Beşiktaş'ta seçim olacak mı? Yalçın Karadeniz açıkladı
"Quaresma konusunda yönetim yanlış"
Radyospor'da Özgür Sancar'ın canlı yayın konuğu olan Karadeniz, "Teknik heyetin, yönetimin kararlarına karışmak fazla doğru değil fakat işin Türk örf ve adetine baktığımız zaman bazı şeylerin yanlış gittiğini görüyorum. Yönetim 2012 yılında Quaresma' yı bir kez daha göndermiştir. Sonra tekrar geri getirildi. Quaresma kendini ispat etmiş, dünyaya kendini tanıtmış ve Beşiktaş Spor Kulubü' nde 7 sene futbol oynamış bir futbolcu. Fedakarlıkları, trivelaları herkes tarafından beğenilen bir oyuncu. Yönetimle ters düşmüş olabilir buna bir şey diyemem ama bunun karşılığı onun kadro dışı bırakılması veya transfer bitimine üç gün kala kendine kulüp bul denmesi bana göre uygun değildir. Gel gelelim bir hafta bile yok. Biz futbolcuyu gelirken bando mızıkayla karşılyıoruz, İzmir Marşı ile gönderiyoruz. Böyle yapmamamız lazım. Fevkalade üzücü bu durum şu anda bu. Teknik heyet Quaresma’ yı oynatır ya da oynatmaz buna bir şey demiyorum fakat her şeyin bir usulü var. Futbolcuları daha düzgün göndersek, onlar da kendi ülkelerinde ne kadar güzel uğurlandıklarını anlatsa güzel olmaz mıydı ? Beşiktaş'ın duruşuna yakışır bir durum olmaz mıydı ? Ama son zamanlarda futbolcular paralarını istedi ve verilmeyince UEFA'ya şikayet ettiği gerekçesiyle gönderileceği söyleniyor. Verin parasını gitsin gibi bir davranış içerisinde bulunulmasını ben doğru bulmuyorum. Her şey usulüne göre olmalı diyorum" dedi.
"Yönetimler ve adil ve şeffaf olmalıdır"
Karadeniz, "Benimle ilgili hukuki süreç henüz neticelenmiş değil. Benimle ilgili yapılan seçim, kongre ve alınan kararlar dahi şu an iptal edilmiştir ama neticelenmesi gerek. Burada aslolan birşey vardır; yönetim kurulları adil olmalıdır, şeffaf olmalıdır. Şimdi bugünkü yönetimi ben sevdiğim, saydığım üç beş kişiyi tenzih ederek söylemek istiyorum çok adil ve şeffaf bulmuyorum. Yönetimler gelip geçicidir. Kalıcı olan camiadır. Camianın isteklerini, camianın arzularını dikkate almayan yönetimler başlarını sıkıntıdan kaldıramazlar çünkü camiayı da dinlemek mecburiyetleri vardır. Mahkeme diyor ki Yalcın Karadeniz'e verilen kınama cezasını ilk genel kurulda ilk madde olarak alın ve oylayın. Ama ilk madde olarak değil son madde olarak aldılar. Zaman yoktu aldılar diyeyim; ama maksat o değildi. Kongrelerde son dakikalarda az insan kalır ve tesiri fazla olur, Yalçın Karadeniz'e cezayı verir ve bitiririz oldu. Bunu benim az önce söylediğim şekilde almaları gerekirken Yalçın Karadeniz’e verilen kınama cezasının bir kez daha disiplin kuruluna gönderilerek yeniden oylanmasına karar verilsin oldu. Bunun amacı benim lehime karar çıkamaması. Divan kongresinde aday olup kazanmamı istemediler.Bu Beşiktaş Kulübü'nün duruşuna yakışmamıştır. Burada en önemli husus, o gün kongreyi idare eden kongre divan başkanı 236 üyenin kongreye bir önergesini kaale almadan onların düşüncelerini ve görüşlerini sokağa atmıştır. Divanın ve yönetimin bunu bir mesele yapmamasını kınıyorum. Tüzüğün 24. maddesinde der ki; kongrelerde gündemin değişmesi ve gündeme madde iade edilmesi onda bir katılımcıda değişebilir. Ben o gün yüzde yirmi topladım. Ona rağmen divan başkanı onu okutmadığı gibi gündeme bile almadı. Bunu böyle geçiştirerek kimseyi kandırmak mümkün değildir" şeklinde konuştu.
"Beşiktaş'a sahip çıkmaları gerekir"
Yalçın Karadeniz, "Beşiktaş büyük bir camiadır. Beşiktaş'ta başkan adayı gösterilmek büyük bir şereftir.Camia isterse neden olmasın derim ama ben herkes tarafından gösterilen biriyim ve öndeyim demek beni rahatsız eder.Şu anda böyle bir ortam yok ama olması halinde camianın arzu etmesine kimse karşı koyamaz. Beşiktaş başkanlığı önemli, mesuliyetli bir olaydır. Yakın zamanda bunu görmüyorum. Bakınız Beşiktaş Kulübü'nde çok değişik konuşmalar var, söylenen çok ağır ifadeler var. Bunların karşısında tatmin edici bir cevap verilmiyor. Ben bir Beşiktaş' lı olarak bunlardan rahatsızım. Ya bu ifadeleri camiaya anlatacaksınız. Ya da bu ifadeleri kullananları mahkemeye verip süründüreceksiniz. Şimdi mesela Araz Özbiliz meselesi var. Bu Aras Özbiliz transfer olduğu zaman tanınan, bilinen bir oyuncu değildi. Başkan o gün Aras Özbiliz' i bizim Arsenal'de oynayan futbolcumuza benzeterek aldı. Her transfer yüzde yüz netice vermeyebilir. Ama bu arkadaşımız 4 sene Beşiktaş'da oynadı. 6 milyon euroyu cebine koydu. Sonrasında Beşiktaş Kulübü Aras' ı 255 dakika futbol oynattı. Beşiktaş da oyuncu 255 maçta oynadı sandılar herhalde ki mukavelesini uzattılar. 3 ay sonra da mukaveleyi feshettiler. Bedavaya feshetmediler tabiki. Cebine 225 bin euro koydular. Şimdi bu bir algı değildir, bu bir iyi niyet de değildir. Bu bir skandaldır. Ben teşvik edici bir konuşma içerisine girmiyorum. Ben Beşiktaş'ta 4 dönem divan başkanlığı yapmış biri olarak olmaması gereken şeyleri söylüyorum. Bu skandalın açıklanması gerekir diyorum. Camianın sözü edilen, çalışan Beşiktaş'a hizmet eden insanları camiadan koparmanın doğru olmadığını söylüyorum. Beşiktaş'da yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Mesela yeniden yapılandırma çizgisi adı altında 290 milyon para alındı. Peki bu para nasıl alındı? Faizleri iki sene sonra başlıyor. Faizlerin ödenmemesi halinde ne olacağını kimse bilmiyor. Acaba bu paralar teminat verilmek suretiyle mi alınıyor? Ben bütün bunları camia olarak talep ediyorum. Bunları bilmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben Beşiktaş' a hizmet etmiş bir abileri olarak camiadan Beşiktaş Kulübü' ne sahip çıkmalarını istiyorum.