''Asıl sorun oyuncuları sorunlu gösterende...''
Hakan Ünsal'dan TFF TV müjdesi...*ÖZEL
Eski Galatasaraylı futbolcu ve Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Hakan Ünsal, Salim Manav'a çok önemli açıklamalarda bulundu.
ÖZEL RÖPORTAJ/ Salim MANAV-
Profesyonel Futbolcular Derneği Başkanı Hakan Ünsal, alt ve üst lig futbolcuları arasında bulunan büyük uçuruma ışık tuttu. ilk olarak Profesyonel Futbolcular Derneği’nin faaliyetlerinden bahseden Ünsal, "1992 yılında kurulan bir dernek dolayısıyla 24 yıllık bir dernekten bahsetiyoruz. Kurucuları arasında o dönemin büyük futbol adamları var: Fatih Terim, Rıza Çalımbay, Aykut Kocaman, Engin İpekoğlu gibi. Amacı futbolcuların hakkını savunmak. Biz göreve geleli 1.5 yıl oldu. Ekibimizde; Alpay Özalan, Ogün Temizkanoğlu, Bülent Korkmaz gibi isimler var. Dernek federasyonun resmi olarak tanıdığı ilk ve tek dernek futbolcu temsilciliği konumunda. Bizim için alt ve üst lig ayrımı yok. Üst lig ve 1. Lig'deki oyuncular derdini çabuk çözebiliyorlar. Mesela futbolla ilgilenen bir kişinin zihninde takip ettiği oyuncu sayısı en fazla 50'dir. İşte Türkiye'deki futbolcu imajı bu. Sadece 50 oyuncu üzerinde dönüyor. Bu 50 oyuncunun ortak özelliğine baktığımızda hepsinin refah seviyesi çok yüksek.
Ancak gel görki alt taraf perişan durumda. Geçtiğimiz yıl derneği tanıtmak için birçok oyuncuyla görüşmeler yaptık. Ziyaretlerde enteresan şeyler çıkıyor. Bir arkadaşımız “Ağabey ben sabahtan akşama kadar tesisteyim” dedi. Ben tabi profesyonellik anlamında sandım. Lakin arkadaşımız dışarı parasızlıktan çıkamıyormuş. Yani durum içler acısı. Bu dernek futbolcuların hakkını savunmak için var. Biz gelip geçiciyiz. Keşke derneği faal futbolculular yönetse. Buradan sizin aracılığınızla şunu söylemek istiyorum. Yeni yıl kayıt akdivasyonlarımız Ocak ayının 15'inde yenilenecek, futbolcu kardeşlerimizin ilgisini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Halil başkan istemeden de olsa oyuncu sorunlarının gündeme gelmesini sağladı"
Halil Ünal'ın çok tartışılan açıklamalarıyla ilgili ise Ünsal, konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Resmi açıklama olmadığı için aradım, sordum. Halil Ünal da ‘Evet biz böyle bir karar aldık. Kendi aramızda etik kurul oluşturduk, sorunlu oyuncu olursa onu transfer edeni ekibimizden atmaya karar verdik’” dedi.
Burada iki tane soru var:
1-) Sorunlu oyuncu kim, tanımı ne?
2-) Etik kurulunun çerçevesi ne?
Sorunlu oyuncu şu mu? Bir arkadaşımız 2-3 aydır parasını almıyor ve almayacağına inandığı için federasyona başvurmuş.
Zaten futbolcu kendi hakkının dışında bir şey isteyemez. Bizim amacımız asla futbolcular fazla para kazansın değil. Bu bizi ilgilendirmez. Bizim derdimiz futbolcuya ne hak verilmişse o verilsin.
Problem şurada: hep oyuncuları sorunlu gibi gösteriyorlar lakin asıl sorun oyuncuları sorunlu gösterende. Aslında Halil başkana teşekkür etmek lazım. İstemeden de olsa oyuncu sorunlarının gündeme gelmesini sağladı. Bu kurulun bu kararı uygulayacağını düşünmüyorum"
-Derneğin oyuncular için organizasyonları olacak mı?
İlk geldiğimizde ödül töreni yapmıştık. Bu yıl gerçekleştiremedik. Bu sezon sonunda yapmayı planlıyoruz. Eğitim olarak da çeşitli projemiz var. Ödül töreninde bütün liglerimize yer ayıracağız ve oyuncularımızı onurlandıracağız.
-TFF TV müjdesi
Federasyona TFF TV projesini önereceğiz. Web TV üzerinden 2. Lig ve 3.Liglerin maçları için. Spiker olur olmaz önemli değil. Maçların canlı yayınlanması futbolcuların motivasyonunu artı yönde etkiliyor. Maçları izlemek isteyenler direkt izleyebiliyorlar. Onun dışında siteye kayıt edilebilir. En büyük faydası şu olacak; izlenmeyen maçlarda ceza veriliyor ve yanlış kararlar uygulanabiliyor. Bu durum azalacaktır.
"Arda ile Fatih hoca arasındaki buzlar zamanla eriyecektir"
Şansımız elbette var ama biz şöyle bir takımımız sıkıntılı bir dönem geçiriyoruz. Sıkıntı şu; Avrupa Şampiyonasına 2+1 gidiyordu, Dünya Kupasına 1+1 gidiyor. Arda ile Fatih Terim arasındaki buzlar her şey güzel giderse hemen geçecektir. Emre'nin devreye girdiğini hocanın açıklamalarından anlıyoruz. Futbolda bizim dönemimizde öyleydi ve hala bu var. Emre'yle birlikte büyük bir kriz atlatıldı. Mesele zaten nereye nasıl gittiğin değil, gidip gitmediğindir. Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonasını yaşadım ama Dünya Kupası bambaşka bir şey. 2002 Dünya Kupası harikaydı ve muhteşem anılarla geçti.
-Alex mi, Hagi mi?
Net ve objektif olarak söylüyorum: Hagi. Top saklama diyorsan, fiziğini kullanma, şut, pas diyorsan bambaşka bir adamdı.
Bize çok şey öğretmiştir, antrenmanlarda izleterek kendisini. Drogba'nın da Burak Yılmaz'a çok şey kattığını düşünüyorum. Burak illaki antrenmanlarda bir şeyler kapmıştır.
-Unutamadığınız gol?
Ben az gol attım ama hepsi akılda kalıcı oldu. Unutamadığım gol Şampiyonlar Ligi'nde Glasgow Rangers’a attığım goldü.
-Unutamadığınız maç?
Akılda iyi maçlar kalıyor. Dünya Kupası’nda Kore'de 3.lük kazandığımız maç ayrıydı.
Arsenal maçının yeri de ayrıdır. O dönem hep kaliteli takımlarla oynuyoruz ve kazana kazana bize her şey normal gelmeye başladı. Final maçında çok büyük heyecan vardı. Nerde kazandın dersen ‘Hennry’nin kafa vuruşunda Tafferel'in kurtarışında kazandık’ dedim. Soyunma odasında seviniyoruz ama farkında değiliz. Soyunma odasında Hagi biraz sakinleşince ortam “Siz ne kadar büyük bir başarı elde ettiğinizin farkında değilsiniz bunu 5 yıl sonra anlarsınız” dedi. 15 yıl geçti. Atatürk Havalimanı’ndan Taksim’e kadar insanlar vardı. Biz orada olayın büyüklüğünü anladık… Beşiktaş kulüp mantığı anlamında iyi yolda gidiyor. Eğer böyle bir başarı yakalamak istiyorsanız işin temelinde kaliteli yerli oyuncular ve üst düzey yabancılar olmalı. Başakşehir önemli işler yapıyor. Bir iki yıl sonra koşacaklar. Altınordu takımında çok güzel bir model var....