Ali Koç'tan Erden Timur'a: "Her gece yatarken bizi düşün"
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, kulübün olağanüstü genel kurulunda konuşuyor. Ali Koç açıklamalarında, Galatasaray Başkanvekili Erden Timur'u hedef aldı. İşte detaylar..
"Rakiplerimizi not ettik"
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Erden Timur'u şu sözlerle hedef aldı: "Yaşanan olayları hafife alarak tek önceliği futbolcularımıza ceza verdirmeye çalışan rakiplerimizi not ettik. Ancak bir tanesi var, lugattaki kelimelerin insan versiyonu olsa bu yalanın insan versiyonu olurdu."
Ali Koç'tan sert sözler
Ali Koç sözlerine şöyle devam etti: "Yanında bir de suç makinesi terbiyesiz utanmadan televizyona çıkıyor, Trabzon'da yaşanan olaylar için sadece olmamalıydı deyip, 15 dakika bizim futbolcularımıza nasıl ceza verilmesi gerektiğini satır arası mesajlarla vermeye çalışıyor. Zaten yalanı dibine kadar soktun ama bakalım nereye kadar. Sen 2-3 gün camianda popüler olabilirsin söylediklerinden dolayı ama her gece yatarken bizi düşün. Özellikle de benim başkanlığım bitince."
Erden Timur ne demişti?
Galatasaray Yönetim Kurulu Başkanvekili Erden Timur, geçtiğimiz günlerde Trabzonspor ve Fenerbahçe maçında yaşanan olayları şu sözlerle değerlendirmişti: "Taraftarın sahaya girmemesi gerekirdi. Maç içinde olaylar var, suların atılması... Olmamalıydı. Galatasaray - Fenerbahçe maçında da oldu. Fenerbahçe Stadı'nda da oldu. Yoğun boyutta olan şeyler, kesinlikle olmamalı. Aynı şekilde sahaya giren taraftar etkisiz hale getirilmişken.... Bırakalım futbolu dışarıda bile düşen insana vurulmaz... Halil Umut Meler'de de aynı tepkileri verdik. Taraftarın girmesi yanlış, ancak etkisiz hale getirildiğinde vurulması, kafasına tekme atılması çok yanlış. Yargıtay postalla bile birinin kafasına vurduğunda silah sayıyor. Krampon bambaşka bir şey.
Adalet Bakanı çok doğru bir açıklama yapıyor "Herkes adil yargılanmalı." diyor. Bizim futbolcularımız olsa, asla konuşmayız. Kulüp açıklaması, kamuoyu baskısı... Adalet Bakanı aleyhine şeyler söyleniyor. Bunlar gerçekten yanlı."
Olmaması gereken bir olay. Çok boyutlu bir olay. Kesinlikle taraftarın hiçbir şekilde sahaya girmemesi gerekiyor. Maç içindeki olaylar var. Suların atılması… Olmaması gerekiyor. Başka maçlarda da oldu. Bizim maçlarda da oldu. Fenerbahçe stadında da oldu. Boyutu farklı seviyededir ama yoğun boyutta olan şeyler hiçbir şekilde olmaması gerekiyor amasız fakatsız böyle. Aynı şekilde sahaya giren taraftar etkisiz hale getirilmişken bırakalım futbolu dışarıda yere düşürülmüş insanı vurulmaması gerekiyor. Halil Umut Meler'e yere düşmüşken nasıl yankı oldu. Aynı şey. Hukukta eşitlik ilkesi var. Herkes hukuka karşı eşittir. Kim olduğu fark etmez. Giren taraftarın girmesi yanlış. Etkisiz hale getirilmişken üstüne atlanılması, yumruklanması, kafasının tekmelenmesi yanlıştır. Yargıtay kararlarında postalı silah sayıyor.
Hele ki krampon bambaşka bir şey. Adalet bakanımız çok değerli bir açıklama yapıyor 'Herkes adil bir şekilde yargılanması lazım' diyor. Çok doğru. Gerçekten de öyle. Bizim futbolcularımızla ilgili olsa çıtımızı çıkarmayız ama sonra yine kamuoyu baskısı, taraftar gücü, resmi siteden açıklama yapılıp hukuk çağrısının aleyhine bir şey söyleniyor. Bunlar son derece yanlış. Sen oradaki güvenliğin sağlanması çok önemli ama bakın Fenerbahçe stadında da olsa Galatasaray stadında da olsa etkisiz hale getirilmiş bir taraftarın üzerine oyuncu atladığında diğer taraftarlarda bu sefer galeyana gelir. Bu olmaması gereken ama anormal olmayan bir şey. Niye bir şeylerin üstü örtülmeye çalışıyor. Galatasaraylılar değil tüm Türk futbol paydaşları tarafsız olmalı. Neden korkuluyor, neden kaygı duyuluyor. Bunları geçmemiz lazım.
Böyle şeyler milat olsun. Trabzon maçında yaşanılanlar milat olsun. Yanlışı yanlış olarak değerlendirelim. PFDK sevkleri niye yapılmıyor. İşte bu baskılardan yapılmıyor. Yoksa çok basit bir olay. Sevkte bile sürekli şu söyleniyor oyuncu sayısı azaltılacak sevkten dolayı. Belki dedikodudur, değildir onu bilmiyorum. Söylenilen bu. Şimdi normalde sevkle ilgili disiplin müfettişleri federasyonda savcı gibidir. Olaya karışan insanları sevk edersin. Nefsi müdafaa mı olup olmadığı karar merci PFDK'dır. PFDK'nın iradesinin yerine geçip karışan oyuncuların içerisinden ayıklama yaparak sevk edemezsiniz.
Bu gayri hukuki bir davranış olur. Kim karışmışsa sevk edersiniz. Buradaki fiil saldırıysa saldırıya göre, kavgaysa kavgaya göre sevk edersiniz. Bunları adil olanı ve doğru olanı kurala kitapta uygun olanı engel olmak için gerçekten güleriz ağlanacak halimize gibi drama yaşıyoruz. Engel olmak için müthiş bir baskı konuluyor. Bu olayın yaşanmaması gerekliliği ayrı bir konu. Bu konulara girmeyen futbolcuların olumsuz etkilenmesi ayrı bir konu. Dönüp müdahale eden yerdeki insana vuran, koşan insana döner tekme gibi bir şey atan, kramponla bunlar ayrı bir konu. Neden hepsini ayrı bir şeklide konuşmuyoruz. Sevklerin iki günde yapılması gerekirken, bu baskı yüzünden bunlar oluyor. Sonuçta nasıl sevk edilecek göreceğiz. Kamuoyu baskısı, başka baskı, siyasilere bile baskı yapılıyor. Sosyal medyadan oradan buradan. Bu sefer seçim öncesi diye federasyona baskı yapıyorlar mı? Adil olan o olsun. Hukuki olan müfettişlerin karışan herkesi sevk etmesi.
Karar PFDK'nın kararıdır. Döner tekme atmak meşru müdafaa değil. Adil olalım. Sevkleri göreceğiz. Duyduğumuz şu an sayı 4'e düşürülmüş. Şimdi de 3'e düşürülmeye çalışıyor. Siparişle sevk yapılıyor gibi bir durum söz konusu. Hangi baskıyla yapılıyor. Futbolla seçimin ne alakası var. Futbol futboldur, seçim seçimdir. Niye insanlara böyle bir baskı yapıyorsunuz. Galatasaray'ın da 35 milyon taraftarı var. Bunla bunun bir alakası yok. Bu tip şeylerin içerisine böyle şeyler konulması son derece yanlış. Adaletli olan ne karar verilirse o verilmesi. Saldırı fiili var çok açık. Saldırı fiilinden en az 3-4 oyuncunun sevk edilmesi lazım. Saldırı fiilinden sevk edilmezse bu nasıl bir garabet bir sevk olacak. Bunları kimse açıklayamaz bu kadar görüntü varken."