Beşiktaş'ta neler yaşanıyor? Tek tek açıkladı...
Salı sabahı kalktım, gazeteleri açtım baktım, manşetler Beşiktaş haberleriyle dolu... Parasal sorunlardan, takımın tekniğine taktiğine kadar Beşiktaş haberleri dolu... Neler yok ki...
- Şenol Güneş’in kontratında dövizden Türk parasına dönüşte kur konusundaki itirazları...
- İki Avrupa doğumlu oyuncu Tolgay ile Oğuzhan’ın, ücretlerini döviz almak için ısrarları...
- Şenol Güneş’in gidip yerine Guti’nin geleceği iddiaları...
- Futbolcuların alacaklarının ödenmemesi...
Bunlara ister doğru, ister yalan, ister dedikodu, isterseniz iddia deyin. Hepsi teyide muhtaç ve sonuçta ortalık toz duman... Üstelik sonuçlar kötü gidince, doğal olarak her şey konuşuluyor. İçinde doğru olanlar da var, yakıştırma yapılanlar da...
Yazı günüm olduğu için, yanlış bir şey yazmamak adına, Beşiktaş Yönetimi’nin çok içindeki, kulübün çok içindeki, önemli ve birden fazla isimle konuştum. Aldığım izlenimler şu:
- İki oyuncu Tolgay ve Oğuzhan dışında 30 Eylül 2018 tarihi itibariyle Beşiktaşlı hiçbir futbolcunun alacağı yok.
- Beşiktaş Yönetimi, futbolcuların paralarını ödeyebilmek için, dövizin yüksek kuruna bile bakmadan kredi alıp futbolcu alacaklarını kuruşuna kadar ödemiş.
- Döviz kurunun Türk lirasına çevrilmesinden hemen hemen her profesyonel rahatsız... Ancak bu konuda Cumhurbaşkanlığı’nın resmen yayınladığı ve mecbur tuttuğu Türk lirasına geçiş baremi var. Kulüpler buna uymaya mecbur...
Beşiktaş Türk lirasına geçerken, kuru Kulüpler Birliği’nin belirlediği 1 euro: 5.5 Türk lirasından uygulamak istiyor. Buna da itiraz var. Beşiktaş Yönetimi bu kurda ısrar edecek. “Hayır” diyen olursa, bu kez Cumhurbaşkanlığı’nın belirlediği, mecbur tuttuğu ve Beşiktaş Yönetimi’nin teklifinden daha düşük olan kur üzerinden sözleşmeleri Türk parasına çevirecek. Kabul etmeyene “İster çalış, ister çalışma... İster oyna, istersen oynama” diyecek.
- Yönetim her şeyin para olmadığı görüşünde... Yönetime göre her şey para olsaydı Şenol Güneş’in 10 da 1 parasına çalışan Bayram Bektaş’ın takımı, bir Quaresma, bir Babel parasıyla kurulan Göztepe’ye bu kadar rahat yenilir miydi?
- Beşiktaş’ta Şenol Güneş’in gidip yerine Guti’nin gelmesi söz konusu değil... Özellikle Başkan Fikret Orman istikrardan ve devamlılıktan yana...
- Ancak Beşiktaş Yönetimi, teknik direktör Şenol Güneş’ten ve özellikle futbolculardan işlerine daha fazla asılmalarını istiyor. Beşiktaş takımının iki yıllık şampiyonluk ve geçen yıl Şampiyonlar Ligi’ndeki zirveden sonra “doyum”a ulaştığı görüşündeler ve bundan ciddi anlamda rahatsızlar. “Paraları ödüyoruz, karşılığını bekliyoruz” diyorlar.
- Başkan Fikret Orman’ın bu hafta içinde Şenol Hoca ile futbolcularla bir “toparlanalım” toplantısı yapması bekleniyor.
Kişisel görüşüm ile bitireyim... Yaptığım konuşmalarda bunlardan daha sert ifadeler var, ben bu kadar ile yetineyim. Ancak Beşiktaş iki yıl şampiyon olurken, Şampiyonlar Ligi’nde zirve yaparken, hem Beşiktaş kazandı hem de Beşiktaş’a kazandıranlar kazandı. Şu unutulmasın: Bu işte para kadar kariyer de önemli... Hatta iyi para için iyi kariyer daha da önemli... Beşiktaş’ta kariyeri parlayanlar, Beşiktaş’ta ikinci baharını yaşayanlar oldu. Bunun hiç mi değeri yok, bunun hiç mi önemi yok?
Tanımazlar bile!
Gazetelerde okudum... Vagner Love, Göztepe maçı sonrası kendini protesto eden Beşiktaşlı taraftarlara orta parmağı ile işaret çekmiş. Beşiktaş seyircisi zaten Vagner Love’u kabullenmekte zorlanıyordu, bundan sonra bırakın kabullenmeyi, tanımaz bile...
Işık görüyor musunuz?
Değişim, bunun sonucu gelişim, hatta sabır... Hepsi kabul de, Allah aşkına bu kadroda Fenerbahçe’yi yarınlara taşıyacak, Fenerbahçelinin göğsünü kabartacak, şampiyonlukları yakalayacak bir ışık görüyor musunuz?
Fenerbahçeliye, bir puan farkla, tehlike bölgesinin bir puan üstündeki Fenerbahçe’yi anlatamazsınız.
Fenerbahçeliye, “Daha ofansif, daha golcü bir takım” vaadedip, ligin en az gol atan takımlarından biri olan Fenerbahçe’yi anlatamazsınız.
Fenerbahçeliye, dört maçtır kazanamayan, dört maçtır gol atamayan Fenerbahçe’yi anlatamazsınız.
Fenerbahçeliye, 3 santrforu 9 lig haftasında toplamda sadece 1 gol atan Fenerbahçe’yi anlatamazsınız.
Bunları Fenerbahçeli kabul etmez, bunları camia kabul etmez, en önemlisi bunları tarih kabul etmez. Ne kadar “hayır” derseniz deyin, ne kadar umutlu ve iyimser olursanız olun; bu kadro, Fenerbahçe’nin büyüklüğünü, gücünü kudretini temsil edecek, o formayı taşıyabilecek bir kadro değil...
Fenerbahçe elbette o alt sıralardan kurtulur, ancak asla Fenerbahçelinin istediği, özlediği takım olamaz. Bunu görmek, bunu bilmek için futbol otoritesi olmaya, Comolli olmaya, Cocu olmaya gerek yok.
Değişim, bunun sonucu gelişim, hatta sabır... Hepsi kabul de, Allah aşkına bu kadroda Fenerbahçe’yi yarınlara taşıyacak, Fenerbahçelinin göğsünü kabartacak, şampiyonlukları yakalayacak bir ışık görüyor musunuz? Hadi ışığı göremediniz , bari gerçeği görün.
3S iyi çalışmıyor
Fenerbahçe’de “3S” formülü iyi çalışmıyor. Bunu Başkan Ali Koç’un açıklamalarından anladık.
Birinci S: SAMANDIRA... Belli ki futbolcular ikili-üçlü gruplar olmuşlar. İlişkiler iyi değil... Takımdaşlık duyguları yetersiz... Oynayan, oynamayan farklı dünyalarda... Gruplaşma zirve yapmış.
İkinci S: SOYUNMA ODASI... Bir halı muhabbetidir gidiyor. O halıya ister Cocu’nun cenazesini sarın, isterse yardımcı hocaların... Fenerbahçe soyunma odasından maça çıkmaya hazırlanırken, “Kaybedersek bu halıya cenazemizi sararlar” diye konuşulur mu? Fenerbahçe’nin soyunma odasında hangi maç olursa olsun, “Ya yenilirsek” hesabı yapılır mı? Yapılsa yapılsa “Nasıl kazanırız”ın hesabı yapılır.
Üçüncü S: SAHA... Eee, kusura bakmayın. SAMANDIRA bu kadar bozukken, SOYUNMA ODASI “Ya yenilirsek” diye bu kadar korkarken, SAHA’dan ne bekliyorsunuz ki... İki “S”, SAMANDIRA ve SOYUNMA ODASI düzelmeden, üçüncü “S”, yani SAHA asla düzelmez. O zaman sportif direktöre ve idari menajere sormak lazım: Siz ne iş yapıyorsunuz?
Elmas’tan iyisi yok
Genç olmak kusur değil, üstelik avantaj... Diyeceğim o ki, Fenerbahçeli Eljif Elmas, bu genç yaşına rağmen Fenerbahçe’nin oyun içi patronu olmalı... Mevcut kadroda özellikle orta alanda ve hücum organizasyonlarını geliştirmek adına, Eljif Elmas’tan daha iyi ikinci bir oyuncu yok.
Şapkadan hayal kırıklığı çıkmasın
Fatih Terim, eksikten, sakattan, cezalıdan pek şikayet eden bir hoca değildir. Ancak kadro kısıtlı olunca işler değişiyor, bir eksik, iki sakat oyun planlarınızı, bütün dengelerinizi ve coşkunuzu bozabiliyor.
Nitekim Fatih Hoca, Bursa maçı sonrasında “Kadroda yeterli derinlik olsa çok önemli değil ama kadro kısıtlı olunca sakatlar belimizi büküyor” dedi. Hoca haklı... Bugün Schalke maçı var. Schalke ne kadar kötü olursa olsun, sonuçta Alman disiplinini temsil eden bir takım... Bu takım karşısında Serdar Aziz, Fernando, Feghouli, Onyekuru’dan yoksun bir kadro ile oynamak kolay değil... Kaldı ki, Donk gibi Belhanda gibi oyuncular da henüz tam anlamıyla sakatlıktan kurtulmuş değil...
Dilerim, “şapkadan her zaman tavşan” çıkar. Dilerim şapkadan “hayal kırıklığı” çıkmaz.
Büyük hayallere tamam ama...
Mustafa Denizli, Kasımpaşa’da iki maçta 8 gol atıp 6 puan alınca, liderle arasındaki puan farkı bire inince, futbol dünyasında “Denizli hayal kurar mı?” sorusu gündeme gelmeye başladı. Oysa biz bildik bileli, Mustafa Hoca büyük hedefler için hayal kurar.
Üstelik Galatasaray’ın zorlandığı, Beşiktaş’ın gerilemeye başladığı, Trabzonspor’un istikrarı yakalayamadığı, Başakşehir’in kazanmasına rağmen sallandığı, Fenerbahçe’nin halen “yoğun bakımda” olduğu bir sezonda Kasımpaşa ve Mustafa Hoca niye hayal kurmasın? Ama ben, her maçını ancak 1000-2000 seyirciye oynayıp hayalleri gerçek olan, yani şampiyonluğu yakalayan bir takım görmedim. Kasımpaşa’nın “hayal kurmak” adına her şeyi var ama seyircisi yok.
Adebayor’da sert düşüş
Geçen sezon hayranlıkla izlediğimiz Başakşehir’in dünya markası oyuncusu Adebayor, sanki bu sezon eski iştahında, eski hırsında, eski üretkenliğinde değil gibi... Tamam, Başakşehir de eski Başakşehir değil ama Adebayor’daki düşüş çok sert gibi... Yanılıyor muyum acaba?
Önemli ve değerli
Kasımpaşalı Diagne’ye bu hafta çok dikkat ettim. İddiam şu: Ligde 9 maçta 10 gol atan Diagne, bu ligin tartışmasız en iyi gol vuruşu yapan oyuncusu... Ayağının dışıyla vuruyor, içiyle vuruyor, üstüyle vuruyor. Yerine göre darbeli vuruyor, yerine göre plase yapıyor ama sonuçta gol olacak vuruşu yapıyor. Çoğu takımımızın gol vuruşlarında % 7 oranlarında kaldığı ligimizde, Diagne %37’lik bir ortalama ile oynuyor olması son derece önemli ve değerli...
Samet Hoca’nın değerini bilsinler
Bursaspor kaleci Harun’u sattı, genç Okan’ı oynatıyor. Ligin en iyi sol beklerinden biri olan Aziz Behiç’i sattı, Umut diye bir gence şans verdi. Müthiş bir özgüveni olan Burak’ı Türk futboluna taktim etti. Arkada bir dizi genç var. Başlarında Samet Aybaba... Bu gençler Samet Hoca’nın değerini bilsinler. Dünyanın öbür ucuna kadar gitsinler, Samet Hoca kadar kendilerine değer ve şans veren bir başka hoca bulamazlar.
Takım yıldızı
Galatasaray (**) - Bursaspor (***)
Kasımpaşa (****) - Akhisarspor (*)
Medipol Başakşehir (**) - Kayserispor (*)
Demir Grup Sivasspor (**) - Fenerbahçe (**)
Çaykur Rizespor (**) - Atiker Konyaspor (***)
Ankaragücü (**) - Evkur Yeni Malatyaspor (**)
Göztepe (****) - Beşiktaş (*)
Aytemiz Alanyaspor (**) - Antalyaspor (**)
Trabzonspor (**) - Büyükşehir Belediye Erzurum (***)