Antalyaspor hedefi açıkladı!
TBL’nin yeni takımlarından Antalyaspor’un Baş Antrenörü Arda Vekiloğlu’yla sezon öncesi kamp yaptıkları The Green Park Kartepe’de görüştük.
Türkiye’nin köklü kulüplerinden Antalyaspor’un basketbola tekrar büyük bir istek ve inançla sarılması orta ve uzun vadeli ciddi planlarının olması ve bize de bu süreçte güvenip görev vermelerinden mutlu ve gurur verici. Aynı zamanda da büyük sorumluluklar da beraberinde geliyor tabii ki… Öncelikle kulüp olarak lige alınma sürecinde uzun süre belirsizlik yaşanması nedeniyle belirli sayıda oyuncu vardı. Bu bir gerçek ama bir bahane değil ama biz yine var olan oyuncular içerisinde almak istediğimiz oyunculardan hedeflerimize ve bütçemize uygun oyuncuları kadromuza kattık. Organizasyon olarak hiçbir eksiğimiz yok. Yönetim sağ olsun her konuda yardımcı ve destek oluyor. Biz bu sezonu orta ve uzun vadeli hedefleri olan bir kulübün ilk kez oynayacağı ligde geçiş sezonu olarak görüyoruz. İlk hedefimiz saha dışında da saha içinde de iyi ve sporcu karakterde davranan seyredilesi bir takım yaratmak; basketbol oynarken keyif alan ve keyif veren, akıllı ama bir o kadar mücadeleci son topa kadar direncini koruyan, vazgeçmeyen bir takımla sahada yer alabilmek. Sonrasında ne kadar fazla Antalyaspor camiasına başarı getirebiliyorsak, basketbol ateşini ne kadar harlayabilirsek o kadar orta ve uzun vade planları devreye girebilir olacaktır.
Köklü bir kulüp olmasının yanında basketboldaki yeni oluşum vizyonu ve misyonu geniş yönetimin planlarına uygun şekilde sağlam bir temel oluşturmak istiyoruz. Evet, köklü bir şehir kulübüyüz ama zaman zaman basketbola yatırım yapmış genç bir şubemiz var. Sonuç olarak aslında böyle bir ortamda yeni bir kulüp de sayılırız. Daha önce bir arada çalışmış bir takım değiliz ama kısa zamanda birbirine uyum sağlayan, oyuncusu, yöneticisi hedefe odaklanmış iyi bir ekip olmak istiyoruz. Sonuç olarak yeni bir topluluk olmak handikap gibi gözükse de aşağı yukarı her kulüp bir şekilde yeniden yapılanma sürecine giriyor. O yüzden hazırlık dönemini ne kadar iyi ve objektif olarak iyi çalışarak geçirirsen o kadar kalıcı olarak hedefe yaklaşabileceğimize inanıyorum. Bu sene kurduğumuz takımdan önümüzdeki senelere iskelet olabilecek oyuncuları tutarak devam edebiliriz. Bunu da başarırsak gelecek seneye avantajlı başlarız. Evet, bu sezona geçiş sezonu diyoruz ama başarıya ulaşma konusunda ödün vermek istemiyoruz. Görev dağılımı geniş, herkesin katkı verdiği birtakım olarak herkese problem yaratan, herkesin bizimle oynarken tedirgin olacağı bir takım olmak istiyoruz.
TBL son yıllarda çok gelişti. Her sen üzerine koyarak devam ediyor. Kalite, oynanan basketbol hızlı bir ivmeyle TBL yükseliyor. Süper Lig’de takımların ana rotasyonuna Türk oyuncular giremiyor. Sonuçta basketbol profesyonelce ama keyif alınarak yapılması gereken bir iş. Sporcu da keyfini oynarsa alabilir. Sadece genç oyuncular için değil artık yeterli süreyi alamayan hatta basketbolu artık oynamadıkça düşüş içerisine geçen tecrübeli arkadaşlarımız da para kazanırken oynamak için TBL takımlarını tercih etmeye başladı.
TBL’de yabancı kalitesi de çok yükseldi. Lider olarak sahada büyük işlere imza atan kaliteli yabancı sayısı arttı. Hatta özellikle Amerikalı yeni mezunlar kendini gösterebileceği lig olarak TBL’yi seçmeye başladı. İstatistik olarak her şeyi yapan, sayı da atan, ribaunt da alan yabancılar gibi gözüküyor. Bunda da bir sakınca yok hatta ligin seyrini yükseltmek için çok iyi bir şey. Ama bu iki oyuncunun yanında onlara destek vermesi gereken gerektiğinde atan, gerektiğinde tutan, mücadeleyi sürükleyen, maçın zekasını yöneten Türk oyuncular ligin kaderini belirliyor. Bu aidiyet duygusunu da okşayan tribünlerin dolmasına da neden olan önemli bir enstrüman aslında.
Şu anda ligin büyük bir çoğunluğu dominant iki oyuncusu üzerinden yürüyor. Bu iki oyuncuyu durdurmayı başaran takım, rakibini zorda bırakıp galibiyeti çoğunlukla kazanan takım oluyor. Kimin nasıl katkı vereceğini belli olmadığı takımlara karşı oynarken iş o kadar kolay olmuyor. Biz de kendi takımız adına böyle bir ortam yaratmak istiyoruz. Herkesin katkı verdiği, problem bir takım yaratmak istiyoruz. Durdurulması zor hem hücumda hem de savunmada herkesin katkı verdiği, sonuna kadar mücadele ettiği, birbirinin eksiklerini/yanlışlarını kapatan bir takım olmak, bir arada bir sinerji yaratarak, doğru ekiple doğru çalışınca yeterli özgüvenle çok da zor değil… Daha fazla oyuncu daha iyi ve mutlu sezonlar geçirerek basketbol performanslarını bir üst seviyeye çıkarma anlamında da faydası oluyor. TBL bu tarz bir çalışma ve hedefe uygun oyuncular için büyük bir fırsat ve büyüyen bir pasta…
Kesinlikle sürpriz olmaz. Çünkü, en kaliteli en hazır oyuncular Milli Takıma katkı verir. Her geçen gün formadan uzaklaşan BSL oyuncusundan çok, uzun ve sert birsezonda sorumluk almaya alışmış oyuncular yakında Milli formaya daha hazır durumda olması hiç de hayal değil… Özellikle takım kimyası adına görülmeyen işleri yapan oyuncuların kalitesi TBL’de hiç de azımsanamaz… Yakın zamanda böyle bir şey görmek hiç de sürpriz olmaz.
Neden Kartepe?
Antalya şu yaz döneminde kaliteli antrenman yapmak için en ideal ortam değil. Spor salonları, ne kadar klimalı olursa olsun, doğal ortamın 50 dereceleri nemim %90’lara geldiği bir yerde hazırlık geçirmek hiç de kolay değil. Ayrıca kamp süreci de çok önemli takım birliğini sağlayabileceğin, birbirini tanıma sürecinin hızlı şekilde aşabileceğin en doğru ortam kamp ortamıdır. İsteğimizi yönetime ilettiğimizde Genel Menajerimiz Arzu Özyiğit de burasıyla ilgili gerekli araştırmaları yaptı. İklim şartları bu kararı vermemizde ilk faktördü. The Green Park Kartepe’nin tesis şartlarından ve Beyaz Gölge’den bahsetti. Açıkçası beklediğimizden bile fazlasını bulduk. Çok kaliteli iki ayrı salondan oluşan bir kompleks, sporcunun dilinden anlayan, mutfağı çok iyi bir otel, her türlü antrenmanı yapabileceğimiz yazın ortasında üşüyebildiğimiz bir ortam. Kaliteli uyku ve dinlenme... Özellikle tesise bu sene eklendiğini öğrendiğimiz Hermos Fizik Tedavi Merkezi ile ihtiyacımız olduğunda sporcularımızın tedavi görmesi firesiz antrenman yapmamızı sağladı. Böyle bir yatırımı gerçekleştiren Adil Üstündağ ve The Green Park ailesini kutlarım. Ayrıca böyle bir tesisi basketbolumuza ev haline getiren Beyaz Gölge’ye teşekkür ederim.