'Aykut Kocaman'ın buradan ders çıkarması gerek'
Deplasman ekibi - Serdar Ali Çelikler (Habertürk)
Kayserispor, yaldır yaldır ve sert başladı evindeki maça. Fenerbahçe’yi yenmek istiyorlardı doğal olarak. “Fazla heyecanlı hoca Sumudica”; 3. kalecisi genç Vedat’a rağmen hücum oynayayım diye 3-4-3 dizmişti takımını. “F.Bahçe açısından zor geçmeye aday maç” statüsünde görülebilecek müsabaka; Topal’ın şahane pasında topu iyi kontrol eden Soldado’nun vuruşuyla daha 8. dakikada rahatlığa dönüştü. 4 dakika sonra kedi olalı bir fare tutan Aatıf’ın bu seneki belki de tek kaliteli işiyle skor 2-0’a gelince Kayseri’nin ve Smudica’nın gazı tamamen bitti. Sonrası tamamen Fenerbahçe.
Şener’le ve Giuliano ile kaçırılan gollere karşın ilk devre 3-0 bitti. 2. yarıda kendini hiç sıkmayan ve rahat rahat top çeviren F.Bahçe’de iyi bir gününde olan Şener’in kendine yakıştırdığı golle maç tamamen bitti. Kalan 30 küsur dakika ‘öylesine’ydi. Zor gözüken bu deplasman o kadar rahat bitti ki Fenerbahçeliler bile inanamadı. Sumudica’nın baştan yanlış dizilişi; sol kanatta oynattığı Güray’ın berbat performansına karşın ne dizilişten ne oyuncudan vazgeçmemesi bu enteresan karakterin büyük eksisi olarak tahtaya yazılır. Bu 3 puanla birlikte oynadığı 14. deplasman maçından 26 puan çıkaran F.Bahçe; bu puan durumunda lider oldu. Deplasmanlarda, G.Saray’dan tam 9 puan fazla toplayan bu takım, bugün rakibinden 6 puan geride 4. sıradaysa bunun tek sebebi iç saha performansında G.Saray’ın yanına bile yaklaşamamış olmasıdır. Deplasmanlarda kendisine karşı oynamaya çıkan rakipleri yenmeyi başaran Sarı-Lacivertliler, iç sahada ise kapanan takımlara karşı bir çözüm yolu bulamamışsa bu tamamen futbola ve oyuna bakış açısıyla açıklanabilir. Aykut Kocaman’ın, belki deplasmanlar için olumlu bir ekip kurmuş olduğunu kabul etsek de “büyük takım”ların alameti farikası olan ‘iç saha padişahlığı’ bu sene Kadıköy’e uğramadı. Bunun de sebebi hocanın mantalitesinde bence.
“Önce yenilmeyelim” mantığı dışarıda iş yaptı ama “yenmemiz lazım”ları çözemediler bir türlü. F.Bahçe’ye düşen kalan 7 maçı kazanarak 72 puana ulaşıp olacakları beklemek artık. Kayseri’den böylesine farklı bir galibiyetle dönmek her açıdan olumludur elbette. FENERBAHÇE Hepsi iyi oynadı. Çok zor bir deplasmandan tamamen üstünlük kurup çok farklı bir sonuçla dönen takımda bir kişi yerine tüm takıma övgü düzmek gerek. GÜRAY VURAL Genelde yılda 1 gol atar, onu de F.Bahçe’ye atardı. Dün F.Bahçe’nin attığı ilk 4 golün 3’ünde direkt hatası vardı.
Ensenizdeyim... - Ersin Düzen (Vatan)
RAKİPLER 3’te 3 yapmışken bu durumdan etkilenmemek kolay iş değil. Ancak F.Bahçe, sanki ligin lideri gibi yüksek bir motivasyon ile maça çıktı. Sadece başlangıçta Kayserispor’un doğal bir baskısı vardı. Deniz Türüç’ün kaçırdığı gol, kader anı oldu diyebiliriz.
ÖNCE Soldado, ardından Aatıf’ın golü maçın 5 dakikada bitmesini sağladı. 2. golden sonra Kayserispor oyundan düştü ve F.Bahçe için zor görünen deplasman çok kolay geçti. Bu galibiyette Sumudica’nın savunma kurgusu ve genç kaleci Vedat Karakuş’un da yardımı var kuşkusuz.
SUMUDICA ABARTTI, TADINI KAÇIRDI
Rumen teknik adam sezona damga vuran isimlerden biri. Ligin ilk yarısında başarılı sonuçları takdir ettik. Ancak 2. yarı kenardaki şovları ve açıklamalarıyla gündemde hep. İşi artık abarttı, tadını kaçırdı! Maçların önüne geçip macera aramaya başladı. ‘Ben oldum’ derseniz, böyle bir ağır yenilgiyle karşılaşmanız sürpriz olmaz! Karşılaşma 5 golle bittiği için dua etmeli, çünkü fazlası bile olabilirdi.
HERKES GÖREVİNİ YAPTI
F.BAHÇE’DE görevini yerine getirmeyen futbolcu yoktu. Son ana kadar aynı disiplinle oynadı. Golleriyle Soldado öne çıktı. Mehmet Topal’ın muazzam pasını, herkes O’nun gibi harika indirip klas bir vuruş yapamaz.
İKİNCİLİK DE ÇOK ÖNEMLİ
Aatıf’ın golü mükemmel ancak benim için önemli olan gol öncesi F.Bahçeli futbolcuların aralarındaki pas trafiği. Herkes birbirine yakındı, kimse ayağına top beklemedi, hareketliydi. Maç boyunca aynı anlayış devam etti. Rakibine pozisyon vermedi. Doğru oyunun en iyi örneği buydu.
BU galibiyetin anlamı ve F.Bahçe’nin rakiplerine verdiği mesaj şu; ‘eğer puan kaybederseniz, bilin ki ensenizdeyim.’ İlk 3 birbirleri ile oynayacak, doğal olarak kayıplar yaşanacak. F.Bahçe kalan 7 haftada 21 puan almaya en yakın taraf. Sadece Sivasspor deplasmanı zor. 21 puan yeter mi? Şampiyonluk için yeterli olmadı diyelim, ikincilik de çok önemli.
7’de 6 olur mu? - Mehmet Ayan (Vatan)
BİRİ yedek kaleci 5 temel eksikle sahaya çıkan Kayserispor’un tutunması beklenemezdi. Karşılaşmanın hemen başında tablo daha da netleşti. 8.dakikadaki gol ile aslında mücadele erkenden bitti. Üçlü başlamaları, stoperlerinin uyumsuzluğu, orta saha dirençsizliği gibi futbol gerçeklerinin dışında psikolojik olarak da ‘çökük’ başladılar.
İLK golde Roberto Soldado maharetine saygı duymakla birlikte ‘kalede deneyimsiz bir ismin olduğunu bilmek de’ vuruş güvenine etki edici faktörlerdi. Aatif’ın golünde de beceriye ilave olunan ‘şansımı deneyeyim’ duygusu skoru getirdi. 44. dakikada Roberto Soldado ile 2-1 umutları da bitti. İlk yarı Şener Özbayraklı ve Guiliano pozisyonları da farkı 5’e kadar çıkarabilirdi.
KARŞILAŞMANIN 2. yarısında da tablo değişmedi. Sarı-lacivertliler Spor Toto Süper Lig’de 2017-18 sezonunun en rahat maçlarından birini oynadı. İyi mi oynadı? Rakibe bakarsak EVET! Ancak diri bir Kayseri’ye, eksiği olmayan bir Kayseri’ye yetecek bir oyun yoktu. Çünkü F.Bahçe ve hocası Aykut Kocaman yine kendi normallerindeydi. Sağ kanadı yine iyi kullandı, merkez orta saha helva kıvamındaki rakibi kımıldatmadı.
MORALLER TAVAN
BU karşılaşma kesinlikle ölçü değil. Ancak sarı-lacivertlilerin önündeki 7 maçta sadece Demir Grup Sivasspor karşılaşmasında dirençle karşılaşacağını düşünüyorum. F.Bahçe kalan haftalarda 7’de 6 yaparsa beni şaşırtmaz! Bu noktadaki handikapı ise iç saha.. Yani Kadıköy. Evlerinde tribünle bir türlü bütünleşemiyorlar. Seçim atmosferi de cabası. Dün akşamki sonuç, maçın ürettiği eğlence yerli yerinde. Moral değerleri de üst seviyede olacaktır. Osmanlıspor maçında da galibiyet uzak değil.
Aykut Kocaman ders çıkarmalı - Rıdvan Dilmen (Sabah)
Bizim takdir anlayışımız pek yoktur. "İyi ama…" diye başlayıp önce kötüyü anlatırız. Trabzon iyi değildi, Kayseri çok kötüydü ama burada Galatasaray ile Fenerbahçe maçlarını iyi oynadılar. Hatta Fenerbahçe oyunun sonunda uzatmaya giderken golü yaptı. Saçma sapan gelebilir birilerine ama niye 2 dakika uzatıldı? Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansı var mı, var... 6 puanlık fark var zaten, ikili averaj da yok lider Galatasaray'la. Yarışta bir golün bile önemi var. Üstelik Fenerbahçe fikstür olarak rahatladığı bir ortama girecek.
Fenerbahçe geleneğinin dışına çıktı, deplasmanda evinde topladığı puandan daha çok toplamış. Galatasaray taraftarı ortada, yalnızca bir kez puan kaybettiler bu sezon. Bir gerçek var ki taraftar gücü Kadıköy'de, Vodafone Park'ta ve TT Stadı'nda en büyük güç...
Oyuna gelirsek; Varela savunması hiç olmayan bir oyuncu. Varela'nın tek başına bir kanadı savunması mümkün değil. Güray fena bir oyuncu değil, oynayabilir ama üçlü savunma bu iki oyuncuyla oynanmaz. İki tane savunma arkası koşusu, bir şutla devreye 3-0 girersin. Dörtlüye döndün ama Mendes, Varela, Deniz, Umut önde oynuyor. Boldrin de gelmiyor, tek başına Şamil var. Vedat çaylak bir kaleci, heyecanlı, ona saygımız var ama hocaları muhtemelen dedi ki, "Beyler kaleyi görünce vurun." Kayserili oyuncular da adeta nakavt oldular.
Fenerbahçeli oyuncular bu maçı en azından final havasında gördüğünü, işin içinde kalmak istediğini göstermiş oldu. "Kendi işimi yapayım da ne olursa olsun" diyor. Fikstürü oldukça rahat artık Fenerbahçe'nin… İç sahada 25 puanda kalmış Fenerbahçe. Bu normal bir şey değil. Lider Galatasaray 40 puan almış. İç sahaya baksan şampiyonlukla uzaktan yakından alakası yok. Galatasaray geleni gideni yenmiş derbi haricinde. Fenerbahçe'nin iç ve dış saha averajı aynı olur mu? Bu aslında çok çarpıcı bir örnek… Aykut Kocaman'ın takımları kısırdır. Dünkü gollerle Fenerbahçe santrforları 12 gol oldu, Gomis tek başına 26 tane atmış. Düşük tempolu bir takım olarak oyun tarzı da deplasmanda fark yaratacak bir durum değil. Buradan ders çıkarması gereken bir kişi de Aykut Kocaman. Farklı formatlar geliştirmeliydi iç saha için.
Başka bir sezondan gelmiş gibi - Mehmet Demirkol (Fanatik)
Sumudica, Galatasaray maçında rakibi orta sahaya kadar baskılamadan başlamayı planlamış Terim’in hayallerini gerçek kılmıştı. Deplasmanda orta sahada oyun kurmakta sorun yaşayan Galatasaray, sezonun en iyi dış saha 30 dakikasını oynamıştı. Dün Sumudica bu kez daha ileri gitti. Aykut hocanın hayal dahi edemeyeceği bir kararla 3-4- 3’le oyuna başladı. Kaymaları doğru yapamadıkları için iki kanatta sık sık koridorlar oluştu. Markaj karmaşasından özellikle Şener ve Aatif çok iyi yararlandılar. Fenerbahçe oyunu ilk kez bu kadar kolay açtı. Soldado 3 kez net pozisyonda demarke topla buluşabildi. Buna genç kaleci Vedat’ın hamlığı da eklenince maç Fenerbahçe için bayrama dönüştü, Kayseri içinse bir felakete.
Kayseri ikinci yarıda 4’lü savunmaya dönse de düştükleri güvensizlikten kurtulamadılar. Gecenin sorusu Bu skor ve oyun Fenerbahçe’nin canı çok sıkkın iç saha seyircisinin keyfini yerine getirip heyecan yaratır mı? Anahtar burada. Maçın starı Normalde Fenerbahçe’den yıldız oyuncu performansı bulmak zor olduğu için seçim zordur. Bu kez ortalamalarının çok üzerinde oynayan 4-5 oyuncu arasında seçim yapmak zor. Aatif, Soldado, Topal çok iyiydiler. Ancak benim seçimin Şener. Başından bu yana ondan beklenen bu tip bir oyundu. Maçın olayı Fenerbahçe ligin en zor deplasmanlarından birinden olağanüstü bir skorla döndü. Fakat daha önemlisi yüzde 54 topa sahip oldu. 400’e yakın isabetli pas yaptı. Hemen tüm oyuncularını hücuma kattı. Bu yılın senaryosunun çok dışında bir parıltı vardı. Kısa mesaj İç saha performansını yüzde 50 iyileştir yarışa ortak ol.
Aatif derbide olsaydı - Ömer Üründül (Sabah)
Kayseri Teknik Direktörü Sumudica takımını iki çok büyük hatayla maça çıkardı. Birincisi gereksiz bir üçlü defans uygulatmak, ikincisi de çok riskli bir ofansif anlayışla oyuna başlamak. Hem de çok önemli eksikleri varken. Bu iki büyük hata Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ sürdü. Önce Soldado çizgi halinde öne çıkan Kayseri defansının arasından Mehmet Topal'ın güzel pasında zamanlamalı bir koşuyla uzun topu adeta eriterek çok kaliteli bir gole imza attı. Ardından da Aatif'ın mükemmel golü gelince, maçın seyri erkenden belli olmuştu. İki farklı skor avantajından sonra tüm kontrol Fenerbahçe'deydi. Takım savunmasında sıkıntı yaşamazken, süratle, sürekli gol peşinde koşuyorlardı. Rakibin üçlü defanstaki ısrarı kanat ataklarında Şener için çok elverişli bir ortam yarattı. Aatif'ın müthiş performansı, her bölgeye katkı yapması ofansif gücü artıran faktörlerdi. Devre sonunda Soldado, maçı bitiren üçüncü golü attı.
İkinci devrede Kayseri iş işten geçtikten sonra dörtlü defansa döndü. Fenerbahçe skor açısından çok rahat olmasına rağmen son derece disiplinli oynamaya devam etti. Geriyi iyi kapatırken her fırsat bulduğunda da farkı artırma peşindeydi. Şener'le dördüncü golü de buldu. Giuliano da işi bitirdi. Sonuçta farklı bir galibiyetle 3 puan kazanıldı. Şener, Neustadter, Mehmet Topal ve Soldado çok iyi oynadılar ama sahanın yıldızı Aatif'tı.
Böylesine güzel futbolla farklı kazanılmış bir maçtan sonra ben yine Aykut Kocaman'ı iki konuda eleştireceğim. Bir tanesi Aatif'ı da dün gece seyrettikten sonra kendisi herhalde Galatasaray derbisinde 14 ay oynamayan Mehmet Ekici'yi Aatif'a tercih ettiği için bir öz eleştiri yapacaktır. İkinci konu da Soldado-Alper değişikliği için... Niye böyle bir değişiklik yaptın diye sorsak şunu söyleyebilir: "Rakip iyice risk almış, geniş alanı Alper'le değerlendirmek istedim." Maç zaten farka gitmiş, sen bu değişiklikle Fernandao'nun moralini sıfıra indiriyorsun. Son 5 dakikada oyuna alıyorsun. Kayseri için söylenecek tek olumlu şey de ağır yenilgiye rağmen maç sonuna kadar centilmence mücadeleyi bırakmayışlarıydı.
Çabaya zeka eklenince... Uğur Meleke (Hürriyet)
MARİUS Sumudica, bu sezonun en iyi teknik adamlarından biri. İlk 27 hafta itibariyle elindeki kısıtlı malzemeyle çok iyi iş çıkardı ve takımını ligin baş altı grubunun zirvesine çıkarmayı başardı. Ancak dünkü kadro ve taktik tercihlerine bakınca, çok da formda olmadığını söylemek zorundayım.
Kayserispor, Fenerbahçe karşısına takımın 3 önemli parçası, kaleci Lung, savunma lideri Sapunaru ve ön libero Badji’den yoksun çıktı. Zaten bunlar çok çok önemli eksikler. Ama takımınız bu denli eksikken siz bir de alan parselasyonu ciddi ustalık isteyen 3-4-2-1 dizilişini tercih edip, Chelsea’ye özenirseniz; böyle bir sonuçla karşılaşmanız çok sürpriz sayılmaz.
Üçlü savunma zaten alışkanlık ister, zaten Kayseri son iki aydır dörtlü savunma tercih ediyordu. Bir de dün üçlü savunmada başlayan Levent, ligin ikinci yarısında hiç ilk 11 oynamamış, sadece iki kez sonradan oyuna girmiş bir isim. Maça takımın alışık olduğu 4-2-3-1’le başlayıp, savunmayı Kucher-Kana Biyik olarak kurmak, Levent’i alışık olduğu pozisyon sağ bekte oynatmak varken; böyle fantastik bir diziliş seçiminin neticede rol oynadığını kabul etmek lazım. Sumudica, maçın ikinci devresinde Levent’i sağa kaydırarak takımını orijinal ayarlarına döndürdü ama iş işten geçmişti çoktan.
TAKIM FUTBOLU
Elbette Fenerbahçe’nin dün en iyi bildiği işleri iyi uygulayarak, tam da Aykut Kocaman’ı hayal ettiği bir futbol ortaya koyduğunu da eklemek gerek. Maça çok tempolu başladılar, bu yıl neden ligin ilk çeyreklerde en fazla gol atan takımı olduklarını bir kez daha gösterdiler. Bu tempolu oyuna Soldado da zekâ ekleyince, çabanın üretime dönüşme ihtimali, yani verimlilik artıyor tabii. Fenerbahçe’nin sezon boyunca saha içindeki en önemli problemi, çalışma değil, çaba değil, hep yetenekti, hep zekâ idi. Giuliano’nun zaten tutarlı bir çizgisi var. Son dönemde Soldado ve zaman zaman Mehmet Ekici’nin de zekâsı Giuliano’ya eklenince, dönem dönem büyük takım futbolu oynamaya başladılar. Fenerbahçe’nin kalan 7 haftada ligin üst yarısından sadece Sivasspor’la maçı var, diğer rakipleri hep alt yarıdan. Yani sahaya daha fazla yetenek koymaları gereken maçlar. Aykut Kocaman bu bir buçuk ayda, Valbuena ve Mehmet Ekici’den sanki daha fazla faydalanabilir gibi.
MAÇIN ADAMI: SOLDADO
Birinci goldeki top kontrolü, ikincide de ribaundu alıp soğukkanlı biçimde tamamlayışı klastı. Kalan 7 haftada düzenli oynarsa yeteneğiyle daha fazla katkı yapabilir gibi.
Zirveye bilet kesti! - Ediz Sırapınar (Milliyet)
Fenerbahçe adına final gibi bir maçtı... Kayserispor karşısına liderin tam dokuz puan gerisinde çıkılmıştı... En küçük hata bu sezon için kepenk kapatmaktı... Kayserispor ise UEFA hedefinden sapmama hesapları yapmaktaydı... Böyle bir ortamda oyun fırtına gibi başladı. Ev sahibi ciddi eksiklerine rağmen baskın ve meydan okuyan bir tavırdaydı. Fenerbahçe de dik duruyor, rakibini dizginlemeye çalışıyordu... Bu tablo çok fazla sürmedi. 8. dakikada Mehmet Topal’ın adrese teslim uzun topunu mükemmel bir kontrolle önüne indiren Soldado, Süper Lig’deki ilk sınavına çıkan genç Vedat’ın yanından yaptığı net vuruşla klasını bir kez daha gösteriyordu. Tabii bu golde Kayserispor’un hocası Sumudica’nın şapkadan çıkan (!) üçlü savunma hattının acemiliği, pozisyon yetersizliği önemli etkendi... Bu gol maçın şeklini de tamamen değiştirdi. Oyun tam da Fenerbahçe’nin istediği ortama geldi. Beraberlik için yüklenen ev sahibinin ataklarını Mehmet Topal ve Souza ile iyi karşılayan Fenerbahçe, Aatıf ve Giuliano’nun dikine oyundaki ısrarı ve Şener’in etkili kanat bindirmeleriyle ciddi tehdit oluşturmaya devam etti. Nitekim 12. dakikada Aatıf’ın uzak menzilli füzesi maçın fişini çekmeye yetti... Sezonun en zor sınavını bir anda kolaya çeviren Fenerbahçe 2-0’ın verdiği özgüven ile antrenman havasında oyunu götürdü. Devre biterken Soldado’nun golü uzun bir aradan sonra rahat bir lig maçı izleyen Fenerbahçeliler’in keyfini biraz daha köpürttü... İkinci yarıda kendini fazla yıpratmayan, Kayserispor’u sahasında karşılayan ve farkı artıracak fırsat kollayan sarı-lacivertliler, önce Şener ardından Giuliano ile bu amacına güle oynaya ulaştı. Fenerbahçe’de görevini yapmayan oyuncu yok gibiydi. Ancak Şener’e ayrı bir parantez açmakta yarar var. Bileğinin hakkıyla Isla’dan formayı kapan Şener dün sahanın en çalışkan, en çözüm arayıcı, en enerjik ismiydi... Sağ kanadı hallaç pamuğu gibi attı, Fenerbahçe ataklarına dinamizm ve renk kattı... Dolayısıyla alkışı da fazlasıyla kaptı... Süper Lig’de şampiyonluk yarışı, önceki yıllara göre rastlanmadık biçimde sıkışık bir hal aldı. Tıpkı Lunapark’taki “çarpışan arabalar” misali, kimin nereye gideceği belli değil. Ama şunu net söyleyebiliriz Fenerbahçe zirveye yeniden bilet kesti... Bu arada sarı-lacivertliler bu sezonki gösterişli deplasman performansını iç sahaya yansıtsa belki bugün rakiplerinin puan kaybetmesini bile beklemeyecekti... Kızgın, üzgün, bezgin Fenerbahçeliler hesaplarını biraz ertelesin, hiç olmazsa son yedi haftada bu takımın sonuna kadar arkasında dursun... Fenerbahçe’nin bu dönemde seyircisine her zamankiden daha fazla ihtiyacı var...