Aziz Yıldırım için Fenerbahçe defteri kapandı mı?
Önemli not: İlk kez not zirveye ulaştı! Neden? Çünkü Bu yazı mini anılar ve hepsi gerçek. Çünkü gidenin arkasından iyi mi, yoksa kötü mü konuşulur? Bence ne hak ediyorsa o konuşulmalı! Eğer lider olmaya karar verdiysen her türlü övgü ve eleştiriye hazır olacaksın. Bu hikayenin kahramanlarının hepsi gerçektir. “Efsane olmayı hak eden biri kendini ancak böyle yok eder” isimli ders bu ülke insanına örnek olmalı.
Yıllar önce: Ankara Atatürk Spor Salonu’nun önündeyiz. Murat ile Türk Telekom – Fenerbahçe Basketbol maçını anlattık ve alana gitmek için araba beklemeye başladık. Kapının hemen önünde Aziz Yıldırım, Mahmut Uslu ve Murat Özaydınlı ile karşılaştık ve sohbet etmeye başladık. Kısaca, ben: “Basketbolun çok pahalı bir oyuncak olduğunu ve başarılı olabilmek için asla futbol şubesinden para alınmamasını, futbolun geliri futbolda kalmalı! Basketbol için formalar yaptırılıp satılmalı ve özel sponsorlar bulunmasını, Abdi İpekçi’lerde değil, kendi salonunda kombine gelirleri olan, takımlar yaratmaları gerektiğini, bunu tüm büyük takımlara ve Karşıyaka’ya tavsiye ettiğimi yazıp söylediğimi anlattım.
Mutlaka takımın başına Aydın Örs’ün getirilmesini istedim. “Aydın Örs, hem Fenerbahçeli hem de bu camianın ve rakip kulüplerin saygın teknik adamıdır” dedim. (Aydın Örs, yıllar sonra göreve geldi, çok da başarılı oldu. Ancak Mahmut Uslu nedense Aydın’ı hiç sevmez, bir fırsatını buldu ve Turgay Demirel ile el ele vererek Aydın Örs’ü kulüpten kovdurdu! Tanjevic’i getirdi! Çünkü! Orası çünkü de kalsın! Belki başka günlerden birinde! Seyirci, Fenerbahçe camiasında bir ilki gerçekleştirdi ve kovulan Aydın Örs için yürüdü.)
O sırada Aziz Bey’in arabası geldi, bagaj kapısını açıp ağzına kadar Fenerbahçe formalarını gösterdi ve içinden, “İstediğimiz kadar alabileceğimizi, bu formaları seyirciye dağıtacağını” söyledi. Ben hemen: “Sakın Başkan böyle yapma, forma yaptır ama bunu asla bedava verme. Mutlaka sat ve sattır. Kulübe gelir olsun. Fenerbahçeli seyirci formaları satın alarak kulübe sahip çıksın” dedim. Örnek olarak; İspanyol ve İtalyan takımlarını gösterdim. Benetton, önemli ve zengin bir kulüp olmasına rağmen senede milyon avroluk forma sattığını, kendi salonunu yaptığını, basketbol para kazandırmaz ama Avrupa’da büyük prestij sağlar, hatta görkemli bir müzesi olmayan Fenerbahçe Kulübü’ne müze yapılmalı ve tarihi yeniden yazılmalı” demiştim. Nereden nereye?
Yine seneler önce; akşam karanlığında; Lütfi Kırdar Kongre Salonu’nda Milliyet’in Spor Ödülleri gecesi var; Aziz Yıldırım, rahmetli Özhan Canaydın ve Erdoğan Demirören üçlüsü beni çağırdı. Aziz Başkan: “ Efes ve Ülker karşısında üç büyükler olarak çok iyi durumda değiliz, şampiyonlukları hep aralarında paylaşıyorlar, taraftarlarımız kulüp formaları sırtında onları destekliyor. Biz basketbol şubesini kapatacağız” dediler. Sana söylememizin nedeni, “FANATİK BASKET, TELEVİZYON VE RADYOSPOR’DA BİZİM EYLEMİMİZE DESTEK VERMELİSİN” dediler. Ben yine ısrarla:” Sakın böyle bir şey yapmayın; sponsor konusunu halletmeliyiz. Tekrar geliri az ve pahalı olan ancak Avrupa’da ve ülkemizde, büyük popülaritesi bulunan, basketbol sponsorsuz olmaz” dedim. Üç başkan da teyit etti. Tek ve önemli çekinceleri üç büyük kulübün adının arkasına sponsorun adının gelmesi! Sorun olabilir, camialar kabul etmekte zorlanabilirdi! Ancak bu konuda, Beşiktaş ve Galatasaray kulağının arkasına yatarken Aziz Başkan bu işin peşini bırakmadı. Tuncay Özilhan ile görüşüldü. Özilhan:“ Efes kapansın, Fenerbahçe ile birleşsin” diye... Ancak; Tuncay Özilhan, “Beşiktaşlıyım ve asla basketbolu kapatmam” diyerek birleşme kapılarını tamamen kapattı.
Aziz Yıldırım; Fenerbahçe camiasının sıcak bakmamasına rağmen, ÜLKER ile anlaştı ve tahsisli arsa üzerinde imtiyazları ÜLKER yönetimine vererek salonu yaptırdı. (Bu arsa hala milyon dolarlık rant olmasına rağmen, büyük sorun teşkil ediyor! Alışveriş merkezi ne oldu? Kim yapacak? Kim işletecek? Fenerbahçe’nin geliri ne olacak? Bu salonun bulunduğu trilyonlarca değeri olan arsayı birileri, unutturmaya mı çalışıyor?) Salon bitince iç kullanım yetkilerini Aziz Yıldırım, Fenerbahçe kulübüne verilmesini çok istemesine rağmen, Murat Ülker “ÜLKER ARENA” yönetimini kendi bünyesinde kullandı.
Ve yine günlerden bir gün; Aziz Yıldırım, Ülker Arena’da maç öncesi bizi odasına davet etti. Basketbolda devrim yaptıklarını anlattı. Destek görmek istedi. Ben de kendisine, “Fenerbahçe için Türk coach bulamıyorsunuz! Ancak aman dikkat; yabancı coachlar kendi oyuncuları olmaz ise takıma faydalı bile olsa almazlar! Araya çürük çarık karıştırırlar, sakat ve formsuzları bir anda takımda görebilirsiniz?” diye söylemiştim. Böyle nicelerinin adını yazardım ama yerim dar!” Yabancı teknik adamlar geldi gitti! Bir sürü oyuncu geldi, dakika oynamadan paralarını alıp gittiler. Bunlar sponsor Ülker’in gözünden kaçmadı! Herkes merak ediyor Ülker neden bıraktı? Murat Ülker’e yöneticileri; “Gelip giden ve oynamadan para alan oyuncular. Bir sezon içinde menajerlere verilen paraların inanılmaz boyutları!” diyerek ödeme evraklarını göstermişler! Hatta bir dakika sahada yer almayan, Serhat, İzzet ve şimdilik ismi bende saklı oyunculara adam başı 1.5 milyon TL, toplam 4.5 milyon TL verildi. Bu son nokta oldu. Bu konunun Aziz Yıldırım tarafından bilinip bilinmediğini bilmiyorum! Ancak o kulüpte Aziz Yıldırım’dan habersiz hiçbir şeyin yapılamayacağı söylenir!
Obradovic geldiği günden itibaren; Fenerbahçe’yi zaferden zafere taşımış ve efsane takımlar arasına sokmuştur. Menajerler sorunu bitmiş midir? Orasını kesin bilmiyorum! Ancak itiraf etmeliyim ki salonun yapımı ile birlikte basketbol çağ atlamış ve salona elit seyirci alınması sağlanarak bambaşka bir “FENERBAHÇE BASKETBOL AİLESİ” oluşturulmuştur.
Ali Koç Başkan seçildiğini öğrendiği an, “Aziz Yıldırım bu stadı en güzel şekilde, yapılmasını sağlamıştır. Spor salonunun yapılmasını organize ederek, tüm rakip takımlarımıza örnek olmuştur” dedi. Gerçekten birçok konuda eğer Fenerbahçe var ise bunun mimarı Aziz Yıldırım’dır. Üç büyük kulüplerin tribünleri gelir kapısıdır. Üç kulüpte de inanılmaz rant vardır. Bundan nemalanan insanların ve her türlü yasaklı madde kullananların yolunu kesen yine Aziz Yıldırım’dır. Tribünden rakipler dahil kime olursa olsun, küfür edilmemesi için mücadele vermiştir! Unutmamamız gereken tuhaf bir günün ötesinde, Galatasaray şampiyonluk kupasını karanlıklarda almış ve naklen yayın yapan TV’nin kabloları yayın esnasında kesilmiştir. Ve bir basketbol maçında Abdi İpekçi’de Fenerbahçe’ye çok küfür olduğu için, rövanş maçında “Ülker Arena’da potanın tam arkasına bir maçlık da olsa küfür ekibini yerleştirdiğini gözlerimle gördüm. Anlattığımız maçta küfürler duyulmasın diye çatı katından camlı odadan canlı maç anlattık. Bu da Türk basketbol tarihinde bir ilktir. Aynen Abdi İpekçi’de de Galatasaray ev sahibi iken, küfürler duyulmasın diye bizi tribünlerin üstünde camlı odaya sokup maç anlattırdılar! (Tuvalete gidemeyip, pet şişelere çişimizi yaptık.)
Aziz Yıldırım, “Efsane olmayı hak etmesine rağmen elinin tersi ile bunu itmiş ve egosunun esiri olmuştur” Aziz Bey’in, “O ANI VARDIR” işte… O an yaptığı tüm iyilik ve güzellikleri yerle yeksan edecek kadar kendini kaybeder. Işık Eyigüngör’ü tokatlar, mahkemelik olur. Gazetecileri dövmek için üzerlerine yürür, odalarını basar! Beğenmediği gazeteciyi göndermek için patronlarını arar! TV yorumcularını beğenmez ise yanmışlardır. Bombardıman eder. Galatasaraylı diye işe başlayan ekmeği peşinde koşan birini kovdurmak için patronlara telefon etmeyi bırakın aleni olarak gazetelerde, TV’de beyanatlar verir! Sağ olsun şunu söylemiştir: “Tüm bu ülke ve takımlar Fenerbahçe düşmanı.” Ancak bu imajın ve duyguların kaynağı kimdir? Her söylemi ve hareketi ile Türkiye’yi Fenerbahçe düşmanı yapmak için elinden geleni ardına koymamıştır. Kendi içinde ve emeği geçtiği 1907 Fenerbahçe Derneği’ni yok saymış ve eleştiri yapanları dövdürme noktalarına gelmiştir. Onlara seçimde oy kullanmamaları için elinden geleni ardına koymamıştır!
Kaleci Rüştü, yaşamı boyunca kulüp içinde yediği dayağın şokunu yaşamaktadır! Beğendiği ve desteklediği federasyon başkanlarının seçilmesi için neler yapmıştır neler!
EFSANE OLMAK İÇİN EFSANE OLMAYA LAYIK DAVRANMAK GEREKLİ.
SİZE SORUYORUM: “AZİZ YILDIRIM İÇİN FENERBAHÇE DEFTERİ KAPANDI MI?”