Bakkal'ın teşvik itirafı şampiyonu değiştirir mi?
1986-1987 sezonunda Galatasaray ve Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında teşvik primi aldıklarını itiraf eden Teknik direktör Mesut Bakkal'ın kariyerini anlattığı 'Mesut Bir Adamın Hikâyesi' isimli kitapta söyledikleri kamuoyunu sarstı.
CEZA YARGISI DEVREYE GİREBİLİR Mİ?
Bakkal'ın bu tarihi itirafından sonra Beşiktaş'ın konuyu yargıya ve Türkiye Futbol Federasyonu'na taşıyıp taşıyamayacağı tartışması başlandı.
Konuya ilişkin olarak uzman hukukçu Emin Özkurt ile konuştuk. Beşiktaş yönetimi konuyu ceza yargısına taşısa bir sonuç alabilir mi? Özkurt, konuyu önce ceza yargısı açısından değerlendirdi:
"Mesut Bakkal'ın kitabındaki ifadelerine baktığımızda bir teşvik primi itirafıyla karşı karşıyayız. Şike ve teşvik primi fiilleri, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunun 11. maddesi ile suç olarak kabul edilmişlerdir. Bu suçlar için Kanunun 14/04/2011 tarihinde yürürlüğe giren ilk halinde öngörülen cezalar, 15/12/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6250 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucu azaltılmıştır."
"6222 sayılı yasa 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği için şike ve teşvik primi açısından 1986-1987 sezonundaki olaya dair genel mahkemelerde cezai bir soruşturma yapılması hukuken mümkün değildir. Zira olayın oluş tarihi itibari ile teşvik, kanunlarımızda bir suç olarak tarif edilmediğinden ve 'kanunsuz suç olmaz' evrensel ceza hukuku prensibi de nazara alındığında bu sonuca ulaşıyoruz.
Ancak, her ne kadar 6222 sayılı kanun öncesinde, şike ve teşvik primi, 'suç' teşkil etmese de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) talimatlarında, idari bir yaptırım (disiplin cezası) gerektiren filler arasında sayılmıştı."
2006'DAN ÖNCEYE GİTMEK ZOR
Peki spor yargısı açısıdan durum ne, Bakkal'ın açıklamaları sonrası, Beşiktaş'ın bir başvurusu olursa TFF bir yaptırım uygulayabilir mi?
Özkurt, bu konuda da şunları dile getirdi:
"TFF’nin özerkliğini kazandığı 1992 yılından beri yürürlüğe giren toplam altı adet Futbol Disiplin Talimatı’nın (FDT) tamamında 'şike' fiili yaptırım altına alınmış; 'teşvik primi' ise ilk defa 02.08.2006 tarihli üçüncü FDT’de düzenlenmişti.
Yürürlükte olan FDT’nin 56. Maddesi uyarınca müsabakanın sonucunu veya sürecini hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek yasaktır. Teşvik primi verilmesi de bu kapsamdadır. Bu ihlalleri gerçekleştiren kişilere sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir. Bu ihlallerin kulüp yöneticileri tarafından gerçekleştirilmiş olması durumunda ilgili kulüplere bir alt lige düşürme cezası verilir. İhlalde sorumluluğu bulunan kişilere ayrıca para cezası verilebilir denilmek suretiyle şike ve teşvik primi yasaklanmış ve karşılığında uygulanacak disiplin cezalarının neler olduğu gösterilmiştir.
Bu nedenle, mevcut düzenlemeler çerçevesinde değerlendirdiğimizde, 03.08.2006 ve daha önceki tarihlerde, teşvik primi iddialarına ilişkin olarak, kişilerin ve kulüplerin soruşturulması, kovuşturulması ya da cezalandırılması, futbol disiplin hukuku ve kuralları açısından çok olası görülmemektedir.
Ne var ki, mevcut mevzuat bakımından kovuşturulması ya da cezalandırılması mümkün olmayacak olsa da, kamuoyunda ve spor camiasının vicdanında bu itirafların yer edineceği mutlaktır."
Evet, Mesut Bakkal'ın 33 yıl öncesine dair tarihi itirafı hem ceza yargısı hem de spor yargısı açısından geriye dönük işlem yapılmasına olanak tanımıyor.