Bilinmeyen yönleriyle Berke Özer!
25 Mayıs 2000 İzmir Konak doğumlu. 16 yaşındaki kaleci bu sezon Altınordu A takımı ile TFF 1. Lig’de 2 maça çıktı. 1.90 boyundaki kaleciyi Manchester City’nin scout'ları uzun zamandır takip ediyor.
Hırvatistan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’ndaki 3 maçta forma giydi ve kalesinde 4 gol gördü. 17 kez çeşitli kategorilerde milli oldu. Özer, U17 Milli Takım’ın yarı finale yükseldiği söz konusu turnuvada 5 maçın tamamında forma giydi. Eleme grubundan gol yemeden çıkılmasında başrolü oynadı.
43 GÜNDE MİLLİ OLDU
Dünya medyasında ‘Türk Donnarumma' olarak lanse edilen Berke, U17 şampiyonasını ardından Altınordu A takımına yükselerek 19 Nisan'da Boluspor'a karşı ilk kez profesyonel oldu. Fatih Terim'in bugün (1 Haziran) A Milli aday kadroya çağırdığı Berke Özer, profesyonel olduktan 43 gün sonra A Milli kadrosuna çağırılmış oldu.
TFF’nin çıkardığı Tam Saha Dergisi’ne bir röportaj veren Özer'in sporculuğu aileden geliyor:
“Annem de babam da İzmirli. Annem, lisanslı bir atletmiş. Babam da kaleciymiş ve İzmirspor’da oynamış. İsmi Hüseyin Özer. Benden 7 yaş büyük bir ağabeyim var; Nihat Cemre Özer. Profesyonel olarak basketbol oynuyor.”
BABASI KALECİ OLMASINI İSTEMEMİŞ
Babasının kaleci olmasını hiç istemediğini söyleyen Berke, “Babam kalecilerin sahadaki en baskı altındaki kişiler olduğunu ve kaleci bir hata yaptığı zaman, tüm takımın emekleri boşa gidebildiği için oldukça yıpratıcı bir meslek olduğunu söylüyordu. Ben de futbola stoper olarak başlamıştım. Kaleciliğe geçişim ondan sonra oldu. Kalede kendimi daha başarılı görüyor ve kalecilik yapmak istiyordum açıkçası. Ancak babam benim tercihlerime hiçbir zaman karışmadı. Kararım ne olursa olsun bana hep destek verdi” diye anlatmıştı file bekçiliğine giden ilk adımlarını.
KALECİ SAKATLANINCA…
Berke'nin kaleciliğe başlamasının da ilginç bir öyküsü mevcut:
“Bir turnuvadaki maçımızda penaltı atışları yapılacaktı ve kalecimiz sakatlanmıştı. Ben de kaleciliğe yatkınlığım olduğunu biliyordum ve penaltı atışları için gönüllü olarak kaleye geçmek istedim. Birkaç penaltı atışını kurtardım. Bunun üzerine altyapıdaki hocalarımız kaleci olarak oynatmaya başladı beni. 10-11 yaşındaydım. Daha sonra maçlarımızı izlemeye gelen akademi hocaları tarafından beğenildim ve akademiye çağrıldım. Daha sonra da başkanımız Seyit Mehmet Özkan’ın Altınordu Kulübü’nün başkanı olması ve Bucaspor’un altyapısını buraya taşımasıyla birlikte şimdiki kulübüme geçiş yaptım.”
KİMİ ÖRNEK ALIYOR?
Peki, bu genç yıldız adayının kalecilikteki rol modeli kim? Berke Özer onu da 17 yaşın çok üstünde bir olgunlukla anlatıyor:
“Küçüklüğümden beri Almanya’nın kalecisi Manuel Neuer’i beğeniyle takip ettiğimi söyleyebilirim. Kaledeki özgüveni beni her zaman çok etkilemiştir. Daima disiplinlidir. Skor veya durum ne olursa olsun hiçbir zaman saha içindeki duruşunu bozmuyor. Disiplinini hiçbir zaman bozmadığı için de basit hatalar yapan bir kaleci değil. Ayrıca, bazen ileriye çıkıp savunmada kademeye giriş özelliğinin olmasını da kendime çok yakın buluyorum. Ben de maçlarda her zaman uyanık olup, ani pozisyonlarda ileri çıkıp topa müdahale etmeyi tercih ediyorum. Futbola stoper olarak başlamamdan gelen bir alışkanlık da olabilir bu. Takımımdaki bir savunma oyuncusu da benim diyebilirim bu yüzden. Diğer yandan, Fernando Muslera’yı da çok beğeniyorum. Karakter olarak herkesin saygı duyduğu bir kaleci. Taraflı, tarafsız herkes tarafından saygıyı kazanmak da hiç kolay bir şey değil. Kalecilik yeteneklerinin yanında, bunun da çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum”. (Sözcü)