Beşiktaş'ta kalıyor mu? Şenol Güneş konuştu!
İŞTE GÜNEŞ'İN AÇIKLAMALARINDAN ÖNE ÇIKANLAR:
2016-2017 sezonu bize farklı bir misyon yüklemişti. Biz şampiyon olarak sezona girdik. Şampiyonlar Ligi ve arkasından Avrupa Ligi, Türkiye Kupası ve Süper Lig... Sonuçlar her zaman tartışılır. Biz işimizi başarmak için yetenek ortaya koymaya çalıştık.Yönetim de hedefi tutturmaya çalıştı ve 5 yıl içinde iyi bir yol kat ettik. Ama ben oyunlardan gidiyorum ve sonuçlara takılmak istemiyorum.
Bizim asıl yaptığımız iş oyunla yaptığımız iştir. Kötü oynadığımız maç Dynamo Kiev maçı. Lyon maçında iyi oynadık ama istediğimiz sonucu alamadık. Oyuncular, taraftar, personel herkes büyük emek verdi. Olağanüstü bir çalışmayla bugünlere gelindi. Tüm Beşiktaş camiasının, ailesinin katkısı olduğunu düşünüyorum. Herkese teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum. Saha içinde ve dışında biz bir aileydik. Hiçbir rakibi bizden üstün görmedik. Onlara saygı gösterdik ve sanıyorum ki tüm takımların saygısını kazandık. Gayretli ve değerli bir futbol oynamaya çalıştık. Süratle zamanı harcadık. Hem çalışmada hem yarışmada hem de düşünmede çok çalıştık, büyük emek verdik. İlkeli ve prensipli olduk.
Gelecek yılın ilk adımını attık. Çıtayı yükselttik ve asla geriden başlamadık. Ne kazanacağımız değil ne yapacağımız önceliğimizdi.Hedefimiz güzel futbol, keyif alınan futboldu. Ama bazı maçlarda keyif alınan tarafları kaybettik. Yetki , görev ve sorumluluklarımızı kaybetmedik. Futbolun bir oyun olduğunu ve hesaplaşma olmadığının bilincindeydik. Başka takımların eksiklikleri bizim eksikliğimizi kapatmaz. Elimizdekilerin kıymetini bildik. Futbolun dışına asla çıkmadık ve genel hayat felsefesinden de asla vazgeçmedik. Büyüklüğü sadece şampiyonluğa sıkıştırmamak gerekir. Spora, sanatın güzelliğini ve paylaşım sevdasını katalım. Felsefemizi, dilimizi, kültürümüzü geliştirelim. Cesur ve güzel futbol da seyirciyi sahaya getiririr.
Yeni fikirlere, açılımlara ihtiyaç var. Personelin, futbolcuların iyi olması yetmez, diğer takımların da kalitesini arttırması lazım. Bunun için düşünceye, konuşmaya ihtiyaç var. Bazı futbolcuların sahadan çıkarken tavır alması, kızması bunlar yanlış davranışlar. 50. yılımı kutluyorum ve onu da sizinle paylaşıyorum. Aslında 67'de başladım 87'de bıraktım. Trabzon’da da kapı numaram 7 idi. İlke merkezli değerleri olan bir yapıdayım. Başarı mıknatıs gibidir. Siz işinizi doğru yaptığınız zaman başarı da geliyor zaten. Sonuçlar ne olursa olsun biz işimizi yapmak zorundayız. Bunları yaparken hata yapıyorsak bunları değerlendirir ve ayıklarız. Futbolu bozmak isteyen insanları aramıza sokmayalım.
Futbolun cazibesi kayboluyorsa burada bir sorun vardır. Taraftarlar ağlamasın üzülmesin. Başkanın kızı ağlarken ben de ağlıyorum. Bu tüm takımlarda böyle olmalı. Eğlenmeye, gülmeye gelelim. Yüzler hep gülsün. Maça, eğlenmeye ve gülmeye gelelim. Son maçta beni oyuncular kaldırırken bir şey söyledim. Çok değerli alimlerimiz var. Onları hep dinleyelim. TV’de maç sonunu izledim ve eşime de söyledim. Çiçek gönderirken "Gülü gülene ver, kalbini sevene ver." Bu cümleden beni nerelere getirdiler, neler dediler. Bunlar ahlaksızlıktır. Bunlar kötü düşüncelerdir. Bunları yazanlar kötü insanlardır. Topluma ve kendine zarar veriyorlar bunları yazan kişiler... Öyle bir yere tutun ki sürüye sürüye seni cennete götürsün.
Trabzonspor’u seviyorum. Kimse benim gibi sevemez ama buradaki işimi de bu sevgi engelleyemez. Ben burada mutluyum. 2 sene önce bir söz söyledim Trabzonlular kızdı. Şampiyonluk tebriğini camia kulüp adna alıyorum. Ben yaratmadım ki yaratan birileri var. Bir antrenör ne yapar? Ya çalışır ya bir yere gider ya mesleği bırakır. Ben zaten çalışıyorum. Bir sürü şeyler söylendi. Başkanın ne hesapları olduğu söylendi. Zaten görevdeyim. Burada çalışıyorum. Gizli bir şeyimiz yok. Yönetim kurulu konuşmaya geldi 2 ay önce. Konuştuk, anlaştık. Kabul ettim. Her konuda anlaştık. İçime sinmediyse mutsuz olacaktım. Bu konular çok acil bir şey değil. Özel hayatımla ilgili konuları hep geri attım. Bir maç oynuyorsunuz olağanüstü. Lyon’a eleniyorsunuz dramatik bir şekilde. Oyun olarak ben mutluydum ama yorgunduk. Yorgunken Başakşehir maçına çıktık ve kötü oynadık. Maç kaybettik ve puan farkı azaldı. Bu sefer de neden puan kaybettin hesap ver işine döndü. Ardından Fenerbahçe maçına çıktık ve mucizevi bir gol yedik. Adamların atağı yok ama maç berabere bitti. Ondan sonra tekrar toparlandık. Şampiyon olduk. Burada takımın başarısı önemli. Aileden şahsi meselelerimizden daha çok takımımızın durumu önemli. Bir çok yazar var köşelerden yer kapan ve bu kişiler Beşiktaş üzerinden prim yapıyorlar. Bunların toplumda bu meslekte olmamaları gerekiyor. Gerçekten çok yazık. Beşiktaş kulübü, bana ne derse onu yaparım. Ayrıl derse ayrılırım. Git derlerse giderim.
Fatih Hoca nasıl ayrıldı ben de o şekilde ayrılırım. Önemli olan iyi niyet, samimiyet. Bu konuşmalarla bizi parçalamak isteyen oluyor araya nifak tohumları ekmeye çalışıyorlar. Bunlar yanlış şeyler. Benim fikrim vardır yönetime söylerim. Transferle ilgili defans oyuncusu alacağımı başkan da yönetim de herkes biliyor. Ama bunun kararını yönetim verecek. Oynayanların da gitmesi muhtemeldir. Milli takımın antrenörü var. Bu saygısızlıktır. Benim Milli Takıma gideceğim konuşuluyor. Milli takımın başındaki hocasına ayıptır bu durum. Yenilikçi olalım biraz. Bu bize yakışmaz. Tutunduğum yer de iyidir bulunduğum yer de iyidir. Kulüp isterse giderim hiç de üzülmem. Benim başarım ve başarısızlığım da bana %10 %20 avantaj sağlar. Şampiyonluklar bana katkı getirmez. Çeyrek finale gelmişken de finale gelmek isterim. Bizim mukavelemiz zaten var. Yeni bir konuşma yapmadım. Ben gidersem eğer de kulübe zarar gelmez. Tamer Hoca'nın yazısını okudum ve üzüldüm. Ben de dahil hepimiz gidebiliriz. Bir sorun yok. Başkan ve yönetim ne derse o olur. İsterlerse giderim hiç problem değil.
Ben hiçbir şart koşmadım. Benim için yönetim nasıl isterse o şekilde olur. Sürekli konuşarak detaylı bir şekilde ilerliyoruz. Transfer ile ilgili geçen sene beyanım oldu ama olay başkana patladı. Fikret Orman’ın üzerinden algı oluşturdular. Transferde her şey mükemmel olamıyor. Şu anda hiçbir sorun yok. Taraftarı ve yönetimi bölmek kesinlikle doğru bir davranış değil. Yönetim başka hoca bakıyor. Beni beğenmiyorlar diye çok yazıldı çok çizildi. Katılırsınız katılmazsınız fikrinizi dile getirebilirsiniz ama böyle adam asamazsınız. Ben burada konuşma yaparken konuşma yaptığım şeylerin dışında bir algı oluşturulacaksa gerek yok bu toplantıya. Tüm kararları yönetim verecek. Yönetimin kararı benim için önemli. 3-5 gün sonra tam anlamıyla tüm konuları konuşacağız. İçime sinmezse zaten ben imza atmam. Ama tekrar belirtiyorum ki olumsuz hiçbir şey yok. Ayrılacak olsam da rahatlıkla söylerim. Hiçbir teklif almadım. Kimseyle görüşmedim. Kovarlarsa da gitmem bu takımın başından. Kulüp ile ilgili bir sorunumuz yok ama kulüple ilgili şartlar da var.
2 milyon bütçemiz var. 1 milyona stoper bulmak istiyorduk. Oturmuş bir kadroyu bozmak doğru değil. Çekirdek kadromuzu korumak istiyorduk ve bu doğrultuda transferlerimiz yaptık. Şu an eldeki oyuncuların kiralık durumları var. En iyi oyuncu da gidebilir. Bunları kabul edip lige girmek durumundayız. Bunları konuşup değerlendireceğiz. Bu takım iyi bir takım. Allah da yardım ediyor. Oğuzhan, Adriano tüm oyunculara teklif geliyor. Ama hiçbiri de gitmeyebilir. Bu sene orta sahayı ve stoperleri kalabalık tuttuk. Oyuncu oynamayınca sinirleniyor. Benim için bütün oyuncular yıldızdır. Yıldız olmak her zaman yetmez. Yıldız oyuncu takım için oynayan oyuncudur. Takımı sahiplenendir. Fedakarlık yapandır. Herşeyin başında yönetim önemli. Yönetim de yanlış yapabilir. Bunlar olağan şeyler. Biz hazırlık dönemini genç takımla yaptık.
Şampiyonluk daha yakın olduğu için Şampiyonlar Ligi’ni önemsemiştim. Şampiyonlar Ligi’nde olmak durumundayız. Lyon maçına da farklı baktık. Kazanmak için oynadık. O maçtan sonra da ligde puan kaybettik. Hedef ve kariyer planlamamdan ziyade altyapıya da önem verdik. Altyapı ve tesisler mükemmel olmadan oyuncu çıkmaz. Altyapıyı bırakın üst yapıdaki oyuncuları Avrupa’da alıp değer kazandırıp öyle oynatıyorlar. Buna en yakın örnek Emre Mor. Bunları ömrüm yettiğince söylemeye devam edeceğim. Bildiğimiz doğruları eksik gördüğümüz zaman moralimiz bozuluyor. Bu sebeple altyapıdan oyuncu çıkarmayı önemsiyorum. Şampiyonlar Ligi’nde olmalıyız eğer olmazsa mutlaka Avrupa Ligi’nde başarılı olmalıyız.
Oyuncu yetiştirip satmak için henüz hazır durumda değiliz ama o yönde çalışmalarımız mevcut. İşime odaklanırken takıma gidiyorum, Milli takıma gidiyorum gibi sorulara yazılanlara cevap vermem mümkün değil. Trabzon'u ya da başka takımları sevmem oraya gideceğim anlamına gelmiyor. Korku yaratılıyor, baskı yaratılıyor. Böyle yapanlar var ise orada ben yokum. Kan uyumu ile bir sıkıntım yok.
Korktuğumuz bir maç yok. Antep maçı da dahil. Atiba ,Marcelo, Quaresma yok, çok oyuncu da olmayacak. Oynamayan oyunculara büyük ihtimalle Osmanlıspor maçında şans tanıyacağız. Bu durum keşke 1 ay önce olsaydı. Oyun olarak herkesi yenebiliriz. Kimseden bir korkumuz yok. Son maçımız ve veda maçımız olacak.
Devre arasında Ömer sakattı. Oğuzhan sakattı. Talisca sakatlandı. Gökhan’ın da bir sakatlığı vardı. Her takım size karşı iyi oynuyor. Çünkü siz şampiyonsunuz. Rahat maçımız yok. En iyisi hiçbir zaman yoktu. Mükemmele ulaşmak için mücadele edilir. Takımın adını şampiyonluk ile bütünleşmiştir. Trabzon ve Bursa neden eleştiriliyor? Kötü durumda oldukları için. Şampiyon olan takımlar bu durumda olmamalı. Başakşehir neden takdir ediliyor? Çünkü şampiyonluğa oynayan bir takım. Biz büyük kulübüz ama çok eksiklerimiz var.
Başakşehir çok rahat oynuyor. Biz şampiyon olsak bile yetmez. Bu sene 2. olsak yanmıştık. Baskı her zaman bizdeydi. Herkesin sorumluluğunu biz taşıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki hedef şampiyonluk değil. Bu ülkenin en iyi takımı olmak hedefimiz. En iyi futbol oynayan takım, en iyi futbolcular. Eldeki oyuncular yeteri kadar verim sağlayamıyorsa yeni oyunculara yöneliriz. Hiçbir oyuncunun gitmesini istemiyorum. Demba Ba ve Caner’in de gitmesini istemiyorum.
Bu eser benim eserim kesinlikle değil. Yönetim, oyuncular, başkanımız tüm sıkıntıların üstesinden gelerek buralara ulaştı. İyi niyetle, samimiyetle, gayretle çalışana Allah yardım eder ve bunun örneğini de bu sene görmüş olduk. Fikirlerimizi sürekli dile getirdik tartıştık. 11 ile ilgili şunu söylemeliyim. Kendi takımımda ilk 11 yaparken çok zorlanıyorum. Babel ,Cenk, Aboubakar gibi oyuncular varken ilk 11 yaparken gerçekten oldukça zorlanıyorum. Kendini üst akıl görenler var. Kendini zeki görenler var. Kendi kurumlarına bu davranışlar fazlasıyla zarar veriyor. Bu konular doğru değil. Yazılanları ben sürekli okuyorum. Çok da fazla büyütmeye gerek yok.
Benimle ilgili hiçbir sorun yok. Daha işime yeni başlıyorum. Bu konuları birlikte çözeceğiz. Yeni arkadaşlar geliyorlar. Bayrağı yeni genç arkadaşlar alsınlar. Piyasaya çıkıp kendilerini göstersinler. Doğruları, yanlışları konuşup düzelteceğiz. Taraftar oyuncuya bağırıyor diye benim bir hamle yapmam son derece yanlış. Ben 2 senedir burada çalışıyorum. Trabzonspor’da 2. olduk. Buna Trabzonsporlu taraftarlar çok kızıyor. Ama benim hakkım yendiyse tabi ki ben sonuna kadar savaşacağım. Kasımpaşa ve Antalyaspor bir diğer takım da Akhisar Belediye hepsi yerli hoca geldi. Şimdi görüyoruz nasıl formda bir takım olduklarını. Çıkış yapan takımlar çok oluyor. Önemli olan sürekliliği devam ettirebilmek. Bu şekilde başarı gelecektir. Mutlaka ve mutlaka sürekliliği devam ettirebilmek gerek. Cenk’in gol krallığında geride kalmasına üzülüyorum. Bu onun için bence başarıdır. Takımın ve kulübün başarısının paylaşılmasından taraftar rahatsız olmaz.
Ben parasal konularda pazarlık yapmam. Doğru bulmuyorum. Hiçbir sıkıntım yok. Mutluyum, bunu bir kez daha ifade edeyim. Bazen mide rahatsızlığımdan dolayı yüzüm asık oluyor. Kulüpte kimse yok şu anda. Tek çalışan ben varım. Resimde ve görüntüde herkes gözüküyor ama bundan sonra onları da almayacağım.