Beşiktaş'ın yıldızı için olay benzetme: 'Robin van Persie'den...'
Bir Babel klasiği - Bilal Meşe / Milliyet
Beşiktaş’ın en belirgin özelliği, vitesi sürekli yükseltmesi, pas trafiği ve de baskısıdır. Bu üç faktör rakipleri sıkıntıya sokar, savunmaya çekilmek zorunda kalırlar, başlarına iş alırlar. Akhisar, böylesi donanımlara sahip Kartal’ı durdurmanın elbette hesaplarını yapmıştır. Dememiz o ki, Akhisar’ın kalabalık savunma anlayışı ve kontra toplarla pozisyon aramasından doğal ne olabilir? Ne var ki ev sahibi takımın bu düşüncesini Babel henüz ikinci dakika dolarken attığı golle alt-üst etti. Babel’i topla döndürmeyeceksiniz arkadaş, o fırsatı verdiğiniz anda, onun klasik vuruşlarını ve gollerini engelleyemezsiniz. Attığı gollere bakın adeta fotokopi gibi, bu bir özelliktir, çalışmayla ilintilidir.
Sanırım Akhisar savunması bunun hesabını ya yapamadı, ya da unuttu! Babel’in attığı ilk golde Caner’in asistini elbette es geçemeyiz. Caner hem savunmada hem ileri çıkışlarda çok başarılı işler yapıyor, ortaları mı, müthiş tehlikeli, daha ne yapsın? Negredo’ya kızabiliriz, savunmanın arasında pek de başarılı işler yapamıyor, ender buluştuğu topları da kaybediyor! Hatta, net pozisyonları bile golle taçlandıramıyor! Ne var ki, dünkü maçın ilk yarısında savunmanın hatasını iyi değerlendirdi ve farkı ikiye çıkararak, Akhisar’ın olası direnişini de kırdı. İkinci yarının hemen başlarında bir fırsat kaçırdı ki, anlatamayız, biz alıştık, o da! Neyse ki Kartal’ın Babel’i var, buldu mu atıyor, farkı artırıyor. Kartal’ın kapalı savunmalarda sonuca giderken handikapları biliniyor. Negredo’nun golünden sonra Akhisar doğal olarak risk aldı, ofansif oyuna döndü, biraz ayağa kalkar gibi oldular, ürettikleri var, var da golü kim atacak! Quaresma, Tolgay ve Oğuzhan cezalarını tamamladı, yeniden takıma dönüş yaptılar.
Güneş hoca, Quaresma’yı 11’de sahaya sürerken, diğer ikisini yedeğe çekti, Tolgay’a ikinci yarıda şans verdi. Valla bana göre ideal bir 11’i tercih etmiş hoca. Quaresma sadece işine odaklandı, bir kez kaleyi yokladı, Lukaç güçlükle kornere tokatladı. Nitekim ikinci yarıda Babel’in golünden sonra Kartal, oyunu tamamen tek kaleye çevirirken, o baş döndüren pas trafiğini müthiş uyguladı. Talisca oyunda kaldığı sürece pek ortalıkta gözükmedi doğru, ama kalitesi belli, kritik maçların kritik golcüsü olduğunu biliyoruz. İşin özeti, Kartal zirve yarışında zorlu bir virajı daha firesiz ve de farklı geçerken, şampiyonluk umudunu ileri ki haftalara taşıdı.
Güzel bir idman maçı oldu - Erman Toroğlu / Fotomaç
Ligimiz başlıyor, 6-7 maç geçiyor; takımlarda fazla hareket yok... Diyoruz ki, "Daha sezon yeni başlıyor, sonra açılırlar..." Devre arası oluyor, tatiller yapılıyor; sonra lig yeniden başlıyoruz. Bu kez de diyoruz ki, "Ya, devre arasından yeni çıkıldı, birkaç haftaya iyi oynamaya başlarlar..." Hemen ardından Milli maçlar geliyor..
Milli maçlardan sonra yine bir şey oynanmıyor! Ve sezon sonu geliyor... Bu kez de, "Artık bundan sonra sadece galibiyet önemli, iyi ve keyif veren futbol beklemeyin" deniyor... Beşiktaş dün gece oyuna başladı, hakimdi... Bitirdi, yine hakimdi... Peki, Akhisar pozisyona girdi mi, girdi. Beşiktaş girdiğini attı, Akhisar girdiğini atamadı! Haa, Akhisar biraz zorlasaydı bir şey yapabilir miydi, bence hayır! AKLI GALATASARAY'DAYDI Çünkü Akhisar biraz zorlasaydı, Beşiktaş bu sefer tempolu artıracaktı. Siyah-beyazlılar, Akhisar'ı yenmek için ne kadar oynanacaksa, o kadar oynadılar.
Doğrusu şu ki, hiç de zorlanmadılar. Güzel bir antrenman maçı oldu. Benim takıldığım olay, Akhisar sanki lig bitmiş gibi oynadı. Bugüne kadar aldıkları puan yeter mi, bilemem. Oyunun son 7-8 dakikasında siyah-beyazlılar daha da fazla gol atmak istemediler. Geride top çeviriyorlardı. Zaten maçın son 10 dakikasında iki taraf futbolcuları da "Bitse de gitsek" diyorlardı... Akhisar, belki de üç gün sonra Galatasaray ile oynayacağı Türkiye Kupası karşılaşmasını düşünüyordu. Doğru, kupa kestirme yoldan iyidir, başarıdır ama ne demişler; Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmasınlar!.. Akhisar şunu unutmamalı. Yıllar önce Antalyaspor nerelerde geziyordu.. Sonra ne oldu bilinmez motorları bozulmuş uçak gibi yere çakılıp, 2. Lig'e düştüler. Her şeyden ders çıkarmak lazım....
Hakemlere iş düşmedi - Ahmet Çakar / Sabah
Beşiktaş güle oynaya kazandı. Maç öncesi maçın bu kadar rahat geçeceğini ön görmüyorduk ama Akhisar, hem hırs hem de futbol olarak tahminlerimizin çok altındaydı. Beşiktaş maça adeta golle başladı. Sahanın yıldızlarından biri olan Babel, Caner'den aldığı topu kontrol etti, döndü ve mükemmel vurdu. Maçın hemen başındaki bu golden sonra neredeyse 90 dakika tüm inisiyatif siyah beyazlılarındı.
Bol pas yaptılar, topu sürekli kontrolde tuttular, özellikle ikinci yarı manasız ve çok ciddi birkaç pozisyon verseler de rahat bir galibiyet aldılar. Yine ilk yarının ortalarında Negredo, ikinci golü attı. Burada da topu Caner kesti ama Akhisar defansı ters vurunca top Negredo'nun önüne geldi, onun da zamanlaması o kadar iyi ki vücut açısını ayarlaması ve topa dokunuş zamanıyla mükemmel pozisyon aldı ve golü yaptı. İlk yarıda Fabri'nin yüksek konsantrasyonundan söz etmeden de geçemeyeceğiz. Cin gibi, çabuk ve sürekli oyunun içinde... İkinci yarının hemen başında da maç aslında bitiverdi... 47. dakikada Babel, yine çok iyi vurdu ve Beşiktaş zor görünen bu deplasmanı rahat tamamladı. Quaresma belli ki kendini ispat etmek istiyor. Cezalı olarak oynamadığı haftaların hırsını alırcasına bir şeyler yapmaya çalıştı ama ayağında çok top tutuyor. Pas verip ayağından topu çıkartması gerektiği zaman hala topla oynuyor. Aslında Quaresma bu değil ama belli ki ispat peşinde...
İkinci yarı Beşiktaş'ın verdiği gol pozisyonları inanılır gibi değil. Belki skorun rahatlığı bu zaafları ortaya çıkarttı. Amatör takımcasına kademe ve pozisyon hatalarıyla, manasız pozisyonlar verdiler.
Sonuçta Beşiktaş, 'Şampiyonluk yarışına ben de hoş geldim' deyiverdi. Aslında belki de Şampiyonlar Ligi'nin zorlu maçları olmasa ligimizde çok ama çok farklı yerlerde olabilirlerdi. Akhisar'a çok şaşırdım. Bu kadar kötü olmamalılar. Düşme tehlikesi yaşamasalar da bu blogun hemen üzerine yerleşiverdiler. Hakemler için kolay bir maçtı. Hüseyin Göçek ve arkadaşları da bu kolay maçı mükemmele yakın yönetmesini bildiler.
13. Cuma Hollywood saçmalığıdır - Ali Ece / Fanatik
Vodafone’da berabere biten maçta Akhisar’ın yıldızı sağ bek Lopes’ti. O maçta Babel de yorgunluk nedeniyle ilk 11’de yoktu. Bu kez Akhisar tarihinin en iyi zemininde Lopes yokken Babel maç başlar başlamaz estetik şovuna başladı. Golü getiren şutun harikalığı bir yana, Hollandalı’nın topu kontrol eder etmez rakibini çarşıya gönderen çalımı diğer yana... Aslında Okan Buruk’un yaptırdığı pres, teorik açıdan yanlış değildi. Lakin Medel’in süper savaşçılığının bazen gölgesinde kalan dar alanda seri kısa paslaşma mahareti, pratikte kolay aşılan presi etkili Beşiktaş direkt hücumlarına dönüştürdü. Hollandalı sağ ayağını bir kez daha mancınık gibi kullanarak farkı arttırdı. Akhisar’ın ender gelişen tehlikelerinde Fabri kalesinde bir kez daha devleşti.
Quaresma formda döndü, bıraksalar sabaha kadar iki 90 dakika daha oynardı. Gecenin sorusu Babel alındığı zaman “Çöp transfer” diyenler bir zahmet utanıp artık pişpirik üzerine yorum yapabilirler mi? Maçın starı Babel’e ya sol çaprazdan şut şansı vermeyeceksin ya da kalecine çelik yelek giydireceksin! Maçın olayı Fabri’nin çalımı görsel heyecan açısından olay. Lakin Şenol Güneş’in o hareketten hiç hoşlandığını sanmıyorum. Kısa mesaj Futbolda yeteri kadar iyi oynarsan her gün kazanabilirsin. 13. Cuma futbolla ilgisiz bir Hollywood saçmalığıdır.
Beşiktaş için keyif vakti... Rıdvan Dilmen / Sabah
Şenol Güneş ve oyuncular için nefis bir 48 saat, oyunculuğumdan da antrenörlüğümden de bilirim, maç fazlasıyla da olsa lidersiniz... Şu tabloyu 29 haftadır Beşiktaş taraftarı bekliyordu. 2 sezonun şampiyonu maç fazlasıyla da olsa liderlik koltuğuna ilk kez oturdu. Bu akşam Fenerbahçe'nin maçını, daha da önemlisi Galatasaray- Başakşehir maçını bekleyecekler. Kafa karıştırıcı bir tablo var aslında, kimin kazanmasını isteyecekleri net değil ama önemli olan Beşiktaş'ın kendi maçlarında 5'te 5 yapması... TT Stadı'na gideceğini düşünerek Başakşehir'in kazanmaması gerektiğini düşünüyor olabilirler.
Zemin, kazanmak isteyen takımlar için önemlidir. Ayağa çabuk oynamaya çalışan Beşiktaş gibi takımlar için avantajdır. Topun sekmesini bekleyip vurmak istersen iyi zemin olacak. Babel gibi... Orta sahasında Tolgay ya da Oğuzhan'ı en az kullanan bir yapıyla bugüne dek gelmişlerdi, Atiba-Medel-Talisca üçlüsüne döndüler. Babel'in fotokopi iki golü var. İlk gol oyun disiplininden kopardı Akhisar'ı. Üçüncü gol de artık 'dama' dedirtti.
Sahanın en iyi oyuncularından birisi tartışmasız Caner'di. İki bekin de iyi oynayınca pozisyon buluyorsun. Akan oyunda bir baktık, ceza sahasında Tosic var. Orta sahasının ortasındaki Atiba ve Medel'e de güvenip gidiyorlar. Beşiktaş hücum yaparken Babel, Talisca, Negredo ceza sahasında oynadı neredeyse. Caner de öne çıkınca ikinci topları Atiba, Medel ve Adriano süpürdü. Quaresma 5 hafta oynamamanın verdiği egoistlikle ceza sahası içinde halı saha hareketlerine girdi. Vurdu, çekti, kaleciyi yatırdı, direkten döndü falan. 3-0'dan sonra laylaylom oldu tabii. Elbette Okan hocanın planı Seleznyov'a ceza sahası arkası koşuları yaptırmaktı ama bu plan en baştan sekteye uğradı. İkinci yarıda Beşiktaş'ın izin verdiği ölçüde pozisyona girdiler. Güle oynaya değil, mücadele ederek kazandılar. Keyif aldılar. Futbolda 'güle oynaya' diye bir şey yoktur, mücadelenizi ederseniz skor size gelir. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi serüveni daha kısa sürseydi en az 4-5 puan fazla alırdı. Hakemler de Hüseyin Göçek önderliğinde iyi bir maç çıkardılar.
Van Persie'den bir gömlek üstün - Ömer Üründül / Sabah
Beşiktaş maça alışılmış bir Babel klasiğiyle adeta gol ile başladı. Kısa süre içerisinde 2. golü bulup rahatladı. Ancak bu yarıda Beşiktaş'ta ilginç olumsuz görüntüler de vardı. Önce Quaresma ilk 15 dakikada fantaziye kaçıp gereksiz 2 topuk pası yaptı. Sonrasında da santra civarında bir trivela yaptı. Devre sonuna kadar da sahada yoktu. 2-0'dan sonra devre bitene kadar Beşiktaş üretkenlik sağlayamadığı gibi, kalesinde 2 de net tehlike yaşadı. Fabri dikkatli ve başarılıydı. Bunun nedenleri de; Quaresma'nın Ömer'i kovalamayışı, Negredo'nun bedavadan bulduğu pozisyonda, zorla atığı gol dışında varlık gösteremeyişi ve rakibinin faulüne sinirlendiği 40. dakikaya kadar sahada hiç olmayan Talisca'ydı. 2'nci yarıya Beşiktaş yine hücum ağırlıklı başladı.
Bu yarının tümünde Quaresma ilk yarıya oranla başarılı bir grafik çizdi. Sonra sahanın yıldızı Babel, yine ilkine benzer güzel bir gol attı. Sonra da Beşiktaş kendi kontrolündeki maçı 3 puan alarak bitirdi. Beşiktaş'ta dün en başarılı isimler Babel ve Caner'di. Sonrasında da disiplinli oyunlarıyla Medel ve Atiba'ydı. Performans olarak hayal kırıklığı Talisca'ydı. Şenol Güneş'in 2 şeyi çok iyi analiz etmesi lazım. Maç bu kadar rahat giderken en formda 3 oyuncusundan yoksun ve erken yenen 2 golle moralini de kaybeden Akhisarspor'a nasıl 6 pozisyon verildi. Bana göre nedeni çok açıktı. Negredo ve dün geceki Talisca ile Beşiktaş 2 kişi eksikti. İkincisi de ne olacak bu Negredo'nun hali? Bundan sonraki final haftalarında en büyük problem santrfordaki sıkıntı. Negredo çok güçsüz, zorla idare etmeye çalışıyor. Bir örnek vermem gerekirse, fizik olarak Robin van Persie'den sadece bir gömlek fazlası var.
Babel kalitesi - Metin Tekin / Sabah
Zor geçmesi beklenen Akhisar deplasmanında Beşiktaş'ı nasıl buldunuz? Beşiktaş her iki yarıda da oyun başlangıçlarını golle yaptı. İlk golde Akhisar'ın oyun anlayışı değişmedi ama ikinci golden sonra oyunu biraz daha öne taşıyan bir ev sahibi izledik. İki tane de net pozisyon buldular. Ama Beşiktaş çok da oyun kurmaya gerek kalmadan skoru 3-0'a getirdi. Çok zor gözüken bir deplasmanı kolay bitirdi diyebiliriz. Burada da bence bütün oyuncuların katılımı değil özellikle Caner ve Medel'in iştahlı oyunları ve Babel'in vuruş kalitesi işi iyice kolaylaştırdı Beşiktaş için. Bazı maçlar vardı, Beşiktaş'ın çok daha iyi oynayıp skoru alamadığı...
Ama oyuncu kalitesi zaman zaman oyun gücüne ihtiyaç duymadan kazanabilen bir Beşiktaş yaratıyor. Babel (12 gol, 4 asist) için Talisca'nın (12 gol, 4 asist) gölgesinde kalıyor diyebilir miyiz? Skora yüksek katkı yapan iki başarılı oyuncudan bahsediyoruz. Ama Talisca bazı maçlarda skoru tek başına yakaladığı için öne çıktı. Babel'in de kalitesinden her zaman bahsediliyor zaten. 3-4 haftalık sallandığı bir dönem oldu ama formunun yine yükseldiğinden bahsedebiliriz. Zaten Beşiktaş'ın kalitesini anlatırken, Negredo'yu bir kenara bırakırsak ilerde Babel-Talisca-Quaresma gibi oyun anlamında olmasa da skoru çözen kaliteli bir üçlüden bahsediyoruz. Talisca'nın genç olması ve oyuncu özellikleri onu bir adım öne atıyor olabilir. Ama performans olarak Babel'in de onun kadar katkısı vardır Beşiktaş'a... Bu sonuç Galatasaray-Başakşehir maçını nasıl etkiler? Yani son 6 haftaya girerken, 5 gollü Göztepe ve ardından 3 golle kazanılan bir Akhisar deplasmanı Beşiktaş'ın finişe kafası rahat girdiğini ve oyun iştahının yüksek olduğunu gösteriyor.
Şenol Güneş, "Biz rakiplere değil de kendimize bakıyoruz" dese de bundan sonraki resmi görmesi için G.Saray-Başakşehir maçı büyük önem taşıyor. Gerçekten şampiyonluk için çok önemli bir karşılaşma olacak. Yarışta kalan bu dört takımdan hangisi hiç de kolay olmayan altıda altıyı başarırsa, şampiyonun da o olacağını düşünüyorum.
Kartal ezdi geçti - Oktay Derelioğlu / Takvim
AKHİSAR deplasmanı şampiyonluk için Beşiktaş için çok önemli bir virajdı ve Kartal bu engeli dün çok rahat geçti. Daha önce Akhisar deplasmanında çok zorlanan Kartal mükemmel bir futbolla 3 puanı aldı. Gençlerbirliği'nin Galatasaray'a çelme takmasından sonra Akhisar'ın da Beşiktaş'a karşı bir direnç göstermesi bekleniyordu ama Siyah-Beyazlılar rakibine neredeyse hiç fırsat vermedi. Süper Lig'in en formda futbolcusu olarak gördüğüm Babel, dün harika bir futbol oynadı ve alınan galibiyette başrol oynadı. İki golle yıldızlaşan Hollandalı takım arkadaşlarının da performansını artırdı.
KRİTİK GALİBİYET
Dün takım olarak sahada çok iyi bir Beşiktaş vardı. Fabri'den başlayarak en uçtaki Negredo'ya kadar herkes görevini en iyi şekilde yaptı. Oyun disiplinini bir an olsun elden bırakmayan Kartal, Galatasaray-Başakşehir maçının olduğu haftada oldukça kritik bir galibiyet aldı. Akhisarspor'dan farklı bir galibiyet ve maç fazlasıyla lider olarak dönen Beşiktaş, şampiyonluğun en ciddi favorilerinden biri olduğunu gösterdi. Siyah-Beyazlılar aynı zamanda hafta içi Fenerbahçe ile kupada oynanacak olan rövanş maçı öncesinde moral kazandı. MAÇIN İYİSİ BABEL: İki harika golle maça damga vurdu.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ SELEZNYOV: Akhisar'ın forveti çok etkisizdi..
Kartal güle oynaya- Ömer Güvenç / Vatan
Önce Alanya, sonra Göztepe.. Dün de Teleset Mobilya Akhisar.. Beşiktaş şampiyonluk yolunda tam gaz gidiyor. Kendisi kazanıyor, rakiplerinin de puan kaybetmesini bekliyor. Zaten yapacak başka bir şeyleri de yok. Siyah-beyazlılar dünkü karşılaşmanın mutlak hakimiydi. Her dakikasında üstündüler. Dün Beşiktaş’ın golcü oyuncusu Anderson Talisca durdu ama Babel sahneye çıktı. Adeta birbirinin kopyası 2 gol attı. MEDEL ve Atiba görevlerini yerine getirdiler. Ama çok ekstra işer yaptılar mı, hayır. 5 haftadır oynayamayan Quaresma istekli ama etkisizdi. Negredo golü attı. Fırsatçılığını alkışlamak gerekir ama Negredo bu golü kendisine armağan eden Teleset Mobilya Akhisar savunmasına da teşekkür borçlu. Beşiktaş savunmasının göbeğinde oynayan 3-4 tane oyuncu var. Ama en uyumlu çift Pepe ve Tosic.
AKHİSAR ÇOK KÖTÜYDÜ
Akhisarspor kendi sahasında belki de en kötü futbolunu oynadı. Özellikle defansı çok uyumsuz ve kötüydü. Kısaca Beşiktaş, Akhisarspor deplasmanında güle oynaya 3 puanla döndü ve şampiyonluğun en büyük favorilerinden olduğunu gösterdi.
Futbol, hafta içinde kurgulanan, hafta sonunda sergilenen bir oyundur - Uğur Meleke / Hürriyet
Okan Buruk’un Akhisar’ı peş peşe galibiyetlerle küme düşme hattının üstüne çıktığından beri motivasyon sorunları yaşıyor.
Özellikle geçtiğimiz hafta orta sahayı tamamen Alanya’ya kaybeden Buruk, Beşiktaş karşısına radikal önlemler alarak çıkmış. En temel önlem, yani 4-4-2’den 4-3-3’e dönüş bence doğru karar. Zaten ilk yarıda İstanbul’da oynanan maçta da Beşiktaş’ı bu şekilde durdurmuşlardı, orta üçlünün dinamizmi ve sertliğiyle. Dün de orta üçlü Sissoko-Serginho ve Eray’ın çalışkanlıklarına diyecek yoktu gerçekten. Bence Malatyalı Aytaç-Azubuike-Murat’la beraber ligin en dinamik orta üçlüsü bu.
Ancak futbol sadece önlem almayla ilgili bir oyun değil. Hatta futbolda kaderi genelde önlem alanlar değil, aldıranlar belirliyorlar. Beşiktaş’ın yetenekli sol kanat ikilisi Caner-Babel, sadece 20 dakikada aynı senaryoyu 2 kez uygulayarak 2 gol attılar Akhisar’a. Ve çektiler fişi. Caner sol çizgide topla buluşup, sanki yüksek bir orta yapacakmış gibi pozisyon alıyor. Herkes ondan yüksek ve uzun bir orta beklerken, yay üzerine yaklaşan Babel’i görüyor... 3’üncü dakikada gördü, golü attırdı. 20’de bire bir aynı şeyi yaptılar, tabelayı Negredo değiştirdi bu kez.
Gwyneth Paltrow’un başrolünü oynadığı “Sliding Doors (Türkiye’de gösterildiği ismiyle, Rastlantının Böylesi)” filmini izlediniz mi bilmiyorum. Filmde iki ayrı hikâye, paralel olarak ilerlerler. Bir senaryoda Paltrow, trene son anda yetişir ve eşini onu aldatırken yakalar. Diğer senaryoda Paltrow trene saniyelerle geç kalır ve bambaşka bir öykü gelişir...
Futbol da böyledir işte. Tek bir an, tek bir karar, maçın bütün hikayesini değiştirir. Dün Caner’in havadan klasik orta yapmak yerine yerden Babel’e attığı 2 pas, müsabakanın bütün kaderini değiştirdi. Muhtemelen bu iki oyuncu, bu taktiği hafta içi düşünmüş, konuşmuş, çalışmışlardı. Cuma gecesi Akhisar’da uyguladılar sadece. Zira futbol aslında, hafta içinde kurgulanan, hafta sonunda sergilenen bir oyundur...
Spor yazarları, Beşiktaş'ın 3-0 kazandığı Akhisarspor galibiyetini değerlendirdi