Altay Bayındır: “Son ana kadar mücadelemizi vereceğiz“
Fenerbahçe'nin genç kalecisi Altay Bayındır, FB TV'ye açıklamalarda bulundu.
"Ne kadar sürecek?"
Altay Bayındır, sakatlandığı anda hissettikleri hakkında, “Her futbolcu için zor bir durum. Sakatlığı yaşadığım anda çok duygusaldım, içten gelen bir duygusallık yaşadım. Orada hissettiğim şey acı bir yana sadece şuydu; Ne kadar sürecek? Haftaya oynayamayacak mıyım? Oynayacak mıyım? Çünkü doktorumuz yanıma ilk geldiğinde omuzumu elledi ve devam edebileceğimi söylemişti ama sonra üst tarafta kemik çıkıntısı olunca ki ona da sonradan reaksiyon verdim. Oyundan çıkmamı gerektirecek kadar bir sakatlık olduğu için ciddi bir sakatlıktı ama şu an artık sonuna gelmiş vaziyetteyim." ifadelerini kullandı.
"Saha çalışmalarına başladım"
Tedavi süreci hakkında konuşan Altay, "Saha çalışmalarına başladım. Her futbolcu için olduğu gibi benim için de çok zor bir süreçti. Ama futbolun içinde böyle şeyler var, her sakatlığın daha büyüğü, daha ciddisi de olabiliyor. O yüzden önemli olan mental olarak kendini sakatlansan da hazır bir şekilde tedavi sürecini hemen geçiriyor olmandır. Ben, sakatlandıktan sonra açıkçası internetten bile araştırıyordum ki doktorlarımız ellerinden geleni yapıyordu. Onun dışında kendim bile internetten araştırıp kemiğe iyi gelen şeyleri bulmaya çalışıyordum. Bir de benim şansım kalbe yakın olduğu için kan dolaşımıyla alakalı iyileşme sürecim daha hızlı oldu. Ben de bu süreçte kendime çok dikkat ettim. Hatta 4-5 ay dendi ama ben 2 ay sonra saha çalışmalarına başladım ve çok kısa bir dönemde dönebildim. Keza el sakatlığı yaşadığımda da öyle. Şu anda kendimi daha iyi, daha güçlü, daha hazır hissediyorum. İnşallah bir daha böyle bir rahatsızlık, sakatlık yaşamayız. Ama bu sakatlıkların da en güzel yanı insanın hem mental olarak hem hayata olan bakış açısı olarak daha sağlıklı bir pencereden bakmasını sağlayabiliyor.” dedi.
"Çok çok az kaldı"
Takım içindeki arkadaşlık ortamını anlatan Altay Bayındır, "Biz, bir takımız! Burada ailelerimizden daha çok birbirimizi görüyoruz. Her gün tesisteyiz, antrenmanımız oluyor. Onun dışında birlikte vakit geçiriyoruz. Keza kamplarda beraberiz. Biz, bir takımız ve takım olmak da bunu gerektirir. Kim sakatlanırsa, kim yere düşerse onu elinden tutup kaldırmak gerekir. Sağ olsun, takım olarak da herkes birbirine bağlı. İçeride herhangi bir sıkıntımız yok. Kimin başına ne gelirse gelsin hepimiz elimizi uzatıp kaldırmak için hazırız. Takım arkadaşlarıma da teşekkür ederim, hepsi moral olarak destek oldu, yardımcı oldu. Ben de tam konsantre bir şekilde tedaviyi sürdürdüm. Şu anda da çok güzel bir noktaya geldiğimizi söyleyebilirim; çok çok az kaldı!” şeklinde konuştu.
"Çünkü biz, bir takımız"
Yokluğunda Fenerbahçe kalesini koruyan Berke Özer'in elinden gelenin en iyisini yaptığını vurguşlayan genç kaleci, “Elimden geldiğince ben de arkadaşlarımın yanlarında olmaya çalıştım. Ne olursa olsun burada sakatlanan oyuncunun dışarıda kalma durumu söz konusu değil çünkü biz, bir takımız! Ne yaşarsak hep beraber yaşayacağız. Problemli, sıkıntılı bir durum da olsa bunun içinden birlik ve beraberlikle çıkabiliriz ve bunu bu şekilde aşabiliriz, onun dışında bireysel anlamda değil. Takım olmak zaten birlikteliği gerektirir. Berke de çıktı oynadı ve Fenerbahçemiz için iyi bir performansını sergiledi, mücadele etti. Kim oynarsa oynasın zaten yapacağı şey de buydu. Elinden gelen en iyi,en zirve noktada mücadele etmek. Biz de yardımcı olmaya çalıştık. Daha doğrusu hepimiz birbirimize yardımcı olmaya çalıştık. İnşallah güzel bir süreç olur. Şimdi geride bıraktığımız süreci bir kenara koyup bundan sonrası için sağlıklı ve umutlu, ayağı yere daha sağlam basacak şekilde ilerleriz. Buna ihtiyacımız var.” yorumunda bulundu.
"Alkışlar futbolcu için çok değerli"
Taraftar desteğinin bir futbolcunun sahadaki mücadelesine ciddi anlamda katkı yaptığına hatta o futbolcunun ruhuyla, kalbiyle oynayacak kadar büyük bir cesarete sahip olacağına değinen Altay Bayındır, “Daha önümüzde birçok maç var. Henüz ligin ilk yarısını bitiriyoruz ve bu Süper Lig’i bilen insanlar, ikinci devrenin son kısmında bir şeylerin net olarak şekilleneceğini bilirler. Ben konuşmayı çok seven bir insan da değilim. Önemli olan yapmak. Biz de konuşmaktan çok yapmaya odaklı bir şekilde bundan sonraki süreci götüreceğiz. Bir şeyleri başarmak için sahada bir şey göstermek lazım, mücadele etmek lazım. Bir futbolcu için sadece şunu söylemek istiyorum; futbolcular da insan. Saha içerisinde duyuyorsun; tezahüratları da duyuyorsun, olumlu veya olumsuz bir şeyi de duyuyorsun. Ama bir futbolcuya saha içinde hatalı bir pas verdiğinde, bir hata yaptığında o alkış, o futbolcu için çok büyük ve çok değerli bir şey. Futbolcunun o an her şeyi unutup o alkışlar için çok daha fazla mücadele vermesi gerektiğini farkına vardıracak bir vaziyet. Bu futbolcuların psikolojisi için de önemli bir şey, bireysel anlamda konuşuyorum. Ancak tam tersi olduğu zaman bazı oyuncular düşebiliyor. Bu sefer performans gösteremiyor ama o bizim oyuncumuz. Ona kötü bir şey söylediğin zaman yarın yine ona ihtiyacımız olacak, yarın yine sahada olacak. Bir şeyler bittikten sonra değerlendirmeler herkesçe yapılır ama şu andaki oyuncu grubuna destek olmak lazım. Bir insana destek verdiğin zaman bir noktadan sonra kendi hatalarını görüp, ‘insanlar bana bu kadar destek verirken ben ne yapıyorum ya’ der. Ya mevcut seviyesince daha fazla çalışacak, daha fazla üstüne koyacak ya da kalben, ruhen mücadelesini artırarak verecek. Bu bir futbolcu için de hissiyatı için de saha içindeki mücadelesi için de çok önemli” ifadelerini kullandı.
"Herkes arma için mücadele veriyor"
Fenerbahçe için verilen mücadelenin büyüklüğünden söz eden Bayındır, “Ben her maçımızda takımımızın yanındayım. Soyunma odasında da beraberiz. Dediğim gibi biz bir takımız! Burada sakat oyuncu, oynayan/oynamayan oyuncu yok. Gönül ister herkes oynasın, herkes mücadele versin ama sonuçta sahaya 11 kişi çıkabiliyor. Biz, mücadelemizi vereceğiz. İnşallah konuşanlardan ziyade bazı şeyleri başaran, yapan insanlardan oluruz. Elimizden gelen mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz. Bu sürede takımdan ayrı kalmak benim için çok üzücü oldu ama mutlu edici, sevindirici yanı sağlıklı bir şekilde süreci ilerletip, götürüp kısa bir dönemde ki uzun bir süre konuşuldu. Ben de hastaneye gider gitmez doktora ‘ne kadar?’ sorusunu sordum. 'Ne vardan', ziyade 'ne kadar sürecek?' sorusunu sordum hep. Oradaki üzüntüm, ağlamaklı halim de sadece acı bir kenara ki acıyı zaten hissetmiyorsun, 'Ne kadar sürecek?' olayıydı. Tamamen bu, başka hiçbir şey değil. İnşallah sağlıklı bir süreç geçer. Konuşulacak çok fazla şey var ama yapılması gereken şeyler de var. Sonra konuşuruz, sonra ne gerekiyorsa konuşulur ama şimdi yapılması gereken şeyler belli. ‘Bu işin içinden sağlıklı bir şekilde nasıl çıkabiliriz?’, içeride bunu tartışacağız. Çünkü bu kadarız, taraftarlarımız da bize destek verdiği sürece. Biz büyük bir aileyiz, büyük bir camiayız. Bugünler geçici, iyi ya da kötü günler geçici. Geçmiş dönemlerimizde de çok güzel günler yaşadı bu kulüp. Biz çocukluğumuzda burayı gururla, mutlulukla izliyorduk. Sıkıntılı bir süreç oldu, sıkıntılı bir süreçten de geçti. Ama burada büyük olan arma. İnsanlar da, herkes de bunun bilincinde. Burada çalışan herkes armanın mücadelesini veriyor. Uykusuz kalan herkes bu armanın ne kadar daha iyi olabilmesini düşündüğü için uykusuz kalıyor. Sağlıklı, akıllı bir şekilde, olumsuzluklar her zaman olacak, olumsuz şeyler her zaman gelecek ama olumsuzluklara rağmen sahada çıkıp sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz, formayı terleteceğiz. İnşallah yarınki maçta da güzel bir galibiyet alırız. Bizim için çok önemli. Ama ne olursa olsun sonuna kadar daha önce de söylediğim gibi devam edeceğiz! Daha fazla hırslanarak, daha çok üstüne koyarak devam edeceğiz.” diyerek, sözlerini noktaladı.