Arda Turan, Mino Raiola'yı aradı ve...
Guardian yazarı Jonathan Liew, "Arda'nın menajeriyle yaptığı görüşmeyi ancak hayal edebilirsiniz" ifadesini kullanarak, aradaki telefon görüşmesini okuyucularla paylaştı.
İşte o diyalog:
Skorer'in haberine göre; Balotelli'yle birlikte oturup TV izlerken Raiola'nın telefonu çaldı. Bilinmeyen numaradan gelen aramaya cevap veren Raiola telefonu açtı.
'Arayan kişi 'Ben Arda' dedi. Raiola ise biraz düşünüp 'Arda kim?' diye cevap verdi. O da 'Nasıl yani? Ben Arda Turan. Bak Mino. Saat çok geç biliyorum ama yardımına ihtiyacım var. Bu işi yapabilecek tek adam sensin. Bir kulübe ihtiyacım var.' dedi.
'İlk önce bunu şaka sanan Raiola, Arda'nın sesindeki umutsuzluğu fark etti. 'Fakat senin kulübün var. Sen Barcelona'dasın.' diye cevap verdi.'
'Arda da meydan okurcasına 'Oraya geri dönmeyeceğim.' dedi. Raiola ise 'Seni istemedikleri için mi?' diye cevap verince Arda Turan 'Ben onları istemediğim için. Bak Barcelona'yla aramda olanları biliyorsun. Bana asla gerçek bir şans vermediler. Bir değişime, yeni bir başlangıca ihtiyacım var.' dedi.
Ajandasını açan Raiola'nın buna cevabı ise 'Bir bakalım o zaman. Arda Turan. 32 yaşında. Atletico'da 178 maç 22 gol. Barcelona 55 maç 15 gol. Son kulübün Başakşehir'de 2.5 yıllık kiralıkken bir hastanede silahla ateş ettin. 42 maçta 2 gol attın. 'Bu mükemmel bir kariyer trajedisi değil mi sence de?' dedi.
Şaşıran Arda ise 'Bunların hepsini ezbere mi biliyordun?' deyince Mino 'Evet. Silah olayıyla ilgili konuşmak ister misin? diye sordu. Arda ise 'Pek değil' cevabını verdi ve Raiola, hastanede Berkay'la yaşanan olayı anlattı. Arda 'Hikayede bazı boşluklar var.' dedi.
-Raiola: 'Peki yardımcı hakeme şişe fırlattığın için aldığın 16 maçlık ceza?' -Arda: 'O ceza 10 maça düşürüldü.'
-Raiola: 'Peki milli takım kampında bir gazeteciyi (Bilal Meşe) boğazlamaya çalışman?' -Arda: 'Bak, Ocak ayında benim bir kulüp bulmam lazım. Sen menajer misin yoksa yargıç mı?
-Raiola: 'İkisi de. Bak artık kulüpler aile ürünleri satıyor. Barcelona, Real Madrid gibi takımlar ailelere yönelik reklamlar yapıyor, çocuklarına forma alıyor. Ama sen sinirli bir adamsın. Öfke bazı zamanlarda iyidir. Bütün mükemmel oyuncular karakterlerinde öfke barındırır. Fakat öfke sana yardımcı olmalı. Şimdi sana soruyorum. Futbolu seviyor musun?
-Arda: 'Benimle dalga mı geçiyorsun? Tabii ki seviyorum.'
Raiola: 'Soruyorum çünkü herkes futbolu sevmiyor. Çoğu futbolcu, ünü ve parayı daha çok seviyor. Mesela Zlatan tam bir baş belasıdır ama futbolu seviyor. 38 yaşında yaptığı şey de bu.'
- Arda: 'Ben de böyle olabilirim. 5 yıldır doğru düzgün oynamadım. Hala bacaklarım sağlam ve her zaman yaptığım gibi oyunu çok iyi okuyorum. Fit hale gelir ve şans bulabilirsem kendimi gösterebilirim.
Raiola: 'Problem de tam burada. 'Simonone'ye seni yanlış yer oynattığını göstermek istedin. Barcelona'ya Messi ve Neymar kadar iyi olduğunu göstermek istedi. Son seni Türkiye'ye göndermelerinin ne kadar yanlış olduğu onlara göstermek istedin. Şimdi de sana artık bittiğini söyleyen herkese kendini göstermek istiyorsun. Futbol artık senin için kişisel bir intikam görevi haline gelmiş.' sözlerine üzerine Arda sessiz kaldı.
Daha sonra sözlerine devam eden Raiola 'Bu oyun seni test eder. Seni kırar, parçalar. Atletico'dan Barcelona'ya gittiğin saçma sapan bir kural yüzünden 6 ay boyunca kulübede oturmanın nasıl bir şey olduğunu anlayabildiğimi mi sanıyorsun? Herkes futbolculara 'yıldızlar' der fakat özünüzde basit adamlarsınız. Siz de tükenebilirsiniz. 10 yıl geçse Barcelona yine Barcelona olarak kalacak. Sen ise sadece bir zamanlar iyi bir adam olan Arda Turan olarak kalacaksın. Bu yüzden sordum futbolu sevip sevmediğini. Eğer tekrar zirveye çıkmak istiyorsan, gerçekten futbolu sevmelisin. 'dedi.
Bu sözler üzerine Arda'nın sesinde bir yumuşama fark eden Raiola da devam ettirmedi. Biraz daha konuşup notlar aldıktan sonra Raiola 'Senin için Everton'ı bir arayacağım.' sözünü verip telefonu kapattı.