"Bana kalsa Arda Turan olayı..."
Yaz dönemi bizim yayın akışımızda ufak ayarlamalar yaptığımız, program formatımızı biraz değiştirdiğimiz, transfer gündeminden bahsettiğimiz bir dönemdir. Dünyada önemli organizasyonlar devam ediyor. Elbette bunları takip etmekle beraber, futboldaki gelişmelere de bakacağız. Artık 2017-2018 sezonu planlaması, gelenler, gidenler, kadro yapılanmalarına odaklı bir yaz dönemi geçireceğiz. Biz doğru ve tarafsız bir gözle konuşuyoruz. Çok eleştirilecek şeyler var. Rol model olma konusundaki negatif örnekler, Avrupa’dan marka yönetimleri, kulüplerin idari, sportif vizyonları, zaaflarımız gibi konuları hep eleştiriyoruz. Biz sporu satan, parlatan insanlarız. Sporu satacağız ki yayınlar izlenecek, dinlenecek. Biz olmayan bir şeyi veremeyiz. Samimi olmak zorundayız. İnsanlar bir beklenti olmazsa sporu takip etmezler.
İnsanlar nerede heyecan duyuyorsa oraya gidiyorlar. Fenerbahçe Basketbol Takımı buna örnektir. İçeriği hep iyi beklentiler üzerine kurmak, bardağın dolu tarafına bakmak istiyoruz. Transferi takımlar niye yapıyor? Daha iyi bir kadro kurmak için. Beşiktaş’ı konuşmak biraz daha rahat. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’u konuşmak ise biraz daha zor. İyi taraflarını, kötü taraflarını söyleyeceğiz. Konuştuğumuz resmin insanlara umut vermesi lazım. Hepimiz aynı kayıktayız. Beklenti zayıf olursa, tribünler dolmaz, oyunlar güzelleşmez, yine sıkıntı yaşarız. Yine negatif algı üreten bir pozisyonda kendimizi buluruz. Beklentileri ön plana çıkaralım derken, Arda Turan haberiyle karşılaşıyoruz.
Arda, duayen kabul edilen, sektörde herkesin “Ağabey” kabul ettiği kişiye saldırıyor ve biz bu saldırıyı konuşuyoruz. Onlarca sponsorun, misafirin olduğu yerde gidiyor, saldırıyor. Küfür, hakaret, fiziki müdahale… Ardından Burak ve Caner geliyor. Bir kaos yaşanıyor. Büyük bağırışlar, çağırışlar. Bu insanlar kamuoyunun çok iyi tanıdığı insanlar. Arda Turan Milli Takım kaptanı. Ülke nereye geldi? Volkan Babacan’ı ne kadar tartıştık. Şimdi de Arda Turan… Arda Turan, “Benim aileme, şerefime laf edildi. Bu bir savunma değildir” diyor. İnsanın aklına ne geliyor? Empati yapmak istiyoruz. Konu ne? Konu; prim konusu ve Bilal Meşe’nin yaptığı haberler. Hürriyet gazetesi çarşaf çarşaf yayınladı. Milli Takım performansı ortada. Biz, Fransa’ya gittik diye oyuncular para aldı. Portekiz aynı parayı şampiyon oldu diye almamış mıydı? Talep ettiniz ya da etmediniz. O parayı aldınız. Oturdum Bilal Meşe’nin haberlerini inceledim. Arda’nın adı bile geçmiyor. Arda, ailesine, kendisine, şerefine bir üslup ve tavır gördü diyelim. Aradan 1 yıl geçti. Arda mahkemeye giderdi. Arda Turan, “Savunma yapmıyorum, bilgi veriyorum” diyor. Kendini haklı görüyor. Bilal Meşe’yi suçlu bulmuş. Yaptığı da ortada. Burası hukuk devleti. Arda Turan niye mahkemeye gitmedi?
Arda Turan böyle mi rol model olacak, örnek olacak? Herkes kendine göre bir yargılamayla davranırsa olmaz. O zaman herkes birbirinin boğazını sıksın. Bu mudur topluma verilecek mesaj? Arda, herkesin gidip boğazına sarılabiliyor mu? Yine negatif, yine bir kavga. Bizler de bu konulardan sıkıldık. Arda Turan’ı Barcelona gözden çıkarmış durumda. Arsenal’e takas olma durumu var. Avrupa’da kulüpler bu tip durumlara çok önem veriyor. Arda, artık olgunluk çağında ve kariyerinin zirvesinde. Gelinebilecek son noktada. Barcelona’da tutunamadı ve muhtemelen bir kademe aşağıdaki bir takıma gidecek. Burada bir takım sıkıntılar var. Her zaman Avrupa’da medeni kulüplerin en çok önem verdiği konu, yetenek ve çalışkanlık kadar tutuma bakmalarıdır. Davranışa bakıyorlar. Yeteneğinden de önemli. Çok yetenekli olabilir ama davranışında sorun var ise olmaz. Toplum ve bireylerle olan ilişkileri iyi değilse, geldiğimiz noktada sıkıntı yaşarlar. Yetenek, beraberinde sorunu da getirebiliyor. Yetenek problem haline geliyor. Ama arkasında bir davranış yeteneği koyamadığında yeteneğin altında kalıyorsun. Maradona’dan tut, Balotelli’ye kadar örnekleri var.
Mesela ; bir Sergen Yalçın örneği var. Kendisiyle barışık bir adam. Sergen, bugünkü Messi ile birlikte oynayacak bir adamdı. Ama hiçbir şey olmadı. Halbuki çok büyük yeteneği vardı. Yetenekten bile önemli olan şeyler var. Yeteneğin yanında disiplin, dayanıklılık, hırs, karakter olacak. En önemlisi bir davranış bütünlüğü olacak. 13-14 yaşından itibaren gelen bir oyuncu, kulübün de verdikleriyle kendisini geliştiriyor ve milyonlarca dolarlık bir yıldız haline gelebiliyor. Ermal Kuqo ile konuştuk. Diyor ki, “Önce oyuncunun davranışı önemli. Ona bakıyorlar.” Arda Turan’da büyük davranış problemi var. Arda Turan, 16 yaşında olan bir adam değil. Koskoca Arda’dan bahsediyoruz. Barcelona futbolcusu ve Milli Takım kaptanından bahsediyoruz. Arda’nın açıklamalarını okuduğunda kendisinden 3. şahıs olarak bahsediyor. Yazıyı yazan sanki başka biri. Kendisinden yabancı bir insan gibi bahseden insanlarda ciddi psikolojik sorunlar olduğu söylenir. Kendisinde göreceli bir performans zayıflığı var. Başka konularla daha çok gündeme gelmeye başladı. Bu baskılar, Arda’yı germiş. Barcelona’ya gidiş, Türkiye’deki görüş, ilişki yönetimindeki sıkıntılar ortada.
Arda, 65 yaşında, 300 küsur maç izlemiş herkesin ağabeyi olarak kabul ettiği gazeteci Bilal Meşe’ye saldırıp, uçağın içinde “hesap” görürüm diyen bir noktaya geldi. 1 yıldır ne Bilal Meşe’ye ne de gazetesine açılmış bir dava yok. Primlerle ilgili tek bir yalanlama yapılmış değil. Hepsi itiraf edildi, kabul edildi. Arda’nın ailesi ve şahsı ile ilgili hakaret içeren bir şey de yok. Birden bire 65 yaşındaki adama patlıyor. Bu oyuncu Milli Takım kaptanı. Bunları söylüyorum ki insanlar bazı şeyleri bir daha gözden geçirsinler. Arda, öyle bir fütursuz noktaya gelmiş ki… Bu uçak TFF’nin uçağı. Fatih Terim’in olduğu, sporcuların olduğu uçak. TFF, davet olarak da yapabilir, belki de “Bizler bu kadar kontenjan veriyoruz, sizi şu kadar bedelle kabul ediyoruz” derler ve uçağa binersin. Kiralanmış bir uçaktan söz ediyoruz. Bu bir TFF organizasyonudur, TFF’nin başkanı da Yıldırım Demirören’indir. “Seni uçağa alanın…” diye başladığın cümleyle herkese küfrettin. O zaman Demirören ve Terim’e de küfrettin, herkese küfrettin. O markanın altında hizmet eden biri olarak sen TFF’ye nasıl küfrediyorsun? Milli Takım sporcusu ama bir yere kadar.
Arda, Milli Takım kaptanı. Milli Takım’da yaşanmış bir olay. Galatasaray formalı Arda Turan’ı koyuyor. Neden bu fotoğrafı kullanıyor? Senin oynadığın takım ise Barcelona formasını koyarsın. Doğru olan Milli Takım forması giymektir. Arda, “Ben bu eylemi yaptım, Galatasaray taraftarlarını arkasında görmek istiyorum” diyor. Fotoğraf bunu anlatıyor. Zaten lafa da öyle giriyor. Arda Turan benim gözümde bitmiştir. Arda Turan’la ilgili yazılanların % 90’ı “yazıklar olsun” derken, diğerleri ise “Arda Turan adamdır” yorumunu yapıyor. Arda Turan bu cesareti nereden alıyor? “Hesabı da kimseye vermem” diyor. Seni oraya koyan adamlara bunu diyorsun. Fatih Terim’e ve Yıldırım Demirören’e yaptıkları ortada. “Arda iyi yaptı” diyenlerin çoğunluğu Galatasaraylı. Bugün o küfürlere maalesef Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de muhatap olmuştur. Terim’in hoşuna mı gitti bu sözler? Fatih Hoca, takıma zarar veren, oyuncuların psikolojisini bozan bir basın mensubunu uçağa alır mı? Terim’in böyle kanaati olsa, ”Sen iyi niyetli değilsin. Kötü niyetlisin. Bu çocukların psikolojisiyle oynuyorsun” diyecek bir adamdır. Ama uçağa almış. Ondan sonra da Galatasaray formalı Arda Turan’ın fotoğrafını koyuyorsun. Galatasaray formasını koyması çok ucuz bir numara. Bunu hiç kimseye yediremezsin.
“Hepimiz bundan sonra ne olacak?” sorusunun cevabını arıyor. Kosova ile maçımız var. Makedonya, Kosova’ya benzeyen bir takım. Milli Takımı bile konuşamadık. Makedonya ile 0-0 berabere kaldık. Bu kadro ideal bir kadro değil, deniliyor ve bu görülüyor. Antrenman yapıldı. Değişiklikler yaptı. Bir sürü değişiklikler yaptı. Pazar günü yarışmacı bir maç oynayacağız. Terim, bunlarla mı uğraşsın, yoksa başka şeylerle mi? Dünkü tablo Fatih Terim’in de hoşuna gitmedi. Tatsız, renksiz bir maç oynandı. Ne oynadığımız belli değil. Lig bitti, oyuncuları toparladı ama Fatih Terim, ”Eyvah” demiştir. Fatih Terim, kucağında bir bomba buldu. Bana kalsa Arda’nın Milli Takım ile ilişkisini keserim.
Medya ilişkilerini iyi yürütmesi gerek. Bilal Meşe’yi eğer saat sabah 5’te arıyorsa, Fatih Terim demek ki uyumadı. Milli Takım sabaha kadar uyumadı. Niye? Arda Turan gitti, gazeteciye saldırdı. Basın toplantısı ne olacak? Fatih Terim’e ne soracaklar? Nereye dokunsan, dokunduğun şey başka yere gidiyor. Şimdi Demirören nasıl bir tavır sergileyecek? Arda, Demirören’in de adını anmış. Daha ne diyeceksin ki? Neresinden tutsan elinde kalıyor. Demirören’in, Fatih Terim’in, herkesin işi zor. Benim fikrim ; Arda Turan’ın bir daha milli formayı giymemesidir. Herkes şerefi için yaşıyor. Bu konuda Arda ile beraberiz. Ama Bilal Meşe’den Arda’ya böyle bir tavır yok. Arda bir kere kafaya koymuş. Bu bir şovdur. Bana kalırsa organize bir şovdur. Bu işin planlı olduğunu Arda’nın yazdıklarından görüyoruz.
Beşiktaş seride önde. Finale daha yakın. Fenerbahçe de rakibini bekliyor. Şu görüntüyle Fenerbahçe- Beşiktaş finaline doğru gidiyoruz gibi görünüyor. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve Fikret Orman arasında sıkıntılar var. Çok ciddi bir gerginlik var. Bunun camialara yansımasını anlamak için kahin olmaya gerek yok. Bunun protokol tribünü var. İlla bir şey olması mı lazım? TBF Başkanı ve Spor Bakanı’na seslenmek istiyorum. Biraz da önleyici durumlara bakalım. Fikret Orman ve Aziz Yıldırım’ı bir araya getirmek gerek. Benim gücüm yetmiyor. Bakanın gücü yetmiyorsa, Başbakan, o da olmuyorsa Cumhurbaşkanı… Bu ülkenin iki güzide camiası, bu topluma örnek olmalı. Basketbol markasına zarar vermeyecek ve ülke basketboluna katkı sağlayacak bir final serisi istiyorum. Eski hesaplar, söylemler bırakılmalı, samimi olunmalı. Beraber basın toplantısı mı yaparlar, protokolde birlikte mi otururlar bilmem. Bu gerginliğe, bir de Fikret Orman ve Aziz Yıldırım arasındaki yeni gerginlik eklenmesin. Bu açıdan böyle bir önerim ve davetim olduğunu söyleyeyim.
YASAL UYARI : BU HABER AJANSSPOR.COM TARAFINDAN YAZILMIŞTIR. KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.
"Arda, bir daha Milli formayı giymemeli"
Arda Turan'dan şok küfürler...
İşte şok saldırının perde arkası!