Atilla Türker: 'Düdükler nasıl susuyor?'
Atilla Türker, Habertürk'te 'Düdükler nasıl susuyor?' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ankara, Sivas, Manisa, Antalya, Trabzon, Samsun, İstanbul, Kayseri, Karabük, Konya, Tokat, Şanlıurfa, Diyarbakır, Gaziantep, Alanya, Rize, Bandırma, Malatya, Adana, Elazığ, Eskişehir, Bursa, Balıkesir, Kocaeli, Mersin, Denizli, İzmir.
Nedir bu? Hakem Özgür Yankaya’nın son 3 yılda görev yaptığı yerler.
Hemen her hafta 1 yere gitti. Öyle ki! İstanbul’da 14... Ankara’da 6... Trabzon, Kayseri ve Adana’da 4’er... Konya, Rize, Alanya ve Manisa’da 3’er... Sivas, Şanlıurfa, Gaziantep ve Balıkesir’de 2’şer kez görev yaptı.
Son 3 yılda 88 maçta düdük çaldı.
27 ayrı il ya da ilçeye gitti.
Ama gidemediği bir yer var! Kadıköy... Niye mi? 23 Şubat 2015’te, yani 3 yıl önce Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe- Akhisar maçı bitiminde Aziz Yıldırım’ın hışmına uğradı. Aziz Yıldırım, 2-1’lik yenilgi sonrası “Özgür Yankaya bir daha bizim maçımıza gelemez. Gelse de stattan çıkamaz” dedi.
Dediği oldu.
Özgür Yankaya o günden bu yana sadece Kadıköy’de değil, Fenerbahçe’nin içeride ya da dışarıda hiçbir maçında düdük çalamadı.
Öyle ki! Aynı Özgür Yankaya bu 3 yılda Beşiktaş ve Trabzonspor’un 7, Galatasaray’ın 6 maçını yönetti.
Detayın detayını vereyim. Yine bu 3 yıl içinde Fenerbahçe’nin maçlarında Fırat Aydınus ve Ali Palabıyık 17’şer, Mete Kalkavan 14, Cüneyt Çakır 12 kez düdük çaldı.
*
Cüneyt Çakır... 19 Eylül 2015’de oynanan Trabzonspor-Galatasaray maçını yönetti. Galatasaray 1-0 kazandı. Trabzonspor yönetimi, yenilginin faturasını Cüneyt Çakır’a çıkartarak “Çakır bir daha bizim maçımızı yönetemeyecek” dedi.
Ne oldu! Trabzonspor’un dediği oldu.
Çakır bu 2,5 yıl içinde ülkemizde 54 maça çıktı. Dünyanın dört bir yanında birbirinden kritik 81 maçta düdük çaldı. Beşiktaş’ın 14, Galatasaray‘ın 11, Fenerbahçe’nin 10 ve Başakşehir’in 9 maçında görev yaptı.
Ama ve lakin... Trabzonspor’un içeride ya da dışarıda bir tek maçında bile düdük çalamadı.
*
Fenerbahçe’den Trabzonspor’a, Beşiktaş’tan Galatasaray’a, Başakşehir’den Kayseri’ye kadar pek çok yerde 3 aşağı 5 yukarı benzer durumlar yaşanıyor.
Hakemlerin kaderi iki dudak arasına sıkışıyor.
İşte bu yüzden de bazı hakemler net pozisyonları es geçiyor. Görmüyor, göremiyor, görmek istemiyor! Bilinçaltına işliyor.
Mangal yürekli bazı hakemler bile sonradan kadayıf gibi oluyor.
Bu alemde saha içi kadar saha dışı da büyük önem taşıyor.
Birileri sürekli racon kesiyor.
Bunu iyi bilen bazı hakemler de... Durumu idare ediyor.
Çünkü ne kadar çok idare ederseniz... Ne kadar çok güçten yana olursanız... Ayakta kalmanız, bir yerlere gelmeniz, gitmeniz, çok daha kolay oluyor.
Aksi taktirde... Kara listeye girebilirsiniz... Kokartınız sökülebilir, klasman düşebilir, bir daha maç yönetemeyebilirsiniz.
Başarılı olsanız bile sahalardan uzak kalabilirsiniz.
*
Ülke futbolundaki berbat sarmal, zincirleme bir şekilde herkese sirayet ediyor.
Federasyon seçimi, ihtiras, koltuk sevdası, maç sayısı, kudret kavgası, para, statüko, derken... Rezil bir tablo ortaya çıkıyor.
Merkez Hakem Kurulu’nun dik duramadığı yerde hakemler de teslim bayrağını çekiyor.
Sahalarda görmüş olduğumuz eyyamların temelinde... Saha dışındaki eyyamlar yatıyor.
Bu eyyamlar yüzünden de zaten... Ülke futbolu bağıra bağıra elden gidiyor.