Saffet Sancaklı'dan Spor Yasası Açıklaması: "60 Maddenin 38'i Değiştirildi"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı, "TFF'yi kendi haline bıraksan, belki seneye ligler oynanmayacak" dedi. Detaylar haberimizde...
"Bizim haberimiz yok, bize danışılmadı"
Sancaklı, Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğündeki AA Spor Masası programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Spor Kulüpleri ve Federasyonları Yasası yapılırken bazı insanların "bizim haberimiz yok, bize danışılmadı." dediğini hatırlatan Sancaklı, yasa yapılırken herkese danışıldığını dile getirdi.
Yeni tip koronavirüs salgınından önce Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ile bu konuyu planladıklarını belirten Sancaklı, kanun konusunda 2020'nin aralık ayında Türkiye'deki 128 kulüp ve 64 federasyonun başkanlarıyla görüşüldüğünü vurguladı.
"Spor hukukçularıyla yüzlerce toplantı yapıldı"
Bir hafta boyunca "Türk sporunun problemlerini nelerdir, nasıl çözülür." konularının tartışıldığına dikkati çeken Sancaklı, "Herkes oradaydı. Orada bakanlığın personeli, kameralar vardı, tutanaklar tutuldu. Toplantılar bitti. Bakanlık bir çalışma başlattı. Biz bu yasayı çıkarmak için Sayın Bakan Bey ile defalarca görüştük. Nasıl bir yasa olması lazım, ne olması lazım, arka planında aslında çok derin çalışmalar yapıldı. Bu toplantıdan Gençlik ve Spor Bakanlığı bir rapor hazırlamaya başladı. Tam rapor bitti pandemi girdi araya. Pandemi girince doğal olarak durdu. Pandemiden 14-15 ay sonra tekrardan Sayın Bakan'ımız bir daha görüştü. Bir daha gündeme getirince çalışmalar başlandı. İnanın tüm kulüp başkanları, Kulüpler Birliği, federasyon, bilim adamları, hukukçular, spor hukukçularıyla yüzlerce toplantı yapıldı." diye konuştu.
"60 maddenin 38 tanesinde değişiklik oldu"
Saffet Sancaklı, ilk başta 60 maddelik taslak bir yasanın yapıldığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Yasayla ilgili diğer partilerin grup başkan vekilleri ve komisyondaki arkadaşlarla konuşurken, 'Bu siyaset üstü bir şey. Türk sporunun geleceğiyle ilgili. Lütfen ona göre davranın. Herkes ona göre pozisyon alsın. Siyaseti bir hafta unutalım.' dedim. Hakikaten de siyaset bir hafta konuşulmadı. Komisyonda ve genel kurul salonunda taslak 60 maddenin 38 tanesinde değişiklik oldu.
"Diyorlar ki FIFA ve UEFA ile konuştunuz mu?"
Grubu bulunan 5 partinin grup başkan vekillerinin imzasıyla önergeler verildi. Bu 38 madde neydi biliyor musunuz? Çoğu kulüplerimizin, federasyonlarımızın itiraz ettiği ve haklı oldukları konulardı. Hem komisyonda hem de orada tartışıldı ve 60 maddenin 38'i değiştirildi. Ben 3 dönemdir milletvekiliyim, gelen taslağın 1-2 maddesinin bile değiştiğine çok az şahit oldum. Bu bir ortak konsensüsle çıktı ve inanın herkese danışıldı, herkesle konuşuldu. Diyorlar ki FIFA ve UEFA ile konuştunuz mu? Tabii ki konuştuk. 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden döner mi?' diye soruyorlar. Dönmez, onlarla da görüşüldü."
"Kimseye güven kalmamış"
Türk futbolunda güven sorunu olduğunu kaydeden Sancaklı, "Federasyon başkanına güven kalmamış, yönetimine güven kalmamış, hakemlere güven kalmamış, tahkim kuruluna güven kalmamış, kimseye güven kalmamış. Türk futbolunda güven kalmamış. Bugün kimi göreve getirirseniz getirin, 3 ay sonra o da yıpranır. Bir sistem oturmamış. Bu yasanın (Spor Yasası) yapılma nedeninin en başındaki şey bir sistemin oturması." diye konuştu.
"Demek ki bu hakemler çok kötü bir şey yapmış"
Hakemlerin Mart ayında sezon bitmeden kadro dışı bırakılmasına değinen Sancaklı, şöyle devam etti:
"Biz ne düşündük? Demek ki bu hakemler çok kötü bir şey yapmış. İlk defa bir Türk hakeminin üst üste 3 Dünya Kupası'nda maç yönetmesi gündemde, bunu yapacak Cüneyt Çakır da kadro dışı hakemler içinde. Normal devam etseydi yönetirdi de. Şu anda Avrupa'da ikinci sıradaki hakem olarak değerlendiriliyor. Tamam siz bunu federasyon yönetimine getirdiniz ve kabul edildi. Aradan çok kısa bir zaman geçiyor, aynı federasyonun Tahkim Kurulu kararı reddediyor ve adamlar geri geliyor. Bunun cevabını kim verebilir? Güç savaşları. Herkes kendine göre bir güç elde etmeye çalışıyor. 'O senin hakemin', 'Bu senin hakemin.' dendi ve sonuçta Türk futboluna ne oldu? Dünya Kupası'na da hakemimiz gitmedi, Bütün dünyada 'Türkiye ligleri şaibeli' atmosferi oluştu. Prestij kaybettik. O hakemlere yazık değil mi? Madem bir şey var, çıkın açıklayın. Bu hakemlerin bir şey yapmadıkları ortaya çıktı. Onların aileleri, şerefi, onuru... Yazık değil mi bu insanlara? Onun için bu güven ortamını sağlamamız lazım."
"TFF özerk hale geldi ki özerk olması lazım"
Delegasyon sistemi ve TFF'nin işleyişini şahsi olarak beğenmediğini aktaran Sancaklı, "Kimse beğenmiyor. Böyle bir kaos oluyorsa, demek ki orada sıkıntılar var. 1990'lı yıllarda TFF özerk hale geldi ki özerk olması lazım. Güzel bir kanun çıkmış o zaman. Sizce güzel yönetmişler mi? Geldiğiniz noktada öyle bir kaos oluşmuş ki kendi haline bıraksan belki seneye ligler oynanmayacak, öbür sene belki sahaya çıkamayacak kulüpler olacak. Bunu bana bizzat kulüp başkanları söylüyor. En önemli şey, güven tahsis edilmesi." ifadelerini kullandı.
Futbolu ve kulüpleri doğru, adaletli, ehil kişilerin yönetmesi gerektiğini vurgulayan Sancaklı, "Yıllardır, 'Sporu sporun dışındakiler yönetiyor.' diye bir şikayet var. Özellikle futbolu hep böyle işadamları, holding patronları yönetmek istiyor. Biz de diyoruz ki kardeşim futbolun içindekiler gelsin, bir kulübün yönetim kurulunda en az 2 kişi milli sporculardan olsun. Geriye 9 kişi mi kaldı? Türkiye'nin en iyi hukukçusunu, en iyi finansçısını koy yönetime. Herkes kendi alanına bakar. Tamamı futbolcu olursa da yönetemez. Aynen hepsi iş adamı olduğunda yönetemediği gibi. O branştaki en ehil insanları getirip, onlardan bir yönetim kurulu kurulmalı." şeklinde konuştu.
"TFF başkanlığı da çok kutsal bir görev"
"Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmayı düşündünüz mü?" sorusuna Sancaklı, "İki üç hafta önce ben demeç vermememe rağmen bu konu Twitter'da 40 saat boyunca gündemde ilk sırada kalmış. Bana güvendikleri, böyle bir istekleri olduğu ve akıllarına geldiğim için Türk halkına teşekkür ediyorum. Türk halkı belli kriterleri karşılayacak insanları istiyor. Belli bir kısım, 'Bence Saffet Sancaklı bu kriterlerin bir kısmını karşılıyor.' diye düşünüp, benim ismimi öne atıyor." cevabını verdi.
Sancaklı, milletvekilliği görevinde bulunan birinin başka bir görev yapamayacağı bilgisini vererek, şöyle devam etti:
"Türk futboluna hizmet etmeyi tabii ki arzulardım"
"Her görev kutsal. Torunumun torunu bile diyecek ki 'Büyük dedemiz Türkiye Büyük Millet Meclisinde mebustu. Hele ki Milliyetçi Hareket Partisi'nde milletvekilliği bana, şahsıma daha çok şey katıyor, daha gurur veriyor. Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı da çok kutsal bir görev. Türkiye'de 60-70 milyonu ilgilendiren bir konunun başkanı oluyorsunuz. Bu görevler çok kutsal ancak Türk milleti beni milletvekili seçmiş, görev sürem de 2023'te dolacak. Bu görevdeyken başka bir görev yapamıyorum. Kanun öyle diyor. Tabii ki çok şerefli ve onur bir görev. Milletvekili olmasaydım belki de aday olurdum. İnsanlar bu kadar istiyorken, ben de Türk futboluna hizmet etmeyi tabii ki arzulardım."
Türk futbolun en tecrübeli isimlerine çağrı
Saffet Sancaklı, "Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş neden Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığına talip olmaz?" sorusuna, "Sayılan isimler en az 50 yıldır Türk futbolunun içindeler. 10 kişi varsa 3 kişinin ismi sayıldı. Ben de aynı görüşteyim. Öyle tecrübeye, öyle bir vizyona geldiler ki artık onların yöneticilik yapması lazım. Bu kariyerdeki insanların artık özellikle kulüplerde veya Türkiye Futbol Federasyonunda yöneticilik yapmaları gerektiğini düşünüyorum." yanıtını verdi.
Yabancı futbolcu sayısına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Sancaklı, "Kulüpler özellikle bu yasadan sonra altyapıya eğilmek zorunda kalacaklar. Altyapı yatırımları yapacaklar. Aşağıdan oyuncu fışkıracak. O duruma geldiğimizde bence sınırlamaya bile gerek yok. Serbest bırakın, kim ne istiyorsa yapsın. Alttan öyle oyuncular gelecek ki adam niye gidip yabancı alsın. Niye bizim paramız yurt dışına gitsin. Aynı ayarda oyuncu Türkiye'de varsa niye gidip yabancı oyuncu getirsin." şeklinde görüş belirtti.
"Bursa, Kocaeli, Eskişehir, Samsun, Sakarya gibi taraftarı fazla olan şehir takımları alt liglerde kendilerine yer bulmaya, hatta daha da alt liglere düşmemeye çalışırken, İstanbul'dan 7 takım var. Belki bu sayı 8 olacak. 20 takımlı ligde böyle bir tabloyu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu üzerine Sancaklı, "İstanbul'dan takıkmlar şampiyon olmuş oynuyor. Onları da tebrik etmek lazım. Sistemin getirdiği bir durum." ifadelerini kullandı.
Trabzonspor'un şampiyonluğu
Trabzonspor'un şampiyonluğunu tebrik eden Sancaklı, "Sezon başladı, 5-10 hafta geçti. Türkiye'nin büyük bölümü 'Trabzon bu sezon şampiyon olur.' dedi. Sahaya baktığın zaman Trabzonspor daha organize, daha istekli. 38 yıl şampiyon olmamış. 7'den 77'ye futbolu kovalayan bir şehir. Öyle bir atmosferle birlik oldular. 'Sadece futbolcular yaptı.' dersek haksızlık olur. Trabzonspor bunu iyi yaptı ve şampiyon oldu. Bir ara 20'şer puan falan fark vardı." diye konuştu.
Kendisinin de futbolculuk kariyerinde Trabzonspor'a transfer olmanın eşiğinden döndüğünü anlatan Sancaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mehmet Ali Yılmaz kulüp başkanı, Sadri Şener ikinci başkan, Şenol Güneş de teknik direktör. Yanılmıyorsam 1990, 1991 yılları. Çağırdılar beni ve Mehmet Ali Bey ile ofisinde görüştüm. Para konusunda anlaştık, el sıkıştık. 'Yarın gel imza atalım.' dediler. İlk gün Mehmet Ali Bey'in odasında karşılandım, ertesi gün Sadri Bey 'Gelsene bir çay içelim' dedi. Orada ters bir durum olduğunu anladım. Trabzonspor'un caydığını anladım, sonradan da olmadı. Yıllar geçti, 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'ndayız. Orada sohbet açıldı, birisi 'Kaptan 3 büyüklerde oynadın, Trabzon'da niye oynamadın?' dedi. Şenol Güneş'e 'Niye almadınız hocam?' dedim. O da 'Ben bir şeyi itiraf edeyim. Bir gazeteci, (Saffet Sancaklı'nın kalbinde problem var, onu almayın.) dedi. Biz de vazgeçtik. Kırılma diye sana da bir şey söyleyemedik.' açıklamasını yaptı."
"Türkiye'de de rezerv ligin uygulanmasından yanayım"
Saffet Sancaklı, Bölgesel Amatör Lig'de (BAL) yaşanan sıkıntılarla ilgili soruya, "Bunları konuşmak, tartışmak lazım. Kompleks yapmamak lazım. BAL ile ilgili ciddi sıkıntılar var. İnşallah oturup bunlarla ilgili çalışmalara devam edeceğiz." yanıtını verdi.
Rezerv ligleri Avrupa'da çok seyrettiğini aktaran Sancaklı, "Avrupa'da uygulandığı şekliyle Türkiye'de de uygulanmasından yanayım. Çok ciddi faydası var. Başlamıştı, kaldırdılar. 'Niye kaldırdınız?' diye soruyorum, 'Masraf oluyor.' diyorlar. Senede oraya 10 lira masraf yapacak ama iki tane oyuncu çıkacak oradan milyonlar kazanacak. Hem de Türk futbolu kazanacak. Masrafları bahane ederek ligi iptal ettiler." şeklinde konuştu.
Yayın ihalesi açıklaması
Sancaklı, yayın ihalesiyle ilgili soru üzerine de, "Kulüp başkanlarıyla istişare ediyorum. Biz de elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. 2017 yılında 590 milyon dolardı, şimdiki teklif 130 milyon dolara geliyor şu anki kur itibarıyla. Bu çok küçük bir para. O paradan Anadolu takımına 5-6 milyon dolar düşmez. Ne yapacak 6 milyon dolarla. O zaman Türkiye liginin kalitesini yeniden artıracağız. 600-700 milyon, 1 milyar dolara getireceğiz hep beraber ki kulüpler de rahatlasın. Ancak hep beraber kaosa sürükleniyoruz. Adam istediği gibi dekoder satamıyor. Korsan yayınlar var. Türkiye ligini hiçbir yere satamıyor, kalitesi düştü. Ticari olarak bakıyor o da." diyerek sözlerini tamamladı.