"Başkalarının günahıyla cennete giremezsin"
Bursaspor’un kalan maçlarını kaybetmesi halinde ancak alttakiler potaya girebiliyor. Bu ligde 6 hafta daha olsaydı Bursaspor küme düşerdi. Beşiktaş maçında beklediğimden daha iyiydiler. Harun’un performansı, Atiba’nın beklenmedik kadar kötü oynaması, Aboubakar-Cenk tercihindeki yanlışlıklar dikkatimi çekti. Bursaspor bu dirençli haliyle birlikte bile 1,5 pozisyon buldu. Oyunun hakimi Beşiktaş’tı. Bursaspor dua etsin ki, önümüzde 3 hafta var. Yoksa ligden düşebilirlerdi.
Bursaspor’un Beşiktaş maçına kadar geldiği süreci ayırmak lazım. Arka arkaya 5 gol yersen, biraz daha fazla rezistans göstermen gerekir. Bir de Pablo Martin Batalla yoktu. Kaliteli atak geliştirme noktasında çok önemli bir oyunu. Batalla olmadan Bursaspor farklı. Özgüven düşük, teknik direktör değişikliği var ve rakip Beşiktaş… Ofansif olarak Bursaspor çok yetersizdi. Beşiktaş’ta Tolgay çok iyiydi. Bursaspor önceki dönemlere nazaran çok daha kavgacı bir tutum içindeydi. Aboubakar’ın yerine Cenk olsaydı daha farklı olabilirdi. Şenol Güneş, bence Cenk Tosun ile işi kurtarıyor.
Şenol Güneş’in maç içindeki dönüşümü çok büyük bir buluş değil. Şenol Güneş, zaten başarılı bir teknik adam. 5-6 futbolcuyu milli takıma göndermesi, gol kralı çıkarması halen akıllarda. Şenol hocanın zaten övgülere ihtiyacı yok. Baştan beri yapması gereken sonradan yaptı. Takım zaten bütün maçı kontrol ediyor. Bursaspor, Beşiktaş’a direniyordu. Talisca’nın yokluğunda Tolgay iyiydi. Atiba, dağınık ve yorgundu. Bir tek Tolgay, Oğuzhan ve Quaresma’nın çabalarına kaldı Beşiktaş... Tıkanmış bir maçtan bahsediyoruz. 55’ten sonra gaza basan bir Beşiktaş vardı. Çift forvete dönüş, buluş falan değil. Bu maçta Şenol Güneş, yanlışlarını düzelterek maçı bu noktaya getirdi.
Ricardo Quaresma’nın elbette emeği var. Daha önce de emeği vardı. Çok faydalı bir oyuncu. Dün de çok uğraştı. Maç 0-0 iken sanki 3-0’mış gibi oynuyor. Daha basit oynasa daha kolay skora gidecek Beşiktaş. Dün benim saydığım kadarıyla Quaresma’nın 6 kez sarı kart görmesi gerekirdi. Beşiktaş, şampiyonluğa gidiyor ve tüm kredisini tüketmiş durumdaydı. Karşılarında da “yaralı aslan” gibi bir Bursaspor vardı. Liderliği kaptırmış Beşiktaş, burada puan kaybı yapsa Başakşehir lider kalacaktı. “Şampi” diye atılan başlıklar bile zorlama başlıklardır. İş zora girdi ve şu an bu başlığı atıyorlar. Quaresma’ya sarı kart gördüğü pozisyonda da kırmızı gösterilebilirdi. Hakem ikinci sarıyı göstermemek için her şeyi yaptı. Bu sorumsuzluğu Quaresma’ya sormazlarsa bir şeyler eksik kalacaktır.
Ligin başından itibaren video hakemlik olsaydı puan cetveli nasıl olurdu bilemem. Ancak; her takımın lehine ve aleyhine hatalar var. Bu ligde şampiyon olmayı hak eden takımlar ise Beşiktaş ve Başakşehir’dir. Üçüncü bir takım yok. Hal böyleyken Şenol Güneş’in açıklamalarını değerlendirelim. Dışarıdan bakan biri olarak ben Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyorum. Hakemin acemiliği, çapsızlığı dahil her şeyi bir kenara bırakıyorum… Hiçbir yapının, Beşiktaş’ın ya da Başakşehir’in önünü keselim dediğini düşünmüyorum. Hakem atamalarına etki var mı var, eyyam yapılmıyor mu? Evet. Hem de Feriştahını yapıyorlar. Başakşehirli futbolculara verilmeyen cezalar ortada. Volkan Babacan’ın kaleye en kritik maçta geçirilmesi durumu var. Ufuk ve Yalçın’ın cezalarının indirilmesi, Başakşehir’in futbolcuları affetmiş olması… Tiyatroda böylelikle perde inmiştir. Volkan Babacan’ın, hiçbir lig maçı kaçırmaması enteresan. Başakşehir, Beşiktaş maçına 3. kaleciyle çıksaydı belki de lig orada bitmişti. Volkan Babacan 1 maç ceza aldığında, Talisca’ya ne kadar ceza verebilirsin? Başakşehir’in düşmanı değilim, Beşiktaşlı falan da değilim.
Quaresma’ya gelelim. Bu maçtaki Quaresma’nın yaptıklarını Bursalı Quaresma yapsaydı Şenol Güneş ne söylerdi? Öyle hatalar oluyor ki koyarlar önünüze ağzınızı bile açamazsınız. Fenerbahçe ve Galatasaray kendi hatalarıyla bu noktaya geldi. Çehov’un dediği gibi; “Başkalarının günahıyla cennete giremezsin.” Bunu, rakip takımın Quaresma’sı yapsa ne derdi Şenol Güneş? Herkes kendi penceresinden konuşuyor diyor ya… Kendisiyle de çelişiyor.
Gol olan dakikalardan evvel, Beşiktaş acaba ne zaman gol atacak diye seyrettim. Cenk’i oyuna soktuğunda, “Şenol Güneş’in aklı başına geldi” dedim. Quaresma 6 sarı kart görmeliydi. Bunlar tamam. Fakat; Beşiktaş yine de kazanmayı hak etti. Fikret Orman da sağlıklı maç seyredemiyoruz diyor. “Bütün herkes bize karşıymış gibi hissediyorum” diyor. Bu paranoya nereden kaynaklanıyor? “Sebep Şenol Güneştir” diyenlere de bir noktada katılıyorum. Bu bir görüştür. Fakat streslerini mazur görmek zorundayız. Öyle bir travmayı geçtiler ki… Onların yerinde kim olsaydı Başakşehir’e verilen cezalarda “bir dakika, durun” diyebilirlerdi. Volkan Babacan’a 1 maç ceza verdiğin yerde Talisca’ya daha fazla bir ceza verebilir misin? Veremezsin.
Fikret Orman’ın, “Bütün Türkiye bize karşıymış gibi hissediyoruz” isyanlarına salt bakabilseydik, sadece saha içindeki kararlarla birlikte bakabilseydik tamam derdim. Bu işin saha dışında, ahlakıyla, hakkıyla oynandı. Oynadılar. Bu dakikadan sonra nasıl tartışabilirsin Talisca’yı ya da Quaresma’yı… Disiplin Kurulu işi bitirdi. Böyle olunca da bir takımın kimyası elbette bozulur. Şenol Güneş ve Fikret Orman’ı eleştiriyorum ama empati yaptığımda da bazı noktalara hak veriyorum.
2700 kişinin ihracı meselesi, Hakan ve Arif’in ihracıyla gündeme geldi. Bu rakam çok ciddi bir rakamdır. Her 3 üyeden biri ihraç ediliyor demektir. Yani; yüzde 33 kapının önüne konuluyor. Her dernek üyeleriyle güçlüdür. Üyeler birbirlerini korurlar, üyeleri atmak da normalde zordur. Tüzük değişikliği 2011’de olmuş ve o gün gelmiş de bugün meseleler konuşuluyor. Bunu eleştirdiğimde Galatasaray Sicil Kurulu Başkanı bize bağlandı ve konuştu. Üyelerin durumuyla ilgili ihraç durumunu anlattı. FETÖ bağlantılı olarak yargılananlar değil, Suada meselesi sebebiyle de ihraçlar vardı. Genel Kurul üyelerinin aidat ödememesi sebebiyle ihraç edilmesi çok ayıp. Bu bir kulüp için utanç verici bir durumdur. Atılanlar için de, geride kalanlar için de ayıp bir şeydir. Bunun çok daha büyük bir tonda konuşulması gerekiyordu.
Sicil Kurulu Başkanı bunu bu noktaya getirmeyin, zaten atılacaklar diyordu. Sicil Kurulu Başkanını dinleselerdi de bu kadar tantana olmasaydı. 2700 üyeyi atacaktınız da neden şimdi bunları duyuyoruz? Bu 50-100 kişi değil. Kongrenin üçte biri. Burada da bir yönetim zaafı var bence. Dursun Özbek, imza konusunu hiç anlayamamış. Mali yapı anlamında iyi olduğunu ve ondan başka bir adam, bir “delikanlı” olmadığını söylüyoruz. Bunun dışındaki bütün konularda ise skandal, fiyasko. O zaman Galatasaray’da bir yönetim olsaydı ve siz de mali işlerle ilgilenseydiniz. Dediklerine cevap olarak, “Var projemiz ; kulübü yönetmek.” Diyebilirler. Halen, “projeniz varsa getirin” diyor.
Biz Dursun Özbek’in özveri ve fedakarlığını takdir ediyoruz. Dursun Bey’i sıkıştırsam, ne yapalım bu kadar oluyor. Para-pul meselelerinden kafamızı kaldıramadık, sportif başarı da sonra gelecek dese anlarız. Ezeli rakibe karşı 15’e 1 mağlupsun. İyi de siz bundan önceki yönetimde ikinci başkandınız. Dursun Özbek, bütün defterlere vakıftı. Ne ödendi, ne ödenmedi, bütçe ne kadar… Her şeye vakıftı. Ama çıktı ve başkanlığa adayım dedi. Sonra ne oldu? Cüneyt Tanman’ı futbolun başına getirdi, gönderdi ve kardeşini göreve getirdi. Sonra da proje soruyor. Başka kulüplerde olsa sözünü bitiremez.
Bu borç azalması nedir? Riva ve Florya’dan gelen paralarla oldu. Dursun Özbek’in parasal anlamda projelerini zaten takdir ediyoruz. Geçenlerde UEFA Finansal Fair-Play Direktörü geldi. Hiçbir yönetici kalmadı, herkes yemek yemeğe gitti. Bir tek Fikret Orman ile Dursun Özbek oturmuş, konuşmuş. Bir lobi yaptı. Bu işler böyle olur. Dursun Özbek bu anlamda çalışıyor. Fakat bunun dışında bir şey yapmıyor. Üyeler, “Projemiz var, projemiz Galatasaray” deseler ne yanıt verecek?
Fenerbahçe, ilerleyen dönemlerde mali açıdan biraz rahatlayabilir. Sponsorluktan gelecek paralar, sportif anlamda kullanılabilecek. 2018 bütçesine, giderlerine daha az yansıyacak olması durumu var. Fenerbahçe’ye, Antalyaspor maçına bakarsan 7-8 yeni futbolcu lazım. Transfer yapması lazım Fenerbahçe’nin… Bu anlamda Fenerbahçe’nin eli biraz rahatlayacak. Kulüplerin doğru yönetilmesi önemli. Bir de yayıncı kuruluşun değişmesinin kulüplere mali açıdan katkısı var. Yapılan görüşmeler var. Ülkemiz de zor günler geçiriyor. Halen OHAL devam ediyor. Ne kadar devam edeceği de belli değil. Bu şartlar altında UEFA’nın biraz daha kulüplerimize tolerans göstermesi lazım. Umarım, yöneticiler de bu durumu kullanıyorlardır.
U-17’de her numara çıkar. Buraya kadar gelmiş durumdayız. Hak ettiler. Türkiye U-17 Milli Takımı içinde 7 tane Galatasaraylı, 4 tane Altınordulu futbolcu var. Beşiktaş’tan niye kimseyi göremiyoruz. U-17’de Fenerbahçeli oyuncu da yok. Aziz Yıldırım’ın en son “altyapıya önem vereceğiz” dediğinden bu yana ne oldu? Beni şaşırtan, bu kadroda Galatasaray’dan 7 oyuncu olmasıdır. Beşiktaş altyapısı da konteynerlerde falan soyunuyordu. Beşiktaş’tan, Fenerbahçe’den 1 oyuncu yok. Neyini tartışıyoruz?
Öte yandan Radyospor programcılarından Hasan Bek'in açıklamaları şöyle :
8 hafta önce Beşiktaş şampiyon demiştim. Başakşehir maçından sonra dengeleri çok bozuldu. Bursaspor maçı başlarken bile Şenol Güneş’in yüz ifadesi farklıydı. Bir korku filmine gitmişler gibiydi. Şenol hocada bu durum klasikleşti. Son 5 hafta hocayı değiştirmek gerek. Rahat rahat şampiyon olmaları için bu lazım. Çok stresliler. Rahat şampiyon olmak istiyorsan bunu yapabilirsin. Şenol Güneş takımı strese sokuyor. Örneğin; bir savaşa gidiyorsun ama lider dağılmış. Takımda bir dağınıklık var. Bursaspor çok kötü bir görüntüdeydi. İkinci lige düşen Bursaspor dünkünden daha iyiydi. Dün gördüğümde hayret ettim. Sokaklara düşen, dağılan bir Holywood yıldızı gibiler. Bursaspor’un hücum etme gücü de yeteneği de yok.
Şenol Güneş bana göre dünyadaki en iyi 20 hocadan biri. Jose Mourinho bile çok kötü gidebiliyor. Şenol Güneş’in çizgisi hep aynı. Filozof bir yönü de var. Zaman zaman eleştiriliyor ama… Şenol Güneş kirpi gibi, dokunduğunda silahları ortaya çıkıyor. Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Fatih Terim… Bu tip hocalar Türk futbolunun üstünde hocalardır.
Şenol Güneş’in şampiyonlukları var. Bu sene de şampiyonluğa yakın. Türkiye’de örnek insanlardan biri. Ama bir takım açıklamalarının altı boş, imajına zarar veren açıklamalar. Başakşehir’e ve hakem kararlarına baktığımızda en az 7 puan farkla önde olabilirlerdi diye düşünüyorum. Burada itilen takım Beşiktaş’tır. Ligin ilk yarısından beri bunu söylüyorum. Beşiktaş’a hiçbir haksızlık yapılmamıştır, en çok sempati duyulan takımlardan birisidir. En antipati duyulan takım ise bence Fenerbahçe oldu.
Beşiktaş’taki stresin ana kaynağı Şenol Güneş. Çok net söyleyebilirim. Beşiktaş’ın finallerde kaybettiği durumlar da vardır. Acaba bu sene de böyle bir şey olur mu? Bu stres takımın üstünde bir yük. Beşiktaş’ın en zor maçı bu hafta oynayacağı Kasımpaşa maçıdır.
Galatasaray’da en son Ünal Aysal vardı. Paraları çarçur ettiler. Sonra gittiler. Milyonları vereceklerdi ya… Vermedi, sonra gitti. Dursun Özbek çoluğunun çocuğunun rızkını verdi. Diğerleri niye gelmedi? Abdurrahim Albayrak, Ali Dürüst gibi isimler neredeydi? Dursun Özbek’in yanında bence iyi danışmanları yok. Başkalarının projesi olup olmadığını soracağına, kim başkan olacaksa benim paramı versin, kendisine yardımcı oluruz, önünü açarız diyebilir. Kulüp üyelerinin yüzde 30’u daha aidatı bile ödememiş ve ama çok haklıymışlar her şeyi onlar biliyormuş gibi konuşuyor.
Galatasaray’da Serdar Aziz diye bir oyuncu var. Maliyeti ortada. Müzmin sakat. Yanlışlıkları eleştirebilirsin. Bugün Galatasaray’da yönetimin eski gücü yok ve yalnızlar. Bugün Galatasaray’da kimse yok ortada. Hiç kimse aday değil. Niye aday değil? Aday oldular da Dursun Özbek mi başkanlık görevine geldi? Bundan daha iyi Galatasaraylı olmaz. Kimse konuşmasın. Kulübün borcu ortada. Dursun Özbek biraz dik durmalı. Daha iyi yapan varsa gelsin başkanlık yapsın diyebilir.