Şok bir başlangıç oldu. Böyle bir başlangıç olacağı hissediliyordu. Galatasaray'ın son haftalarda aldığı kötü sonuçların izinin, bu maça taşınacağı belliydi. İkinci yarı ne oldu? 15. maç bitti ve Fernando'nun kaleye attığı ikinci şut oldu. Ndiaye'nin kaç tane asisti vardı? Belhanda'nın bu maça kadar 1 golü vardı. Galatasaray öne top oynamıyor. Fernando ilk kez kaleye yaklaştı ve bir şut attı. Ndiaye ve Belhanda ikinci yarıda kaleye yakın oynadı. Gomis'in dışında gol atması gereken oyuncular, 15. haftada maçın ikinci yarısında sahneye çıkabildi.
Çok zor bir maçtı. Sahadaki oyuncular için teknik adam için zordu. İkinci yarıda erken gol bulunması durumunda yetenekli oyuncularının sahneye çıkması skoru alabilirdi. Aynen böyle oldu. İlk 45 dakika siyah, ikinci yarı beyaz gibi bir oyun oldu. Galatasaray kendi açısından zor bir maç oynadı. 50. dakikaya gelmeden buldukları iki gol, işlerini kolaylaştırdı. İkinci yarıya Rodrigues ve Eren ile çıkmasını bekliyordum. Belhanda'nın oyundan çıkacağını düşünüyordum.
İlk devrede Galatasaray'da Feghouli, risk alan tek oyuncuydu. Korkarak oynamadı. Alıyor, pas veriyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyor. Üretmeye çalışan tek adamdı. Teknik direktör sadece takımı yönetmez. Camia için konuşma yapar. Taraftarı bir yere çeker. Bu çekmeden takımda etkilenir. Tudor, bunu yapmadı ya da yapamadı. İşler kötü giderken sadece başkan ve teknik adam değil, oyuncular da konuşacak. Şu an Galatasaray lideri olmayan bir takım görüntüsü veriyor.
İkinci devre Galatasaray yapması gerekeni yaptı. Büyük takımlar böyle bir maçta riskli oynamazsa hangi maçta oynayabilir. Taraftar, riskli oyunu görünce zaten destek verir. Sezon başından beri en çok atak yapan Mariano oldu. Onun sakatlanıp çıkması Galatasaray'ın kanat ataklarını sıfırladı. Denayer bir kere atağa çıktı, gol oldu. 15 maçta 14 asist yaparsan, 'Benim işim gol atmak değildir' dersin. 3 maçta 1 asist yapan bir oyuncu böyle konuşamaz. Bu maçta biraz risk almaya başlayınca hemen etkili oldu.