Altaylı'dan Dilmen'e ağır sözler: "Tam şeytan..."
"TERİM'İ TÜRK FUTBOLUNDAKİ FENERBAHÇE LOBİSİ İSTEMEDİ"
İlk olarak Fatih Kuşçu'nun Gazete Habertürk'te yayınlanan "Fenerbahçe lobisi Fatih Terim'i istemedi" röportajının hatırlatması üzerine konuşan Altaylı, "Bunu tekrar açıklamama gerek yok. Geçen Avrupa Şampiyonası'ndan beri bunu söylüyorum. 'Fatih Terim 10 numara 5 yıldız bir adam' gibi bir iddiam yok, öyle bir adam olmadığını hepimiz biliyoruz. 'Dokunulmaz Fatih Terim'i' en çok eleştiren de benim. Fransa sonrası söylediklerim YouTube'ta milyonlarca kez izlendi zaten, benden daha ağır eleştiren yok. Ancak Fatih Terim'i eleştirmek başka bir şey, onu yok etmek, ortadan kaldırmak için Milli Takım'dan uzaklaştırmak için Türk Milli Takımı'nın da üzerine bulaşan oyunlar oynamak başka bir şey. Benim Fenerbahçe lobisinden kastım bu, Fenerbahçe yönetiminden de bahsetmiyorum. Muhakkak onların da bu doğrultuda bir isteği vardır çünkü Fenerbahçe camiası, her camia gibi aslında güçlü olmak, etkili olmak, Türk sporunun karar verici gücü olma konusunda her şeyi yapıyorlar. Bunda da oldukça başarılılar. Türkiye Basketbol Federasyonu şu anda tamamen eski veya yeni Fenerbahçeli sporculardan oluşan bir yapıya girdi. Federasyon şu an onların güçlü olduğu bir yapıya girdi. Türkiye Futbol Federasyonu'na da aslında baktığınız zaman Fenerbahçe'nin derin bir gücü var, güçlü bir yapısı var ama Fatih Terim'in Türkiye Futbol Direktörü gibi bir unvanı olmasından Fenerbahçe hoşnut değildi. Fatih Terim'i oradan kaydırmak için ciddi çabaları vardı. Bu çabalarda Rıdvan'ın (Dilmen) çeşitli fonksiyonları üstlendiğini biliyoruz. Arda krizinin oluşması, Emre Belözoğlu'nun yer yer bu işin içerisinde olduğunu biliyoruz. Bunların dışında bir takım isimlerin olduğunu da biliyoruz. Ama onlarla ilgili elimde bir belge olmadığı için kanalın da başını belaya sokmamak adına net bir şey söylemeyeceğim ama o yönde bir çabalar vardı. Fatih Terim de bu çabalar içerisinde olan gruplara, onların da umduğunun ötesinde malzeme verdi. Arda krizindeki tavrı, genel olarak Milli Takım'lardaki istenen başarıyı elde edememiş olması, Avrupa Şampiyonası finallerine katılımın biraz şansa gerçekleşmesi ve oradaki başarısızlık... En son da bir kebapçı baskını ve bir kebapçıyla kavga ve sonra da Fatih Terim'in dayak yemesi... Ardından da en az olayın kendisi kadar çirkin olan bir açıklama yapması... 'Yaptım, yine yaparım.' Yani bu şu demek 'Gittim dayak yedim, bir daha yerim.' Bu nasıl bir laf? Arkasından görevden alınması son derece normal. Bu lobi Fatih'i yıprattı yıprattı, Terim de hata üzerine hata yaptı ve sonunda olması gereken oldu. Hak etmişti çünkü." ifadelerini kullandı.
"FATİH TERİM'İN TAZMİNATI VİCDANİ OLARAK HAKSIZ"
Fatih Kuşçu'nun Fatih Terim'in tazminatı konusunda yönelttiği soru üzerine konuşan Altaylı, "Fatih Terim'in ilk açıklamasının ardından görevden alınacağını ertesi gün sabah erken saatlerde bizim gazetedeki arkadaşlarla paylaşmıştım." dedi. Altaylı sözlerine "Çünkü Ankara'dan bana 'Terim yarın gidiyor.' diye geç saatlerde bilgi geldi, ertesi sabah da arkadaşlara ilettim. Fakat bunu söylediğim saatlerde muhtemelen Terim'in bu karardan haberi yoktu. Kuvvetle muhtemel Türkiye Futbol FederasyonU Başkanı'nın da haberi yoktu. Ancak daha sonra Terim federasyona davet edilip, Ali Dürüst'ten tebligat alınca bunu Başkan Demirören'den duymak istediğini tekrarlayınca başkan da kendisine 'Çalışmak istemiyoruz, bırakırsanız seviniriz.' diyince 'Bıraktım.' diye açıklama yaptı ama kendisinin bırakmadığını hepimiz biliyoruz. Ben bunu olayın olduğu gün, sıcağı sıcağına aşağıda Habertürk Televizyonu'nda anlattım, daha sonra anlattıklarımın ne kadar doğru olduğu ortaya çıktı. Terim daha sonra açıklama yaptı ve başta 'Ben bıraktım' derken 'Ben bırakmadım, bana bıraktırdılar, beni kovdular' dedi. Pek çok kişi bunu tazminatı istemesine bağlıyor çünkü 3,5 milyon Euro'luk görevden alınsa dahi ödenecek bir tazminat var. Pek çok kişi 'Fatih Terim bu parayı alabilmek için bunu yaptı.' diyor, bana da öyle geliyor!" ifadeleriyle devam etti.
Şekip Mosturoğlu'nun 'Fatih Terim'in tazminatının takipçisi olacağız.' açıklamasını değerlendiren Altaylı, "Bu açıklamayı doğal karşılıyorum, çünkü bu para TFF'nin parası. Bu parada diğer takımların da olduğu gibi Fenerbahçe'nin de parası var. Çünkü federasyon bütçesini bu takımların naklen yayın gelirleri üzerinden oluşturulan havuzdan kendine düşen pay olarak alıyor. Sonuçta o para, bu takımların ortak parası. Fenerbahçe veya başka takım bu paranın harcanması üzerine itirazlarda bulunabilir, TFF bunu dinler veya dinlemez ancak keşke Fenerbahçe, Şekip Mosturoğlu açıklama yapmadan önce, biraz daha erken davransa da federasyonu bu sözleşme yapıldığı zaman uyanık olsalardı, 'Böyle bir sözleşme mi olur?' deselerdi. Çünkü sözleşmede herhangi bir başarı ya da başarısızlık kriteri olmadan Fatih Terim'in ayrılığı durumunda bu parayı alacağı yazıyordu. Fatih Terim de muhtemelen 'Kovuldum.' açıklamasını Şekip Mosturoğlu'nun sözlerinden sonra bu açıklamayı yaptı. Fatih Terim muhtemelen bu parayı talep ediyor. Etmeli mi? Bence etmemeli. Hakkı var mı? Bence hakkı yok. Ama sözleşme var mı? Sözleşme var. Yasal olarak hakkı var mı? Var. Vicdan olarak hakkı var mı? Yok. Ben bu işin dava konusu yapılması gerektiğini düşünüyorum, federasyonun yerinde olsam bu parayı ödemem. 'Kusura bakma, biz seni futbolla ilgili nedenlerle görevden almadık. Eğer futbolla ilgili nedenlerle görevden alsaydık bu parayı verebilirdik. Ancak biz seni topluma kötü örnek olabilecek davranışlarından ötürü görevinden aldık, bu yüzden de bu parayı sana vermeyiz. Biz seni kebapçı basıp adam dövdüğün, çıngar, olaylar çıkardığın, kötü bir sportif örnek olduğun için...' Fatih Terim muhtemelen bu parayı muhakkak isteyecektir. Şu ana kadar bütün eleştirilere rağmen 'Kardeşim, devletime milletime benim param helal olsun' falan filan 'Alacağımı da almıyorum.' diye bir lafını duymadık çok şükür şimdiye kadar. Ama ben federasyonun yerinde olsam bunu dava konusu yaparım, mahkeme karar versin. Fatih Terim bu parayı hak ediyor mu etmiyor mu? Çünkü sen kötü örneksin kardeşim, iyi örnek değilsin. Federasyon da tazminata dair hiçbir şey söylemiyor. İlk gün çıktığımda Habertürk Televizyonu'nda söylediğim oydu: Federasyon da gitmeli, federasyon da bu işin parçası! Niçin ilk gün bir şey yapmıyorsun? Niçin bu olayla ilgili bir açıklama yapmıyorsun? Niçin basın toplantısı yapan Fatih Terim'e işvereni olarak o toplantının nasıl cereyan etmesi konusunda herhangi bir tavsiyede bulunmuyorsun? Toplantı sonrasında federasyon olarak 'Biz bu basın toplantısının zerre kelimesine katılmıyoruz.' diye niye bir açıklama yapmıyorsun? Federasyon bekliyor, neyi bekliyor? Ankara'dan ne haber gelecek. Ankara'dan abim gelmiş, evde bir bayram havası... Kardeşim sen federasyon musun Ankara'nın sözcüsü müsün? Ya da Ankara bir karar verecek sen deklare edeceksin... Böyle saçma sapan federasyon yönetimi olabilir mi? Hiçbir şey söyleme ve hala daha söyleme bir de üstüne Fatih Terim'i işten çıkarırken, görevden ayrılmasını kendisinden talep ederken 'Bize bir tavsiyen var mı?' de! Komedi! Federasyon da komedi. Federasyon da bence miyadını sonuna kadar doldurdu, görevi bırakması lazım. Veyahut da Fatih Terim'i görevden bıraktıran otoritenin kim olduğunu herkes üç aşağı beş yukarı tahmin edebilir, ben de tahmin edebiliyorum, federasyona da görevi bıraktırtması lazım madem böyleyse. Böyle bir rezillik olur mu? Böyle bir vurdumduymazlık, aymazlık olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
Fatih Kuşçu'nun Rüştü Reçber ile Fatih Terim arasında yaşanan mektuplaşma olayı ve devamında Fatih Terim'in Rüştü Reçber'e 3 kuruşluk manevi tazminat davası açmasını hatırlatarak söylediği "Bütün bu yaşananlar içerisinde Fatih Terim'in itibarını tartışmak ya da bir itibar tartışmasına çekmek doğru mu?" ifadelerini yorumlayan Altaylı, "Tabii ki doğru. Niye doğru? Fatih Terim'in futbol kariyerini tartışmak başka bir şeydir. 'Teknik adamlık kariyerini tartışmak doğru mu?' dersen doğru değildir. Ama itibar dersen, Fatih Terim kendi itibarına büyük zarar vermiştir. Düşünün ki Türk Milli Takımı'na en büyük başarı değilse bile ilk önemli başarıları aldırmışsın, Türk Milli Takımı'nı yarı finallere çıkarmışsın, bir şeyler yapmışsın... Bir Türk takımını 4 sene üst üste şampiyon yapmışsın, Avrupa'da o dönemde en büyük kulüplerden biri olan bir takımda teknik direktörlük yapan tek kişi olmuşsun... Muazzam bir kariyer baktığın zaman ancak bugün Türkiye'de nefret edilen adam olmuşsun! Galatasaray'da da sevmeyeni çok, diğer kulüplerde de sevmeyeni çok... Futbolla alakalı alakasız birçok insan, ev kadını, yönetici şu bu, alakasız insanlar 'Bu ne biçim adam?' demeye başlamışlarsa eğer ortada bir itibar tartışması vardır. Fatih Terim kendi itibarına, kendi başarılarının üzerine pislemiştir! Çünkü bu kadar başarılı olmuşsun normalde çok sevilen biri olman gerekirken sen tavrınla, tarzınla, konuştuklarınla yaptıklarınla ve yapış biçimlerinle ortadan kaldırıyorsun! Tabii ki tartışılır... Fatih'in kariyeri kimde var? Kimsede yok. Keşke böyle 5 teknik adamımız daha olsa ama yok! Böyle bir kariyer yapmış kendine. Ama ne yazık ki bu kariyer ona hak ettiği, kariyerden dolayı hak ettiği itibarı kazandıramamış çünkü tavırdan ötürü o hakkını kaybetmiş." dedi.
"ŞU ANDA BOŞTA, GELEBİLECEK ŞAHANE TEKNİK DİREKTÖRLER VAR"
Fatih Kuşçu'nun 'Teknik direktörlüğe ilk olarak Mircea Lucescu'nun getirileceği konuşuluyordu bir yandan Galatasaray'la adı anılırken' sözlerine üzerine konuşan Altaylı, "Öyle bir şey konuşulmadı, ilk olarak ben 'Ben olsam Lucescu'yu getirirdim' dedim ve böyle bir geyik oldu sonra... Bu dedikoydu yani. O akşam 'Ben federasyon olsam Lucescu'yu getirirdim çünkü taktik dehasıdır. Belki bir takım temposunu kaldıramaz 71 yaşında ama Milli Takım'da senede 4 maç 5 maçın temposunu kaldırabilir. Üstelik zayıf takımlarla güçlü takımlara karşı başarılı olmayı becerebilen muazzam bir teknik dehası vardır, hiçbir Türk teknik direktörde esamesini görmediğim...' dedim." Ama Terim'in kovulmasının birkaç saat sonrasında Şenol Güneş cümlesi ortaya atıldı. Hatta ben o gün bile olaydan birkaç saat sonra çıktığım televizyon programında dedim ki 'Şenol Güneş'i almak Beşiktaş'a ayıptır. Çünkü aynısı Fatih Terim'de oldu. Türkiye'de teknik direktör yok da sen Türkiye'nin başarılı teknik direktörlerini mi alıyorsun? Galatasaray'da iki sene üst üste şampiyon olmuş Fatih Terim'i alıyorsun, o günden bu yana Galatasaray'ın beli doğrulmadı... Şimdi iki sene üst üste şampiyon olmuş ve Avrupa'da önemli işler yapmasını beklediğimiz Beşiktaş'ın teknik direktörü... Kalmadı mı kimse, Dünya'daki tek teknik direktör Şenol Güneş mi? Bugün bir gazete bir liste yayınlamış, şu anda boşta, gelebilecek şahane teknik direktörler var! Al abi birini!" ifadelerini kullandı.
"BEN BUNLARI ŞENOL GÜNEŞ'İN AĞZINDAN DUYMADAN İNANMAM"
Fatih Kuşçu, Şenol Güneş haberlerinin ilk olarak çıktığı dönemde bir basın toplantısında Şenol hocaya yöneltilen "Cumhurbaşkanı'nın olaya müdahil olması durumunda ne yapacağı?' sorusu üzerine Şenol Güneş'in 'Ben Beşiktaş'a ait biriyim. Söz sahibi ben değilim Beşiktaş Başkanı Fikret Orman'dır. Sayın Cumhurbaşkanı'yla da aynı şeyi paylaşırım. Görevde olmayan birinin çalışmasının daha doğru olduğunu düşünüyorum." sözlerini hatırlattı. Kuşçu daha sonra "Bu görüşme yapılmamışken Şenol hocanın 'Görüşme olsa da fikrim bu.' sözleri, Yıldırım Demirören'le yaptığı görüşmede dile getirilmiş ki Beşiktaş'tan açıklama yapıldı. Önce '4 maç için anlaşıldı.' diye bir haber çıktı daha sonra '4 maç + 4 yıl için anlaşma sağlandığı' iddiası geldi. Belki bunlar o sırada konuşulan tekliflerdi... Beşiktaş'tan yapılan açıklamada 'Milli Takım'ın başarısı hepimizi başarısıdır ama Beşiktaş'a katkı sağlamayacağı konusunda hemfikiriz. Şampiyonlar Ligi'nde başarı bekliyoruz. Bu kıymetli teklife teşekkür edilmiştir.' denildi." ifadelerini kullandı. Altaylı da "Ben bunları Şenol Güneş'in ağzından duymadan inanmam. Çünkü kararı verecek olan kişi Şenol Güneş. Ama sonuç olarak Şenol Güneş'e birileri çok bastırırsa işte az önce Cumhurbaşkanı dendi, Şenol Güneş bunu kabul etmek zorunda kalabilir. Beşiktaş'ın tavrıysa bu ikili göreve aynen Galatasaray'da olduğu gibi kabul etmeyeceği yönünde... O zaman da Beşiktaş'la Şenol Güneş yolları ayırmak zorunda kalabilir. Bu da Beşiktaş'a sezon başlamasına kısa bir süre kala çok ciddi bir darbe vurur. Çünkü bu sene zorlu bir lig oynayacak. Bu da açıkçası benim Türkiye Futbol Federasyonu içerisinde dönenlerle ilgili olarak az önce senin bahsettiğin tezimi doğruluyor. Rakipleri bir şekilde karıştırarak kendini sıkıntıdan çıkarma sürecine girmek isteyen futbol takımlarının var olduğunu böylelikle anlıyoruz. Olabilir de. Bu da mücadelenin yöntemlerinden bir tanesidir. Bu tuzağa düşmeyeceksin, bunlara girmeyeceksin. Şenol Güneş Milli Takım'ı kabul etmeli midir? Bunu reddetmek Türkiye gibi duygusal bir ülkede zor bir şeydir. Adamı iki dakikada satılık kalemlerle madara ederler, vatan haini ilan ederler, o hale gelebilirsin. FETÖ'cü bile diyebilirler, o kadara kadar götürürler işi. Şenol Güneş'in işi o yüzden zor. Allah yardım etsin diyim ona, zor bir karar... Baskılar olabilir ama bana sorarsanız böyle bir teklifi kabul etmemeli. Türkiye'de de Dünya'da da onlarca iyi teknik direktör var, hiç şart değil Şenol Güneş sıkıntılı. Benim fikrim iyidir, kendi fikirlerimi zaman zaman beğeniyorum. Alsınlar Lucescu'yu 4 maçlık idare etsinler yani... Boşta bildiğim kadarıyla." dedi.
"GÖKSEL GÜMÜŞDAĞ, KULÜPLER BİRLİĞİ'NİN EN BAŞARILI BAŞKANI!"
Göksel Gümüşdağ'ın Kulüpler Birliği'nden ayrılma kararıyla ilgili olarak konuşan Fatih Altaylı, Dursun Özbek'in basın toplantısında söylediği 'Göksel Başkan bir yere gidemez.' ifadeleri için 'Göksel Gümüşdağ biraz bozuldu gibi bir hal oldu, 'Sana mı sordum kardeşim?' gibi bir hal oldu. Konuyu kibarca atlatmaya çalıştı gibi." ifadelerini kullandı. Altaylı "Göksel Gümüşdağ, bana sorarsan Kulüpler Birliği tarihinin en başarılı başkanıdır. En somut işleri o yaptı." şeklinde konuştu.
"KULÜPLER BİRLİĞİ, ÜÇ BÜYÜKLERE KARŞI KURULMUŞTU. ÜÇ BÜYÜKLERİN ORADA NE İŞİ VAR?"
Üç büyüklerin tutumunu eleştiren Altaylı, "Benim anlamadığım şey üç büyük kulübün hala neden birlikte olduğudur. Çünkü Kulüpler Birliği, üç büyük kulübe karşı kurulmuş bir sistemdir, üç büyük kulübün gücünü ve hegemonyasını kırmak için kurulmuştur. Üç büyükler sonra bunun içerisine girmiştir. Niye girmiştir belki bunu dejenere etmek içindir, orasını bilemiyorum. Göksel Gümüşdağ en başarılı başkanlardan birisidir. Federasyon Başkanı mı, Büyükşehir Belediye Başkanı mı? Göksel Gümüşdağ birçok göreve yakıştırılıyor. Kendi fikrimi soracak olursanız Servet Yardımcı'nın Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmasını tercih ederim. Niye derseniz çünkü UEFA'daki konumu önemli. TFF Başkanı olması UEFA'daki konumunu da güçlendirir. Servet Yardımcı'ya da Türk futboluna da yarar. Servet Yardımcı'nın UEFA'da güçlenmesi Türk futboluna birçok şey getirir. Avrupa futbolunun çeşitli kademelerinde farklı organizasyonlar farklı masalar var. Ve Türk futbolu bugüne kadar ne yazık ki Galatasaray kendi çabalarıyla Türkiye ve kendi adına bazı masalarda otururdu. Ne yazık ki Galatasaray mevcut yönetiminin böyle bir ufku olmadığı için o masalardan kalktı. Şimdi Fenerbahçe başkan adaylarından birinin, Ali Koç'un zaman zaman temsilciler yolladığını falan biliyoruz ama Türk futbolu bugünlerde bir temsil sorunu yaşıyor UEFA'da. Güçlü bir Servet Yardımcı'nın, TFF Başkanı Servet Yardımcı'nın oralarda etkinliği artacaktır. Daha fazla sayıda temsilcide oralarda oturma imkanı bulabiliriz diye düşünüyorum. Bana sorarlar mı? Yok. Sormalılar mı? Ben kimim ki? Ama ben aklın sesini duyurmaya çalışıyorum, benimki de bir akıl." yorumunda bulundu.
"LUCESCU AKILLI VE AHLAKLI ADAMDIR"
Fatih Kuşçu'nun "Mircea Lucescu'yla görüşmeye Başkan Özbek ya da sportif direktör varken Can Topsakal'ın gitmesi doğru mudur?" sorusunu yanıtlayan Altaylı "Bu doğru da olabilir olmaya da bilir. Sen 3. sınıf futbolcuları aldığında bile poz veriyorsan Lucescu'yla görüşmeye de Can Topsakal'ı yollamazsın çok istiyorsan. Üstelik Lucescu'yla çok önceden samimiyetleri olan Lucescu'nun kıramayacağı, dost bildiği insanlar var. En azından Can Topsakal'ın yanına bunlardan biri verirsin. Çünkü Can Topsakal, Lucescu'nun sadece fotoğrafını görmüştür bir yerde... Lucescu kendisini tanımıyordur ve Lucescu görüşmeye böyle bir kişinin yollanmasından kendisine gereken önemin ve özenin gösterilmediğini düşünür. O yüzden keşke Can Topsakal'ın yanına şimdi Avrupa'da bir şirketin başında olan bir Galatasaraylı var, Lucescu'yla da çok iyi dosttur, o da oradan iki dakikada gelirdi ve Lucescu'yu gerçekten ikna etmek istiyorlarsa katılır, görüşürlerdi... Ben Lucescu'nun bu yönetim kuruluyla çalışmak için çok hevesli olacağını düşünmüyorum ama Lucescu'nun oğlu var biliyorsun, Razvan. Lucescu bir yandan da oğluna iş arıyor... 'Razvan'ı teknik direktör yapın ben de üzerinde olayım.' diyebilir. Lucescu'nun aklından ne geçiyor bilmiyorum. Uyanık bir adamdır, cin gibidir ama namuslu bir adamdır. Pek çok Rumen futbolcuda ya da menajerde görmediğimiz bir iş ahlakı, güven veren tarafı vardır. Ama ben bugünkü Galatasaray'a kolay kolay geleceğini düşünmüyorum. Bazı haberler çıkıyor, 'Lucescu, Beşiktaş Başkanı'na "Şenol hoca giderse ben gelirim." diye haber yollamış' gibi haberler, futbolda geyiğin dibi bitmez. Spor yazarlarının transfer dönemlerinde palavrası bitmez, uydur uydur yaz... O yüzden neler olur bilemiyorum ama bildiğim Lucescu, Galatasaray'ın bugünkü halini görür ve gelmez. Çünkü Türkiye'de başarılı bir kariyeri var. Çok iyi bir Galatasaraylı'dır, Galatasaray'a özel bir aşkı vardır. Çünkü teknik direktör olduğu dönemde yönetim kurulla üst düzey bir entelektüel bağlantısı vardı. Lucescu entelektüel bir adamdır, bu yönetimde bunu bulabilir mi, bulmadan gelir mi bilmiyorum." ifadeleriyle sözlerine devam etti.
"AZİZ YILDIRIM'IN TRAFİKTE YAŞADIĞI NORMAL. HER GÜN BİNLERCESİ YAŞANIYOR"
Aziz Yıldırım'ın trafikte bir motosikletçiyle yaşadığı tartışmayı değerlendiren Altaylı, "Trafikte her gün herhalde 55 bin tane oluyordur. Şimdi bu Aziz Yıldırım diye, sana olmamış mıdır hayatında böyle bir şey? Bana olmamış mıdır? Şu anda bile bir yerde 5 tane oluyordur, birisi birinin önüne kırar falan... Olayın da sadece bir kısmını görüyoruz. Aziz Yıldırım da duruyor, tartışıyor. Abi trafik işleri bunlar. Hoş mu? Değil. Aziz Yıldırım kalibresinde biri yapmamalı ama herkesin bir siniri var. Aziz Yıldırım da sinirli bir adam. Bence bu olayda çok abartılacak bir şey yok. Eleştirileri gördüm ama eleştirenlerin büyük ihtimalle 15 dakika sonrasında bir tarafında ya da öbür tarafında yaşamış olabilir. Burada kötü olan korumalar morumalar falan filan. Bir tane motosikletli çocuk, onun üzerine korumaların cebellezi olması hoş değil. Ama dövme kırma gibi bir şey de Allah'tan olmamış. Memlekette herkes gergin, trafiğin kendi gerilimi de var. Keşke Aziz Yıldırım böyle bir şey yapmasaydı ama eleştirenler ya da bizi izleyenler arasında biri desin ki 'Ben hayatımda böyle bir şey yapmadım.' Vardır yapmamış birisi, benim rahmetli babam yapmazdı mesela kavga sevmez, 'Tamam kardeşim, güle güle' derdi ama çoğunluk yapar. 100 kişiden 90'ı böyle tartışmalara girer. Bunu abartmamak lazım..." yorumunda bulundu.
"MİLLİ TAKIMA AYKUT KOCAMAN GİTSİN!"
Altaylı, Milli Takım - Abdullah Avcı haberleriyle ilgili olarak "Bence Aykut Kocaman'ı alsınlar. Çünkü geçmişte Aykut Kocaman Fenerbahçe'ye gelmeden önce yürütülen çalışmalar, Fatih Terim'e yapılan operasyonlar birileri tarafından Aykut Kocaman'ı Milli Takım'a getirmek için kurulmamış mıydı?" dedi. Fatih Kuşçu'nun Rıdvan Dilmen'in yaptığı "Ben federasyon başkanlığına adayım, teknik direktörüm de Aykut Kocaman'dır." açıklamasını hatırlatması üzerine konuşan Altaylı, sözlerine "Aynen bunu diyorum işte. O zaman Aykut Kocaman'ı getirsinler. Ama bakıyorum Rıdvan şu an tam siper vaziyetinde. Tam şeytan! Fitili yaktı, bombayı attı ve kaçtı. Sonra Rüştü aldı bombayı adrese teslim etti ve bomba patladı. Fatih Terim, Rüştü'ye 'Sen 3 kuruşluk adamsın' demek için 3 kuruşluk dava açtı, Rüştü de ona 1071 liralık dava açmış ne alakası varsa Malazgirt zaferi... Keşke 1907 liralık dava açsaydı!" ifadeleriyle devam etti.
"TERİM'E TAZMİNAT ÖDENECEKSE STATTAN ADI KALDIRILSIN"
Altaylı, Çankaya Belediyesi'nin Fatih Terim isminin bir parktan kaldırılması üzerine ise "Ben de buna benzer bir şey yazdım. Fatih Terim bu 3,5 milyon Euro da ısrarcı olacaksa senin benim ödediğimiz vergilerle yapılan statlardan adının silinmesi gerekir!" değerlendirmesini yaptı.
"FENERBAHÇE DE BAŞAKŞEHİR DE TURU GEÇER"
Medipol Başakşehir'in Club Brugge ile deplasmanda oynadığı maçı yorumlayan Altaylı, "İki frikik golü, iki kaleci hatası." dedi. Altaylı sözlerine "Başakşehir çok güzel bir futbol oynadı, normalde 3-1 kazanması lazımdı. Fenerbahçe de çok güzel oynadı. Ama geçen hafta da başarılı sonuçlar almasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylemiştim. Başakşehir'den emindim, Fenerbahçe'nin hazırlık maçlarından kaynaklanan bir soru işaretleri vardı ama iki takımın da turu geçeceğini söylemiştim. Valbuena'nın takıma çok iyi uyum sağladığını, takımın orkestra şefliğini baya ele aldığını gördüm ama ondan daha çok beğendiğim oyuncu Alper Potuk'tu. Alper, maçın adamıydı, çok iyi oynadı. Geçen sene de birkaç kez dile getirmiştim Alper daha doğru kullanılmalıydı. Bence Aykut Kocaman kafasında Alper'i nasıl kullanacağını oturtamamış ama biraz daha serbest bırakmış. Valbuena ve Alper'i rahat oynama konusunda biraz serbest bırakmış, eskisi gibi o anti-yıldız halinden çıkmış ve yıldızlara kendilerini gösterme fırsatı vermek istemiş herhalde. Alper de bunu iyi değerlendirdi. Alper böyle oynamaya devam ederse Fenerbahçe'nin bu yılki flaş oyuncusu olabilir. Erken konuşmayı pek sevmem ama Fenerbahçe'yi, Ersun Yanal döneminden daha çabuk daha iyi olduğunu gördüm. Fenerbahçe hakikaten iyiydi." dedi.
"FENERBAHÇE VE BEŞİKTAŞ'IN HALİ TUDOR'UN NE KADAR BOŞ BİR TEKNİK DİREKTÖR OLDUĞUNU GÖSTERİYOR"
Aykut Kocaman'ın Sturm Graz maçıyla ilgili olarak "Bugunkü galibiyet hiçbir şekilde aldatmamalı, hala eksiğiz." sözlerini değerlendiren Altaylı, "Çok daha eksik değiller. Bence Başakşehir'in ve özellikle Fenerbahçe'nin oynadığı futbol, Galatasaray Teknik Direktörü Igor Tudor'un nasıl boş bir adam olduğunu ve nasıl yanlış konuştuğunu gösteriyor. İşte 'Biz erken oynadık...' falan Fenerbahçe 1 hafta sonra oynadı. 1 haftada bu kadar bu kadar çok şey değişmiş olabilir mi? Fenerbahçe futbol oynadı, sen oynamadın. Üstelik Kocaman yeni geldi, Tudor geçen seneden beri orada." ifadelerini kullandı.
Igor Tudor'un basına açık antrenmanda gazetecileri bir saha uzakta tutması üzerine konuşan Altaylı, "Herhalde muazzam bir taktik çalışması yapıyor ki görülmesin diye uğraşıyor." dedi.
Şenol Güneş'in de hazır olmadıklarına yönelik yaptığı "Yaşlıyız ve lige hazır değiliz" açıklamasına değinen Altaylı, "Aboubakar kayıptır. Genç futbolcularda devamlılık sıkıntısı olabiliyor, biraz da karakteriyle de bağlantılı olarak. Yüzde 100 güven veren bir oyuncu olmayabilir ama iyi futbolcu olduğu kesin." dedi. Hem Şenol Güneş'in hem de Aykut Kocaman'ın yaptığı yaş vurgusuna değinen Altaylı, "Cengiz Ünder, Roma'ya gitti, şahane oynuyor. Juventus maçında oynadığı futbolla İtalyan basınının beğenisini kazanmış, bir önceki hazırlık maçında Tottenham'a inanılmaz çabuklukla güzel bir gol attı. O da genç..." ifadelerini kullandı. Fatih Kuşçu'nun takımların yaş ortamalarını belirtmesi üzerine "Siz takım kurar, bozar, kurar dağıtır ve yeniden kurarsanız bir arada oynayamazlar. Altyapıya önem vermez ve sürekli olmuş futbolcuyu değerinin düştüğü dönemde almaya kalkışırsanız 30 yaşında adamlar alırsınız ve takımın yaşı artar. Galatasaray'ı daha yaşlı bekliyordum büyük ihtimalle sahaya çıkan takım daha yaşlı olur. Muhtemelen sahaya 29 yaşın üzerinde olacaktır." dedi.
"GALATASARAY'IN MEKTEPÇİLERİ KENDİLERİNE YAKIŞAN BAŞKANI BULMUŞ!"
Galatasaray'ın transferlerine de değinen Altaylı, "Galatasaray'da olan bitene benim aklım ermiyor. Bülent Tulun yeniden ortaya çıktı, kendini 'Başkan danışmanı' ilan etmiş. Kendi mi ilan etti başkan mı bilmiyoruz ama el yazısıyla Manchester United'a yaptığı teklifle öğrendik. Ama Bülent Tulun aynı zamanda bir menajerlik şirketinin de çalışanı. Şimdi bir menajerlik şirketinde çalışmak ayıp değil ama kendine nasıl başkan danışmanı demiş, bu titre'i koymuş? Demek ki başkandan böyle bir yetki aldı. Hem menajerlik şirketinde çalışacaksın hem de Galatasaray Başkanına danışmanlık yapacaksın... Hem de Galatasaray camiasının içerisinde daha önceden birçok iddia ortaya atılmışken. Garip garip futbolculara garip garip paralar... Ndiaye, transfer değeri 4-5 milyon görünürken 7,5 artı başkanın çok övünerek anlattığı Galatasaray altyapısından 3 oyuncuyu veriyorlar! En ucuz oyuncumuz 3 milyon Euro civarında kalıyor. Bakma 2,2 yazdığıma imza parasıyla falan 3'ü bazısının 4'ü geçiyor. Böyle savurganlık içerisinde ama ortada takım yok. Böyle bir savurganlığı haklı çıkaracak bir hoca da yok! Geçen haftaki programa baktım, boşa sinirleniyorum. Çünkü sinirlenmemi gerektirecek bir şey yok. Şaşkın bir takım ve yönetim var ve bir mirasyedi gibi paraları saçıp savuruyorlar. Galatasaray camiası bundan sonra başına gelecek her felaketi hak ettiği için de bundan sonra eleştirmeme kararı aldım. Her ne haliniz varsa göreceksiniz çünkü ben kendimi geriyorum, eve gidince tansiyon problemim olmasa bile tansiyonum çıkıyor! Yıllardır 12-8, 12-7 tansiyonum vardır, geçen hafta eve gidince bir ölçtüm 14'e 10! Banane ya? Galatasaray suyumu, ekmeğimi mi veriyor? Bundan sonra eleştirmeyeceğim çünkü şahane bir başkanları var. Tam camiaya layık tam Galatasaray'ı tam temsil edebilen üst düzey kalitede bir başkanı var. Genel kurul başkana büyük teveccüh gösteriyor, idari açıdan da başarılı olduğunu hem Galatasaray Divan Kurulu hem de medya söylüyor. Yanlış yaptığını söyleyenler yuhalanıyor, demek ki ben ve benim gibi düşünen birkaç kişi yanılıyor... Galatasaray camiası, özellikle Galatasaray'ın mektepçi kesimi mektepli demiyorum ben de mektepliyim ama mektep üzerinden geçinen mektepçi kesimi kendilerine layık, kendilerini çok iyi temsil eden, kendilerini çok iyi ifade etmelerini toplum nezdinde ve Galatasaray'da ifade etmelerine imkan sağlayan çok iyi bir başkan bulmuşlar! Kendilerini tebrik ediyorum ve bu yolda kendilerine başarılar diliyorum. Ama şunu da bilsinler ki Galatasaray'ın bundan sonraki dönemde çok beyefendi çok başarılı başkanlarla devam ederlerse Galatasaray'ın satacak malı mülkü de kalmadı... Bundan sonra satışa neyi koyacaklar bir aralarında toplanıp karar versinler." dedi.
Arda Turan'ın Galatasaray'a döneceğine yönelik iddiayı ve takım fotoğrafında uzakta kalmasını da değerlendiren Altaylı, "Arda'yı Rakitic'in yerinde değil Neymar'ın yerinde görüyorum. Barcelona'ya daha fazla katkı yapacağı yer orası. Neymar, PSG'ye giderse Barcelona'nın elinde orası için kim var bilmiyorum. Ama Arda ikidir takım fotoğrafına girmiyor. İddiaya göre '5 milyona Galatasaray'a gelirim' demiş, şöyle söyleyeyim, Türkiye'deki 5, İspanya'daki 7'den büyüktür çünkü İspanya'da vergi var. Buradaki 5 kemiksiz olur. Ama Çin'den 10-12 varsa ne oluyor ne bitiyor, bilemiyoruz." yorumunda bulundu.
"BURAK YILMAZ KAFASINI TOPARLARSA DEVAM ETMEMESİ İÇİN BİR SEBEP YOK"
Adı Beşiktaş ile de anılan milli forvet Burak Yılmaz'ın Trabzonspor ile anlaşmaya yakın olması ve Muharrem Usta'nın konuya ilişkin açıklamalarına da değinen Altaylı, "Burak Yılmaz Trazonspor'a hayırlı olsun. İnşallah iyi olur. Burak Yılmaz iyi bir futbolcu, iyi bir golcü. Zaten Trabzonspor'da çok başarılı bir dönem geçirdikten sonra Galatasaray'a transfer olmuştu. Kaldığı yerden devam ederse Trabzon'un işine yarar. Kafasını toparlarsa devam etmemesi için bir sebep yok. Burak hala genç bir futbolcu. Burak Yılmaz dört büyük takımın dördünde de oynamış bir futbolcu. Kaşifi de Mustafa Denizli'dir. Mustafa Denizli bana, Burak çok ufakken 'Burak Yılmaz diye iyi bir oğlan var Galatasaray'a düşünür müyüz?' demişti, biz o zaman düşünememiştik. Yanılmıyorsam Özhan Canaydın başkandı. Trabzonspor'u biraz daha yarışa sokacak bir oyuncudur. Bu sene baktığınız zaman Beşiktaş şampiyonluğun güçlü adayı, bir diğer güçlü aday Başakşehir. Fenerbahçe'de bu sene şampiyonluğa potansiyel bir aday. Trabzonspor da geçen seneye oranla bir miktar daha güçlü bir aday. Herhalde ilk dört böyle tecelli eder diye düşünüyorum. Galatasaray çok büyük sürprizler yapabilir ama bugünkü haline baktığın zaman bu takımların altında kalır gibi. Belli de olmaz tabii bu işler. Futbol bu. Güzel spor." ifadelerini kullandı.