Aykut Kocaman: Hakem konuşmaktan utanıyorum
Video-Aykut Kocaman: Hakem konuşmaktan utanıyorum
Görmeyeceği pozisyonlar değil, Feghouli’nin iki eli oyuncunun üzerindeydi. Görmemesi mümkün değil. Dirar sarı kart gördü, doğru tarafı daha fazla. Serdar daha ağırı yumruk atıyor ama yine göremiyor. Serdar, Soldado’yu tuş yapmaya çalıştı yine görmüyor. Fernando’nun kırmızı kartı var, görmüyor. Sezon başından beri söylüyorum ama olmuyor. Hakem konuşmaktan utanıyorum.
Çok fazla istedik, Volkan çok kritik iki kurtarış yaptı. Maçı kaybetmeye yönelik pozisyonlar da verdik. Her iki tarafa da gidebilirdik. Galatasaray istediğini elde etti, Beşiktaş istediğini elde etti, Başakşehir de istediğini elde etti. Hakem de istediğini elde etti. Bizim dışımızda herkesin beraberliği istediği bir görüntü vardı.
Biz değerlendiremedik diye hakemin buna uyması mı lazım. Kaçıncı oldu, defalarca aynı şeyi söyledim. Kafasında maçı berabere bitirmek vardı, görmeme ihtimali yok.
Kalan 8 maçı kazanmak için her şeyi yapacağız. Ligi kendi sonuçlarımızla kontrol edemeyiz. Rakiplerin kaybetmesini bekleyeceğiz. Nasıl kazanacağız bilemiyorum.
Aykut Kocaman basın toplantısında neler dedi?
Maçın geldiği gittiği bir maç oldu. İki taraf da galibiyete yakın pozisyonlar buldu. İki takım da değerlendiremedi. Son 12-15 dakikalık bölümde bizim adımıza kontrol edilemez hale geldi. Kazanabilmek için de defalarca fırsat aradık, biz de rakip gibi değerlendiremedik.
Yine bir tekrar daha yakaladık. Maçın skoru bizim işimize gelmiyor. Diğer takımların işine gelen bir sonuç oldu. Galatasaray buradan aldığı 1 puanı avantaj olarak görebilir. Başakşehir ve Beşiktaş da öyle. Haftalardır dillendiriyorum ama söylemekten utanıyorum. Ama net şekilde görünüyor. 3 tane net penaltı var. Roman’ın hemen omuzlarının üstünden görüp de vermemek nedir, anlamıyorum. Seyrettim pozisyonları. Dirar’a sarı kart gösterilen pozisyon gri. Serdar neredeyse yumruk atacak ama hakemlerin gözlerine inme iniyor. Ben sadece dillendiriyorum ama kötü adam oluyorum.
İkinci yarıda da son derece net pozisyon vardı. Serdar, Soldado’ya künde atıyor. 4 hakem var. 4 hakemin de görmeme ihtimali ne kadar? Galatasaray ile ilgili de atladığı şeyler vardır. Ama bunu atlamış olduğunu düşünmek iyimserlik oluyor. Bülent Yıldırım ile ilgili 0-0’lık bir maç vardı. Sabri neredeyse iki ayağıyla Dia’nın üstünden atlamıştı. Görmüyor. Kendi içimizdeki sorunlar başka. Taraftarlar için de bir şeyler söylemek zorundayım. Onlar da istekliler. Onlar da durumun farkındalar gibi görünüyor.
Kalan 8 maçı kazanmaktan başka bir şey görünmüyor. Rakiplerin puan kaybetmesini beklemekten başka bir şey de yok. Ne kendi içi dünyamda ne de takıma öyle bir izin yok. Ama önce kendi maçımızı kazanmamız gerekiyor. Bugün başaramadık. Özellikle gayret açısından oyuncular gayretliydi. Bir şey diyemem. Karşımızdaki takım da ligin lideri ve Galatasaray takımı. Böyle bir takım karşısında oynadık. Bireysel anlamda iyi oyuncuları var. Takım son derece gayretli oynadı, aynı şekilde devam edeceğiz. Başka şansımız da yok.
Herkesin kendine ait bir oyun yorumu var. 2 ön libero ya da nasıl tarif ediliyor bilmiyorum. Verilmeyen 3 tane penaltı var. Hakikaten kimse yanlış anlamasın. Hep aynı yerlerde dolandırılmaktan olmak istemiyorum. İnsan sıkılıyor. İki tane oyuncu merkezde kalabilir. Ama bu iki oyuncuyla birlikte oyunu tarif etmek doğru olmuyor.
Bu benim bu seneye ait bir gözlemim değil. Geçen sene ve evvelki senelerde de oluyordu. Ben sadece bunu bir hata olarak görmüyorum. Özellikle benim olduğum dönemlerde de bunu gördük. Hata demek iyimserlik oluyor. Çok fazla söylenecek bir şey yok. Bugünkü pozisyonda olmamızın temel nedeni atmaktan ziyade gol yemesiydi.
Anlamsız yediğimiz goller oldu. Bu tip maçlara gelince ve puan kaybı krediniz azalınca zorluyorsunuz. Artık kayıpların yaratacağı hasar çok daha büyük olabiliyor. Bütünsel olarak baktığımızda bizi handikaplı hale getiren şey; kendi sahamızda yediğimiz basit hatalardan kaynaklanan anlamsız goller oldu
Esas itibarıyla kendi doğrularımın temelini atma, oyuncu kalitesiyle ilgili bir problem varsa etap etap gitmek gerekiyor. Ama şapkadan tavşan çıkaran oyuncular daha çok seviliyor. Taraftarın isteği böyledir. Ancak; antrenörlerin de bu dünyada yaşarken bunu kontrol etmek ve diğer taraftan da oyunu daha doğru oynamaya yönlenmesi kadar doğal bir şey yok. Antrenörler oyunu daha doğru oynayan oyuncularla sahaya çıkmaktan geri adım atmazlar. Benim için böyle.
Bülent Yıldırım’ı duyduğumda idare etmeye geleceğini düşündüm. Bireysel yorumlar yapmak istemiyorum. Hakemleri bu duruma sokan şeyden bahsediyorum. Bizde maalesef bazı şeyleri çarpıtma olayı var. Her yere nakşetmiş. Özellikle Beyaz TV’de de bu oluyor. Her meslek grubunun içinde hakemleri anlatırken, meslek ahlakından biraz daha uzak olan insanlar var. Hakemlerin hepsi tertemiz maç yönetiyor doğru olmaz. Ben, hatalı karar vermeye doğru iten güçten bahsediyorum. Hakemler zor bir iş yapıyorlar. Bülent Yıldırım için de geçerli. Bu beraberlik bizim dışımızda herkese yaradı. 3 tane net penaltı verilmedi. Hakem idare etmeye gelmiş. Alper’i attığı maçta mesela; iki ayağının topa doğru hareket ettiğini görünce faulü bizim lehimize verdi zannettim.
Malatya’da 7 dakika uzatma oldu. Beşiktaş ile kupa maçında 10 dakika verildi. Bugün 5 dakika verildi. Bizim hesapladığımız 12-13 dakika. Sadece 6 tane oyuncu değişti. Deplasman takımının oyuncusunun girişi – çıkışı daha ağır oluyor. Bizim gözlemimiz böyle. Fenerbahçe’nin bütünlüklü olduğunu söylemek… Bence gerçek Fenerbahçe’nin gücünün ve yansımasının yüzde 60’ını gördük. Ben bu taraftarın gücünü biliyorun. Bu bütünlüklü hal olmayınca, atamalar da farklı şekilde olabiliyor. Fakat; görünen köy klavuz da istemiyor. Futbol dünyasının en donanımlı meslek grupları hakemler olmalı. Elbette yurt dışında farklılıklar olabilir. En donanımlı ve en eğitimliler hakemler. Ama onlar da bir insan. Maç alıyorlar, alamıyorlar. Bizim toplumumuzda yaşayan insanlar. Eğitim konusunda bence hepimizden daha eğitimliler.