlik yetiyor. Sezon 97/98. Galatasaraylı hakem Ahmet Çakar. Beşiktaş 1-0 önde. 87'de penaltı veriyor. Ve bugün itiraf ediyor. Bir kulübün şampiyonluğu yenmiş. Diyor ki 'Düdüğü çaldım ve eyvah dedim. Ve penaltı inşallah kaçar diye dua ettim' diyor. Türk futbolunda kart standartsızlığı norm haline gelmiştir. Kart arasında çifte standartta zirve yapılmıştır. Kartlar bir sonraki maçların kadrolarını da etkileyerek yarışı etkilemiştir.
"Icardi'nin sevk şekli. Kamuoyu baskısı olmasa sevk bile edilmeyecekti"
Biz son 4 maçta 59 faul yapıp 15 kart almışız. Onlar 62 faul yapıp 4 kart almış. Galatasaray'ın 8 maçına bakalım. Galatasaray son 8 maçında 98 faul yapmış, 10 sarı kart görmüş. Verilmeyen 8 kırmızı kartlık pozisyonu gündeme getireceğiz. Şampiyonluk yarışını nasıl doğrudan etkilediğini göreceksiniz. Muslera sarı kart görüyor, sonra hakemi alkışlıyor. Kerem'in sarı kartı var, görse oyundan atılacak... Kurullar PFDK, Tahkim... Burada da dengesizlik var. Bu sezon bize 9 milyon TL ceza kesilmiş. Diğer takıma 6 milyon 290 bin. Biz indirimlerle 8 milyon 116 bin, onlar 4 milyon 947 bin. Icardi'nin sevk şekli. Kamuoyu baskısı olmasa sevk bile edilmeyecekti. En az 2 hafta olmaması gereken sevki tedbirsiz yaptığın zaman kurula 1 hafta ver diyorsun. Yumruk olayında TFF tarafından erteleme kararı verildi. Sebebini bilmediğimiz nedenden dolayı 1. Lig maçları kaydırıldı. Ancak Süper Lig'de sadece o haftanın maçları ertelendi. Bu niye önemli? Hangi konularda avantaj ve dezavantaj sağlar? Oyuncu cezaları, hava şartları... Bütün bu şartlarda net bir şekilde rakibimizin lehine şartlar oluşturuldu. Yurt dışı deplasmanından gelip soğuk deplasmanına gideceklerdi vs.
"TFF Başkanı bizi işaret etmiş devlet yetkililerine"
Riyad krizi. Burada bir anormallik var. Pek çok tarafın bir masa etrafında aldığı karardan tamamen Fenerbahçe'nin sorumlu tutulması rahatsız ediyor. Niye biz? Yaptığımız araştırma sonucu istemediğimiz bir şeyle karşılaştık. Meğer TFF Başkanı bizi işaret etmiş devlet yetkililerine. Ve demiş ki Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar'ın saat 16.00'da yaptığı açıklamanın krize sebebiyet verdiğini aktarmış. Gittim kendisine sordum niye böyle yaptınız diye. 'Oradakiler bana öyle sordular ben de evet dedim' dedi. Oradaki kişilerin mertebeleri, soranlar kim onu bilmek lazım. Peki dedim sayın başkan. Rakibin genel sekreterinin Uğur Bey'den epey önce İstiklal Marşı'na izin verilmemesi açıklamasını yetkililere anlattınız mı diye sordum. O tweetten haberim yoktu dedi. Hepi topu 2 tweet atıldı zaten. Halbuki onların attığı tweet krizin fitilini ateşleyen konuydu. Nevzat Dindar, Uğur Bey'in tweetinden önce şu tweeti atmıştı: 'Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan'a ulaştım. Yazgan İstiklal Marşı'na izin verilmezse sahaya çıkmıyoruz dedi' diye tweet attı. Bu konuda bile rakibimize toz kondurmadığı ortada. Halbuki iki kulüp de aynı hareket etti demeliydi, yok. Basit bir organizasyonun temel gerekliliklerini dahi yerine getirmekten aciz olanlar sebep olduğu rezaleti yalan ve iftiralarla Fenerbahçe'nin üzerine yıkmaya çalışan bir anlayışla Türk futbolunu yönetiyor. Fenerbahçe olarak devletimizin bu konuyu araştırmasını istiyoruz.
"Galatasaray - Antalyaspor maçı penaltı itirafı"
Galatasaray - Antalyaspor maçı penaltı itirafı. Bir konudan 20 küsür kişi haberdarsa o konunun gizli kalması imkan dahilinde değildir. İddia şu: 'Abdülkadir Bitigen Galatasary maçında verdiği penaltıyı haftalık zoom toplantısında yanlış olduğunu itiraf ediyor' 1 Mart saat 15.00'te bir online toplantı düzenleniyor. Bu toplantıda TFF Başkanı Tolga Özkalfa ile ilgili görüşlerini aktarıyor. Özkalfa'nın istifa etmediğini görevden alındığını söylüyor ve toplantıdan ayrılıyor. Hugh Dallas, Bitigen'e verdiği penaltıyla ilgili görüşünü soruyor. Hakemler hayrete düşüyor. Penaltı kararını yanlış verdiğini itiraf ediyor. Anlık bir yanılma da değil. Ekran başına gittin, orada penaltıya hükmettin. Sonra bunun yanlış olduğunu itiraf ediyor. Bu kararın şampiyonluk yarışına yaptığı etki ne olacak? Malum kulüp her sezon bu şekilde 3-4 maç kazanıyor. Olanlar ofsaytımsı gibi unutuluyor. Biz puan kaybedince de bu takıma da puan kaybetmeseydin deniyor. Ben futbolun olağan akışında puan kaybedince fatura kesiliyor.
TFF Başkanı'na bu konuyu sordum. Kendisi böyle bir toplantının gerçekleşmediğini söyledi. Peki dedim. Biz nasıl bu ortamda rekabet edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Terör örgütüne ilk baş kaldıran yapayalnız kalmış haliyle Fenerbahçe'dir"
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in FETÖ açıklamasına da değinen Koç, "Gelelim FETÖ mevzusuna... Fenerbahçe'ye iftira atmaya yeltenenlere şu hatırlatmayı yapmak istiyorum. Terör örgütüne ilk baş kaldıran yapayalnız kalmış haliyle Fenerbahçe'dir. Bunlara karşı mücadeleyi biz başlattık. Başkanımız 'Ne şikesi memleket elden gidiyor' dedi. İnanmadınız, sulandırdınız. Söylediklerinin hepsi tartışmaya açık olmayan mevzular. Bir de üstüne takım otobüsümüz kurşunlandı, katliamdan döndük. Bu terör örgütüne kurban verilen Fenerbahçe. En iyi dönemimizdi, sportif ve ekonomik anlamda.
"Er meydanına çıkma teklifimiz hala geçerlidir"
Geçmişte yaşananları aratacak arsız organize bir kötülükle mücadele halindeyiz. Arkalarında hangi güç varsa bu davranışlarını milyonların gözü önünde yapıyorlar, sonra mağduru oynuyorlar. Er meydanına çıkma teklifimiz hala geçerlidir. Çünkü siz bizim önümüzde söyleyemeyeceğiniz şeyler ortalıkta söylüyorsunuz. Siz özelde süt dökmüş kuzu, umumide aslan parçası kesiliyorsunuz.
Milliyet Gazetesi, Ercan Güven yazısı. Bu kulübün FETÖ ile ilişkisini mükemmel anlatmış. Yazının başlığı 'Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak önce' Bir kısmında, 'Söz konusu örgütün henüz maskesi düşmediği dönemde futbolda vitrin haline getirdiği yıldızlarını, kendilerine çalışan kanaat önderlerine giriştiği ki bazı militan futbolcularını 15 Temmuz'dan sonra bile kulüpten atmakta zorlanmıştır Galatasaray' diye yazmıştır.
"Rasim Ozan Kütahyalı'nın da Galatasaraylı olması herhalde tesadüf"
'Gerçeğin ortaya çıkmasını, Fenerbahçe'ye saldırırsanız alırsınız cevabınızı oturursunuz' demiş. Biz de bunu biraz daha somutlaştıralım. Fenerbahçe'ye saldırmak pahasına devletin FETÖ mücadelesini zayıflatmak, FETÖ savunuculuğu hatta seviciliği yapmaktır. Örgütün yarattığı deliller ve vatan haini savcı, yargıçlarla kurduğu 3 Temmuz'u kumpas olarak görmeyenlere soruyorum: O halde 17-25 Aralık süreci, 15 Temmuz darbe girişimi ve birçok diğer kumpas hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin anlayışınıza göre bunlar da meşru. FETÖ'nün en çok sevdiği kulüp kendileri olmalarına rağmen posterlerden, belgesellerden çıkan futbolcular var biliyorsunuz bunlar. Hala İç İşleri Bakanlığı'nın kırmızı listesindeki efsaneler... O dönem örgütün yılmaz savunucusu ve sözcüsü Rasim Ozan Kütahlayı'nın da heykelinin dikilmesi için savunduğu FETÖ savcısı Zekeriya Öz de bu kulübün kongre üyesiydi. '3 Temmuz olmasaydı, Fenerbahçe'yi yerle yeksan etmeseydik Galatasaray'ın önü açılmazdı' diyen Rasim Ozan Kütahyalı'nın da Galatasaraylı olması herhalde tesadüf. Tüm kumpas davalarının tetikçisi olarak rol alan Mehmet Baransu'nun da Galatasaraylı olması herhalde tesadüf. Esas dikkat edilmesi gereken terörist başının kendi ağzından çıkan sözlerdir. 'Dua ve himmetle ayağa kaldırmayız' dediği kulüp kim? Biz değiliz. Hadi siz de biz değiliz diyin. Terörist başının televizyon ekranlarında 'Gönlümdeki takım Galatasaray, inşallah şampiyon olur' dediği kulüp kim? Yine Galatasaray...
"FETÖ'nün futboldaki etkileri halen devam etmektedir"
Acaba bugüne kadar bu kulüp dışında hangi kulüp için bu sözleri sarf etmiştir? Bizim için dediği söz 'Fenerbahçe bize karşı sert ve katı bir tutum içerisinde' Bu kulübün başkanı bize böyle imalarda bulunuyor... Bunlar hep riyakarlık. Sayın Cumhurbaşkanımız Fenerbahçe için hem 26 Ekim 2019'daki Yüksek Divan Kurulu'ndaki konuşmasında, hem de 3 Temmuz 2021'deki mektubunda 'Bu sürecin en büyük mağdurlarından biri Fenerbahçe'dir. FETÖ'nün Türk futbolunu dizayn etme girişimi Fenerbahçe'nin dik duruşu sayesinde başarısızlığa uğramıştır' demiştir. Bunların futboldaki etkileri halen devam etmektedir.
Bu vatanın Fenerbahçeli evlatları olarak spor üzerinde karmaşa çıkarılmaya çalışıldığını defalarca gördük. Son dönemde ilginç gelişmeler oluyor. 12 Şuabt 2024'te ele başının videosu yayınlandı. Bazı kesimler bunu diriliş videosu olarak yorumladı. Sabah Gazetesi'ndeki bir habere göre FETÖ'den ihraç edilen hakim ve savcılar tekrar göreve geliyor diye bir haber vardı. Garip bir hava var. Devletin tutumuna anlam veremiyoruz. Galatasaray da ortaya çıkıp 13 yıl önce FETÖ tarafından sahip çıkılan 'Bu ateş üfleyerek sönmez' söylemini yeniden gündeme getiriyor. Acaba Fenerbahçe'ye bu şekilde saldırmaya cesaret etmeniz eski özentinizin sebebi mi?
"Fenerbahçe, FETÖ'yle ilgili en son çamur atacağınız kurumdur"
Hal böyleyken Fenerbahçe bu ülkede FETÖ'yle ilgili en son çamur atacağınız kurumdur. Fenerbahçe'ye bu suçlamayı yapabilecek en son kurumların başında da siz gelirsiniz Galatasaraylılar. Atanmış başkan derken neyi kastediyorsun diyorlar. Sayın Başkan birkaç lokasyonda niye 3'üncü kez başkanlığa geldiği sorulduğunda Cumhurbaşkanımızın rica ettiğini söyledi. Ben şaşırmıştım. Sonra öğrendim ki bu yönetim kurulunun oluşumunda da dışarıdan birkaç dokunuş yaşanmış. Son dönemde bu zatın tenhada nasıl, umumide nasıl olduğunu yaşanmış bir örnekle anlatmak istiyorum. İddia ettiği hayali koalisyonları tanımlarken şampiyonluk mücadelesini Çanakkale Savaşı'ndaki düşmana karşı yapılan mücadeleye benzetiyor. Hadi oradan kardeşim. Ne saçmalık bu. Bu izahı olmayan bir hadsizliktir. Git Zaferin Rengi filmini seyret sayın başkan. Neyin ne olduğunu daha iyi anlarsın.
Hem sizlerin hem bizlerin hem de ülkenin bu başkanı daha iyi tanıması için başımdan geçen olayı anlatmak istiyorum. Bundan birkaç ay önce bir ziyaretçim vardı. Ziyaretçim ofisimdeyken telefonu çaldı. Arayan Dursun Özbek'ti. Benim yanımda olduğunu bilmiyordu. Arayan kişi ortak doktumuza dedi ki acil görüşmek istediğini, Gayret Tepe'de bulunan otelinde randevulaştılar. Apar topar yanımdan ayrılıp gitti. Sonrasında ortak dostumuzun anlattığına göre Dursun Özbek kendisine 'Ortam çok gerildi, insanlar çok gergin. Bu nedenle seviyesiz insanlar ortaya çıkıyor' demiş. 'Benim normalde Kulüpler Birliği'nde tek dostluk yapabileceğim, aynı masaya oturabileceğim kişi Ali Bey'dir. Maalesef ortam çok gerildi, istenmeyen olaylar yaşanabilir. Ben Ali Bey'le yan yana gelip kimsenin bilmediği ortamda konuşup beraber yol planı çizelim isterim eğer Ali Bey kabul ederse.
"TFF Başkanı bizi birbirimize düşürüp keyifle izliyor"
Bununla beraber TFF Başkanı bizi birbirimize düşürüp keyifle izliyor. Kendisi çok enteresan, seviyesiz bir adam. Hatta geçen gün Ali Bey ile bana aynı an için toplantı saati verip, bizi gereksiz yere aynı masaya oturtup yine gereksiz tartışma çıkmasına vesile olup, ortam gerginken TFF Başkanı koltuğunu geri çekip keyif alır gibi bizi izleyip gülüyordu. Bende o an bütün taşlar oturdu. Ali Bey ile oturup başbaşa konuşmak istiyorum. TFF Başkanının yaptığı tüm seviyesizlikleri konuşmak istiyorum. Zaten bizim birbirimizle problemimiz yok. Bu seviyesiz insanlar yüzünden bu hale geliyoruz. Ali Bey ile konuş, bu toplantıyı yapalım. Lütfen bunu Ali Bey'e ilet'
Görüşmede kendi camiası için de şunları söylüyor. Kendine karşı bir takım kumpaslar kurulduğunu, seçimle alakalı arkasından çalışmalar yapıldığını, yapılan sosyal medya paylaşımlarından kendisinin haberinin olmadığını belirtmiştir. Bizde rakiple iligli olmaz. Ortak dost da bana gelip bu görüşmeyi aktardı. Ben mesajı getiren kişiye sordum. Ben güvenmiyorum, samimi bulmuyorum dedim. Aradaki dost da ben futbolda kimseye kefil olamam ancak 74 yaşındaki adamın böyle bir isteği olmasaydı bunu benden rica etmezdi dedi. Ben de neden olmasın dedim. Teklifi kabul ettim. O tarihten bir hafta sonraki cumartesi günü için konuştuk. Bir sonraki gün Kulüpler Birliği toplantısı vardı. Hepimiz katıldık. Toplantıdan sonra Dursun Özbek ortak dostumuza, Ali Bey çok iyi davrandı diyerek teşekkür etmiş.
"Resmi hesaplarından hakkımda çok ağır açıklamalar yaptılar"
Ancak talep edilen toplantıya 24 saat kala resmi hesaplarından hakkımda çok ağır açıklamalar yaptılar. Ben de bu açıklamalardan dolayı söz konusu buluşmayı iptal ettim. Toplantıyı organize eden arkadaşlara da 'Ben sana söylemedim mi bu insanların samimiyeti olmaz bak yaptıkları açıklamaya' diyerek bu görüşmenin söz konusu olmadığını söyledim. Benim öyle bir şahsiyetle işim olamaz.
"Bir yerden güç alıyor bu arkadaş"
Dursun Özbek bunları yalanlamaya kalkabilir. O zaman bu aradaki dost olanı biteni anlatacak dürüstlükte kişidir. İnşallah yalanlar. Ancak telefon konuşmaları, saatleri, hepsi tespitlidir eminim. Toplantıyı bilen birkaç kişi daha varmış, onu da sonradan öğrendim. Bir taraftan görüşelim, ara yol bulalım. Öbür taraftan çok ağır açıklamalar. Vefat etmiş aile ferdi üzerinden siyaset yapacak kadar alçaklaşmak... Ortadaki kişi yalan söylemiştir diye düşünebilirsiniz. Onu yalanlayın, bakalım kim ne demiş çıkar ortaya. Kapalı kapılar arkasında dost olmak istiyorum diyecek sonra aileme dil uzatacak adamın kim olduğunu görün. Zaten konuştukları kendi lafları değil. Belli kesimlerden görmeye aşikar olduğumuz laflar. Bir yerden güç alıyor bu arkadaş. Bu insanlar kendi çıkarları söz konusu olduğunda devlet düşmanlarını, vatan hainlerini ve hükümet karşıtlarını koruyup kollayacak tarzda insanlardır. Bu mevkilerde olmaları da bence ülkemiz için pek de iyi bir şey değil.
"Bunların tarihini ve DNA'sını anlatmak zorundaydım"
Karşımızda durmaksızın yarışın dinamikleriyle oynayan bir yaklaşım ve üslup var. Alttan alalım dedikçe vefat eden aile fertlerimizi işin içine çekmeye çalışan anlayışa tanıklık ediyoruz. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş rekabetinin bir kültürü vardı. Bunun böyle olmaması lazım. Bunun sportif rekabetle alakası yok. Bunların tarihini ve DNA'sını anlatmak zorundaydım. Bunları biz yapmadıkça korkarım ki kendilerini her şeyden üstün gören anlayışla bu ülkenin tüm kurumları üzerinde hegomanya kurma çalışmalarının dozunu artırmaya devam edecekler. Bu tablodan sonra esas mesajım camiama. Asla oynadığımız şey futbol değil, yaptığımız iş de spor değil. Her türlü gücü ele geçirmiş, organize bir yapı ile dürüstçe savaşmaya çalışıyoruz. Tarihimizin puan rekorunu kırdık. Bu sezonki puanlar bir mucizedir. Saha içindeki mücadelemiz kadar saha dışındaki takımımıza destek olmak konusundaki gayretleriniz çok önemli. Takımı, hocayı sahiplenmeli, dimdik ayakta durmalıyız. 3 Temmuz'da malum örgütle nasıl mücadele ettiysek bu camiaya karşı da benzer mücadele şeklinde olmalıyız.
"Fenerbahçemiz yine tetikçilerin hedefindedir"
Fenerbahçe camiası en ağır saldırılara maruz kalsa da çok şükür haram kupalar kazanmak için bu memleketin evlatlarını kırdıranlardan olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. Her şeye rağmen ısrarla bu memleketin evlatlarına spor yaptıran, uluslararası platformlarda bayrağımızı dalgalandıran bir camiadır. Bu yüzdendir ki Türk futbolunda hainlerin sadaket dersi vermekten utanmadığı bu arsız dönemden geçerken Fenerbahçemiz yine tetikçilerin hedefindedir. 25 yıldır manipüle edilen bir ligimiz vardır. Bunlar şampiyon yapılmaya alışmışlar. Futbol takımımız büyük bir mücadeleyi sürdürüyor. İnşallah sonu şampiyonluk olur. Yolumuz çok zor. Bizim için şampiyonluğa çıkan yollar hep engebeli olmuştur. Futbolcularımıza, hocamıza sonsuz güveniyoruz. Keşke sisteme de güvenebilsek.
"Milyonların hakkının sizin üstünüzde olduğunu unutmayın"
Yarışın son virajına girdik. Kamuoyu önünde olanlar ortada. Burada sorumlu olanlara sesleniyorum. Elinizi vicdanınıza koyup, kimsenin baskısıyla hareket etmeyin. Herkesi mutlu etmeye çalışmayın. Doğrudan kaçmayın, savunun. Milyonların hakkının sizin üstünüzde olduğunu unutmayın. Sahada hak yemeyin. TFF yetkilileri, hakemler, medya, Anadolu kulüpleri... Herkes her adımı ülke menfaatleri çerçevesinde sorumlulukla atmak zorundadır. Mehmet Ağar'ın ne yaptığını bilmiyorum. Bylock meselesi keşke olmasaydı. TFF'ye yazdığımız mektuplara cevap alamadık. Federasyonun devam etmesiyle ilgili düşüncelerimi daha önce söylemiştim.
"Fenerbahçe kenetlendiği zaman önüne geçebilecek güç de yok"
7 sene içinde 3 şampiyonluğu son haftada kaybeden bir kulüp yoktur. Bu sportif rekabetle açıklanamaz. 3 Temmuz'dakiler soruşturma yemiştir. Dolayısıyla biz doğru bildiğimiz yolda bugün de yaptığımız gibi mücadele edeceğiz. Bu işin içinde mücadelemizle yenemeyeceğimiz unsurlar varsa bir yere kadar. Bu rekabette mücadele edebilmek için herkese çağrı yapıyorum. Fenerbahçe kenetlendiği zaman önüne geçebilecek güç de yok. 3 Temmuz'dan sonra 13 yılda 1 kupa almamız hiçbir şekilde sportif rekabetle anlatılamaz bir unsurdur.
"Türk futbolunu rehin almış bir şebeke var"
Türk futbolu son 25 senede sportif dinamiklerinin hepsinden koparıldı. Belli bir güç odağı futbolu dizayn ediyor. Bu tam nedir bilmiş değilim. Söylemek istediğim Türk futbolunu rehin almış bir şebeke var. Bu hala FETÖ mü bilmiyorum. İstediği gibi at koşturuyor. Bizim de bir futbol devrimi yapmamız lazım. Türk futbolu bilmiş. Hakemlerin performansı ortada. FIFA kokartı taktığımız insanların yurtışında testleri geçememesi ortada. Baştan aşağı devrim yapmamız gerek. UEFA ile anlaşalım hakemleri yollamayın. Çünkü bu hakem düzeninde ellerindeki en büyük koz FIFA kokartı taktıkları hakemlerdir. Onların şarkısını söylemeyenleri klasman düşüyorlar. Eski hakem geldi, FIFA kokartı takılacak olanları ve düşürülecekleri söyledi. Çünkü düşürülenler onlardan değil. 28 şampiyonluk... Bu da bir kayırmanın ürünüdür. Belli bir seneden öncesine bakmadılar sanki o seneler yokmuş gibi. O zaman 3 puanlı ligden öncelerini de saymayalım. 3 senedir bu konuyu kovalıyoruz. Geçen sene komisyon kuracağız denildi. Bir arpa yolu ilerleme yok" ifadelerini kullandı.
"TFF Başkanı'nın kendi rızasıyla istifa ediyorum diyebileceğini düşünmüyorum"
Ajansspor muhabiri Aygün Özipek: "1- Alt ligler başlta olmak üzere Süper Lig'de 20 takımın 19'u TFF'yi istifaya davet ediyor. Sizce TFF Başkanı neden istifa etmiyor?
2- Son maçta Mert Hakan Yandaş'ın hareketinden dolayı hafta sonunda oynancak Trabzonspor maçı öncesi iki camiayı karşı karşıya getirecek bazı söylemler ortaya atılmaya başlandı. Mert Hakan bunu Trabzon'da yapabilir misin gibi. Neler söylemek istersiniz?"
Ali Koç: "TFF neden istifa etmiyor. Onun cevabını onlara sormak lazım. Son dönemlerde TFF'nin oluşum şekline baktığınız zaman TFF Başkanı'nın kendi rızasıyla istifa ediyorum diyebileceğini düşünmüyorum"
Ali Koç: "İkinci soru. Trabzon ile bizi karşı karşıya getirmeye çalışılan ortamı gördük. Selahattin Bey'in maç sonu söylemleri Trabzonspor'u düşünerek söylenmiş şeyler değildir. Onlarla da yaptığımız konuşmada 'belki biz fazla alındık' durumuna geldi. Trabzonspor da Fenerbahçe de iki kulübün başkanı da bugün konuşulan pek çok konuda aynı noktadayız. Bizin bugünkü yönetimle hiçbir sıkıntımız yok. Benim özellikle sayın Ertuğrul Doğan'la yaptığım istişarelerde neredeyse hepsinde aynı noktada olduğumuzu söyleyebilirim. Hafta sonu maçta da herhangi bir problem olacağını düşünmüyorum, birileri oraya problem yaratmak için gelmezse..."
"Aziz Yıldırım keşke camiasına 6 senede daha sık sahip çıksaydı"
"Ben olduğum sürece Fenerbahçe'yi şampiyon yapmazlar" sözü hakkında:
Ali Koç: "Aynı noktadayım hala. Bunun sportif, siyasi pek çok sebepleri var. Zamanı geldiğinde açıklanır"
Aziz Yıldırım'ın birlik beraberlik çağrısı hakkında: "Herhalde 6 sene sonra aklına geldi. Çok güzel bir cevap verdi. Hakkı da. Ancak keşke camiasına son 6 senede daha sık sahip çıksaydı. Birlik beraberlik söylemleri daha önce aklına gelseydi. Onunla ilgili de daha sonra açıklamalarım olacak.
Başakşehir'deki futbolcuya tam bilenmiş demem. Tolga Ciğerci'ye filan bakarsanır doğru oynuyorlar. Bizde oynamış futbolcunun başka takımdayken bize yatmasını istemem. Öyle gelen zaferler de istemem. Biz eski futbolcularımızın sahadaki performanslarına baktığım zaman 1-2 istisna dışında futbolcularımıza doğru kültürü vermekten iftihar ediyorum"
"Kamuoyu görevlisinin görevi kötüye kullanmasından dolayı davalar açılacaktır"
Galatasaray sadece istifaya çağırdı diyorsun, o tam öyle değil. Başkanlar arasında yazışmalarda tepki koyan başka kulüpler de var. Federasyon Başkanının buraya getiriliş şekliyle tepki koyamayan kulüpler de var. Dolayısıyla geldiğim nokta itibarıyla TFF şu an hakim değil gidişata. Bu şebeke geçmişte de olduğu gibi bu federasyonu da kendi menfaat ve organizasyonları içerisinde istediklerini yaptırabiliyor. TFF'nin ne kadar farkında olduğunu bilmiyorum. TFF istifa etse de etmese de benim söylediğim sorunlar çözülmez. Çözüm için kökünden devrim lazım. İç İşleri Bakanlığı müthiş operasyonlar yapıyor. Göreceksiniz bunlara da operasyon yapılacak. Kamuoyu görevlisinin görevi kötüye kullanmasından dolayı davalar açılacaktır.
"MHK'yi dışarıdan 3 ismin yönettiği söyleniyor"
Söz konusu yumruk atılmadan 2 saat önce tesadüfen Levent'te toplantıdaydık. TFF Başkanı, MHK'nin değişmesi gerektiğini ifade etti. Hakemlerin yüzde 60'ı değişecekti. Ama alttan yeterince gelmiyor diye yüzde 40'ı değişecekti. O hafta dikkat çekici atamalar yapılmıştı. O da farkındaydı. Fakat yumruk olunca birden bire değişecek hakemler puanlara göre değişecek dendi. Abdülkadir Bitigen ve Kadir Sağlam özelinde ne cezalar düşünüldü bilmiyorum. Ama atamalar hakemlik müesesesine en güzel mesajlar verildiği yöntemdir. Bizim her kazandığımız maçın hakemine 2 hafta maç verilmedi. Atama mekanizmasının kulüplerle beraber yapılacak deniyor. Bugün TFF Başkanı kim olursa olsun sıkıntı değişmeyecek. Bugünkü MHK'yi dışarıdan 3 ismin yönettiği söyleniyor. Bu çok olasıdır. Bu yüzden atamalar üzerinden çok mesajlar verildiği geçerlidir.
"Yüzde 100 yabancı hakem konusunu düşünüyorum"
Yabancı hakem konusu kaygıları giderir mi? "Yüzde 100 düşünüyorum. Kimsenin mazereti kalmaz. Şampiyonlar Ligi maçlarında, geçen haftaki Belçika'daki maçlarda olağanüstü hakem yönetimleri var. Yüzde 100 etkisi olacağına inanıyorum. Yunanistan, Suudi Arabistan bunu yapıyor. Hırvat Ligi'nin 3 takımı da böyle bir karar almış. Niye rakibimiz Türk hakemlerine güvenmediğini söylemesine rağmen yabancı hakem istemiyor. Ama onlar bir şekilde iyi ilişkileriyle atamaları da iyi yönetiyorlar. Hem Süper Kupa, hem ligin kalan kısmı için yabancı hakem ve yabancı VAR diyorum. Başka ülkeler de yapıyor.
"Süper Kupa finalinde yabancı hakem kullanmak için görüşmeler oldu"
O yumruk olayı olmasaydı Süper Kupa finalinde yabancı hakem kullanmak için görüşmeler de oldu. Federasyon başkanı bizzat görüştü. Ne olduysa o yumruktan sonra her şey değişti. Süper Kupa'nın yurtdışında istememizin ana sebebi yabancı hakem içindi. Ben de milliyetçi bir insan olarak yabancı hakeme niye ihtiyaç var, bir Türk olarak sindiremiyorum demiştim. Ama yabancı hakeme ihtiyaç var.
İş dünyası, futbol, siyaset birbirinin yansıması. Birindeki devrim diğerlerini de tetikleyebilir. Ben ülke olarak son dönemde FETÖ'ye bakış açımızda biraz kafam karışmış vaziyette. Daha öteye gitmek istemiyorum. Bana kalsa pek çok kişi aramızda olmazdı. Onlar daha iyi bilirler. Ülkemizin bekası söz konusuysa, dışardakilere bakana kadar içimizdekilere bakmalıyız.
"TFF'ye tarih başvurusu yapmadık henüz"
Takvim çok üst üste geldi. 7 Nisan'ı belirlerken diğer tarihleri göz önünde bulundurmadık. 7 Nisan belirlenene kadar pek çok tarih değiştirildi. Bu turu geçmemiz, ülkemizin UEFA sıralamasında 9'unculuğu garantilemesi için çok önemli. Ülke menfaatleri açısından rakbimizin de kabul ettiği takdirde yeni bir tarih bulunmasının çok daha doğru olacağını konuştuk. İnşallah turu geçeriz. Öz güveni beni korkutuyor. Daha hiçbir şey geçmedik. Yarın UEFA Başkanı da maçımıza geliyor. Ben de maça gitmek zorundayım. Fenerbahçe'ye bir zorluk daha çıktı. Mert Hakan'ın son dakika golü gelince rahatladım. Çünkü adama evde maç seyredelim diyecektim, nasıl diyeceğimi bilemedim. Bana bir sözü vardı. Ben de maça gideceğim için yarınki şartlar biraz daha zorlaştı. TFF'ye tarih başvurusu yapmadık henüz. Önce bir turu geçelim. Ayasofya Stadı'nda oynamayı her Türk ister. Takım kim olursa olsun. Ama bunları konuşmak için çok erken.
"Ahmet İbanoğlu, kağıtta MHK Başkanıdır"
Tolga Özkalfa'nın istifası bizim maçtan da önce belirlenmiştir. Çok da geç kalınmıştır. Ahmet İbanoğlu, kağıtta MHK Başkanıdır. Daha evvelki ifadelerim belki maksadını aştı ama orada bu hakem camiasını yönetebilecek iradede olmadığını söylemiştim. Bana göre Tolga Özkalfa MHK Başkanı'ydı. Ama kendi ayrıldı gibi lanse etmiş. TFF'ye göre tam tersi. İmzalı formaları ben de duydum. Burada yapılacak çok basit. Bütüm stat koridorları kameralarla dolu. Beşiktaş istese çok kolay tespit edebilir. Forma gitse bile hakemin kabul etmemesi gerekir. Tahkim Kurulu Başkanı'nın oğlu PFDK Başkanı'na saldırdıktan 1 gün sonra Galatasaray Kongre üyesi yapıyorlar. Bekle 6 ay. Yanlış mesajlar alınabiliyor.
"Ben bu camianın hakkını korumak zorundayım"
Kurullara daha çok Fenerbahçe'yi sokalım, Fenerbahçe'yi kayırsın değil. Ben bu camianın hakkını korumak zorundayım. Tüm yaşananlar bu devletin gözü önünde yaşanıyor. Gayet de iyi biliniyor. Bunun çaresi kurullara daha çok Fenerbahçeli sokmaksa batsın öyle çare.
"Haluk Ulusoy ligi dizayn etti"
Kimse devletin gücünün önüne geçemez. Cesaret, irade, sabır varsa yol belli. Arzu etmek, elde etmenin yarısıdır. İşin acı tarafı hepimiz bir şeyler olduğunu biliyoruz. Ama tam adını koyamıyoruz. Bu gidişatın hayırlı olmadığını biliyoruz. Fenerbahçe diyor ki ben yıllardır mağdurum. Herkesin sempatiyle baktığı örgüt kulübümü yerle bir etmeye çalışmış. Kendi başımıza ayakta durmuşuz. Az kalsın ülkemiz elden gidiyordu. Benim otobüsüm kurşunlanmış. Bunun ne kadar ciddi olduğunu herkes biliyor. Devlet istese bunu bulur. Bulabileceğini biliyoruz. Polis mükemmel bir çalışma yapmış. Ama ondan sonraki seviyede savsaklanmış. 7 senede 3 şampiyonluğum gitmiş. Kupa sizin lig bizim diyorlardı 2006 yılında. Haluk Ulusoy o ligi dizayn etti. Biz neler olduğunu biliyoruz. En iyi dönemimizde, 1 milyar Dolar piyasa değerimiz varken, herkesin önündeyken terör örgütünün saldırısına uğradık. Belki bugün ülkenin dimdik ayakta olmasını sağlayanlardan biri de biziz. Sonra 13 senede 1 şampiyonluğum olmuş. Fenerbahçe o kadar kötü ki 13 senede 1 şampiyonluk değil! Hakkımız yenmiş. Devlete, hükümete haykırıyorum. TFF'ye kurşun atıldı. İnanıyor musunuz bir sarhoş adam kurşun attı. Ne oldu örtbas edildi. Aynı ofsaytımsı gibi" diyerek sözlerini tamamladı.