Avcı'ya böyle seslendi: "Çıkart artık o kasketi!"
Büyüka'nın açıklamaları şöyle:
Ajax takımı, Türkiye’ye, Avrupa’ya, hatta dünyaya ders verdi ... Tabi anlayan, anlamak isteyen için... Aradan bir hafta geçti ama, yazmak konuşmak lazım... Ajax’ın kendi sahasında 2-1 kaybettiği maçın rövanşında Real Madrid’i 4-1 yenip Şampiyonlar Ligi’den elemesini iyi irdelemek lazım... Dünya devi Real Madrid’i 100 bin seyircinin bulunduğu Santiago Bernabeu Stadı’nda eleyen Hollanda takımını biraz anlatmak gerekiyor.
- Ajax’ın yaş ortalaması 22.8... Yanlış okumadınız 22.8...
- Ajax’ın toplam maliyeti 55 milyon euro... (Elediği Real Madrid’in toplam maliyeti 586 milyon euro)
- Ajax son 10 yılda 24 futbolcu sattı, 281 milyon euro elde etti.
- Ajax’ın kasasında şu anda 140 milyon euro parası bulunuyor.
- Ajax 1971 yılından bu yana altyapıdan 733 oyuncu çıkarttı.
- Ajax, Willem II takımından altyapıya bedava aldığı Frankie de Jonk’u 86 milyon euroya Barcelona’ya sattı. Jonk, sezon bitiminde Barcelona’ya gidecek.
- Ajax, son Real Madrid maçında oynayan Kamerunlu kaleci Onana’yı sadece 150 bin euro karşılığında Barcelona’dan aldı.
Şimdi, bizim “elenmeyi alışkanlık haline getiren” kulüplerimizin Transfermarkt’a göre değerlerini sıralıyorum.
- Galatasaray 89 milyon euro...
- Fenerbahçe 97 milyon euro...
- Beşiktaş 77 milyon euro...
Kadro değeri, kadro maliyeti Ajax’tan çok daha pahalı... O zaman Ajax daha ucuz maliyetle yapıyor de biz niye yapamıyoruz? TFF’ye, başkanlara, yöneticilere, teknik direktörlere, hatta futbolculara soralım; biz niye yapamıyoruz, biz niye başaramıyoruz?
Sebebi belli;
- Altyapılarla uğraşmak istemiyoruz. Gelecek 10 yılı değil, günü kurtarmaya çalışıyoruz.
- Altyapıyı asla önemsemiyoruz. Kimse kusura bakmasın, “yalandan-dolandan” altyapı konuşuyoruz.
- Futbolu, futboldan anlamayanlar yönetiyor.
- Transferde aramıyoruz, araştırmıyoruz, scout ekiplerini kullanamıyoruz. Ajax 150 bin euroya kaleci alıp oynatırken, biz 2-3 milyon euro verdiğimiz kalecileri “ah-vah” diye izliyoruz.
- Takımlarda altyapıdan gelen oyuncuların oynaması konusunda gönüllü değiliz. Bu konuda futbolu yönetenlerin de dayatması, yaptırımı olmayınca bu gençlere şans veremiyoruz.
- Her şeyi para sanıyoruz. Paranın yanına aklı katamıyoruz, o zaman transferlerde ve takım oluşturmakta ıskalıyoruz. Kimse kusura bakmasın akıl zaten yoktu, şimdi para da yok. Tek kelimeyle dramatik bir durumdayız.
Yazıyı iki önemli saptama ile kapatayım, son noktayı da ben koyayım. Birincisi, Ajax’ın 4-1 kazandığı maçın ertesi günü, toprağı bol olsun, Ajax’ın efsanesi Cruyff’un sosyal medya hesabında yayınlandı. Bakın Cruyff ne demiş:
“Neden zengin bir kulübü yenemeyesiniz ki? Ben para dolu bir çantanın gol attığını hiç görmedim.”
İkincisi eski bir dosttan, Slaven Biliç’ten:
“Türkiye’de temel problem şu: Bilgili olanların yetkisi yok. Yetkisi olanların bilgisi yok.”
Üçüncüsü de naçizane benden, Şansal Büyüka’dan:
“Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...”
Önerim...
Milliyet Spor’da genç ve değerli bir meslektaşım var; Celal Umut Eren… Müthiş yazılar yazıp, haberler yapıyor. Ajax ile ilgili çoğu bilgiye de Sevgili Eren’in haberlerinden ulaştım.
Öneririm; yazdıklarından keyif alırsınız, bilgilenir, aydınlanırsınız.
Dikkati çekenler
- Kasımpaşa’nın 11 maç sonra gol yemeden karşılaşmayı bitirmesi...
- Burak Yılmaz’ın süper frikiği...
- Alanyalı Cisse’nin iki penaltı birden kaçırması...
- Hakem Mete Kalkavan’ın 45 dakikada 4 penaltı birden vermesi...
- Muslera’nın 7 kurtarışla kendi rekorunu kırması...
- Kayserispor’un 10 maç sonra kaybetmesi...
- Konyalı Fofana’nın Fenerbahçe’den sonra Beşiktaş’a da fantezi bir gol atması...
- Konyalı yılların tecrübesi Ali Turan’ın son dakikadaki bireysel hatasının takımını yenilgiye götürmesi...
- Rizespor’un güçlü oyunlarına devam etmesi...
- Başakşehirli 34’lük Mossoro’nun harikalar yaratması...
Yaz güneşi kış güneşi!
Galatasaray’ın beş gollü galibiyeti süper... Hele ikinci yarı... Hız, tempo, gol, ne ararsanız var. Ama kaleci Muslera’nın çok kritik yedi kurtarışı ile Antalya’nın direkten dönen iki şutu unutulmasın. Galatasaray hücumuna baktığınızda yaz güneşi gibi içinizi ısıtıyor, savunma anlayışına baktığınızda kış güneşi gibi üşütüyor.
Maşallahı var
“Fakirin tavuğu tek tek yumurtlar” demişler ama, Onyekuru, maşallahı var çifter çifter atıyor. Galatasaraylı futbolcunun 6 maçta 11 golü var. Antalya’ya, Sivas‘a, Kayseri‘ye ikişer, Ankaragücü’ne 3 gol attı. Galatasaray bu maçları farklı kazandı. Onyekuru’nun birer golle geçtiği iki maç var: Göztepe ve Alanya... Kanatta oynayacaksın, 11 gol atacaksın. Önemli ve değerli bir istatistik bu...
Kasket fiyakanı bozuyor
Biraz da magazin yapalım. Başakşehir’in başarılı hocası Abdullah Avcı giyimine kuşamına dikkat eder. Allah’ı var fiziği, kimyası da düzgün... Ama son maçlarda bir kasket modasıdır gidiyor. Eğer “totem” yapmıyorsan, çıkart şu kasketi kafandan benim sevgili hocam, fiyakanı bozuyor.
Fena yanıldım
Başlangıçta VAR’a inanmış, güvenmiştim. İçim rahatlamıştı. Ama sezon bitmeden VAR’ı da kendimize benzettik. Teknolojik olarak son derece gelişmiş sistem... Ama sonuçta kullanan insan...
Aykut Kocaman, Beşiktaş maçından sonra hakemler için “Gördüklerini vermiyorlar” dedi. Önceleri hakem için “görmedi” diyorduk. Şimdi “görüp vermediler“ aşamasına geldiysek, durum gerçekten vahim demektir. Başlangıçta VAR’a inanmış güvenmiştim. İçim rahatlamıştı. Ama sezon bitmeden VAR’ı da kendimize benzettik. Sonuçta teknolojik olarak son derece gelişmiş sistem... Ama sonuçta kullanan insan...
VAR’ı kullanan insan olunca, hele bizim insanımız, bizim hakemimiz olunca maalesef futbolun gerçeği, alın teri, emek hepsi ortadan kalkıyor. Gene eyyam, gene kafadaki tilkiler, denge hesapları, gene hakemin kişisel “beka sorunu” devreye giriyor.
Yazık, VAR’dan ümitlenmiştim ama, teknolojiyi bizim insanımızın, bizim hakemimizin yöneteceğini hesaba katmamıştım. Fena halde yanıldım ve hayal kırıklığına uğradım.
Maalesef değişen bir şey yok. Adaletin gücü değil, güçlünün adaleti VAR...
Ayew santrfor oynar
Alanyasporlu Cisse’nin 12 golü var. Galatasaray’da kenarda oynayan Onyekuru bile 11 gol attı. Daha da atacak gibi... Sivaslı Kone’nin 9, Malatya’da orta sahada oynamasına rağmen Aleksiç’in 9, Rize’de Vedat Muriç’in 10 golü var. Göztepe’de çoğu maçta yedek oturmasına ve kenarda oynamasına rağmen Yasin 7 gol attı. Bu örneklerin çok daha fazlası var.
Fenerbahçe’ye bakıyoruz Slimani’nin 1, Frey ile Soldado’nun 3’er golü var. 3 santrforun toplam gol sayısı sadece 7... Orta seviyeli bir takımın golcüsünün tek başına attığı gol sayısını bile yakalayamıyor. Ayew’in 5 golü var ama kendisi santrfor değil, kanat oyuncusu...
Bakmayın Soldado’nun son Başakşehir maçında gol attığına... Sahada dolaşıp duruyor. Hep iddia ettim, kenar oyuncusu olmasına rağmen Ayew bu takımda santrfor oynar ve Fenerbahçe’nin işe yaramayan üç santrforundan çok daha iyi iş yapar.
Hoca-Toto
Beşiktaş’ta Şenol Güneş ayrılığının kesinleşmesinden sonra “Hoca Toto” oynanıyor. Bizim duyduklarımız...
- Lucescu: Hiç şansı yok.
- Guti: Yeterli bulunmuyor.
- Sergen Yalçın: En şanslısı... Ancak istikrarsız oluşundan, yani çoğu kulüpten 2-3 ayda ayrılmasından korkuluyor.
Ayrılık zamanı
Artık ayrılık zamanı... Beşiktaş ile Şenol Güneş yol ayırımında... Nedendir bilmem “ayrılık” üstüne söylenmiş sözleri okuyordum. Aklıma takılanları paylaşmak istedim. İşte onlardan birkaçı...
- Neden bitti biliyor musun? İnanmaya gücüm kalmadığı için bitti. Ne olursa olsun her defasında peşinden geldiğim için bitti. İncittiğin yerler daha geçmedi diye bitti. Senden vazgeçmem sandığın için bitti. ( Anonim )
- Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkumsa, gönülden düşen insan da unutulmaya mahkumdur. (Necip Fazıl Kısakürek)
- Sen o kadar bir şey söylemeden gidersin ki, üstüne milyonlarca bir şey söyler. (İncir reçeli)
- Ya kal, ya da git... Ama sakın “bekle gelirim” deme... Çünkü ben şimdiye kadar giden birinin geri geldiğini hiç görmedim (Ece Ayhan)
- Kırılmış her yanım... Kaybolur zaman saçlarında... Gözlerim sokaklarda, sebebi isyan aşkım (İncir reçeli)
- Hayatta her şeyini bir kişiye bağlama... Çünkü onu kaybedersen, her şeyini kaybedersin. (Can Yücel)
- Hayatımdan gitmeyi tercih edenler için, dönüş seferleri sonsuza kadar iptal edilmiştir. (Can Yücel)
- Cebimde yoktu, yüreğimden verdim. (Nazım Hikmet)
- Öğrendik ki, birini ne kadar çok seversek, hayat onu bizden o kadar çabuk alıyor. (Atakan Korkmaz)
- Sevginin ayrıldığı yerde, saygı fazla oyalanmaz (Atakan Korkmaz)
80 milyon antrenör var
Ünal Karaman geçen hafta içinde yaptığı basın toplantısında, “Tribünde milyonlar biliyor, siz biliyorsunuz, ben bilmiyorum, ben cahilim” dedi. Hoca futbolu biliyor da, bilmediği bir şey var: Bu ülkede 80 milyon antrenör var.