Aykut Kocaman'dan derbi öncesi flaş şampiyonluk sözleri!
Kocaman: "Hiç kimsenin hakkında gözüm yok"
"İlk 4 yılım Sakaryaspor'da geçti. O dönemde gençtik ve bu kadar göz önünde değildik. Yaptıklarım ve yapamadıklarımla 30-31 yıldır vitrindeki insanlardan biriyim. Bunları hesap kitaplarla işi olmayan, evden işe işten eve giden bir insanım. Ancak söylediğim şeyler de göz çıkaracak kadar göze batan şeyler. 2010-2011 sezonunda ilk yarının son 3 maçında 3 tane maç skoru değiştiren penaltılar verildi. O zaman bir gazeteci ile yaptığım sohbetin yayımlanması benim çok ağrıma gitmiş ve beni çok üzmüştü. Bundan çok da utanmıştım. İki kişinin arasındaki konuşmayı izinsiz yazmak hoş değildi. Sonuçlarında Şenol Güneş'in ertesi gün yaptığı basın toplantısında muazzam bir atak geldi. Demek ki bir yere temas etmişiz. Basın toplantısında inanılmaz bir şekilde üsten bakan bir tavır vardı. Sınırlarını aşan, ağır bir basın toplantısı yapmıştı. Şimdi de fotoğraf çok net ortada. Son 2-3 yıldır ligin panaromasına bakılabilir. Ben baktığım zaman her şey o kadar aleni gözüküyor. Çok net bir fotoğraf var ama hemen hemen herkes bunu kabullenmiş gibi gözüküyor. Ancak ben itiraz ediyorum. Hiç kimsenin hakkında gözüm yok. Öbür taraftan da çalışıp çabalıyoruz, insanlara saygılı davranıyoruz. Kimsenin hakkımı yemesini istemiyorum. Bu kadar basit."
"Bu oyun, zor ve yaşam sınırında oynanan oyunlardan bir tanesi. Her kafa vuruşu bir travma. Her ayağın topa sokulması, ciddi bir sakatlık riski barındırıyor. Temasın çok yüksek olduğu oyunlardan bir tanesi. Nabzın 200'leri geçtiği bir oyun. Bu oyunda hakemlerin hak denen şeye riayet etmesini istiyorum. Sorumluluğunu duyduğum takımım adına kimseden bir gram bir şey istediğim yok. Doğal hatalar lehimize ve aleyhimize olacaktır ancak oyunların şeklini çevirecek hareketlere ne pahasına olursa olsun tahammülüm yok. Bunu yapabildiğim kadar seslendirmeye çalışacağım. Yarın bizim lehimize de olursa aynı şeyi seslendireceğimize söz veriyorum. Bizim lehimize güçle de yaşayamam. Bu, içselleştirdiğim bir şey. Kimsenin hakkında gözüm yok, kimsenin de hakkımızı yemesini istemiyorum."
"İki takımın durumu düşünüldüğünde hakem kim olursa olsun arada kalacak gibi gözüküyor. Bazı takımların lehine iyi yönetildiği zaman hakemlere ne oluyor, bazı takımlarında aleyhine yönettiği zaman neler oluyor? Esas güç dengeleri burada oluşuyor. Buraya bakmak lazım. 2015-2016 sezonunda Beşiktaş ile oynadığımız ve 2-0 kazandığımız derbiden sonra Cüneyt Çakır, Beşiktaş'ın hiçbir derbisini yönetmedi. Karşılaşmanın hemen ardından yapılan açıklamalara bakarsanız asıl fotoğrafı görebilirsiniz ve Cüneyt Çakır'ın neden Beşiktaş'ın hiçbir derbisini yönetemediğini anlarsınız. Her zamanki iyi niyetimle, insanlara duyduğum sonsuz güvenle sahaya çıkacağız. Hakemin sosyal çevresinin, ailesinin olduğunu, ondan beklentilerin olabileceğini bilerek, eğilmeden ve bükülmeden mesleki yanlışlar dışında doğru karar vermek için çaba göstereceğine inanıyorum. Her zamanki sonsuz güven duygumla maça böyle bakacağım. Umarım hiç kimsenin hakkına art niyet olmadan, kast edilmeden oynanan ve hak ededin kazandığı bir oyun olur."
Nelerin değişmesi lazım?
"Temeldeki sorun değişemez. Temel sorun, güvenizlik üzerine inşa edilmiş. Bu güvensizliğin oluşmasının öncesinde onlarca yıl var. Bunu kökünden değiştirme şansına sahip değiliz. Hakemler de maç aldıkları sürece onore ediliyor ve kazanıyorlar. A takımının maçlarını yönetirkenki davranışlarından sonra ödül veya ceza, B takımınınkilerden de farklı ceza veya ödüle götürmeyecek bir düzene doğru gitmeli. Galatasaray uzun zamandır bu tip söylemlerde bulunmuyordu ama onlar da başladı. Ortada gözüken bir fotoğraf var. O güçlerin bizim bunun farkında olduğumuzu bilmeleri çok önemli. Kamuoyu da bu bilince sahip olursa bu kadar fütursuz bir şekilde yapılmayacağını düşünüyorum. Artık çok fütursuz hale geldi. Biraz daha dengelenmesinde fayda var."
"Başakşehir galibiyeti, fikstürün dönüşü açısında pek çok avantaj sağladığı gibi takıma güven tazelemesi gibi oldu. Ondan sonra kağıt üstünde göreceli olarak avantajlı gibi gözülen bir durum söz konusu olacak. Pazar günkü maçta en büyük getirisi, kazanacağımız 3 puandan fazla olacak. Başakşehir maçından getirisi 3 puan olduysa, Beşiktaş galibiyetinin getirisi en az 10 puan olacak gibi gözüküyor. Beşiktaş'ı istekli, mutlak kazanmak zorunda olduğu maçta yenebilmenin getirdiği haz duygusu ve camianın geç kalmış da olsa hedefe doğru kilitlenme güdüsü olacak."
Şenol Güneş'in yanınıza gelmeyecekmiş. Bununla ilgili tavrınız ne olacak?
"Bana çeşitli yakıştırmalar yapılıyor ama duygularını çok net gösteren bir insanım. 2010-2011 sezonunda Fenerbahçe-Trabzonspor maçında ben gitmemiştim ama hoca gelmişti. O zaman 'Beni mahçup etmişti' demiştim. Ben o zaman kendi adıma bit tepki koymuştum. Oraya misafir olarak gideceğiz. Ev sahibinin tutumuna bağlı."
"Şenol Güneş yanınıza gelmezse siz gider misiniz?" şeklindeki soru üzerine, "Bunu yapabileceğimi düşünmüyorum." dedi.
"Temel amacımız 34. hafta sonunda önde olmak. Puan ortalaması geçen sezonlara göre biraz daha aşağıdan seyrediyor. Bundan sonra kalan 12 haftada artacağından emin değilim. Kuvvetli kadrolar var. İçeride, dışarıda şampiyonluğa oynayan takımların puan almasını önleyen takımlar var. Puan ortalamasının düşük olacağını söyleyebiliriz. Ne zaman öne geçeceğimizi söyleyemem."
"Bu ülkenin en tutkulu taraftar Fenerbahçe taraftarı. Bu aynı zamanda tepkiselliği de getiriyor. Birkaç senedir taraftarın takıma karşı tepkisi var. Ben geldikten sonra taraftar bize ciddi bir kredi verdi. Vardar maçındaki düşük halimiz onları çok kırdı ama en büyük kırılma Kayserispor maçında oldu. Şu anda yapabileceğimiz şey, özellikle son haftalardaki oyunların sayısını fazlalaştırmak. Onların takıma sunduğu kredi ve güveni artırabilmek. Beşiktaş maçıyla güçlü oyunumuzu tekrar taraftara gösterebilmek. Sonraki haftalar bir nevi şampiyonluk adımları olacak. O ortamı sağlamak bizim elimizde. Bunun için çaba göstereceğiz. Taraftara bir serzenişte bulunmanın anlamı yok".
"Bayern maçı ile bu maçı çok fazla ilişkilendirmedim. Beşiktaş ile ilgili olarak önümüzde son 2 yıl var. Vodafone Park'taki maç sonuçları ve oyun şekli var. Şampiyonlar Ligi'nde olmak isteyen Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir gibi takımların geçiş yeri lig. Bayern Münih karşılaşmasındaki skorun, oyunun veya eksik kalmanın olumlu ya da olumsuz etkisi bu maçta 10 dakika sürer. 10. dakikadan sonra sonra her şey doğal seyrine döner. Biz o doğal seyirde neler olabileceğini hesaplamaya çalışıyoruz. Beşiktaş açısından bu maç, kırılma maçı olarak gözüküyor."
"Janssen'in dışında eksik oyuncumuz yok"
"Valbuena'nın kasığıyla ilgili bir problemi var ama maça yansımaz. İsmail bu hafta her antrenmana çıktı. Geçen hafta sakatlığı olduğu için değil antrenman eksiğini kapatması için kadroya almamıştım. Skrtel, dün yüzde 100 antrenmana çıktı. Yarınki antrenmandan sonra kendisiyle konuşacağız. O görüşmeye göre kadroya alacağız. Mehmet Ekici, antrenmanlara çıkıyor. Beşiktaş maçının kadrosunda yer alacak."
"Yenmek zorundayız. Maç stratejisi oluşturacağız. Sonuçta uygulayıcılar oyuncular. Başakşehir maçında mükemmel uyguladılar. Yapabildiklerini gösterdiler. Karşımızda da son 2 yılın şampiyonu Beşiktaş var. Kayba hiç tahammülleri yok. Onların maça odaklanmalarını görebiliyorum. Yüzde 100 kazanmak için oynayacağız. Sahadaki sınırlar içinde bütün hesaplarımızı ona göre yapıyoruz. Mümkün olduğu kadar ibrenin bize dönmesini sağlamaya çalışacağız ama oradan kaybetmeden dönmek de çok kötü sonuç olmaz. Temel stratejimiz kazanmak üzerine olacak."
"Futbolu iyi ve güzel oyunla nitelendirmiyorum. Kazanan takımlar var. Kazanmak için doğruları yapan takımlar var. Ligde doğru oynayan takımlar var ama bence üstteki takımlar içinde en doğru oyunu Başakşehir ve Fenerbahçe oynuyor."
"Dün akşam tesadüfen ilk yarıdaki bizim bjk maçımızı bir kez daha izledim. Hakem hatalarından yakınması gereken bizmişiz. Bunu bir kere daha gördüm. Beşiktaş'ı hakem hatasıyla değil, çok net bir şekilde hakemle değil hakkımızla yenmişiz. Yine Vodafone Park'a gideceğiz. Çok değerli bir rakiple karşılaşacağız ve hakkımızla yenmek için bütün gücümüzü ortaya koyacağız."
"Gergin atmosferi oluşturacak takım biz olmayacağız. Ne benim öyle bir niyetim ve arzum var. Eğer buraya doğru götürülürse ona da karşı duracak gücümüz var.
Derbiyle alakalı en zor iş hakemlerin olacak. Ondan sonra da teknik direktörlerin işi zor."