"Beşiktaş'ın önünde büyük bir tehlike var!"
Gözler Süper Lig'de pazar akşamı Vodafone Arena Stadı'nda oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine çevrildi. Dev maç öncesi Kenan Başaran'ın hazırladığı Spor Arena'nın haftanın konuğu koltuğuna ise iki takımın da formasını terleten eski milli golcü Feyyaz Uçar konuk oldu...
Beşiktaş, pazar günü Fenerbahçe ile şampiyonluk yolunda çok kritik bir derbiye çıkacak. Tüm camia elbette tümhücreleriyle günlerdir bu maç kilitlenmiş durumda. Eminim ki her bir taraftar kafasında sürekli bu derbiyi taşıyor veoynuyor... Ve elbette kazanacaklarını düşünüyorlar. Ama emin ki 80’lerin ikinci yarısıyla 90’ların ilk yarısı olsaydı, tümBeşiktaşlıların pazar günü oynanacak derbiden 3 puan alacaklarına dair en ufak bir şüphesi olmayacaktı... Çünkü ozamanlar ‘Metin-Ali-Feyyaz’ vardı...
İşte şarkılara, tezahüratlara ve şiirlere konu olmuş efsane üçlüden Feyyaz Uçar ile, pazar günkü Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi üzerine söyleştik. Uçar, halihazırda İzmir’de yaşıyor. Artık oraya yerleşti... Derbiyi de oradatelevizyondan izleyecek...
Geçen sezon Beşiktaş şampiyonluğa koşarken taraftarın pankartlarında şu yazıyordu: ‘Sene, sanki Metin-AliFeyyaz’...Bunu hatırlatıyorum Feyyaz Uçar’a:“Tabii ki onore ediyor. Daha doğrusu takımda birlik beraberliğin iyi olduğu bugibi durumlarda hatırlanmamız onur verici. Biz forvet olduğumuz için genelde bizi hatırlıyorlar ama o dönemki takımdaki dostluk, arkadaşlık havası hatırlanıyor. Bizim değil, o dönemki takımın hatırlanmasıdır. Bu da bizim için güzel bir şey.”
Dedim ya, Feyyaz Uçar’lar zamanında Beşiktaşlıların derbilere dair hiç kaygısı yoktu. Lafın gelişi olarak “Neden”diye soruyorum:“ Haklısınız. Bizden önceki dönemde de Fenerbahçe’nin derbilerde müthiş bir ağırlığı vardı Beşiktaş’akarşı. Genelde zaten üç büyüklerin içinde Beşiktaş’ın ne yazık ki istatistiklerde öyle bir durumu vardı. Bizim dönemimizdedüzeldi bir nebze ama sonrasında yine geriye dönüş başladı. O dönemki kadar rahat değil Beşiktaş camiası derbilerde. Ama geçen seneki başarılar ve takımın gösterdiği performans gelecek için bizi ümitlendiriyor tekrardan.”
Başakşehir yenilgisinin zihinleri bulandırdığı aşikâr, fakat Feyyaz Uçar o maçın derbiye zerre etkisi olmayacağınasöylüyor:“Derbi maçların havasını hiçbir şey bozamaz. Takımın bulunduğu yer şudur budur, favori oluşu,... Bunların hepsi hikayedir derbilerde. Derbilerde o gün iyi hazırlanan, iyi konsantre olan ve genelde kazanmak zorunda olanlar kazanır. Dolayısıyla bir önceki hafta alınan skorların çok fazla önemi olduğunu düşünmüyorum. Çünkü derbi zaten başlı başına çok önemlidir. Derbi oynanırken, Fenerbahçe kaçıncı, Beşiktaş kaçıncı bakılmaz. Bu bir ezeli rekabettir. Dolayısıyla diğer hiçbir şey çok fazla etkilemez. Dış etkenler etkilemez. Hepsi hikayedir. Derbi derbidir...”
Efsane, onca tecrübesine dayarak siyah beyazlılara şu tavsiyede bulunuyor:“Şampiyonlukla ilgili konuşmalar aslında matematik olarak kesinleşmeden bana göre sakıncalıdır ve tehlikelidir. Oyuncuya stres vermekten başka hiçbir şey yapmaz.Futbolculuğumda yaşadım, antrenörlüğümde yaşadım, teknik direktörlüğümde yaşadım şampiyonluğu ve bir şey öğrendim. Şampiyonluğa giderken şampiyonluğu pek fazla telafuz etmeyeceksin. Önündeki maça bakacaksın. Kazanacaksın ve ondan sonra yola devam edeceksin. Çünkü şampiyonluk kelimesi zaten stres yaratan bir tabir. Onun için çok fazla dile getirmemekte fayda var. Beşiktaşlı futbolcu kardeşlerime şunu öneriyorum: Her şeyi bir yere bıraksınlar. Bubir derbi maçı, rakip Fenerbahçe. Maçı kazanmak için çıksınlar. Zaten kazanırsan da şampiyonluk gelecek.”
Öyle ya, kazanması halinde puan farkı 5’e düşecek. Acaba Samandıra topraklarında ‘şampiyonluk’ lafı ediliyor mu? Uçar, ihtimal vermiyor:“Bir ihtimal daha vardır” şarkısı vardır.. Şu anda Fenerbahçeliler için şampiyonluk uzak bir ihtimal. Ama futbol da mucizelerin oyunu. Ben onlar için de aynı şeyi düşünüyorum. Lideri yenmek zaten başlı başına şampiyonluk kadar onur vericidir. Ben Fenerbahçe’nin motivasyonunun çok daha iyi olacağını düşünüyorum. Geriden gelen adamın zaten doğal olarak maça hazırlanışı daha iştahlı olur. Bir de rakibin liderse... Bu insanın doğasında vardır. Bunun Fenerbahçelilik, Beşiktaşlılık veya takımdaşlıkla hiçbir alakası yoktur. Gerideysen ve senden yukarıdakiyle oynuyorsan zaten ayrı bir motivasyondur. Onun için Fenerbahçe maça daha iyi hazırlanacak.En büyük tehlike de budur Beşiktaş için.
Kupadaki galibiyetin Fenerbahçe’yi ayrıca motive edeceğinde hemfikiriz:“Tabii ki daha önce yaptığı bir şeyi “Yapabiliyorum” diyerek, motive edebilir Fenerbahçe’yi...”
“Şenol Güneş, F.Bahçe maçlarını iyi yönetemiyor” iddiası var. Feyyaz Uçar, bu iddiaya destek vermiyor:“Yok, zannetmiyorum. Şenol Hoca kariyerinde Fenerbahçe ile yeterince maç oynamıştır. Hala bazı şeylere takılacağını zannetmiyorum. Engin tecrübesi olan bir teknik adam. Geçen sene şampiyonluğu yaşamış olması bence Şenol Hoca’nın özgüveni açısından çok önemliydi. Dolayısıyla onu aştığını düşünüyorum. Aşmamışsa bile bence bu maçta aşabilir.”
Ve biraz futbol magazini veya nostaljisi... “Unutamadığınız Fenerbahçe derbisi” sorusuna işte Feyyaz Uçar’ın cevabı:“Askerken oynadığım derbiler hep aklıma gelir. Birlikten gelmiştim; o dönem birlikten izin alıp geliyordunuz ve oynayıp geri dönüyordunuz. Bugünkü gibi 33 yaşına kadar tecil yoktu. Askerliğini yapıyordun o zamanlar. 2-0 yenmiştik. Schumacher’e çok güzel bir gol atmıştım. O maç geliyor aklıma.”
Feyyaz Uçar, transfer görüşmelerinde yaşanan bir yanlış anlaşmadan ötürü siyah beyazlı formadan kopmak zorunda kalmıştı. Ve sonrasında Fenerbahçe’ye forması giymişti... Beşiktaş’a karşı oynadığı maçtaki duygularını anlatmakta zorluk çekiyor, bugün de:
“O duygunun tarifi yok... Onu nasıl anlatacaksınız ki.. Başka birşey, çok zor bişeydi... O gün bende çok garip duygular vardı. Biraz hoca kaynaklı. O gün İvic beni ön libero oynattı. Yani 8 haftalık bir ön libero maceram var Fenerbahçe’de. Her maçtan sonra İvic’in beni tebrik ettiği, gazetelerinse bir yıldızla beni ödüllendirdiği maçlardı! O maçta da kendisine ısrarla “Hocam Fenerbahçe camiası adımdam ve performansımdan dolayı benden gol bekliyor. Lüften beni ön libero oynatmayın” dedim. Ama ben yine ön libero oynadım o maçta. Ama gariptir, Alpay da beni yine de market etti. Ama devrenin sonuna doğru Alpay’ı ben marke etmeye başladım. Çünkü Alpay benden daha rahat pozisyondaydı. Saçma sapan garip bir maç oynandı. Hakikaten zor bir maç oldu benim için. Ama zaten genelde de zor bir maçtı.
“Sizi en çok üzen Fenerbahçe maçı hangisiydi” diye de soruyorum, fakat pek bir maç aklına gelmiyor!“Bizim o dönemde sadece Fenerbahçe değil, kaybettiğimiz her maç bizi üzerdi. 48 maçlık bir yenilmezliğimiz vardı ve Galatasaray bizi yendi. O maçtan sonra sokağa çıkamadık bir hafta. Böyle garip garip şeyler yaşıyorduk, o dönemde. Fenerbahçe ile olan derbilerden sonra, çok net hatırlamıyorum açıkçası. Beni çok üzen bir derbi hatırlamıyorum. Genelde yenildiğimiz ve Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu pek bir maç olmadığı içindir. Çok fazla üzülmedik o dönem.”
Metin-Ali-Feyyaz, bugün de tezahüratlarda cap canlı olarak yaşıyor. Taraftardan yana bir vefa sorunu yok. Peki yönetim hesabında? Feyyaz Uçar, o kanattan da razı:
“Genel olarak Beşiktaş’ta kendi içinden yeşiten oyunculara karşı ayrı bir sevgi vardır, saygı vardır. O sevgi hiç bitmez. Sadece bende değil, Rıza’da, Metin’de, Ali’de, Şifo Mehmet’de (gerçi Şifo sonradan geldi), Fikret’te.. Bizler de zaten bir şekilde görevler aldık. Ama her yönetimin hepimize görev vermesi devamlı kullanması zaten mümkün değil
Ben Serdar Bilgili döneminde hatırlandım ve hocanın yardımcılığı bana lütfedildi ve iki yıl da görev yaptım. Dolayısıyla hoşnutum, mutluyum ve Beşiktaş’ın bir parçası olmaktan hiçbir sıkıntım yok. İstedikleri zaman çağırabilirler. Beşiktaş bizim için hayatta en mutlu olduğumuz yerdir. Yuvadır. Mevcut yönetimin çalışmalarını da çok takdir ediyorum. Tekrardan genç adamları toplayıp başarılı bir takım yaratmak Fikret Orman’ın doğru yaptığı birşeydir. Beşiktaş’ın başarılarında hep bu vardır. İyi bir takım yaratmak önceliklidir. Ayrıca gurur duyuyorum Beşiktaşlı olmaktan...
Altay’ı çalıştırdığında Feyyaz Uçar ile İzmir’de bir röportaj yapmıştım. Ve o röportajın manşeti şuydu: “Seba çağırsın hemen koşar gider elini öperim”... Neyse ki Seba çağırmış...“Rahmetli, ölümünden önce sağ olsun beni çağırttı. Büyük ağabeyler ve dostlar aracılığıyla.. Biz de gittik. Helalleştik ve vedalaştık.. Sonrasında da zaten kaybettik kendisini. Dolayısıyla o helalliği aldık. Allah’a şükürler olsun. Burada anlatamayacağım şeyler de var. Karşılıklı duygusal şeyler yaşandı. Ama gönlüm rahat. Öyle büyük bir başkanla çalışmış olmaktan çok mutluyum."
Ve illa derbi tahmini... “Hocam kaç kaç biter maç?”Valla ben özellikle yeni stadın atmosferini; bir iki kere de bulundum, çok etkileyici buluyorum. Haliyle araya girip “İnönü ile kıyaslarsanız nasıl bir atmosfer var” diye de soruyorum..
Yani başka bir şey oluyor orada. Yani bizim dönemimizde de orada özellikle Çarşı grubundan kaynaklanan bir destek vardı. Ama şu anki durum stadın dört bir tarafı Çarşı olmuş. Çok daha etkileyici. Mutlaka rakip oyuncuları etkileyecek bir durum. O açıdan Beşiktaş’ı avantajlı görüyorum. Bence 2-1 ya da gollü galibiyet bekliyorum; 3-2, 3-1 gibi gollü bir galibiyet bekliyorum.
Söze girerken Feyyaz Uçar’ın artık İzmir’de yaşadığını söylemiştim. ‘Neden güzel İzmir’ diye soru olmaz ama, sordum yine de...“Bana göre cenneti Ege’dir. Bir çok yere seyahat ettim. Buradaki iklim dünyanın hiçbir yerinde yoktur. İstanbullular alınmasın gücenmesin. İzmir de Ege’nin en güzel şehri, dolayısıyla İzmir...”
Efsane Feyyaz Uçar ile söyleşimizi iki güzel bir soruyla noktayalım. Önce 1 nolu soru: “Gelmiş geçmiş en iyiBeşiktaş 11’niz?”
Sabri Dino - Sarı Süleyman (Oktay), Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Zekeriya Alp, Rıza Çalımbay, Baba Hakkı (Yeten), Yusuf Tunaoğlu - Ali Gültiken, Metin Tekin, Feyyaz Uçar.
Ve 2 nolu soru: “Fenerbahçe’den en beğendiğiniz futbolcu kimdir, gelmiş geçmiş?”Ben Cemil Ağabeyi (Turan) çok takdir ediyordum. Belki de oynadığım mevkiden ötürüdür. Forvet oyuncularına hep sempatim oldu. Sadece Beşiktaşlılara değil. Beşiktaş’tan Kör Tuğrul, Şaban Ağabeyi çok severdim, onların hastasıydım. Fenerbahçe’de Cemil Turan çok takdir ettiğim bir oyuncuydu. Sonrasında Selçuk Yula önemli isimlerdi. Tabii ki Oğuz Çetin ile Aykut Kocaman hem arkadaşım hem sevdiğim ve saygı duyduğum rakiplerimdi ama Cemil Turan’ı başa koyabilirim.. (Hürriyet)