Beşiktaş - Trabzonspor maçı yazar görüşleri!
Harbi derbi - Attila Gökçe / Milliyet
Vodafone Park’ta dürüst bir derbiye tanık olduk. Şimdi bu derbi sözcüğüne karşı çıkanlar, takılanlar olabilir. Ama “galat-ı meşhur” denen bir deyim de var.O nedenle Trabzonspor’un “Üç Büyükler” ile yaptığı her maçı “derbi” olarak değerlendirmek doğrudur.Her iki takım da zor durumda geldiler santraya...
Beşiktaş’ta Şenol Güneş, gergin derbinin bedelini ödüyordu, tribündeydi. Trabzonpor Teknik Direktörü Ersun Yanal da “bıçak sırtında” zor günler geçiriyordu. Konuk takımda Alanyaspor karşısında uğradıkları 4-3’lük yenilginin baskısı vardı. Beşiktaş’ta üç yerleşik oyuncu Quaresma, Atiba ve Oğuzhan “kırmızı”dan cezalıydılar.Nereden bakarsanız bakın, bu maçın dürüstçe oynandığını, golleriyle, şutlarıyla çekişmeli bir futbola tanık olduğumuzu söylemeliyiz. Türkiye’nin en iyi hakemi Fırat Aydınus’un maçın önüne çıkmamak, kırmızı kartlara takılmamak gayreti de ilginçti. 19. dakikada Talisca’nın Kucka’nın dizine vurması bir kırmızıyı gerektiriyordu. 73’te ise Okay Yokuşlu’nun Cenk Tosun’a müdahalesi, ikinci sarıdan kırmızıyla değerlendirilmeliydi. İki takım da maçı 11 kişi bitirdiler. Bakalım yöneticiler şimdi ne diyecek?
Oyuna gelirsek... Berabere biten bu maçın kazananı Trabzonspor’dur bence. Mağlubu ve kaybedeni de Beşiktaş.Öncelikle Beşiktaş’ın üç kırmızı kartlı oyuncusunun boşluğunu dolduramadığını söylemeliyiz. Quaresma, Atiba ve Oğuzhan’ın vekilleri Lens, Tolgay ve Medel iyi niyetlerine rağmen verimli olamadılar. Örneğin Lens, bir gol attı ama oyunun bütününde iyi değildi. Sonradan egoizmle ezip harcadığı pozisyonlar da hayret uyandırdı. Maçın başlangıcında en iyi halleriyle görünüp bir de gol atan Talisca, sonradan dağıldı.Trabzonspor maçın tamamında Beşiktaş’tan daha iyiydi. Daha çok gol pozisyonuna girdi. Fabri’yi geçemediler. Laf aramızda Fabri kalecilik konusunda derslik maçlar oynuyor ama, Rodallega’nın kafa vuruşundaki gole engel olabilirdi.
Günün olayı Olcay... Futbolun her şeye rağmen masum bir oyun olduğunu gösterdi bize... Eski takımı Beşiktaş’a golünü attı ama, sevinç çığlıkları, parendeler atmadı. Saygısını hissettirdi. Beşiktaş taraftarı da olanca sevgisiyle Olcay’ı alkışladı. Hasret kaldığımız tribün görüntüleri bunlar. Saygı ve sevgi iç-içe... İnsan, insan olduğunu hissediyor. Bize de alkışlamak kalıyor.Trabzonpor yediği gollere aynı istek ve heyecanla karşılık verdi. Sahanın her yerinde rakibine baskı yaptı. Asla teslim olmadı. Beşiktaş’ın zaaflarından yararlanmayı bildi. Bir puanın üstünde, daha fazlasını hak etti.
Beşiktaş’a bakarsak.... Milli maç arasında elde kaç kişi kaldıysa artık, biraz çalışmaları gerek... Şenol Hoca’nın da sakinleşmesini bekleriz.Trabzonspor’da Abdülkadir, Olcay, Sosa ve Burak’ı beğendik. Umarım onlar da - bütün takım - travmadan kurtulmuşlardır.
Cenk Tosun niye yedek? - Bilal Meşe / Milliyet
Elbette hepimiz insanız, duygularımıza bazen fren koymakta zorlanırız, doğamızda var. Nereye varmak istiyoruz, Olcay’ın ilk yarıda skoru eşitleyen golünden sonraki fotoğrafını anımsayınız. Sevinemiyor, sevincini içinde yaşıyor, dışa vuramıyor. Tribünlerden nerdeyse özür dileyecek... Sevinse de kimsenin kızmaya hakkı yok, çünkü formasını giydiği, ekmeğini yediği Trabzonspor için ter döküyor. Başka bir deyişle işini yapıyor, eee profesyonellik de bunu gerektiriyor.
Şenol Güneş, öfkesine derbide yenik düşünce Trabzonspor maçını tribünde izledi! Derbide kızaranlar Quresma, Atiba ve Oğuzhan da cezalıydı, omuz omuza maçı izledi! Dedik ya, Beşiktaş’ın kadro derinliği iyi, bu Güneş hocanın elini güçlendiriyor. Ne var ki, kalitesini iyi bildiğimiz Tolgay, acemiler gibiydi, sürekli top kayıpları yaşadı, orta saha aksadı! Lens de durdu, durdu, 59. dakikada golle ortaya çıktı. 78’de maçı koparacak fırsatı da gole çevirse ,maçın adamı olması işten bile değildi. Negredo on birde, asıl golcü Cenk Tosun 58. dakikada oyuna girebildi. Hocam Cenk niye yedek, Allah aşkına? Cenk varken, Negredo tercihinize şaşırdık.
Fırat Aydınus, deneyimli olduğu kadar oyunculara yaklaşımı pozitiftir. Dünkü zorluk derecesi yüksek maçta çıkardığı kartların tamamı doğruydu, eyvallah... Peki çıkarmadıklarına ne demeli? Pepe’nin elle oynaması sarıydı, es geçti bu biirrr... Talisca Kartal’ın en büyük kozudur, golcüsüdür. Hiç kimse çıkıp, onun art niyetli olduğunu söyleyemez, kasıtlı sertliklerle işi olmaz, tekniğini ortaya koyar. Yalnııızz dün ilk yarıda Kuçka’ya savurduğu tekmeye ne demeli? Tamam, niyet topa, ama ıska sonrası tekme direkt rakibin kaval kemiğine... Aydınus, kart bile göstermedi, rengi bizce kırmızıydı. Okay’ın ikinci yarıda Cenk Tosun’a elense çekmesi ikinci sarıyı gerektirirdi, ona da cesaret edemedi Aydınus, eyyam yaptı.
Skor tabelası bizce sahadaki mücadelenin en iyi yansımasıdır. Gergin ve de kartı bol geçen maçta, pozisyon zenginlikleri de neredeyse eşitti bizce... Hele hele Fabri’nin iki kurtarışı var ki, harikaydı. Ancak Rodallega’nın attığı skoru eşitleyen golü için aynı şeyi söylemek çok zor!İki takımın son dakikalardaki eşitliği bozma adına risk aldılar, pozisyon ürettiler, ancak son vuruşlarda yeterli olamadılar, bir puanla haftayı kapadılar.
Fabri'yi geçemediler - Aksal Yavuz / Milliyet
Beşiktaş ve Beşiktaşlıların keyfine diyecek yok, moralleri yerinde. Niye olmasın? Siyah-beyazlı takım Avrupa’da önüne geleni şamarlıyor, gelene iki, gidene üç atıyor.Trabzonspor’a karşı eksik ve cezalı oyuncuları olsa da, kadrosu geniş, her oyuncunun alternatifi var, oynayan oynamayanı aratmıyor.Maça moralli başlayan Beşiktaşlıların keyfine 13. dakikada tavan yaptıran Talisca idi. Talisca’nın akıl dolu attığı golde Trabzonspor defansının hatası olduğunu söylemeden geçmeyelim. Gerçi sezon başından bu yana gören görmeyene, duyan duymayana “Trabzonspor stopersiz oynuyor” diyor ya...Siyah-beyazlı takımda Talisca ne ise, Trabzonspor’da Aldulkadir Ömür de o idi. Olcay’ın attığı golün, Beşiktaş’ın ekmeğini yediği için attığına sevinemeyen ve de eski Beşiktaşlı oyuncunun tribünlerden aldığı alkışların mimarı, Trabzonspor’un geleceği genç Abdülkadir’di. İlk yarının özeti bu...Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Beşiktaş’ta oynayan oynamayanı aratmıyor. Quaresma’nın yerine oynayan Lens gibi...
Trabzonspor’da yine bir defans hatası, Trabzonspor 2-1 mağlup... Maçın kırılma anı, Lens’in 78’de kaleci Onur ile karşı karşıya kaçırdığı pozisyondu.Bilhassa ikinci yarı geçtiğimiz sezon Trabzon’a oynanan maç gibi heyacanlı, tempolu 45 dakika izledik. Gol kaçırma yarışında Trabzonspor liderdi, bir başka deyişle kaleci Fabri geceye damgasını vurup Trabzonspor’a “dur” diyen adamdı. Neler kurtardı neler? Abdülkadir ve Yusuf’un vurduğu iki top vardı ki, her kalecinin harcı değildi o topları çıkartmak... Rodallega’nın da topuna müdahale etti ama yeterli olmadı. Ya Rodallega’nın atamadığına ne demeli?Özetle...İstanbul’a moralsiz gelen Trabzonspor bilhassa ikinci yarı oynadığı futbolla keyif verdi moral buldu. Galibiyeti kaçıran taraftı dersek yerinde olur. Fenerbahçe ve Medipol Başakşehir maçlarında olduğu gibi...
Hadi gönderin Ersun Yanal'ı! - Cemal Ersen / Milliyet
Ezeli iki rakibin son maçını anımsıyor musunuz? Geçen sezonun 27. haftasında Medical Park Stadı’nda, Beşiktaş’ın Trabzonspor’u Atiba’nın uzatma dakikalarında attığı golle 4-3 yendiği karşılaşmayı? Sanırım sezonun en kaliteli, en heyecanlı ve nefes kesen mücadelesi idi. Sonuca bakmaksızın iki ekibi de ayakta alkışlamıştık.Vodafone Park’ta da benzer bir mücadele izledik. Sahada futbol oynamayı düşünen iki takım, bir puandan fazlasını isteyen iki teknik adam ve müthiş atmosferde keyif almaya çalışan oyuncular vardı.Tabii bir de, son haftalarda sıkça tartışılan ve skoru etkileyen hakem konusu... Fırat Aydınus, tansiyon zaman zaman yükselse bile, deneyimiyle kontrolü elinde tuttu. Onca sarı kartın arasında ufak bazı hatalar yapmadı mı? Bu kadar can yanarken nazar boncuğu diyelim. Beterinden saklasın!
Ersun Yanal’ın oyuncu tercihleri yine ilginçti. Bu kez sol bekte Mas’ın yerine Hubocan vardı. Göbekte ise Okay ve Durica... İlk on birde Yusuf Yazıcı yoktu, görev Onazi’ye verildi. Eleştirmek için söylemiyoruz, oyuncularının hafta içi performansını en iyi hocaları bilir. Günahı da sevabı da onlarındır! Lakin savunma kurgusunda arayışlar epey sürecek. Fazlaca can yakıyor bu bölgedeki basit hatalar. Dün gece Beşiktaş’ın gollerinde olduğu gibi... Ligin en çok sayı yiyen takımları arasında yer alması başka neye bağlanabilir ki?Trabzonspor’un bu sezon geliştirdiği en önemli özelliği, orta alanda baskı yapıp kısa ve çabuk paslarla topu rakip alana taşımak. Bu tarz, hem rakibin ezberini bozuyor, hem dengesini. Ama futbol takım oyunu. Hücum anlamında iyi şeyleri yaparken, temel prensip şöyle der; “savunmayı unutmayacaksın.” Trabzonspor’un en büyük derdi bu... İkinci ve üçüncü bölgede sorun yok. Geride problem çok.Yanal’ın oyuna müdahaleleri doğru idi. Takımı geri düştükten, özellikle Beşiktaş’ın ikinci golünden sonra skora doğrudan etki yaptı. Kırılma anı diyebileceğimiz 79. dakikada Lens’in topu kaleci Onur’un üzerinden dışarı atmasının hemen ardından gelişen ani atakta Rodallega’nın eşitlik sayısı şans değil, bir patlama idi.
Aynı Rodallega uzatma bölümünde öyle bir fırsat kaçırdı ki, Trabzonspor’un, hep oyununu rakibe kabul ettiren Beşiktaş karşısında kazanması, sürpriz olmazdı.Bu arada, asist yapan ve bir de gol kaçıran Abdülkadir’i ne kadar övüyorsak, Castillo’nun yedek kalmasını o kadar yadırgıyoruz. Ersun Hoca dışarıdan bakan bir göze kızmasın. Topu bu bu denli hızlı öne taşıyan bir oyuncu neden sürekli yedek bekler ki?Sonuç; Fenerbahçe, Başakşehir ve Beşiktaş’a deplasmanda yenilmiyorsun. Hatta galibiyeti kaçırıyorsun. Ama Ersun Yanal gitsin diye bayrak açılırken, bilmiyorlar ki takımın kimyası bozuluyor. Tamam gönderin Yanal’ı... Peki, adayınız daha mı iyi Ersun Hoca’dan?
Sistem takımı mı? - Gökhan Dinç / Vatan
ZORUNLU da olsa bu kadar değişiklik yaptıktan sonra aynı Beşiktaş’ı izlemeyi beklemek olmazdı, olmadı da. Beşiktaş’ı son iki sezondur şampiyon yapan sistem olduğu kadar orta sahadaki ikili anlayışı oldu.
ZAMAN zaman Şenol hoca şapkadan tavşan çıkarmayı denedi ama doğru tek doğruydu. O da Atiba-Oğuzhan ikilisi. Bunların önüne beni bile koysan bir şeyler olur. Kadroda onlar olmayınca Beşiktaş’ı başka bir takım olarak gördük. Bu oyuncularla eski sistemini oynayamıyorsun. Topu ayağında tutamadığın gibi orta sahayı da pasla geçmiyor uzun topla çıkmaya çalışıyorsun. Böyle olunca ortaya kaos futbolu çıkıyor.
İKİNCİ yarıda da benzer bir tablo vardı ortada. Özellikle Beşiktaş orta sahasının, ikinci bölgeyi pas geçerek uzun toplarla üçüncü bölgeye gitmeyi veya topu bu şekilde kanatlara göndermeyi tercih edince, topu bir o kalede bir bu kalede izledik. İkinci yarıya Medel-Gökhan değişikliği ile başlayınca hepinizin aklına gelen “Gökhan iyiydi neden maça onunla başlamadın?” sorusunu ben de kendime sordum ve yanıtını alamadım.
NEGREDO’NUN çıkıp Cenk’in girmesi konusunda da benzer şeyler düşünüyorum. Atan bir golcün var Cenk. Atarken kesmek buna çok anlamsız geliyor. Netice de bu adam golcü. Atınca kendisine geliyor. Bak, Negredo atamayınca kenarda neler yapıyor?
ROTASYON sonrasında Medel hâlâ benim için soru işareti olarak kaldı. Negredo biraz daha iyi göründü ama Cenk’i kesecek formu yok. Lens ise attığı kadar yaptığı koşularla da hazır olduğunu gösterdi ancak kaçırdığı gol ile maça damgasını vurdu. Atamadığı pozisyonun dönüşü Beşiktaş’ın kalesine gol oldu.
KÖTÜLERE PUAN VERDİ BEŞİKTAŞ, ligin kötü performanslarından ve şampiyonluk yarışının içindeki iki rakibi F.Bahçe ve Trabzonspor’a puanlar kaybetti. Bu kayıp sezon boyunca peşinde olacak. Dün gece Beşiktaş’ın sistem takımı olmadığını, farklı oyuncu grubu ile başarılı olamayacağını anladık.
Fırat Hoca skora dua etsin - Rıdvan Dilmen / Sabah
Beşiktaş'ı bir daha böyle yakayabilir mi herhangi bir takım? Çok zor... Son bölümde sahada olanlar: Cenk, Babel, Lens, Pektemek, Talisca... Hakikaten Şenol hoca ve Beşiktaş için değerli bir puandır bu puan. Lens, 2-1'ken kaçırdığı pozisyonda maçı koparabilirdi.Karabük deplasmanı, Porto, dönüş Kadıköy...Son olarak Leipzig derken takım çok yıprandı. Şöyle bakalım, Gökhan Gönül daha arızalı. Mustafa Pektemek ilk kez bir lig maç-ı na çıkıyor. Trabzonspor'a bakarsan kenardan gelenlerin katkı sağladığını görüyoruz.Yusuf, Rodallega, Castillo... Hepsi etkili oynadı.Rodallega performansıyla dedi ki, "Hocam beni bir oynat, buna bir çözüm bul." Hoca ne yapar, Burak'ı forvet arkasına mı çeker, ikisinin arkasını mı süsler, bilemiyorum ama gerekiyor.
Ben Beşiktaş adına 2 puan kayıp görmüyorum.Gergin, kırıcı maçlar oynuyorlar.Trabzon gibi güçlü bir takımla oynadın. Trabzonspor'un Alanyaspor karşısında aldığı ağır yenilgi sonrasında bir özür maçına ihtiyacı vardı. Sıradan bir maçta kazansan özür olmaz ama Beşiktaş deplasmanında kazanmak özür olurdu. Trabzonspor'un sorunu şu, ya çok iyi oynuyorlar ya da çok kötü oynuyorlar. Arası yok. Alanya maçında iki devrenin farkı gibi... Yusuf Yazıcı da formayı vermek istemediğini gösterdi. Sosa'yı da Milan'daki gibi orta ikilide oynatmalı hoca.4 gol, 7-8 pozisyon... Doğru bir oyun mu vardı, hayır ama çok heyecanlı bir maç oldu.Hakikaten de temposu yüksekti. Ben Fırat Aydınus'u hakem yeteneği olarak uzak ara 1 numara görürüm. Buna rağmen bazen çok kötü maç yönetiyor, dün de öyleydi. Bazen kartı idare edeyim diyor. Ben defans oyuncusu olsam "Aydınus gelsin" derim.Bazen de Anadolu maçlarında çat çat veriyor.Bu yüzden dün kötü maç diyorum. Fırat hocanın bir kötü huyu da oyuncuyla iletişimi abartması... Hiç konuşmaması da kötü ama bu kadar haşır neşir de olmamak lazım.Dünkü maçta 30'a kadar 5-6 tane kart olması lazımdı. Düdük siyaha da beyaza da bordoya da maviye de aynı çalacaklar. Bu kadar basit...
Ben nerede hata yapıldığını anlayabiliyorum."Kartsız başlayayım" fikri tamamen bir komediye götürdü ilk bölümü. Maçın başından itibaren pozisyonları hakem hocaları, MHK, Yusuf Namoğlu bir ara gelip tek tek izlesinler.Gözünün önünde görüp veriyorsun, bazen de kart vermiyor, idare ediyor. Muhteşem goller...Talisca ve Lens'in müthiş goller atması, Trabzon'un eşitliği bulması... Allahtan alan da memnun, satan da... Maç farklı skorla bitse çok daha büyük gündem olurdu kartlar."Fırat Aydınus'u hakem yeteneği olarak uzak ara 1 numara görürüm. Buna rağmen bazen çok kötü maç yönetiyor, dün de öyleydi."
Teşekkürler - Mehmet Demirkol / Fanatik
Dün akşam son derece eğlenceli, heyecanlı ve gitgelli bir şov vardı. Lens’in kaçırdığı pozisyon ve sonrasında Rodallega’nın golü, çok kısa zamana sığan bir drama patlamasıydı. İzlediğimiz bu çok iyi gösteri için teşekkür etmemiz gerekiyor.Dün akşam memlekette saat 19.30’da yapılabilecek en iyi şeylerden birini yapmış olmanın keyfi var bende. Son derece eğlenceli, heyecanlı, gitgelli bir şov izledim. Lens’in attığı şahane golün sonrasında kaçırdığı net pozisyonun hemen ardından Rodallega’nın mükemmel bir kafa vuruşuyla 2-2’ye getirişi çok kısa zamana sığan bir drama patlamasıydı. Başından sonuna ama özellikle son 15 dakikada alınan risklerle çok iyi bir gösteri izledik. Öncelikle yapmamız gereken bir teşekkür etmek.
Kuşkusuz bu güzel gösteriyi teknik heyetler aynı keyifle karşılamayacak. Az önce anlattığım o dramatik an, misal Şenol Güneş’in asla kabul edemeyeceği bir durum. Trabzsonspor 2 santrafora dönmüşken takım boyu iyice uzamışken ve çok top kabedereken, hem de 2-1 öndeyken rakibi bu kadar kolay kaleye getirmek onun canını sıkmıştır. Tabii bunun sebepleri var. Beşiktaş’ın bu maça çıkarken yaşadığı dezavantajı; Atiba, Oğuzhan ve Quaresma’nın yokluğunun ne demek olduğunu iyi anlamak lazım. Böyle bir eksiklik rakiplerinde olsa ne olurdu diye bir karşılaştırma yapılamaz. Çünkü bu kadar hayati rol oynayıp fark yaratan bir üçlü başka kimsede yok. Onlar yokken doğal olarak istenen pas trafiğinin yakalanması kolay değil.Lens o topu içeri vursa... Ancak Trabzsonpor gibi ligin en çabuk top kaybeden takımına karşı daha fazlasını yapmak mümkündü. Sosa- Kucka ikilisinin oyunu kontrol edemeyişi özellikle Sosa’nın yaptığı pas hataları çok dikkat çekiciydi. Abdulkadir’in oyunu çok iyi okuyup yaptığı paslar ise kalite çıtasını yükseltti. Ondan çok daha fazlasını beklememiz normal. Çünkü onda bu var. Bu dengede Beşiktaş ilk yarıda özellikle Talisca’nın ekstra oyunuyla fark yarattı. Ama Medel ortalamayı aşağı çekti. İkinci yarıda oraya Necip geçtiğinde bu kez Talisca yolurmuştu. Ersun Yanal bundan yararlanmak istedi. Yaptığı değişikliklerin sonucu getirdiğini söylemek mümkün. Anack ne olursa olsun Lens o topu içeri vursa, Yanal üzerindeki tartışma kuşkusuz iyice alevlenecekti.