"Antalya için savaşıyorum"
Antalyaspor’la lige damga vuran Rıza Çalımbay’ın orta sahadaki vazgeçilmezi Zeki Yıldırım, Fanatik'e konuştu: “Antalya’da doğup büyüdüm. Bu takımın oyuncularına yaklaşmak için stada kaçak girerdim, şimdi ise ben onların yerindeyim. O yüzden formanın kıymetini biliyorum”
Doğup büyüdüğü kentte, altyapısından yetiştiği takımda oynamak her oyuncuya nasip olmaz... Maçları izleyebilmek, idollerine yaklaşmak için stada binbir yolu deneyip girebilmek, izlerken hayal kurmak ve gerçekleşmesi için hiç durmadan çalışmak... Antalyaspor’da bu sezonun başarılı isimlerinden biri olan, orta sahadaki savaşçı kimliğiyle Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’in de dikkatini çeken Zeki Yıldırım’ın tam da böyle bir öyküsü var. 26 yaşındaki oyuncu kariyeriyle ilgili soruları FANATİK için cevapladı, ortaya samimi bir sohbet çıktı.
‘Tenis topuyla başladım’
“Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’nde geçti çocukluğum. Mahalle takımında sürekli maç yapardık. Çocukluğumda yalnızca bir futbol topu ve ihtiyaç hissettiğimde eve çıkıp 1 bardak su içme durumum vardı. Plastik top bulursak plastik topla, bulamazsak ne bulursak o bizim için top olurdu. Çok güzel zamanlardı. Okulda teneffüs zili çalınca tenis topuyla futbol oynamak için koşarak bahçeye çıkardık. Çantamıza büyük bir top koyamadığımız için tenis topu bizler için ideal bir toptu.”
‘Futbolculara ulaşmak zordu’
“Arkadaşlarımla Atatürk Stadı’na Antalyaspor’u izlemeye gitmiştim. Genelde Antalyaspor’un her maçına giderdim. Karşılaşmaları Adopen’den de izlediğim oldu. Aslına bakarsanız stadın birçok yerinde taraftarla iç içe birçok maçı izlediğimi söyleyebilirim. Maç çıkışında futbolcuları yakından görmek isterdik. Yakından nasıl göründüklerini merak ederdik. Hatta maça kaçak girmişliğim bile vardır. Onları görmek günümüzdeki kadar kolay değildi, imrenerek bakardım.”
Ne Eto’o mu! Dalga geçmeyin’
Sizin için Samuel Eto’o’yla oynamak bir hayal miydi? “Bunu bana yıllar önce söyleselerdi, “Şaka yapıyorsunuz, dalga geçmeyin” derdim. Kariyeri belli ve çok üst düzey futbol oynamış bir futbolcuyla aynı takımda oynamak benim için büyük bir gurur. Ama şunu da eklemeliyim ki, bunu kimse düşünemezdi. Takımımıza çok değer kattı ve onunla beraber oynamaktan çok mutluyum.”
‘Rıza hoca gibiyiz!’
“Sezona pek de iyi başlamadık. Bunun da verdiği bir stres vardı ilk 7 hafta. Antrenör değişikliğinin ardından gelen çıkış grafiğiyle beraber takımda köklü değişiklikler meydana geldi. Hocamızın çok büyük emeği var. Daha çok arzulayan, idmanlarda bile daha agresif bir çalışma sistemiyle çalışır olduk. Türkiye Süper Ligi, savaşıp, mücadele etmezsen 1 maç bile kazanmanın imkânsız olduğu bir lig. Çok şükür ki şu an iyi yerlere geldik. Ama daha lig bitmedi. En iyi yerde bitirme hedefindeyiz. Rıza Hoca, daha kompakt takım istiyor. Maçlarda ise 1. dakikadan, uzatma dakikalarına kadar mücadele ve konsantre istiyor. İdmanlarda da, maçta da disiplinli olduğunu söyleyebilirim. Ancak idman ve maçların yanı sıra neşeli bir kimliğe sahip.” ‘Hocamızın disipliniyle...’ “Bizlerle tek tek ilgileniyor, sohbetler ediyor. Bu disiplini de takıma yansıyor. Hocamızın futbolculuk kariyerinde de aynı hırs ve disiplinle çalıştığını görüyoruz. Rıza Hoca, bana doyumsuzluğu kattı. Bunun yanı sıra kabullenmemeyi de öğretti diyebilirim. Mağlupken tekrar ayağa kalkmayı ve mücadele etmeyi öğretti.”
‘Kaptan olmak hedefimdi’
“Altyapısından yetiştiğiniz bir takımda herkes ilk olarak A Takım’da oynamak ister. Sonrasında kaptanlığını yapmak ister. En büyük mertebe kaptanlıktır. Allah’a şükür bu da nasip oldu. Çok gurur verici. Bu şehrin sokaklarında büyüyüp, altyapısında yetiştiğin takımın kaptanı olarak sahaya çıkabilmek kelimelerle anlatılmayacak kadar önemli benim için.”
‘Avrupa’yı istiyoruz’
“Antalyaspor Avrupa Kupaları’nda olmayı hakeden bir takım. Tesisiyle, stadıyla, yönetimiyle, futbolcusuyla, teknik ekibiyle yani bir bütün olarak bakarsanız Antalyaspor çoktan Avrupa’da olması gereken bir takımdı. Bu sene de hak ediyor. Taraftar desteğini de daha çok hissettiğimiz günler yaşıyoruz. İç maçlarımızın yanı sıra deplasmanda bile bizi yalnız bırakmıyorlar. Antalyaspor’un Avrupa’da mücadele etmesinin aslında şu şartlarda olağan bir şey olduğunu söylemek mümkün.”
‘Ben de taraftarım’
“Ben aslında Antalyaspor’un taraftarıydım. Eski Atatürk Stadı’nın her tribününde Antalyaspor’un birçok maçını taraftarla iç içe izleyen biriyim. Onların ne istediğini ve orada ne amaçla bulunduklarını biliyorum. Taraftarımız, biraz önce de söylediğim gibi hem iç hem de dış maçlarımızda bizi desteklemeye devam ediyor. Aldığımız puanlarda onların çok ama çok katkısı var.”
(Fanatik)