Amansız hastalık dünya şampiyonunu "tuş" edemedi
Eski milli güreşçi Seyit Özdemir, 5 yıldır amansız hastalıkla uğraşmasına rağmen eğitim sevdasından kopmayarak gündüz okuldaki akşam işe güreş salonundaki öğrencileri için çaba gösteriyor.
Aynı zamanda Ankara'nın Çubuk ilçedeki bir ortaokulda müdür yardımcısı olan 42 yaşındaki Seyit Özdemir, çocukluk yıllarında ilkokula giderken ata sporu güreşe ilgi duymaya başladı.
Bir süre sonra güreşe başlayan Özdemir, üniversite yıllarında ise milli takıma seçilerek ülkesini yurt dışında temsil etti. Söz konusu yıllarda hem güreşte dünya şampiyonu olmayı hem de eğitimini tamamlamayı başaran Özdemir, yaklaşık 5 yıl önce rektum ve karaciğer kanserine yakalandı.
Hastalığına rağmen okuldaki görevine devam eden Özdemir, çocukluktan beri kopamadığı güreşte ise bir spor salonunda antrenör olarak sporcu yetiştiriyor.
Özdemir, bir yıldır kemoterapi görerek amansız hastalıkla mücadele ederken diğer yandan hem okuldaki hem güreş salonundaki öğrencilerinin başarısı için ter döküyor.
Evli ve 2 çocuk babası Özdemir, azmi ve kararlılığıyla herkese örnek oluyor.
Binden fazla sporcuya güreşi sevdiren ve çok sayıda sporcunun milli takıma seçilmesine vesile olan Özdemir'in hedefi, gençleri kötü alışkanlıklardan uzaklaştırarak yaşama tutunmalarını sağlamak ve Çubuk'ta dünya şampiyonu güreşçi yetiştirmek.
Eski milli güreşçi Özdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son nefesine kadar sporcu yetiştirmek istediğini ifade ederek, antrenörlüğü severek yaptığını ve sporcularıyla gurur duyduğunu söyledi.
Çubuk'tan dünya şampiyonu çıkarmak istiyor
Kısa sürede çok sayıda başarılı milli sporcular yetiştirdiğini ifade eden Özdemir, şöyle konuştu:
"Milli takıma yerleştirdiğim, üniversitelerde okuyan ve üniversitelerin beden eğitimi bölümüne hazırlanan öğrencilerim var. İlçede sporcu anlamında güzel potansiyel var, çocuklar çok istekli. Veliler de bu konuda istekli ama çocuklarının sınav kaygısı onları olumsuz etkiliyor. Hedefim buradan çok sayıda milli takıma sporcu yetiştirmek. Çubuk'tan dünya şampiyonu bir sporcu yetiştirebilirsem ne mutlu bana."
Özdemir, spor yapan çocukların gülen yüzünden mutlu olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok sağlıklıyken bir anda amansız hastalığa yakalandım. Şimdi bedenen çok kısa sürede yorulsam da rahatsızlığım öğrencilerimi yetiştirme isteğimi engellemiyor. Allah'ın izniyle kanser ya da başka bir şey bizi yenemez, inşallah biz kazanacağız."
Eğitime olan düşkünlüğüne işaret eden Özdemir, "Hastalığım, özellikle ilaç aldığım dönem biraz beni zorluyor, yıpratıyor ama hayatımın sonuna kadar öğrencilerim için mücadele edeceğim, asla pes etmek yok. Çocuklarla bir arada olmak, hayatı paylaşmak, onlara bir şeyler verebilmek benim için terapi oluyor." dedi.
Eşi ve çocuklarının sağlığı konusunda endişelenip antrenmanları bırakmasını istediklerini dile getiren Özdemir, "Ben sporcularımı nasıl bırakırım, bu gençler düzenli antrenmanları bırakırsa öğrendiklerini de unutur. Ayrıca onlar bilmiyorlar ki ben buraya geldiğimde mutlu oluyorum, enerji doluyorum. Tabii ki ailem de vücudum çok zayıfladığı için enfeksiyon problemi olur diye endişeleniyor ama Allah'a çok şükür bir şey olmuyor, Allah da koruyor." ifadelerini kullandı.
Güreşçilerden Hasan Koçak, "Hocamızın hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Hocamız bir yandan kanserle mücadele ederken diğer yandan eğitimimizle uğraşıyor. Bununla da yetinmeyip her anlamda bize destekte bulunuyor." dedi.
Halil İbrahim Himmetoğlu da hocalarının kendilerine verdiği emeği boşa çıkartmamak için gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, "Allah hocamızdan razı olsun, verdiği emekleri boşa çıkarmayacağız inşallah. Hocamızın hayallerini gerçekleştireceğiz ve ülkemize şampiyonluk getireceğiz." diye konuştu.
Kendisinin Seyit hocayı örnek aldığını dile getiren sporculardan Talha Altın ise, "Ben de hocam gibi öğrenciler yetiştirmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.