Bir Abidin Aydoğdu anısı
1974-1984 arasında 10 yıl TRT İstanbul Radyosunda çalıştığım için o dönemin spor servisi ile de yakın ilişki içindeydim çünkü o işi yapmak istiyordum. Başta Doğan Yıldız olmak üzere Ümit Aktan, Ertan Kunter, Metin Çakmak, Kadri Bolcan’ın yanısıra bütün servis ile sürekli birarada idik. Akın Göksu ile kardeşcesine yakınlığımız oldu.
Ankara’daki arkadaşlarla daha sonraki dönemde yazılı basına geçtiğimde ilişkilerimiz oldu. Özellikle yurtiçi ve yurtdışı seyahatlerde birlikte olduk. Basın toplantılarını, maçları ve öteki etkinlikleri izleyip işimizi yapmaya çalıştık.
Sevgili Abidin Aydoğdu ile bu çerçevede bir tanışıklığımız vardı ama pek yakınlığımız oldu diyemem. Son yıllarda facebook arkadaşıydık. Siyasi konulara daha çok ilgi duyar gibiydi. Çok kısa bir süre önce de tedaviyi reddettiğini yazarak hepimizin yüreğini burkmuştu. Moral vermeye çalışanlar, direnmesini isteyenler oldu ama bir yararı yok gibiydi.
Abidin Aydoğdu neşeli bir insandı. Hayattan keyif almayı bilenler safındaydı. Bu yüzden arkasından keyifli bir anekdot aktarmanın daha uygun olacağı kanısındayım. Doğrudan yaşadığım değil de Ümit Aktan’ın anlattığı bir olayı herhalde yüzlerce kez aktarmış olmalıyım. Bunu son kez burada da yapayım:
Efendim, 1970’lerin başında Ajax ve Bayern Münih’in ardından onlar kadar olmasa bile B.Munchengladbach da Avrupa futbolunda epeyce rüzgar estirmişti. Onların oynayacağı bir final maçını anlatmak üzere de Abidin Aydoğdu görevlendirilmişti.
Eh, hoş bir görev ama Aydoğdu’nun küçük bir sıkıntısı var, bu takımda oynayan Hieronimus adlı oyuncunun adını telaffuz etmekte zorlanıyor. Herhangi bir sorun olmaması için de çalışıyor. Bu kapsamda Ümit Aktan da kendisine yardımcı oluyor. Yöntem olarak bu ismin tamamını söylemeye çalışmak yerine ikiye bölmesini öneriyor: Hiero-nimus.
Evet, böyle biraz daha kolay olacak gibidir. İki ayrı bölüm halinde söyleyip bunu giderek hızlanan biçimde yaptığınızda sorun kalmayacaktır. Tam iş halloldu derken Aydoğdu tekrar takılır ve başa dönerler. Günler süren çalışma istenen sonucu vermez ve Aydoğdu, benim yerime başkasını gönderin, diyecek noktaya gelir.
Elbette ki böyle birşey olmaz, Abidin Aydoğdu final maçını anlatmaya gider. Maçı izleyenler arasında Ümit Aktan’ın özel bir ilgisi ve merakı sözkonusudur. Sonucu da şöyle açıklar:
“Hieronimus’un adını hiç söylemedi, o akşam Munchengladbach’ı 10 kişi oynattı.”
Eh, bizim meslekte en yıkıcı olanlar da böyle yakın arkadaşlarınızın yaptığı esprilerdir.
Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.