Altaylı'dan gündem yaratacak sözler: 'Albayrak fenalaşarak hastaneye kaldırıldı'
''KAYITLARDA OLMAYAN 650 BİN EURO'LUK MENAJERLİK FATURASINI GÖREN ABDURRAHİM ALBAYRAK FENALAŞIP HASTANEYE KALDIRILDI''
Geçtiğimiz hafta Florya'da yaşanan bir olayı anlatan Fatih Altaylı, ''Şimdi size bir şey anlatacağım. Bu rezaletten kimsenin haberi yok. Geçen hafta Abdurrahim Albayrak aniden hastaneye kaldırılıyor. Neden haberin var mı? Florya'da eski yönetimden kalan odalardan bir tanesini boşaltırken bir fatura buluyorlar. Tam 650 bin Euro! Muzzi Özcan isimli menajerden kesilmiş bir fatura. Ekim ayında kesilmiş bir fatura. 'Fatura varsa eğer bu muhasebede durur burada ne işi var?' diyorlar. Mali işleri arayıp, 'Böyle bir fatura kayıtlarda var mı?' diyorlar. Kayıtlarda yok ama ortada kabul edilen bir fatura var. O faturanın ne faturası olduğu belli değil. Ekim ayında kesilmiş bir menajerlik faturası. Geçen seneki 3.5 milyon Euro'luk faturanın üstüne kayıtlarda görülmeyen bir 650 bin Euro'luk fatura kesiliyor. Adam bunu duyunca fenalaşıp, tansiyonu çıkıyor. Bütün bunların sebebi adam Galatasaray'a başkan oluyor. Seçilir mi bilmem. Meslektaşlarımıza bakma, onlar bundan nemalanan insanlar. Onun oteline gidip yemeğini yiyen, onun finanse ettiği TV programlarından para alan adamlar bunlar! Böyle ilişkilere girdiğin zaman sen gazetecilik ahlakını da ayaklar altına almış oluyorsun. O yüzden medya mensuplarının söylediği önemli değil ama Galatasaray Kongresi bu adamı seçecekse; alsınlar onlara jhediye olsun bu rezillik. Ben bundan sonra hiçbir mesele ile ilgilenmem. Taraftar olarak kazansın diye tepinmeyi ama bu rezilliklerle uğraşmamayı tercih ederim. Dursun Özbek, Burak Elmas'ı arayıp konuşmaya devam ediyor. Burak'ın senin hakkında söyledikleri senin onun hakkında söylediklerin belli. Dursun Özbek bilmiyorum bir şey diyemiyorum çünkü lafın bittiği yer. Burak'ın kalkıp da onunla görüşmeye gitmesi de garibime gidiyor.'' dedi.
ŞAMPİYON VAKIFBANK!
Voleybol Kadınlar'da sezonu şampiyon tamamlayan Vakıfbank'ı kutlayan Fatih Altaylı, ''Diyecek bir şey yok. Kutlamak lazım. Vakıfbank bu işe yıllardır canla başla sarılıyor. Genel müdürler değişiyor, iktidar değişiyor ama Vakıfbank'ın başarılı çizgisi asla değişmiyor. Bu ideal bir sponsor ve spor dalına sahip çıkma öyküsüdür. Vakıfbank'a da o takımı yönetene de helal olsun.'' dedi.
''GAZETELERDE 'OKUR SADECE FUTBOL İSTİYOR' LAFI PALAVRADIR''
Sona eren İstanbul Cup ile ilgili yorumlarda bulunan Altaylı, ''Bazı ülkelerde bu iş böyle oluyor. Bazı Körfez ülkelerinde de bunlar oluyor. ATP gibi... Oralarda da durum çok farklı değil. Orada ödüller biraz daha yüksek olsa bile durum çok farklı olmuyor. Bu ülkelerde spora olan merak sınırlı. Türkiye'de onlara göre merak daha fazla. Baktığın zaman üst düzey sporcular katılmıyorsa; ilgi de aynı oranda düşüyor. Bunu makul karşılamak lazım. Belli başlı büyük turnuvalar dışında dünyanın hiçbir yerinde maçlara ilgi yüksek olmaz. Bu organizasyonu yapanların daha iyi isimleri getirmelerini tavsiye ederim. Bazen de şirketlerin nefesi tükeniyor. Ödenen paralar yüksek. Bu konuda asıl suçlu spor medyasıdır. Yeterli yeri vermeyince de şirketler bu konularda bütçe kısıntısına gidiyor. Ne yazık ki spor medyasında yer verilmiyor, Habertürk hariç... Gazete yönetiminde olduğum dönemde sporu bir zevk olarak görüyorduk. O dönemlerde kapakta tenis verdiğimiz oluyordu. 'Okur sadece futbol istiyor' lafı palavradır. Gazete okuru başka bir kültürel seviyede. Gazete artık lüks tüketim seviyesine geldi. Futbolla ilgili her şeyi her yerde bulabiliyorsun. Bunları kullansalar; başka bir okuyucu türüyle tanıştırabilirler. Ne yazık ki yapmıyorlar. Türk medyasının zaafını düzeltmek de benim vazifem değil. Ne halleri varsa görsünler diyorum.'' ifadelerini kullandı.
''İNŞALLAH FENERBAHÇE YİNE EUROLEAGUE'İ KAZANIR''
EuroLeague'de Fenerbahçe'nin Final-Four'a kalmasını değerlendiren Altaylı, ''Herhalde üç günlük ek sefer konmuş olabilir. 5-6 bin Fenerbahçe taraftarı oraya gidecektir. Demin Vakıfbank ile ilgili söylediğimiz şey Fenerbahçe SK ile de ilgili. Mali sıkıntı içinde olmasına rağmen her sene basketbola bulup buluşturup, sponsorlardan bulduğu kadar kendi de katkı yapan, yıllardan beri üst üste Final-Four'a bir Türk takımı sokan, bir kulüp Fenerbahçe. Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ı kutlamak lazım. Çok önemli bir başarı. Real Madrid, Barcelona gibi ikinci branşlarında çok başarılı oldukları bir basketbol arenasında çok büyük bir başarı. İnşallah bu sene de kupayı kazanırlar.'' şeklinde konuştu.
''TOSIC DEGIL FABRI KIRMIZI KART GÖRMELİYDİ''
Galatasaray ile Beşiktaş maçını değerlendiren Altaylı, ''Beklediğimden daha iyi bir maç izledim. Bu sene seyrettiğimiz maçların büyük bölümü tatsız ve kısırdı. Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında olan toplam pozisyon, bu maçın bir yarısında gerçekleşti. İnsanlar kavga etmek için değil top oynamak için sahaya çıktılar. Eskiden de böyle keyifliydi. Galatasaray-Beşiktaş maçları yıllardır böyle güzel geçerdi ama birkaç yıldır bir haller oldu. Fenerbahçe-Galatasaray maçlarında ise kavga dövüş olurdu. Bu sene Beşiktaş ile Galatasaray maçları arasında çok güzel futbol izlediğimiz anlar oldu. Bir an dışında diyelim. Quaresma'ya üç kişinin bir şeyler attığı 15 saniyelik periyot dışında son derece efendi bir maç oldu. Beşiktaşlı konuk taraftarlar seslerini yükseltip baskın bir hale geldiler. O anda biraz tansiyon arttı. Galatasaray taraftarı da sert bir tezahüratla önlerine geçti. Sahadaki 22 adamın 22'si de çok efendice oynadılar. Şenol Güneş'e iyi bir karşılama yapıldı. Fatih Hoca sarıldı ve öptü falan filan... Futbol olarak da iyiydi. Hakem maça çok etki etmedi. Hataları var mıydı, vardı. Tosic'e değil kaleciye kırmızı kart gösterilmesi lazımdı. Tosic'de düşmedi, kalecide düştü. Kaleciyi geçtiği anda tamamen boş kaleye topu yuvarlayacaktı. Bana göre hakem yanlış adama kırmızı kart gösterdi ama belki de ilk hareketi o yaptığı için ona kırmızı kart gösterdi, bilemiyorum. Bir iki ofsayt kaçtı, goller kaçtı. Şeref tribünü önündeki hakem, o birkaç hata yaptı. Diğer yan hakem daha iyiydi. Özellikle ofsaytlarda şeref tribünü önündeki hakem hatalı kararlar verdi.'' şeklinde konuştu.
''DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BELHANDA'NIN POZİSYONUNA KIRMIZI KART VERİLMEZ''
Medel ile Belhanda arasındaki pozisyonla ilgili konuşan Altaylı, ''Dünyanın her yerinde dirseğe sarı kart verilir, kırmızı kart değil. Rakibine centilmenlik dışı bir hareket yapıyor ve sarı kart görüyor. Sakatlayıcı bir hareket olsa tamam kırmızı kart ama dirsek atıyor ve bunun adı sarı kart. Taraftarlık kafayı yemekle eş değer olmaya başladı. Bu pozisyona kırmızı kart nerede gösterilir bana da gösterin. Sahadaki her adama kırmızı kart mı gösterilecek? Hakikaten kafayı yemiş bu pozisyona kırmızı kart isteyenler... Hakem kötü niyetli bir hakem değildi. Maçı çığrından çıkaracak bir hakem değildi. '' dedi.
''DONK İLE 1'ER YILLIK SÖZLEŞMELERLE DEVAM EDİLMELİ''
Ryan Donk'un yükselen performansıyla ilgili konuşan Altaylı, ''Donk kalabilir, bence bir mahsuru yok kalmasında. Donk faydalı bir eleman haline dönüştü Fatih Terim ile birlikte ama sözleşme olacaksa; 1 yıl yapılmalı. Sözleşme sezonunda iyi, sözleşme yapılacak sezonda kötü oynayan bir isim Donk. 3 sezon sözleşme olursa; 1.5 yıl oynamayacağına dair garanti verebilirim. Ndiaye yerine Tolga veya Selçuk da oynayabilirdi. Fernando ve Feghouli de oynayabilirdi. Donk'un iyi kumaş olduğunu hepimiz biliyorduk. Kasımpaşa'da çok iyi performans sergilediği için alındı. Donk kaliteli bir oyuncu ve iyi bir ayak. Soğukkanlı hatta bazı zamanlarda fazla soğukkanlı bir isim. Rahat bir oyuncu. Bu rahatlığı bazen aleyhte de olabiliyor. Uzun vadeli sözleşmelerde Donk'u sahada görmek imkansız hale geliyor. Büyük yetenekli basketbolcular vardır ama sorumsuzluğundan ötürü oynayamaz. Donk'u onlara benzetiyorum. Bir yıllık sözleşmelerle oynamasında hiçbir sakınca yok.'' dedi.
''SON DÖNEMDE AYKUT KOCAMAN DIŞINDA KİMSE ŞENOL GÜNEŞ'E SAYGISIZLIK YAPMADI''
Şenol Güneş'in Beşiktaş maçından sonraki açıklamalarını değerlendiren Altaylı, ''Son dönemde Aykut Kocaman dışında kimse Şenol Güneş'e saygısızlık yapmadı. O ruh haliyle insan biraz alıngan olabiliyor. Sosyal medyada çok ağır hakaretler yapıldı. Belki ondan etkilenmiş olabilir. Bu maçta da gördüm. Şenol Güneş'in kafasının fotoğrafını çekmişler. Onlar da sebep olabilir. Orada 'kan yok' denilmişti şimdi 'dikiş de yok' deniliyor. Anlatamıyorum derdimi anladığım kadarıyla. Kafanın yarılması önemli değil, kafaya bir şey atılması önemli olan.'' şeklinde konuştu.
''FENERBAHÇE İLE GALATASARAY KÖTÜ YÖNETİLİNCE; BEŞİKTAŞ YILDIZ GİBİ PARLADI''
Beşiktaş'ın son yıllardaki başarılı performansını değerlendiren Altaylı, ''Bu yorumlara herkes belli yorumlarda katılır. Beşiktaş sıkıntılı günler geçiriyor. Beşiktaş yönetimi, bu işlerin buraya gelmesinde birinci derece sorumludur. 'Feda' diyerek başlandı. O dönem iyi yönetildi ve arkasından kiralık futbolcularla şampiyonluk geldi. Bir yerden sonra Beşiktaş'ın kalıcı bir tavırlı takım oluşturması gerekiyordu. Golcüleri sezonluk geldi ve gitti. Bir yıldır söylüyorum. Bir takım mali krizlerde olabilir ama bir yerden sonra takım oluşturmaya çalışırsın yoksa mali sorunlar başka boyuta taşınır. Kiralık adam alıyorsun, tam takıma alışıyor sonra gidiyor ve takım iskeleti oluşmuyor. Eldeki varolan önemli uzuvlardan Cenk Tosun gibi adamlar satılıyor. Cenk ne kadara satıldı? Şampiyon olsalardı ne kadar kazacanaklardı? Şampiyonlar Ligi'nde katıldıklarında ne kadar alacaklar? Etti mi 30 milyon Dolar... Matematik! Cenk Tosun satılmaz mı? Elbette ki satılır ama alternatiflerini de elinde bulunduracaksın. Üreteceksin. Üretememişsen; hem şampiyonluk vaadi verip, rakiplerle gerilim yaratacaksın, sonra da bütün yükü Şenol Güneş'in omzuna yıkacaksın. Şenol da sonuç olarak hoca ve iyi bir hoca ama adamı da zıvanadan çıkardılar. Bütün bu olanlarda Şenol Güneş'i suçlu olarak görmüyorum. Birinci derecede suçlu Beşiktaş'ın hasbel kader başarılı olan yönetimidir. Galatasaray ve Fenerbahçe o kadar kötü yönetildi ki Beşiktaş yıldız gibi parladı ama diğerleri iyileşince çuvallıyorsun. Geçmişte hatırla Beşiktaş'ı... 3 sene üst üste şampiyon olmadılar mı? Oldular. Gordon Milne ve çok iyi bir takım vardı. Bu takım yıllarca Beşiktaş'ı taşıdı. Al-sat kirala, kiralama, memnun kal-kalma, elindeki adamı sat. Bunlarla uzun süreli başarılı olmaz, şansla başarı olur.'' ifadelerini kullandı.
''FENERBAHÇE VE BEŞİKTAŞ YÖNETİMLERİ ORTAK KURBANDIR''
Olaylı derbiyle ilgili verilen kararı eleştiren Fatih Altaylı, ''Bu gerilimin temel sebebi TFF'nin tavrı. Şenol Güneş'in kafasına gelse de gelmese de bu maç oynanabilirlikten çıktı mı çıkmadı mı ona bakarsın. Burada olabilecekler belli. Birincisi; Fenerbahçe hükmen mağlup. İkincisi; Beşiktaş hükmen mağlup. Üçüncüsü; her ikisi de hükmen mağlup. Diğer yarı finalistler final oynar. Bu üç kararı da alabilirsin. Hadi üç kararı da boşver. Birinden birini al kardeşim. Baskı ve ince hesaplarla bu kararı alamayacaksın, korkacaksın, sonra diyeceksin ki ben federasyonum. Fenerbahçe ve Beşiktaş bu işte ikinci derece suçlu. Birincisi o tribünde olayı yapan taraftar suçludur. Beşiktaş ve Fenerbahçe yönetimleri ortak kurbandır. İkisi de haklıdır ikisi de haksızdır. Böyle bir durumu yaratan da TFF'nin verdiği karardır.'' dedi.
''HENÜZ ORTADA RESMİ BİR BAŞVURU YOK''
Beşiktaş'ın TFF'ye 'maça çıkmayacağız' diye resmi bir başvuru yapmadığını söyleyen Altaylı, ''Ortada henüz resmi bir şey yok. Şu anda bir niyet beyanı var. KAP'a bildirdiği anda şöyle sıkıntılar çıkacak. Birincisi bu işin futbol tarafındaki yaptırımı... TFF toplanıp, bundan sonraki yıllarda kaç sene Beşiktaş'ı men edecek o görülecek. Beşiktaş'ı men de etmeyebilirler çünkü TFF, federasyon olmaktan çıkmış bir durumda. KAP tarafından baktığın zamanda, elinde hisse bulunduranlar, Beşiktaş A.Ş yöneticileri aleyhine 'bizi zarara uğrattı' diye dava açabilirler.'' dedi.
''KİMSENİN BEŞİKTAŞ'I YIKMA VE YOK ETME NİYETİ OLAMAZ''
Maça çıkmama kararı alan Beşiktaş'ın durumunu değerlendiren Altaylı, ''Beşiktaş'ı kimsenin yıkmak istediğini düşünmüyorum. Bunu yapmak isteyen çok büyük haksızlık eder. Düşmanlık oluştuğu zaman 'vay bizim düşmanımız var, biz şanlı şerefli kulübüz' falan diyorlar. Bunlar hamaset. Üç büyükten bir tanesidir Beşiktaş. Kimsenin Beşiktaş'ı yıkma ve yok etme niyeti olamaz. Bunu kimse istemez. Elbette sportif alanda bir rekabet vardır. Beşiktaş da elinden gelen kozları oynamaya çalışıyor. Beşiktaş'ı önemli bir siyasetçinin arayıp, 'Türkiye zaten gergin bir ortamda, neden bu kararı aldınız? Bu karardan vazgeçin' dediğini duydum. Fikret Orman da, 'Efendim bu kararı kulübümüz için aldık' dediği söyleniyor. Yüzde yüz doğru mu bilmiyorum. Karşı taraf, 'Maça çıkmanızı rica ediyoruz' diyor. Fikret Orman da, 'Böyle bir şey yaparsak yönetim olarak komple istifa etmek zorunda kalırız' diyor. Arayan siyasetçi de, 'Umarım gereğini yaparsınız, bekliyoruz' dedikten sonra görüşmeyi sonlandırıyor. Beşiktaş hala geri adım atabilir. Bunu geri adım olarak da görmem. Çünkü sporda karar haklı mıdır? Haksızdır. TFF'nin yaptığı doğru mudur? Yanlıştır. TFF bu kararla birlikte rezilliğe imza atmış mıdır? Atmıştır. Türkiye'de bu TFF'nin vermiş olduğu bir karardır. TFF'nin bir ayıbıdır. Bu ayıbın bir parçası olmadan 35 dakikalık süreyi Beşiktaş'ın oynaması gerekiyor.' dedi.
''FENERBAHÇE'DE RAKİPLERLE KAVGA ETME GÖREVİ AYKUT KOCAMAN'A VERİLMİŞ''
Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman'ın Kasımpaşa maçından sonra yaptığı açıklamaları değerlendiren Fatih Altaylı, ''Aykut Kocaman, siyasi yaklaşımdan haberdar olmuş ki açıklamalar bu yönde oldu. Açıklamalarında dikkatimi çeken şuydu; Bir önceki basın toplantısında söylediği şeyi, bu toplantıda söyledi. 'Arsız olsam; Beşiktaş 3-0 hükmen mağlup olmalı derdim' sözünü bu hafta kendisi söyledi. Arsız mı oldu şimdi Aykut Kocaman beyefendi? Aykut demiyim. Sonuçta baktığın zaman tatsız bir boyuta gidiyoruz. Artık mevzu Aykut Kocaman'ın mevzusu değil. Bu Beşiktaş'ın vereceği bir karar. Rakiplerin ne halt edeceğine Aykut Kocaman'ın karışmaya hakkı yok. Beşiktaş sahada olsaydı deseydi doğru tavır sergilemiş olurdu. Fenerbahçe'de rakiplerle kavga etme görevi Aykut Kocaman'a verilmiş olmalı ki onun üzerinden yürüyen bir polemik söz konusu.'' ifadelerini kullandı.
''FENERBAHÇE LEKELİ BİR KULÜP DEĞİLDİR''
Aziz Yıldırım'ın yaptığı 'beraat' açıklamaları hakkında konuşan Altaylı, ''Aziz Yıldırım yapmış olduğu iddia edilen ve yargıya aktarılan konu, 111. yıllık Fenerbahçe'yi lekelemez. O yönetimi lekeler, Fenerbahçelilerde bir leke olduğunu zannetmiyorum eğer böyle bir şey olur ise... Ben bilemem bunları, mevzum da değil. Yoksa zaman aşımı mı olur bilemem. Fakat sonuç olarak Fenerbahçe lekeli bir kulüp değildir. İsnat edilen dönemdeki durum doğru çıkarsa; o leke o yönetimin lekesi olur. 111 yıllık Fenerbahçe'yi lekelemeye yetmez. Öyle kolay değil. Yönetim zaafiyeti ve yanlışlarıyla o kulüplerin lekelenmesi kolay değildir. Eğer böyle bir şey çıkarsa ileride, 'O dönemde bir başkan gelip Fenerbahçe'yi böyle durumlara sokmuştu' denir. Çıkmazsa da çıkmaz. Onun için Fenerbahçe'yle ilgili böyle bir şey söylemek olmaz.'' dedi.
''ALİ KOÇ'UN SEÇİM ÇALIŞMALARINI RÖLANTİYE ALACAĞINI DUYDUM''
Fenerbahçe'nin seçim süreciyle ilgili de konuşan Altaylı, ''Ali Koç'a bazı telkinler olduğunu duyuyorum. Kulağıma geliyor. 'Ya işte bırak Aziz Bey 3 sene daha yapacak, 3 sene sonra sen olacaksın, başkası olmayacak. Gerginlik yaratma ve yarışı tepelere taşıma. Bu gerginliği üst düzeye yükseltme. Seçime gireceksen gir ama fazla da asılma. Fenerbahçeliler kararlarını kendileri verir ama sen bu işe fazla gönüllü olma bu gerilimi tırmandırma' gibi telkinler oldu, kulağıma gelenler bu... Ali Koç'un da buna karşılık, 'Gerilimi tırmandırmam ama öylesine de seçime giderim' dediği söyleniyor ama bunlar tırnak içerisinde hepsi iddiadır. Ali Koç'un giderek tonunu düşüreceği ve seçim çalışmalarını rölantiye alacağını konuşuluyor. Atatürk'ün kulübü ziyaret ediliş günü olan 3 Mayıs'ta Aziz Yıldırım ve Ali Koç'un elele Anıtkabir'e gideceği konuşuluyor. Fenerbahçe'de tansiyonu düşürmeye yönelik, çalışmalar olduğunu düşünüyorum. 20-25 bin kongre üyesinin katılacağı bir durumda tansiyon olması Fenerbahçe'ye zarar verecek diye korkuyordum. Kim kazanırsa kazansın ama tansiyon yüksek olmasın.'' şeklinde konuştu.
''DURSUN ÖZBEK, KULÜBE FAİZ İŞLETTİĞİ FATURALARI YOLLUYOR, SONRA GELİP ADAY OLUYOR''
Galatasaray'ın yaklaşan seçimiyle ilgili yorum yapan Altaylı, ''Başkan olur mu olmaz mı bilmiyorum ama Dursun Özbek'in seçim faaliyetini tam gaz başlattığını duydum. Umarım seçim bürosunun masraflarını bu kez kulübe fatura etmez. Bir seçim bürosu oluşturdu ve tam gaz çalıştığını duydum. Her gün çeşitli kişilerle konuşup otelinde ağırladığını hepimiz biliyor ve duyuyoruz. Bütün olan bitene rağmen aday olmakta ısrarlı olması, Galatasaray'dan nasıl bir menfaat peşinde olduğu hakkında soru işareti yaratıyor. Kulübe hala faturalar yolluyor. 'Bu otel konaklaması' diyor 'içinde faiz var' diyor. Kulübüne faiz işleten bir başkan. Kulüp, 'Gel oturup konuşalım, ne kadarını ödeyeceğiz, onu kararlaştıralım' diyor ama bu uzlaşmaya yanaşmıyor. Ondan sonra da aday oluyor.'' dedi.
''GALATASARAY, AKHİSARSPOR'U YENERSE ŞAMPİYON OLUR''
Fatih Terim'in 'Son 270 dakika' söylemini değerlendiren Altaylı, ''Bu hafta Galatasaray açısından en önemli hafta. Niye? Kümede kalma mücadelesi veren Akhisarspor'a gidiyorlar. Daha önce de bir kere zor bela kazanıp bir kere de yenildiler. Zorlu bir deplasman olacak. Gerçi Galatasaray ligde Akhisar'a üstünlük sağlayan bir takım ama her zaman da olan bir şey değil. Akhisar kolay lokma olmadığını Galatasaray'a gösterdi. Galatasaray bu maçı da kazanırsa; büyük ihtimal şampiyon diyebiliriz. Beşiktaş artık potada değil. Üç rakibi geçmesi mümkün gözükmüyor. Galatasaray'ın avantajı şu. İpler Galatasaray'ın elinde. Fenerbahçe, Galatasaray ve Başakşehir'in kaybetmesini bekleyecek, Başakşehir'i Galatasaray'ı bekleyecek, Beşiktaş ise herkesin kaybetmesini bekleyecek ki o zor. Galatasaray anca sandalyesini kendi devirebilir durumda ama ortada cellat yok. Akhisarspor'u geçerse; ondan sonra düz ve çukursuz bir yol olacak Galatasaray için...'' diyerek sözlerini tamamladı. (HT Spor)