Beşiktaş'ın kurtuluşu için banka anlaşması 17 yıla çıkmalı
Beşiktaş haberleri. Beşiktaş kulüp üyesi ve mali denetim uzmanlarından Gökhan Tiryaki, banka ile olan anlaşmanın 16-17 yıla çıkması gerektiğini söyledi.
Uzun bir zaman sonra Beşiktaş genel kurul yapıyor. Neden bu kadar uzun süredir yapılmadı ve bu genel kurul’un Beşiktaş için önemi nedir?
Çebi dönemi ilk defa oylanacak
Covid-19 pandemisinden dolayı Beşiktaş’ta genel kurul yapılamıyordu. En son 2018 yılının İdari ve Mali Genel Kurulu’nu gerçekleştiren Beşiktaş, bugün 2019 ve 2020 yılının genel kurullarını yapacak. 2 yıldır genel kurul yapamayan Beşiktaş’ta bu genel kurullarını diğerlerinden ayıran özellik eski başkan Fikret Orman’ın 1 Ocak-21 Ekim 2019 döneminin ibrasının yanı sıra mevcut başkan Ahmet Nur Çebi’nin ilk ibra oylamasının yapılacak olmasıdır.
Son döneminin ibra oylaması yapılan olan Fikret Orman, Ahmet Nur Çebi’ye nasıl bir tablo devretti?
Borç her dönem artarak devam etti
Devrettiği durumdan önce devraldığı durum hakkında da bilgi vermek gerekiyor. Fikret Orman 2012 yılının başında Yıldırım Demirören’den 69 milyon USD, 18 milyon Euro ve 423 milyon TL dağılıma sahip olmak üzere ve o günkü kurla 592 milyon TL borç ile görevi devralmıştı. Söz konusu bu borçların kimlere ait olduğuna baktığımızda ise en dikkat çeken borçlar; 100 milyon TL görevi devraldığı Yıldırım Demirören’e olan borç ile borçların dörtte biri olan 154 milyon TL de banka ve faktöring şirketleri olan borçlardan oluşmaktaydı.
Fikret Orman görevi devrettiğinde ise Beşiktaş’ın borcu 1,7 milyon TL banka ve faktöring şirketine olmak üzere borcu 2,9 milyar TL idi. Devraldığında borcun dörtte biri banka ve faktöring şirketlerine olan borçlardan oluşur iken, devrederken üçte ikisine yükseldi.
Bankalara olan borçlardan bahsetmişken; Fikret Orman görevi devretmeden kısa bir zaman önce Bankalar ile borçlarını yapılandırmıştı. Çebi yönetimi de bu anlaşmayı revize etti. Bu sürecin öncesinden bugüne kadar olan süreci açıklamamız mümkün mü?
9 yılda 7 milyar ödenemez, anlaşma değişmeli
Fikret Orman, Ekim ayında görevi bırakmadan 6 ay önce ilk anlaşma imzalandı. Anlaşmanın vade yapısı, kullandırılan ek nakit kredi ve şartları bakımından ne kadar yanlış bir anlaşma olduğu bugün net olarak ortaya çıktı. Ancak bu kadar kötü şartlara sahip bir anlaşma da olsa Beşiktaş’ın finansal açıdan geldiği durum da o kadar kötü ve ağırdı. Bir bakıma zorunluluktan detayları incelenmeden imzalananan bir anlaşma oldu.
1,4 milyar TL’si yapılandırılan finansal borçlar ile birlikte 250 milyon TL’si de ek kullanılan nakit krediden oluşan anlaşma, 2 yıl anapara ödemesiz olmak üzere 5 yıllık bir vade yapısına sahipti. Bu yılın başında imzalanan anlaşma ile 2,1 milyar TL borç yapılandırılırken, 800 milyon TL de diğer borçların ödemesi için kullanılan nakit kredi kullandı. Böylece 3 milyar TL’ye ulaşan finansal borçlar, bu anlaşma ile birlikte 9 yılda 7,2 milyar TL olarak geri ödenecek yapıya sahip oldu. Burada şunu söylemeden de geçmemek gerekiyor. İlk anapara ödemesinin yapılacağı Ağustos 2023 gelmeden bu anlaşma da revize edilmek zorundadır.
Anlaşmanın revize edileceğinden bahsediyorsunuz. Sizce nasıl bir anlaşma Beşiktaş’ın çözümü olur?
Alaşma süresi 17 yıla çıkmalıdır
İlk anlaşma yapılırken 12-13 yıl vadeli borcun tasfiyesi prensibi ile Beşiktaş’ın ve ülke ekonomisinin gerçeklerine dayanan bir anlaşma çözümdü. Bu şekilde tasarlanmadığı için bugün sorunun daha da büyümesine neden oldu. Bugün de temel prensipler aynı olmakla birlikte 16-17 yıllık bir geri ödeme planına sahip anlaşma ancak borcun geri ödenmesini sağlar. Buradaki temel gösterge bugün nakit açığı yaratan yapının öncelikle Beşiktaş’ın gelirinin %25-30’u nakit fazlası yaratmasını sağlamak olmalıdır.
Kulüp hep bir borç sarmalında
Burayı biraz açabilme şansımız var mı? %25-30 derken neyi kastediyorsunuz?
Beşiktaş 2020 yılında sadece 595 milyon TL zarar etmedi. Bununla birlikte gelirleri ile maliyetleri arasındaki fark olan brüt zararı da 92 milyon TL oldu. Bunun neticesinde de biraz önce %25-30 seviyesinde borç ödemeyi sağlayacağını belirttiğimiz ebitda da negatif 115 milyon TL oldu. 130-150 milyon TL seviyesinde nakit yaratması gereken Beşiktaş, 115 milyon TL faaliyetlerinde nakit açığı verdiği için borcunu ödemeyi geçtik; nakit açığını da yeninden borçlanarak kapatmak zorunda kaldı. İşte Beşiktaş’ın bu sarmaldan kurtulması gerekiyor.
Sürekli kulislerde konuşulan bir konu var. Beşiktaş’ın kurtuluş yollarından birinin gayrimenkullerini satarak borcunu kapatmalıdır. Sizce bu doğru bir yöntem mi?
Malları satmak da kurtarmıyor
Bu soruya cevap vermeden önce kısa bir geçmişi hatırlamakta yarar var. Beşiktaş, 2012 yılında 618 milyon TL borca karşılık 624 milyon TL’lik bir varlığa sahipti. Yani Beşiktaş 10 yıl önce varlıkları ile borçlarını karşılayabiliyordu. Bugün ise ancak %46’sını karşılayabiliyor. Bir başka ifade ile 2012 yılında 618 milyon TL varlıkları olan Beşiktaş; varlıklarını 2 katına çıkarırken borçlarını 6 katına çıkardığı anlamına geliyor. Sadece gayrimenkuller değil; Beşiktaş’ın tüm varlıkları artık borcunun yarısı kadar ediyor ve bu da bizlere çözüm olmaktan her geçen gün uzaklaştığını gösteriyor.
Covid-19 futbolu yüzde 30 daralttı
Tüm dünyada Covid-19’un olumsuz etkisi oldu. Avrupa kulüpleriyle de ilgili haberler basına yansıyor. Peki, Covid-19’ un Türk futbolu ve Beşiktaş’a etkisi nasıl oldu?
Covid-19 futbol ekonomisinin %30 seviyesinde daralmasına neden oldu. Özellikle stadyumların kapanmasının da etkisiyle maç günü gelirleri neredeyse sıfırlandı. Bununla birlikte diğer geleneksel gelirlerin de tamamında azalmalar oldu. Bu dönemde özellikle kripto para olmak üzere dijital gelirleri arttıran kulüpler daha az hasar aldı ve Beşiktaş bu konuda çok geç kalarak süreci başarısız yönetti. Yeni nesil gelir ayağındaki başarısızlık ile birlikte sportif başarı olmasına rağmen Beşiktaş, Covid-19’un yıkıcı etkilerini derinden hissetti. Beşiktaş pandemi döneminde giderlerini ise çok iyi yönettiği görülüyor. Pandemi öncesine göre yıllık giderlerinde 238 milyon TL tasarruf yapmasına rağmen gelirlerindeki azalma ile birlikte artan borçlanma maliyetlerinden dolayı, 595 milyon TL’si 2020 olmak üzere son 2 yılda 1 milyar TL’nin üzerinde zarar etti. Burada bizlere ücretler ve giderlerde mali disiplinin sağlandığını ve bunun da olumlu olduğunu gösteriyor. Yalnız burada 2021-22 sezonundaki futbol takımının bütçesinin 50-55 milyon Euro seviyesine çıkarılması bir soru işareti oluşturdu. Mali durumu 40 milyon Euro’ya izin veren Beşiktaş’ın bu seviyeyi aşmaması gerekiyor.
Covid-19 ile ilgili Avrupa’dan çarpıcı bir örnek verecek olursak; gelirinin %70-80’i oranında borca sahip olan Barcelona süreci doğru yönetemediğinden bugün gelirinin 2 katı borca battı. Bu nedenle takım harcama limiti de 700 milyon Euro seviyelerinden 100 milyon Euro’nun altına indi ve Messi ile yolları ayırmak zorunda kaldı. Bu süreçte rakibi Real Madrid ise süreci iyi yönetmeyi başardığından dolayı limitlerinde önemli bir düşme olmadığı gibi stadyumunu da yenileyebildi.
Beşiktaş’ın, geçtiğimiz 5 sezon içerisindeki gelirlerini nasıl değerlendirirsiniz?
Gelirde 2017 yılı zirveydi
2017 yılında bir önceki sezondaki şampiyonluk ile birlikte Şampiyonlar Ligi’nde namağlup üst tura çıkmanın da etkisiyle Beşiktaş 193 milyon Euro; Cenk Tosun’un transfer gelirini hesaba kattığımızda 220 milyon Euro’ya yaklaşan bir gelire sahipti. Bugün ise yıllık sadece 72 milyon Euro elde edebiliyor. 3-4 yıl önce yıllık 1 milyar TL geliri elde eden ilk Türk futbol kulübü olması konuşulan Beşiktaş; 2020 yılında kira geliri dahi 578 milyon TL gelir elde edebildi.
Geleneksel kafa terk edilmeli
Beşiktaş’ta finansal sorunların çözüme ulaşması için neler yapılabilir?
Beşiktaş’ın organizasyonunda temel iki konuya acilen yer vermesine ihtiyacı var. Biri sürdürülebilirlik diğeri ise dijital dönüşüm. Yalnız bunların sadece sözde kalmaması ve hatta propaganda aracı yapılmaması gerekiyor. Bu iki konu herkesin çok kolay kullandığı ama anlayıp uygulamadığı konular oldu. Bunun için Avrupa’nın önde gelen kulüplerindeki yapılar da avilen adımlar atılmalı. Beşiktaş’ta sadece kripto para ile ilgili konuşulan rakamlar 500-600 milyon TL; o günün kuruyla 70-72 milyon dolar yapıyor. Bu rakamlar bugün Beşiktaş’ın yıllık geliri kadar. Bu kadar büyük rakamların konuşulduğu bir dünyada geleneksel yöntemlerle gelir elde edemezsiniz. Ederseniz de potansiyelinizin yarısı ancak olur.
Konuştuğumuz rakamlar büyük ancak Beşiktaş’ın borcunun da gelirlerinin 6,37 kat; yani hiç geliri olmasa dahi 6 yılda dahi kapatamayacağını da unutmamak gerekiyor. Bu yüzden Beşiktaş dâhil tüm Türk kulüpleri yönetimlerini geleneksellikten kurtarıp; sadece günün değil gelecek vizyonuna göre yapılandırması gerekiyor.
Beşiktaş özelinden çıkacak olursak; Türk futbolunun borcu ne kadar? Diğer kulüplerde durum nedir?
4 büyüklerin borcu 15 milyarın üzerinde
Bugün itibarıyla yıllık geliri 6 milyar TL olan 19 Süper Lig kulübünün borcu 18 milyar TL’yi aştı. Söz konusu bu 18 milyar TL’nin 15,5 milyar TL’si 4 büyük futbol kulübüne ait. Borcu en yüksek olan kulüp 5,4 milyar TL ile Fenerbahçe olurken; Fenerbahçe’yi 4,15 milyar TL ile Beşiktaş, 3 milyar TL ile Galatasaray, 1,7 milyar TL ile Trabzon izliyor. Kalan 15 kulübün toplam borcu ise 2,5 milyar TL seviyesindedir. Yayın gelirleri de sabitlediğinden dolayı gelirlerinin %80-90’ı TL ama giderlerinin de %80-90’ı döviz oldu. Bununla birlikte Covid-19’un da etkisi birleşince ekonomik kriz içerisindeki kulüplerde kriz daha da derinleşti.
Tüm kulüplerdeki çözüm hemen hemen aynı. Profesyonel organizasyon yapıları ile uzun vadeli bir planlama yapılmalı ve uygulanmalı. Her geçen gün kulüplerin aleyhine oluyor ve durum daha da kötüleşiyor.