"Aykut Kocaman'ın gücü yeterse..."
Konyaspor - Kasımpaşa maçı banko olarak gördüğümüz bir maçtı. İlk maçta da Konyaspor iyi oynamıştı. Konya’daki öngörülebilecek olan ambiyans, Ziraat Türkiye Kupası motivasyonu vardı. Elinde bir tek kupa kalmış, motive olmuş bir Konya’nın 3-2’lik yenilginin arkasından seyirci avantajını kullanmasını bekliyorduk. 90 dakikada bu işi bitirirler diye düşünüyordum. Hakem açısından da zor olmadı. Aykut Kocaman’ın kompakt takımı yine sahadaydı. Konyaspor, açıkçası Türkiye Kupası finaline yakıştı.
Bu performansa Aykut Kocaman imza attı. Bu yıl Kocaman döneminde inanılmaz harcamalar yaptılar da başarı geldi diye bir durum yok. Mütevazı bir bütçeyle bu başarıyı elde ettiler. Kümede kalmaya ve bunu beceremeyen takımların bütçeleriyle bunu gerçekleştirdiler. Çok koşan, mücadele eden, takım karakteriyle öne çıkan bir Konyaspor gördük. Futbolculuk döneminde müthiş olan Aykut Kocaman, yıldız oyuncularla çok barışık bir teknik adam değil. Düşük profilli futbolculardan müthiş bir takım çıkarabilir. Konyaspor’daki performansını çok takdir ediyorum. Ama oradaki başarısını Fenerbahçe’ye referans olarak gösteremez. İçerideki ego, kazançlar, yaratıcılık… Her şey farklı olacak. Fenerbahçe’ye tekrar geliyor ama onun açısından bambaşka bir deneyim olacak. “Kusura bakmayın gidiyorum” diyememiş, ”iyi akşamlar” demiş. Aykut Kocaman seneye Fenerbahçe’yi çalıştıracak. Ama; ıslak imzayı görmeden kimse yüzde yüz takımın başına geçecek dememeli. İmzayı görmedik.
Aykut Kocaman karakterli bir insan. Spor karakteri, profesyonellik Türkiye’de az da olsa anlaşılmaya başlandı. Buna Cenk Tosun’un Beşiktaş’a transfer oluş şeklini örnek verebiliriz. 1,5 yıl önceden imzayı attı. Bu deklare edildi. Gaziantepspor ile kontratını bitirmek üzereydi ve sonuna kadar ciddiyetle oynadı. Kontratı bitiyor ve yeni kontratına geçiyor… Bu ülkenin bunlara artık alışması lazım. Aykut Kocaman’ın da başarıları ortada. 66 puanla Konyaspor’u 3. yapıp Avrupa’ya katılma hakkı kazandıklarında da Fenerbahçe’den teklif aldı. Reddetti. “Benim bu kulübe bir borcum var” dedi ve bugün de takımı Ziraat Türkiye Kupası finali oynuyor. Konya halkı da Aykut Kocaman’ı çok seviyor.
Aykut Kocaman, Konya’dan sıkıldı. Öğlen oluyor, gün bitmiyor. Fenerbahçe’ye dönmek istiyor. Teklif yapıldı, kendisi de kabul etti. Fenerbahçe, daha iyisini bulur muyum diye dolaştı. Ama bulamadılar. Para yok Fenerbahçe’de. Son rötuşlar yapılıyor artık. Kocaman, son ana kadar mücadeleyi devam ettirecektir. Aykut hoca, Fenerbahçe ile finalde karşılaşsa ne olur? Aykut Kocaman bunları gördüğünde gülüyordur. Konyaspor-Fenerbahçe maçının eşleşmesi olursa, Kocaman gereğini yapar. Karakterli bir adamdır. Bir spor adamı, biraz spor kültüründen nasiplenmişse ki Aykut Kocaman’da bu fazlasıyla var, onu yapar. Bunları düşünenler; küçük beyinleriyle, ahlaksızlığıyla ve çapsızlıklarıyla düşünüyorlar. Kocaman, gücü yeterse kupa kazandırıp Fenerbahçe’ye imzayı öyle atar.
Medipol Başakşehir’i her gün konuşuyoruz. Ben içi-dışı bir insanım. Beşiktaşlı değilim ama Beşiktaş’ın ligde şampiyon olmasını istiyorum. En doğrusunu ve tarafsızlığı konuşmaya çalışıyoruz. Başakşehir’in nasıl kayrıldığı ortada. Volkan Babacan, bir milli sporcu olarak gitti , bir meslektaşımızın gırtlağına sarıldı. Adam tek bir lig maçı bile kaçırmadı. Başakşehir düşmanı falan değilim. Bu Başakşehir, ligin en iyi top oynayan iki takımından biri. Hem kupada hem de ligde şampiyonluk için oynuyorlar. Bunları söylemek durumundayız. İnsanların bunları ayırması ve farkına varması lazım. Abdullah Avcı’nın emeğine de sonsuz saygım var. Bize lazım değil deyip gönderilen futbolculardan harika bir takım çıkardılar. Başakşehir’in oynadığı topu kim oynayabiliyor? Ama kupada bence Fenerbahçe finale çıkacaktır.
Fenerbahçe adına bu 90 dakika, futbolcuların taraftarlar nezdinde kendini kurtarmak isteyeceği bir karşılaşma olacak. Sarı-lacivertlilerin en temel hedefi kupayı kazanabilmek. Fernandao dışında eksik de yok. Futbolcuların belki de kontratlarını kurtaracağı bir 90 dakika olacak. Başakşehir’i yen ve bir de Konyaspor’u yen… Ne yapacaksın o kupayla? Biz bununla özür diliyoruz diyeceksin. Futbolcular da yönetime, “Bize milyon Euro verdiniz işte kupa” diyecek. Gazetecilere de malzeme vereceksin. Takımda kalabilecek olan kalacak. Ne de olsa Fenerbahçe…
Başakşehir, Fenerbahçe’den 3’de 1 bütçesi olmasına rağmen daha iyi oynuyor. Onun için de ligde 9 puan öndeler. Fenerbahçe, 2-2’lik maçta turu geçeceğinin mesajını verdi. Fenerbahçe kaybetmedi, berabere kaldı. Konyaspor’un yaptığını yapmaya çalışacaklar. İki takım da gol bulacaktır. Eğlenceli, gollü bir maç olur. Günün sonunda zannediyorum; Fenerbahçe turu geçer ve kupada finale çıkar. Konyaspor ile Fenerbahçe karşılaşır gibi bir manzara ortaya çıkıyor.
Medipol Başakşehir bugün kupada elenirse Fenerbahçe’ye elenecek. Bu onlar adına bir başarısızlık değil. Dolayısıyla, Başakşehir kupada geleceği yere kadar gelmiş. Ligde ikinciliği garantilediler. Başakşehir, bayağı iddialı. Burada olmayı hak ediyorlar. Kupa ve ligde duble yapma şansını elinde bulundurmayı hak ettiklerini düşünüyorum. Bu başka bir şey. Ama Başakşehir, başarısına leke çalmıştır. Bugün Fenerbahçe karşısında tam kadro oynaması ayıptır. Vicdanla, hukuk ile bağdaşmaz. Bunu masa başında yaptılar. Bu ayıp da bunları söylediğim için benim değil, Başakşehir’in ayıbıdır. Gittiler, masada bu işi hallettiler.
Aziz Yıldırım’ın taraftara yaptığı bu çağrıları çok fazla ciddiye almıyorum. Taraftarlar ilgisiz ama bunu yönetim okuyamıyor. Ya da işine gelmiyor. Aziz Yıldırım, “Taraftarlar maçlara ekonomik sebeplerden gelmiyor” dedi. Taraftar oynayana, adam yerine konduğu yere geliyor. Bilet dağıtımından tut, sahadaki ürünün kalitesine, yönetimin saygı göstermesine bakıyor. Kendi verdiğine bakıyor ve bir karşılık görüyorsa geliyor. Aynı taraftar basketbol için 300 Euro’ya bilet alıyor. Hem de 300 Euro ile dilenci oluyor. Bir bilet alabilir miyim diye uğraşıyorlar. Kimse hikaye anlatmasın. Böyle çağrıyla falan bu işler olmaz.
Türkiye Kupası motivasyonu, taraftarlar için de geçerli olabilir. Ligdeki taraftar sayısından daha fazla kişi maça gelebilir. Ama bu maç da hafta ortasında… O yüzden Fenerbahçe 20 bin taraftara ulaşabilir diyemem. Bu rakama ulaşılırsa helal olsun derim. Çarşamba günü herkesin işi var, yarın da işi var. Adamın cebinde kombinesi var ama maça gelmiyor. 30 lira damping falan değildir. Çocuğu altyapıda sporcu olan veliler bile bedava bilet almıyor. Kombine alıp, sıralara giren, kendilerine yer beğenen taraftar da maça gelmiyor. Parasını verdiği maça gelmiyorlar! Maça gidecek misafir bile bulamadılar. Fenerbahçe’nin gerçeği bu. Aziz Yıldırım bunları ya anlamıyor ya da insanların zekasıyla alay ediyor. Aziz Bey sen sokağı kaybettin. Bu gerçekle artık yüzleş. 20 yıllık başkan olarak bunu başardın. Taraftarları maça nasıl davet edebilirsin? Basketbol takımının hatırına bu maça gidin diyebilirsin. Yoksa tribünü falan dolduramazsın.
2000 yılında kazanılan bir kupadan bahsediyoruz. Bu kupa, Türk futbol tarihinde kulüp seviyesinde kazanılmış en büyük kupadır. Bu ne kadar doğruysa, bu bayram mevzusu da o kadar skandaldır. 17 yıldır, ne Galatasaray olarak ne de başka bir kulüp olarak yanına bir şey koyamamışız, onu kutluyoruz. Başarısızlığımızı mı kutluyoruz, yoksa 17 yıl önceki başarıyı mı anıyoruz? Faruk Süren, o zaman kulübün başkanıydı. Efsane başkan olarak anılıyor. Kazanılan kupanın yıl dönümünde yemek yiyorlar. O dönemki yöneticiler, “takım arkadaşlığı” için bir araya geliyorlar, buluşuyorlar. O kadar… Kulübe mal olacak bir durum yok. Yönetimin kendi içinde buluşması. Gülelim, eğlenelim, yemek yiyelim diyorlar ve buluşuyorlar. Artık o haber de olmuyor. Şimdi sen bunu kulüp olarak kutladığın zaman olur mu?
O gün şampiyon olan kadronun tamamı buluşmaya gelecek mi? Tamamı gelseydi iyi olurdu. Bence barbekü partisi bu etkinlikte elle tutulur en iyi şey. Protein alırlar, kasları beslenmiş olur. Mesela; Emre Belözoğlu o kadroda var. Gitse haber olur. Başakşehir’in maçı olmasa, ya da antrenmandan çıkıp duşunu alıp gitse olay yaparlar. Bundan doğal bir şey yok. Öyle bir şey yok ama keşke olsa. Ben isterim. Burada müstehzi olarak gördüğüm şey; bunun kulüp olarak kutlanması. Millette bu kupalardan çok var. Bizde olmadığı için kıymete biniyor. Bence böyle yaparak kendimizi küçültüyoruz. Şampiyonlar Ligi olsa başka bir şey… Bir araya gelmeleri güzel bir şey. Fakat; kulüp olarak kutlanması bence yanlış.
368 bin, 365 bin çok farklı rakamlar değil. Ama bu rakamlar çok büyük rakamlar. Bu formaların tanesi, 140 lira civarında. En düşük, 100 liradan aşağı değil. Bu ülkedeki GSMH (Gayrisafi Milli Hasıla) ile falan karşılaştırırsan çok farklı bir durum ortaya çıkıyor. Bu ülkenin insanı halen OHAL yaşıyor, bir takım facialar ve bir çok şeyi atlattık. Hayat mücadelesi, döviz, enflasyonla mücadele ederken, halen tuttuğu takıma maddi-manevi her şeyini veriyor. O takımlar peki taraftarlara ne veriyor?
Bu rakamlar çok büyük rakamlar. Hele bir de yoksulluğa rağmen taraftarların gidip boğazından kısarak forma almaları önemli. Örneğin Avrupa’da adam az çalışıyor çok kazanıyor. Onlar gidip imkanları olmalarına rağmen 150 bin forma alıyor, sende hiçbiri yok ama sen 360 binlere ulaşıyorsun… Fenerbahçeliler ve Galatasaraylılar… Kulüpler ekonomik olarak dönemiyorlar, borçları sürekli yapılandırıyorlar. Bana yardım edin, bak sempatik olursunuz, vergimizi affedin… İster, ister, ister… Yine de borçlanır ve parası yetmez. Bu yöneticilerin gerçekten yatacak yeri yok. Dursun Özbek projeniz varsa getirin, Aziz Yıldırım da çok başarılıyız diyor. Nereye başarılısınız? UEFA’nın kapısındasınız.
Amatör şubelerle ilgili olarak Aziz Yıldırım da defalarca söyledi. Şu kadar, bu kadar para gidiyor ama karşılığını alamıyoruz diye… Bir de amatörlere niye yatırım yapıyoruz? Af nedir? Affettim almıyorum borcunu demektir. Bir de vergiden düşme durumu var. Örnek olarak şirketin adına müşterileri yemeğe götürüyorsun, sonra harcamayı şirkete fatura ediyorsun. Bu senin hakkın. Kulüpler de amatör branşlara yatırım yapıyor ama karşılığı yok diyorlar. Devlet bana yardım etsin istiyorlar. Kulüplerin en aklı başında taleplerden biri budur.
Kulüpler batıyorlar. Herkes burada tek tek iflasa gidiyor. Yine devlet kurtarır. Nasıl ki lig batacakken ligi sübvanse ettiler? Her şeyin şu anda sponsoru devlet. Kulüplerin de sponsoru devlet. Dolayısıyla bunlar iyi hareketler, bunları yapsınlar. Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç acaba inanıyor mu söylediklerine? İnsanlar Almanya’yı araştırdılar mı? Onlar nerelere gelmişler…. Seyirci ortalamalarından insanların haberi var mı? Bundesliga 2 ve bir alt liglerinden bahsediyorum. İnsanlarla oynamayalım. Bu kriterler bize mi onlara mı kondu bilmem. Ama konmuş.
Fenerbahçe - Yakın Doğu maçı öncesi güvenlik tedbirleri konusunda uyarmaya gerek yok. Futbol maçı ile basket maçı yakın zamanda oynanacak. Aziz Yıldırım ile Işık Eyigüngör arasında tokat olayları vardı. Ayrıca Mahmut Uslu’nun yaptıkları var. Mahmut Uslu’nun tepkisinde orada ellerini kavuşturan ve hiçbir şey yapmayan beyefendi kim? Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu… Kendi organizasyonları var ama kılı kıpırdamıyor. Hiçbir şey yapmıyor. Bu nasıl Basketbol Federasyonu başkanlığı? Mahmut Uslu mu orada basketbolun yöneticisi? Kim, kimin yöneticisi? Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı çaresiz bir durumda. Yakışıyor mu?
Fenerbahçe - Yakın Doğu maçı çok önemli değil. Kim kazanırsa kazansın, zaten şampiyonluğu hak ediyor. Seri şu anda 2-2. Geride kalan maçlara baktığımızda son 30-40 saniyeye kadar kimin kazanacağı bilinemedi. Takımlar bu kadar birbirine yakındı. Keşke 2 kupa olsa da iki takıma da verilse… Şimdiden iki takımı da şampiyon olmuş gibi kutluyorum. Ancak 4 maçın protokolüne baktığımız zaman ülke basketbolunun utancı ortadadır. Ben işin bu tarafındayım. Takımlar iyi takımlar ve şampiyonluğu hak ediyorlar.
YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.